30
Mayıs
2024
Perşembe
KÜLTÜR/SANAT

Şenlikli bir opera

Donizetti’nin komik operası “Don Pasquale”, İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından Kadıköy Süreyya’da sahneye konuldu.

Donizetti’nin komik operası “Don Pasquale”, İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından Kadıköy Süreyya’da sahneye konuldu. “Don Pasquale”, Donizetti’nin en güzel ve ünlü operalarından biri. Bestecinin müzik malzemesi olarak birbirine çok benzeyen, hatta üst üste birkaç tane dinlerseniz bir kilo şeker yemiş etkisi yaratabilen onlarca operasının içinde “Don Pasquale”, zevkli ve akılda kalır aryaları, şakacı üslubuyla bugün keyifle dinlenenlerden.


Cinsel duruşları teşhir ediyor
Yeğenine mirasından pay bırakmamak için evlenmeye kalkışan Don Pasquale’nin komik öyküsünü konu edinen eseri, operaya yenilikçi rejileriyle taze bir soluk getiren yönetmen Recep Ayyılmaz farklı bir bakışla yorumlamış. Öncelikle eserin açılışında baş kişiyi hayatının en mahrem, en paylaşılmayacak yerine, banyosuna taşımış. Perde açıldığında Don Pasquale’yi küvetin içinde yıkanırken görüyorsunuz. Saniyeler sonra ise bu kez yeğeni Ernesto’yu klozete dönük halde idrarını yaparken seyrediyoruz. 

Karakterlerini libido çağrışımlı bir evrenin içine taşıyan rejinin yarı-erotik imgelemi eser boyunca devam ediyor. Genç ve güzel kadın Norina, aryasını yarı çıplak bir masörün masaj masasından söylüyor. Eseri ilerleten arabulucu 'moderatör’ kahraman Malatesta ise bir eşcinsel olarak çizilmiş. Hani evlilik mevzuunda bir cinsellik yokmuş gibi davranmak vardır ya, Ayyılmaz’ın rejisi adeta doğalcı bir yaklaşımla tüm karakterlerin cinsel duruşlarını teşhir ederek bu söylemi kırıyor. Onları aseksüelliğin olmadığı bir dünyada, tabir yerindeyse gerçek bir 'dişi’, 'adam’ ya da 'gay’ haline getiriyor. 

Ayyılmaz bunun da ötesinde, Türk seyircisinin alışkın olduğu tüm reji kurallarını yerle bir eden, eğlenceli ve zevkli buluşlar peşinde. Uvertürün bir koreografiyle süslenmesi, eser İtalyanca iken mektupların Türkçe okunması, Ernesto’nun serenadının bahçeyle aynı taraftaki parterden söylenmesi ve bunun gibi sayısız sürpriz, operayı pozitif anlamda bir sirke dönüştürerek seyir zevkini sürekli kılıyor.
Eserin başarısının önemli bir bileşeni de kadrodaki tüm şarkıcıların başarılı bir performans sergilemesi. Malatesta rolünde Kevork Tavityan en ufak bir tonlama problemi olmayan, güzel bir diksiyona sahip, sesine istediği havayı ve ruhu katıveren çok başarılı bir şarkıcı. Dört dörtlük bir performans! Ayrıca eşcinsel doktordaki dramatizasyonu ve herkesin çok beğendiği, operada 'patter song’ diye tabir edilen, kelimelerin çok hızlı söylendiği düetteki icrası da çok kuvvetli.


Tüm rejisörler izlemeli
Bas Kenan Dağaşan, eseri başından sonuna rahatlıkla götürebilen ve orkestranın altında kalmamayı başaran, iyi bir şarkıcı.
Baş tenor rolünde, çocuksu bir ses rengine sahip Caner Akın’ın da ton kontrolü çok iyi ve hiçbir entonasyon problemi yok. Rejistırın (ses bölgeleri) üstlerinde sesini yukarı ittirirken, sesi biraz daha dar bir oluktan akar gibi görünse de temsil genelinde çok başarılı olduğunu söylemeliyim. Üstelik Ernesto rolü de ona yakışmış!
Hande Soner’in sesini tartışmaya gerek var mı? Yüksek hacimli, çok güçlü bir soprano. Soner’de beni tatmin etmeyen ufak bir nokta, sesin hızlı bir şekilde, onaltılık notalar arasından kaydığı ajilite (çeviklik) pasajlarında tonlar arasındaki farkı çok net ve berrak bir şekilde verememesi. Ancak yine de genel olarak çok başarılı, ayrıca oyunculuk açısından da tam not alır! 

Son bir söz: Recep Ayyılmaz’ın rejisindeki pür buluş ruhunun, eserin iç ritmini zorladığına dair şüphelerim var. Ancak son kertede, çok eğlenceli, belirli bir yorum içeren, modern ve üstün bir “Don Pasquale” bu. Tüm rejisörler izlemeli, kaçıran seyirciler üzülmeli! 

“Don Pasquale”, bugün ve 29 Şubat saat 20.00’de Kadıköy Süreyya Operası’nda.
Tel: (0216) 346 15 31

Milliyet
Yayın Tarihi : 22 Şubat 2008 Cuma 17:43:50
Güncelleme :22 Şubat 2008 Cuma 22:58:51


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?