22
Mayıs
2024
Çarşamba
KÜLTÜR/SANAT

Tuluyhan Uğurlu ölümsüzlüğe oynuyor

Dünyaca ünlü piyano virtüözü Tuluyhan Uğurlu, kısmi başarılar ya da başarısızlıkların kendisini ilgilendirmediğini ifade ederek, ''Ben ölümsüzlüğe oynayan bir insanım'' dedi.

Tuluyhan Uğurlu, müziğe nasıl başladığını, bugünlere nasıl geldiğini ve projelerini AA muhabirine anlattı.
Babasını, ''büyük bir edebiyatçı ve düşünür'', annesini ise ''çok güzel piyano çalan ve klasik müziği çok seven'' bir insan olarak tanımlayan Uğurlu, 4 yaşında başlayan piyano çalma sürecini şöyle anlattı: ''Annem evde piyano çalardı. Ben, 1,5 yaşında müzik duyunca sallanırmışım. Annem ritm kabiliyetimin kuvvetli olduğunu düşünüp beni müzik üstadı Cemal Reşit Rey'e götürdü. Cemal Reşit Rey, beni dinledikten sonra 'Bu adam uluslararası, mutlaka konservatuvara yazdırmamız gerekiyor' dedi ve ben henüz 4 yaşımı bitirmiştim ki İstanbul Belediye Konservatuvarı imtihanlarını kazandım.'' ''Bugünlere gelene kadar hayatınızda nelerden vazgeçtiniz?'' sorusunu ''Çocukluğumdan vazgeçtim'' diye yanıtlayan Uğurlu, sözlerini şöyle sürdürdü: 'İyi ki vazgeçmişim. Muhteşem bir gençlik yaşadım. Hayat sizden bir şeyler alınca illaki bir armağan vermek istiyor. Ben piyano başında bir çocukluk geçirdim. Top oynayamayan 'Aman düşme elini incitirsin, konserin var. Aman yüzme evladım, üşütürsün böbreklerini' gibi yaklaşımlarla bir çocukluk yaşadım. Daha doğrusu yaşamadım. Ama ondan sonra 16 yaşında Viyana Müzik Akademisinin öğrencisi oldum. Tek başına Viyana'da, dünyanın en tatlı ve en güzel kızlarının olduğu bir şehirde tek başına muhteşem bir gençlik yaşadım.''

-''NORMAL YAŞARIM''-
Tuluyhan Uğurlu'nun çok sıradan bir insan olduğunu ifade eden Uğurlu, ''Normal yaşarım ben. Dünyanın en önemli konser salonlarında konserler veririm, ondan sonra gelirim İstanbul'un çeşitli yerlerinde değişik meslek gruplarından dostlarımla sohbet ederim. Kalabalıklar içinde yalnız bir adamım. Genelde evcil bir adamım. Geceleri dışarı çıkmam. Onlardan hayatımın hiçbir döneminde haz duymadım. Genelde evimde stüdyomda çalışarak vakit geçiririm'' diye konuştu.

''MÜZİK, PARA KAZANMA ARACI OLAMAZ''-
Müziğin bir meslek değil, bir hayat tarzı olduğunu vurgulayan sanatçı, müziği meslek olarak görenlerin hep kaybedeceğini söyledi. Uğurlu, müziğin, para kazanma aracı olarak görülemeyeceğini ifade ederek, şöyle konuştu:
''Müzik o kadar kutsal bir şeydir ki bir şeye araç olarak, maşa olarak düşünmek çok yanlış. O zaman popüler olursunuz. Popüler bugün var, yarın yoktur zaten. O zaman Tuluyhan Uğurlu'nun yaşama nedeni ortadan kalkar. Eğer bugün var yarın yoksanız, işte 'bugün alabildiğimi alayım bu dünyadan, maddi yükümü tamamlayayım, küfemi doldurayım' diyorsanız, o zaman orada Tuluyhan Uğurlu olmaz. Çünkü Tuluyhan Uğurlu'nun hayatı, felsefesi çok farklı. Yani ben geleceğe oynayan, ölümsüzlüğe oynayan bir insanım. Dolayısıyla kısmi başarılar, başarısızlıklar beni ilgilendirmez.

Ben çok parasız kaldım hayatımın birçok döneminde. Çok büyük paralar kazandığım oldu. Yani o çelişkileri yaşayacaksınız. Bir de sanatkar, kendi bir şeyler üretiyorsa, yapıyorsa, kendi yaptıklarını, ürettiklerini seslendiriyorsa zaten sıfırla yaşamayı öğrenecek. Yani sıfırla yaşamayı göze almayan insan radikal, marjinal olduğunu iddia etmesin. Her an cebinizdeki paranın son kuruşunu harcayıp bir anda sıfırla beraber hayatınızı uzun bir müddet devam ettirmeyi göze alırsanız orada sanat olur. Sanat, 'bilmem neyin reklam müziğini yapayım, bilmem kimin arkasında çalayım, birilerine yalakalık yapayım', böyle bir şey değil. O, popüler kültür, hatta o bile değil.''

İSTANBUL'U TANITMAK-
''Dünya Başkenti İstanbul'' ve ''Senfoni Türk''ün, hayatında kırılma noktaları olduğunu anlatan Tuluyhan Uğurlu, ''Dünya Başkenti İstanbul'' albümünün uzun vadeli bir mücadele olduğunu dile getirdi. Napolyon'un, ''Dünya tek bir devlet olsaydı, başkenti İstanbul olurdu'' sözünü anımsatan Uğurlu, İstanbul'un dünya başkenti olmayı bundan 200 yıl önce 2 kez başardığını anlattı.

Tuluyhan Uğurlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Biz hedeflerimizi kısa vadeli koyuyoruz, günlük yaşıyoruz. Sanat uzun vadeli bir mücadele. 'Dünya başkenti İstanbul',hedef gösteren bir proje. İstanbul'u dünyanın cazibe merkezi haline getirmek. Elimizde müthiş bir cevher var. O da İstanbul'un inançların özgürce yaşandığı bir kent olması. Biraz gayretle İstanbul'u bütün entelektüellerin, ilim adamlarının, dünyanın en büyük sanatkarlarının uğrak yeri haline getirebiliriz. İstanbul bunu birçok kez başarmıştır. İstanbul'u bütün dünyaya daha iyi tanıtabiliriz.''

SIRADA İSHAK PAŞA SARAYI VAR-
''Birçok şeyin önünden geçiyoruz ama fark etmiyoruz'' diyen Uğurlu, tarihi mekanlara dikkat çekmek amacıyla Arkeoloji Müzesi, Yıldız Sarayı, Sirkeci Garı, Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Topkapı Sarayı, Beylerbeyi Sarayı gibi tarihi mekanlarda konser verdiğini belirtti. Sanatçı, ''Aslında Tuluyhan Uğurlu ören yerlerinde verdiği konserlerde biraz güme gidiyor ama varsın gitsin, önemli değil. O tarihi mekan gündeme geliyor. O zaman halk bir de işin bu tarafına bakıyor'' dedi. Nemrut'ta, Çankırı'da Tuz Mağarası'nda konser verdiğini ifade eden Uğurlu, yaz aylarında ise Topkapı Sarayı'na nazire olsun diye yapılan Doğu Beyazıt İshak Paşa Sarayı'nda konser vereceğini, bununla ilgili çalışmaların sürdüğünü anlattı.

''İNSANLAR KONSER SALONLARINDAN BIKTI''-
İnsanların konser salonlarından bıktığını kaydeden Uğurlu, sözlerine şöyle devam etti: ''Konser salonlarında konser vermek belki 18-19. yüzyıllarda çok güzeldi, belki 20. yüzyıl ortalarında da güzeldi ama geçti o dönem bitti. 'Sanatkar uçlarda yaşayacak' diyoruz, hem de gidiyoruz konser solanlarına tıkılıyoruz. Ben de zaman zaman konser salonlarında konser veriyorum ama artık 21. yüzyılda insan bir konser izlerken yanındaki ile anında o konserin mütalaasını yapmak istiyor. Bunu engelleyemiyoruz ya da sevmediği zaman gitmek istiyor. Düşünsenize konser salonunda ortada oturuyorsunuz ve çıkamıyorsunuz ve o konser eziyet oluyor. Ben hayatın içinde konser vermeyi seviyorum. Bazıları fısıldaşmalardan bile rahatsız olabilir ama Tuluyhan Uğurlu duymuyor bile.''

''CUMHURİYET GELECEK KUŞAKLAR''-
''Cumhuriyet Gelecek Kuşaklar'' ismini taşıyacak yeni albümü hakkında da bilgi veren Tuluyhan Uğurlu, şunları söyledi: ''Cumhuriyet olmadığı zaman burada ne Tuluyhan Uğurlu röportajı olur, ne adam sokakta simidini özgürce satar, ne kahvede ya da herhangi bir yerde oturup iki laf edebilir. Hiçbir şey olmaz. Cumhuriyet olmadığı zaman ne insan haklarından ne demokrasiden, ne sanattan, ne ilimden, ne spordan bahsedebiliriz. Onun için gelecek kuşakların cumhuriyeti. Bunu irdeliyorum, yazıyorum. Cumhuriyet'e hepimiz daha çok sahip çıkmalıyız. Atatürk'ü her an yaşıyormuşçasına, yakada ve kravatta değil, kalbimize nakşettiğimiz bir Atatürk'ü yaşamalıyız. Bunlar üzerine bir eser olacak. Ekim ayının ortalarında çıkacak.''

SPOR VE SİGARA-
Uğurlu, ''Fenerbahçeli olduğunuzu biliyoruz, Fenerbahçe üzerine bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?'' sorusunu ''Sadece Fenerbahçe için değil, bütün kulüpler için bir şey yapmayı düşünüyorum'' şeklinde yanıtladı.
Maç izlemek için stada artık gitmediğini belirten Uğurlu, ''Çünkü spor, korkunç menfaatlerin döndüğü, korkunç paraların döndüğü bir şey haline geldi. Spor sporluktan çıktı. Bir de orada sigara içiliyor. Buna nasıl müsaade ediliyor anlamıyorum. UEFA'nın bir karar çıkarmasını ve açık alanlarda seyircinin dahi sigara içmesini yasaklamasını çok isterim. Sigara içmek sporun ruhuna ters'' diye konuştu.

TULUYHAN UĞURLU'NUN BİYOGRAFİSİ-
Tuluyhan Uğurlu, 15 Kasım 1965'te İstanbul'da dünyaya geldi. 4 yaşında İstanbul Belediye Konservatuvarı piyano bölümüne kabul edilen Uğurlu, 7 yaşında devlet tarafından açılan ''Harika Çocuklar Sınavı''nı kazandı ve yurt dışında yüksek müzik eğitimi yapmaya hak kazandı. Lise ve konservatuvarın ardından eğitimini Viyana Müzik Akademisinde tamamlayan Uğurlu, akademide master yaparken sadece kendi eserlerini seslendirmeye başladı. Canlı konser kayıtlarından oluşan ''Go With God'' ve ''Kutsal Kitaplardan Ayetler'' isimli ilk iki albümünde hayranı olduğu Bach'tan esinlenerek inanç konularına eğilen Uğurlu, Türkiye'de 1996'da ''İstanbul Kanatlarımın Altında'' film müziği ile ünlendi.

Tuluyhan Uğurlu, Cumhuriyet'in 75. yıl kutlamaları için ''Mustafa Kemal Atatürk ve Güneşin Askerleri'', büyük depremin ardından ''Şehrin Gözyaşları'' albümlerini hazırladı. Eserlerini ''Beyazıt'ta Zaman'' ve ''Dünya Başkenti İstanbul'' isimli albümlerinde toplayan sanatçı, ilk senfonisi olan ''Senfoni Türk''te, senfoni orkestrası, mehter takımı, Türk Müziği enstrümanları ve piyanoyu bir arada kullanarak, Türk Klasik müziğinde bir ilke imza attı.
Tuluyhan Uğurlu, ayrıca 2005 yılında hazırlanan İstanbul tanıtım filminin müziklerini de yaptı.

AA
Yayın Tarihi : 16 Eylül 2007 Pazar 14:31:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?