30
Mayıs
2024
Perşembe
KÜLTÜR/SANAT

Müzeler itinayla çürütülür

Türkiye’nin ilk ‘Eczacılık Tarihi Müzesi’, 17 Ağustos 1999 depreminden beri kolilere tıkılmış halde çürüyor. İstanbul Üniversitesi (İ.Ü) Eczacılık Fakültesi’nin depolarında çürüyen ‘müze’ yarım asrı aşkın süre boyunca Anadolu’yu karış karış gezip binlerce bitki örneği toplayan, şifalı bitkiler üzerine yazdığı kitaplarla tanınan Prof. Dr. Turhan Baytop’un mirası. 

İ.Ü. Eczacılık Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Afife Mat’ın verdiği bilgiye göre Türkiye’nin ilk Eczacılık Müzesi, 1960 yılında Prof. Dr. Baytop’un kişisel koleksiyonuyla fakültenin zemin katında kuruldu. Müze dönemin ünlü eczacılarının, eczacılık tarihi araştırmalarının katkılarıyla zenginleştirildi. 3 bine yakın eseri barındıran müze 7 Mayıs 1968’de ziyarete açıldı. 

Ancak fakülte 1999 depreminde ağır hasar görünce boşaltıldı ve müzedeki eserler de arşiv binasına taşındı. Her bir eseri tek tek kâğıtlara sarıp kolilere doldurduğunu ve asistanlarıyla arşiv binasına taşıdığını anlatan Mat, sonra olanları şöyle anlattı: “En kıymetli olanları da küçük bir odaya yerleştirdim. Güçlendirme çalışmaları sırasında dolapların taşınmasına gerek olmadığı söylendi. Ben de izne çıktım. İzinden dönünce gördüm ki bütün dolaplar arşiv binalarının içine rastgele üst üste yığılmıştı. Senelerce orada kaldı.”

‘Baytop’un adı verilmeli’
Baytop’un adıyla yeni müze kurmak istediğini, kurmadan da emekli olmayacağını söyleyen Prof. Dr. Mat, müze için restorasyonu tamamlanan fakültenin üst katında yer ayrıldığını anlattı. Ancak müzenin açılabilmesi için tozlu odalarda bekleyen eserlerin restore edilmesi gerekiyor. Restorasyonu için yaklaşık 40 bin YTL gerektiğini belirten Mat “Restorasyonu fakülte bütçesinden yaptırmak imkânsız, dışarıdan bir yardımla gerçekleşmeli. Belki İstanbul Eczacı Odası kanalıyla böyle bir organizasyon yapılabilir” dedi.

Binlerce bitki örneği toplamıştı
“Bir ilmi, tarihini bilmeden tam olarak anlayamazsınız” diyen Prof. Dr. Türhan Baytop, 1945 yılında İ.Ü Eczacı Okulu’nu bitirdi. Türkiye’nin tıbbi bitkileri, florası ve Türk eczacılık tarihi konularında araştırmalar yaptı. 300’ün üzerinde kitap ve araştırması yayımlandı. Botanik bilimiyle de ilgilendi. Lale ve gülün kökenini araştırdı
1943 yılından itibaren, 57 yıl boyunca Anadolu’da 175 kez ‘bitki avcılığı’na çıktı. 10 bini aşkın bitki örneği topladı. Bunlardan 30’u yeni türlerdi. Literatüre kendi adıyla yedi bitki kazandırdı. Son Anadolu gezisini 2000’de 80 yaşında iken Elazığ’a (Harput) yaptı, babasının anısına Harput Gülü (Rosa laxa Retzius var.harputensis) adını verdiği gülü fotoğrafladı. Maltepe’deki evinde botanik bahçesi oluşturdu. 2002 yılında öldü. Kitapları arasında ‘Türkiye’de Bitkiler ile Tedavi’, ‘Türk Eczacılık Tarihi’, ‘İstanbul Lalesi’, ‘Türkçe Bitki Adları Sözlüğü’, ‘Türk Eczacılık Tarihi Araştırmaları’, ‘Anadolu Dağlarında 50 Yıl’, ‘Türkiye’de Eski Bahçe Gülleri’ ve ‘İstanbul Florası Araştırmaları’ yer alıyor.

RADİKAL
Yayın Tarihi : 29 Aralık 2008 Pazartesi 10:50:40
Güncelleme :3 Ocak 2009 Cumartesi 18:54:31


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?