Berlin-İstanbul etkinlikleri kapsamında Mehmet Günyeli'nin 'Dervişler' adlı fotoğraf sergisi Berlin'de açıldı. Günyeli, Mevlevi dervişlerini, o çok bilinen sema halinin dışında başka bir estetikle anlatıyor
Berlin’de, 19. Yüzyıldan kalma villanın yüksek beyaz duvarlarında, bu günlerde Mehmet Günyeli’nin siyah beyaz mevlevi dervişleri asılı duruyor. Fotoğraf sergileriyle tanınan Villa Oppenheim, Berlin belediyesine bağlı bir çağdaş sanat kurumu. Daha önce İstanbul’da CAM Galeri’de sergilenen fotoğraf serisi, Berlin-İstanbul arasındaki ‘kardeşlik’in 20. Yılında düzenlenen etkinlikler kapsamında Berlin’e gitti ve Villa Openheim’da izleyicinin karşısına çıktı.
Türkiye’den bir fotoğraf sergisi açmaya karar veren Villa Oppenheim yöneticileri, çeşitli portfolyolrı incelemiş ve Mehmet Günyeli’yi davet etmişler. Sergiyi kurma işini ise, bu kentte yaşayan küratör Çetin Güzelhan üstlenmiş. Sergi, aralarında Berlin’in önemli sanat kurumlarından yöneticilerin de olduğu ve düzenleyenleri gayet memnun eden bir kalabalığın katılımıyla 10 Temmuz’da açıldı.
Villa Oppenheim’ın direktörü Mathias Niehoff, katalogdaki yazısında Günyeli’nin fotoğraflarındaki ‘dervişler’in bildiğimiz dans eden dervişlerden çok farklı olduğunun altını çiziyor. Hakikaten, bu serinin en ilginç yanı, sayısız romantik ya da dökümanter fotoğrafa konu olan semazenlerin, o çok bildik, beyaz eteklerini savurarak dönen görüntülerini bir kere daha tekrar etmemesi. Günyeli, dervişleri semadan hemen önce (ya da sonra), bir ritüele hazır beklerken, bambaşka bir açıdan görüntülemiş. Dervişler kendi çevrelerinden, dergahın atmosferinden soyutlanmış, yan yana dizilip çoğalmış, o meşhur dairesel hareketleri ve tennureleriyle değil ama başlarındaki keçe külahları, ‘arakiyye’leri ile simgeleşmiş olarak görünüyorlar. Savrulan tennureler yok ama, Günyeli’nin ‘Sevgi Sözcükleri’ adlı bir başka serisinden bu sergiye katılan dairesel geometrik şekiller var. Bu fotoğraflarla Günyeli sanki, sema arayan gözlere, serginin estetik ve kavramsal iddiasına uygun bir seçenek sunuyor gibi.
Uzun yıllar, gezgin bir fotoğrafçı olarak farklı insanları ve hayatları çarpıcı renkler ve kompozisyonlarla anlatan işler üretmişti Mehmet Günyeli. Dervişler adlı siyah beyaz bu fotoğraflarıyla bir sanatçı olarak kavramsal ve estetik yanı ön planda olan ‘çağdaş fotoğraf’a doğru yöneldi. Bu kez eski fotoğraflarındaki o çarpıcı renkler yok, siyah beyaz bu fotoğraflar, ama ama daha önce de çok sevdiği, yaşamın içindeki halleriyle görüntülediği formlar ve silsileler bu kez fotoğrafların kendisini oluşturuyor.
Dervişler serisi, bir mevlevi dergahının mistizmi, dayanışması ve köklü ritüellerine ilişkin ama sıralar halinde bekleyen dervişlerle, ama onların silüetleriyle etkileyici bir atmosfer oluşturmayı başarıyor. Esas gücünü kendine has dokusundan, estetik bütünlüğünden alıyor. Bu fotoğraflara baktıkça Günyeli’nin bu seriyle ilgili daha önce Radikal’de yayımlanan röportajında ‘Kavramsal olmak adına estetiği çok kötü işler de üretiliyor’ diyerek (Didem Yazıcı, 22.03.2009) neyi ifade etmek istediği daha iyi anlaşılıyor.
Nitekim, serginin küratörü Çetin Güzelhan da yazısında Mehmet Günyeli’nin turizm endüstrisinin Mevlevi dervişlerini bir pazarlama aracına dönüştürmesine tepki duyarak, mevleviliğin ruhani özünü ortaya koymayı hedefleyen fotoğraflar çektiğini anlatıyor. Güzelhan’a gore de Dervişler serisi, izleyiciye törenin sadece bir kısmını gösterirken, tüm ritüeli tasvir etmeye girişmiyor, onun yerine ritüelin kendi estetiğini fotoğrafa aktarmayı seçiyor.
Mehmet Günyeli’nin sergilendiği her yede ilgiyle karşılanan Dervişler serisi, 23 Ağustos’a kadar Villa Oppenheim’da görülebilecek.