29
Mayıs
2024
Çarşamba
KÜLTÜR/SANAT

Troya'sa medeniyetler buluştu

‘Troya’, Mustafa Erdoğan’ın önce ‘Dansın Sultanları’, sonra ‘Anadolu Ateşi’ adı altında sahnelediği ilk gösteriden beri vurguladığı çokkültürlülüğe bu kez çok daha estetik ve görsel olarak çok daha zengin bir biçimde eğiliyor

Genel sanat yönetmenliğini Mustafa Erdoğan’ın yaptığı “Troya” gösterisi, Antalya gösterimlerini tamamlayıp yeniden İstanbul’a döndü. İstanbul Gösteri Sanatları Merkezi’nde sahnelenen “Troya”, insanlık tarihinin en eski efsanelerinden biri olan Troya savaşını anlatıyor.
Homeros’un “İlyada” destanıyla ölümsüzleşen bu savaş, çağlardan beri edebiyatın ve diğer sanat dallarının hem kaynağı hem de gözbebeği... Son olarak büyük bir Hollywood yapımıyla karşımıza çıkan “Troya”, bu kez ait olduğu topraklarda yeniden canlandırılıyor.

Korfman ve Uzun’a adadı


Mustafa Erdoğan, Anadolu Ateşi projesini ortaya koyduğu ilk günden beri “Troya”yı sahnelemeyi planlıyormuş. Altyapı hazırlığı 2003’te, çalışmaları ise 2005’te başlayan bu gösteri, 2008’in bahar aylarında perdesini açtı.
Erdoğan, biraz mürekkep yalamış herkesin az çok vakıf olduğu bu destana kişilerin kahramanlıkları açısından değil, bu savaşta Troyalıların yanında yer alan Anadolu halkları açısından yaklaşmış. Elbette Troya prensleri Hektor ve Paris, Güzel Helen, Aşil (Akhilleus); bu kahramanları canlandıran dansçıların kusursuz performanslarıyla gösteride hak ettikleri yeri alıyorlar. Ancak temel vurgu, medeniyetler buluşması üzerine...
Mustafa Erdoğan’ın gösteriyi iki farklı medeniyetin temsilcisinin; ömrünü Troya kazılarına adayan arkeolog Prof. Dr. Manfred Osman Korfman ve Kürt yazar Mehmed Uzun’un anısına adamış olması da bu buluşmanın başka bir boyutu.

Müzikler canlı değil


Tarih danışmanlığını Troya kazılarını yürüten arkeolog Doç. Dr. Rüstem Aslan’ın yaptığı “Troya”nın koreograflarla işbirliği içinde hazırlanan müzikleri de çokkültürlülüğü yansıtıyor. Yücel Arzen’in bu topraklardaki ezgileri başarıyla harmanladığı müziklerini, 80 kişilik kadrosuyla Prag Filarmoni Orkestrası ve Korosu’ndan dinliyoruz. Orkestraya Türkiye’den de alanında uzman 70 müzisyen eşlik ediyor. Ayrıca Romanyalı ünlü panflüt virtuozu Gheorghe Zamfir, Ermeni duduk üstadı Civan Gasparyan ve Yunanistan’ın önde gelen klarnetçilerinden Vassilis Saleas da “Troya”nın müziklerine katkıda bulunmuşlar. Ancak ne yazık ki müzik canlı değil; kayıtlar Prag’da bulunan Barrandov Stüdyosu’nda yapılmış.
Anadolu Ateşi topluluğunun 120 dansçısının rol aldığı gösteride, dünya sahnelerinde kullanılan tekniklerden de yararlanılıyor. Işık tasarımı, ABD’de “Chicago” müzikalinin ışıklarını yapan Christopher Ash imzalı.

250 bin kişi izledi


“Troya”nın sayısı iki bini bulan kostümlerini ise Devlet Opera ve Balesi üyelerinden Serdar Başbuğ tasarlamış. Ağırlığı 2,5 tonu bulan bu kostümlerin yanı sıra 2 bin 500 metre keçe kumaşı Özbekistan’da özel olarak dokutulmuş, iki bin metre şifon elde boyanmış.
Gösterinin görkemli dekorunda ise Behçet Malikler’in imzası var. Mustafa Erdoğan’ın koreografi ekibi ise Alper Aksoy, Oktay Keresteci, Serdar Sezer, Oğuzhan Özel ve Emre Çelik’ten oluşuyor.
Bugüne kadar yaklaşık 250 bin kişi tarafından izlenen “Troya”, bu akşam saat 21.00’de İstanbul Gösteri Merkezi’ndeki gösterinin ardından 4 ve 5 Aralık’ta Bükreş Salapalatui Salonu’nda sahnelenecek. 2009’un ilk aylarında gerçekleşecek turnesi ise Dubai ve Katar’ın ardından Mısır’ı kapsıyor. www.troyadans.com (0216) 556 98 00

Milliyet
Yayın Tarihi : 28 Kasım 2008 Cuma 16:25:51


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?