27
Mayıs
2024
Pazertesi
KÜLTÜR/SANAT

Mimar Cansever’e son görev

Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü üç kez kazanmış tek isim olan ve yapıtlarıyla Türk mimarisinde yeni ufuklar açan Turgut Cansever son yolculuğuna uğurlandı. Cansever’in cenaze törenine Bakan Günay da katıldı

Dünyada Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü üç kez alan tek mimardı Turgut Cansever. Gerek entelektüel kimliği gerekse mimarlığa yaklaşımıyla Cumhuriyet dönemi Türkiye’sinin en özgün mimarlarından biriydi. 2007 yılında Garanti Bankası ve Osmanlı Müzesi’nde eşzamanlı olarak açılan “Turgut Cansever: Düşünce Adamı ve Mimar” başlıklı sergilerinin basın toplantısında “Çokça fırtınalı, coşkulu, birçok ümit kırıcı olayla sevinçlerin iç içe geçtiği bir hayatı yaşadım” diyordu.
En son 2008 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında mimari dalında ödüle değer görülen Turgut Cansever’i, dün son yolculuğuna uğurladık.

Ağahan ödüllü yapıtlar
Ardında Ağa Han ödüllü Ankara Türk Tarih Kurumu Binası, Bodrum Ahmet Ertegün Evi ve Demir Tatil Köyü’nün de aralarında bulunduğu Karatepe Açık Hava Müzesi, Büyükada Anadolu Kulübü, Akın Yalısı, Karakaş Camii, Sadullah Paşa Yalısı, Çürüksulu Yalısı gibi Türk mimarisine yeni ufuklar açmış yapıtlar bırakan Cansever, sadece bir mimar değildi. Mimari dehasının yanı sıra entelektüel kimliği ve resim sanatına duyduğu büyük ilgi onu farklı bir yere koyuyordu.
1951’de mimarlık bürosunu kuran Cansever’in yayımlanmış 6 kitabı bulunuyor: “Düşünceler ve Mimari” (1981), “Şehir ve Mimari” (1992), “Ev ve Şehir” (1994), “Kubbeyi Yere Koymamak” (1997), “İstanbul’u Anlamak” (1998) ve “Mimar Sinan” (2005).
2007’de TBMM Üstün Hizmet Ödülü’ne, 2005’te Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nce mimarlık dalında Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne değer görülen Cansever, 1999 Marmara depreminin ardından “İstanbul Deprem Çalışma Grubu”nu oluşturmuş ve “Depreme Karşı Yeni Şehir Üretimi Projesi”ni hayata geçirmişti.

CANSEVER’İ ANLATTILAR

‘Bütün bir kuşağı etkiledi’

Cengiz Bektaş: “Mimariyi yalnızca biçim sanatı olarak düşünmeyen bir insandı. Onda anlam aramaya çalışıyordu. Bir anlamda zanaatkârların değerini anlamış ve onların el emeklerini yapılarında da göstermeye çalışmıştı.
Gerçekten bütün bir kuşağı etkileyen birkaç yapı bıraktı arkasında. Bunlardan biri Ankara’daki Türk Tarih Kurumu yapısıdır. Vefatı, Türk mimarlığı adına çok büyük bir kayıp.”

‘Yerel ögeleri kullandı’
Doğan Hasol: “O, mimarlık için yaşayan kişilerden biriydi. Onun mimarisine baktığımızda, bir dönem uluslararası üsluba bağlı kaldığını görüyoruz; Anadolu Kulübü o yapılardan biridir. Fakat orada dahi yerel ögelere yer verdiğine tanık oluyoruz. Sonraki çalışmalarında ise daha fazla yerel öğeler kullanmaya başlamıştır. Değerli bir mimarı yitirdik.”
‘Yeniyle yeri bağdaştırdı’
Afife Batur: “Turgut Cansever, Cumhuriyet dönemi Türkiye mimarlığının önde gelen isimlerindendi. Bence en önemli yanı, bir insan, mimar ve sanatçı olarak en yeni olanla ‘yer’e en uygun olanı bağdaştırabilmesindeki ustalıktaydı.
Böylece modern mimarinin ‘yer’e yabancılaşmasını engelleyen bir otantiklik yaratmıştı. Gerçekten çok usta işi ve yaratıcı çalışmalar yaptı. Bize çok şey kattı. Hepimize doğru yola ulaşmamızın kapıların açtı. Anısı önünde saygıyla eğilmek gerek.”

‘İnanılmaz duyarlılığı vardı’
Ömer Uluç: “İstanbul’da açtığım ilk sergiden beri tanıyorum Turgut Cansever’i. Sergime geldi ve saatlerce resimlerime baktı. İnanın ben resme o kadar bakan bir adam görmedim.
Resimlerle bayağı konuşan biriydi. Doğu sanatına karşı inanılmaz bir duyarlılığı vardı. Kendisiyle Beyazıt Meydanı Projesi’nde çalışmıştım. Durmada desen çiziyordum. Turgut’la saatlerce çizgiler ü- zerine konuşuyorduk. İnanılmaz bir soyut çizgi duyarlılığı vardı. Soyut sanatı ondan öğrendim diyebilirim ben.”

Eşi öperek uğurladı

 Kadıköy’deki evinde 89 yaşında hayatını kaybeden ünlü mimar Turgut Cansever’in dün Fatih Camii’nde yapılan cenaze törenine soğuk ve yağışlı havaya rağmen büyük katılım oldu. Cenazede Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir de hazır bulundular.
Cami avlusunda taziyeleri Cansever’in eşi Nilüfer Cansever, kızları Emine Öğün, Feyza Cansever, oğlu Hasan Cansever ve damadı Mehmet Öğün kabul ettiler.

Nilüfer Cansever, namaz öncesi eşinin tabutuna sarılarak öptü. Cansever’in oldukça üzgün olduğu göz- lenen kızı Emine Öğün, “Umarım babamın ölümü bu çirkinleşen dünyanın düzeltilmesine vesile olur. Babam fazla dinlenmediği için kırgınız. Söylediklerinden umarım bir şeyler çıkarırlar” dedi.

Turgut Cansever için “Her yönüyle iftihar ettiğimiz bir isimdi” diyen Bakan Günay, aile fertlerine başsağlığı diledi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş da Cansever’in sohbetiyle, bilim adamlığıyla ve insanlığıyla örnek bir şahsiyet olduğunu belirtti. Cansever’in kendi tarzını oluşturmayı başarmış bir kişi olduğunu kaydeden Topbaş, “Belediyenin Kültür Vadisi Projesi’nin şekillendirilmesinde emeği vardır. Bizim gibi meslektaşlarına hep örnek olmuş ve ilk günkü meslek heyecanını hiç yitirmemiştir” dedi.

Mimar Doğan Tekeli Cansever’in son günlerde dep- remle ilgili projesi olduğunu belirterek, “Turgut Cansever 52 yıllık dostum. Askerliği de beraber yaptık. Dep- remle ilgili kent projesi vardı. Projesi için ‘Aksaçlılar’ olarak adlandırdığı bizi de çağırdı” diye konuştu.
Cansever’in cenaze namazını Prof. Dr. Hayrettin Karaman kıldırdı. Karaman’ın yaptığı konuşma ve du- anın ardından Cansever’in naaşı Edirnekapı’daki Sakızağacı Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Milliyet
Yayın Tarihi : 24 Şubat 2009 Salı 18:45:22
Güncelleme :24 Şubat 2009 Salı 18:51:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ali önder IP: 88.239.25.xxx Tarih : 26.02.2009 09:25:44

Turgut Cansever'e Allah'tan rahmet diliyorum. Nurlar içinde yatsın. Karatepe Açık Hava Müzesi'ne uğradığımda Halet Hanım kendisinden bol bol bahsetmişti. Öğrenciliğim yıllarında Türk Tarih Kurumu Binasına girdiğimde mimarisine hayran kalırdım. Yakınlarına baş sağlığı ve sabır dilerim.