30
Mayıs
2024
Perşembe
KÜLTÜR/SANAT

Tek renkle çok renk etkisi

Soyut optik tarzın önemli isimlerinden Gencay Kasapçı, yeni sergisiyle karşımızda. Kasapçı “Tuvalde üçüncü, heykellerde dördüncü boyutu yakalamak istedim” diyor. Mersin’de bulunan heykellerinin kırılmasına da isyan ediyor


Türk resminin öncü kadın rsanatçılarından biri olan Gencay Kasapçı, son dönem yapıtlarıyla Galeri Selvin’e konuk oluyor. İtalyan hükümetinin verdiği bursla gittiği Floransa Akademisi’nde okuduğu '60’lı yıllarda tarzını bulan Kasapçı, noktaların devinimiyle oluşturduğu soyut optik sanata yöneldi ve Türk resmine farklı bir soluk getirdi.
'70’li yıllara kadar soyut optik (optik sanat, göz yanılsamasına dayanan, geometrinin ön planda tutulduğu bir sanat türü olarak tanımlanıyor) tarzda çalışmalarını yürüten Kasapçı, hayatının farklı dönemlerinde, başka üslupların da izini sürdü.

'Boşluk hayal edilemez’
Sanatçı, soyut optik çalışmalarının başlangıcını şöyle anlatıyor: “1960’lı yıllar kültür sanat hayatımda en önemli dönemdir. O dönemde İtalya’da yaşıyordum ve resimlerimin bulunduğu noktayı beğenmiyordum açıkçası. Orada, her sanatçının kendine özgü bir malzemesinin ve tarzının olması gerektiğini gördüm. Bu beni farklı bir boyuta itti. Kafamda her zaman var olan düşünceler netleşti. Anladım ki, 'resim, kendinden başka bir şey olmayacak’.
Başlangıçta, bu tarz resim beni çok zorladı. Çünkü, insanın beyninde ve bilinçaltında daima doğayla ilgili olarak bazı görüntüler vardır. Yani, siz bir boşluğu hayal edemezsiniz. İşte o dönem, 1976’ya kadar optik çalışmalar yaptım. Fakat, tam optik değildi. Optik empresyonist (izlenimci) demek daha doğru olur. ”

Eskiye dönüş
Türkiye’ye döndükten ve evlendikten sonra sanatçının eserleri bir başka boyuta taşınıyor. Kasapçı, bu kez doğaya çeviriyor fırçasını ve paletini; uzun süre, doğadan seçtiği ağaçlara odaklanıyor resminde.
Ancak, bu tarz çalışma onu mutlu etmiyor, yeniden optik sanata dönüyor. Amerika’da 2006 yılında bir sergi açan Kasapçı, “Orada gördüm ki yıllar önce oluşturduğum bu tarz hala çağdaş. Ben de o dönemin öncüsü olarak eski resimlerime devam etme mecburiyeti hissettim” diyor.
Gencay Kasapçı’nın yeni sergisinde 8’i heykel olmak üzere 31 eseri yer alıyor.
Sanatçı, sergideki eserlerini şöyle tanımlıyor:
“Resimlerimde ön koşul hiçbir şeyi anımsatmamak. Çünkü, anımsattığı anda düşüncelerimize kelepçe takmış oluyoruz. Resim, kendi gerçeklerini konuşmalı. Heykellerimde, yanılgılara dayanan bir başka boyutu bulmayı tercih ettim. Tuvalde üçüncü, heykellerde de dördüncü boyutu yakalamak istedim.”
Gencay Kasapçı, bir renk ustası. Tek renkle yaptığı tablolara baktığınızda yüzlerce rengi hissedersiniz. 

'Sultanahmet Camii hissi veriyor’
Tek rengin bin bir tonunu tuvale aktarmak için tecrübe gerektiğini vurgulayan Kasapçı, bunu şöyle açıklıyor: “Yıllar önce Venedik’te bir sanat eleştirmeni, 'Senin resimlerine baktığım zaman, kendimi Sultanahmet Cami’ndeymişim gibi hissediyorum’ demişti. Tek renkle çok renk etkisi verebilmek... Sanıyorum bu da benim özelliğim olsa gerek.”
Sergi 26 Mayıs’a kadar görülebilir.
(0212) 263 74 81



Mersin’de yine kırılan heykeller
Gencay Kasapçı’nın sergide yer alan küçük boyutlu heykellerinin dışında büyük heykel projeleri de var. Bu projelerini gerçekleştirebilmek için sponsora ihtiyacı olan sanatçı bugünlerde hayli sıkıntılı: “Kültür Bakanlığı’nın kanalıyla Mersin’e 2 heykel yapmıştım. Ama, şu anda o heykellerin durumu felaket. Birinin önüne palmiye ağaçları dikilmiş ve heykel görünmüyor. Diğerini ise diktikten hemen sonra kırmışlardı, tekrar yapmıştım. Yine kırmışlar. Sürekli aynı şey oluyor. Sergiden sonra Mersin’e gidip o heykellerin imha edilmesini isteyeceğim.”

 

Yasemin Bay / Milliyet
Yayın Tarihi : 8 Mayıs 2008 Perşembe 15:32:53


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?