15 yıl Türkiye üniversitelerinde doçent, profesör olarak çalışan, 13 yıl iki üniversitenin müzik bölümü başkanlığını yürüten Bakü doğumlu Vasıf Hasanoğlu, Türk vatandaşı olduktan sonra işsiz kaldı.
Hasanoğlu, 1974 yılında Azerbaycan Devlet Konservatuvarı’nı bitiriyor ve 1976-78 yılları arasında Moskova Devlet Konservatuvarı’nda doktora yapıyor. Trakya Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan gelen teklifi değerlendirmek üzere, kendisi gibi piyanist olan eşi ve iki kızıyla beraber Türkiye’ye geliyorlar.
Defalarca konser verdi
1992 yılında doçent, 1997 yılında profesör unvanını alan Hasanoğlu, T.Ü. Devlet Konservatuvarı’nda orkestra şefi ve Piyano Anasanat Dalı öğretim üyesi olarak çalışıyor ve 1992’den 2005’e kadarki 13 yılın 11’inde müzik bölüm başkanlığı görevini yürütüyor. Orkestra şefi olarak defalarca Türkiye’nin saygın konser salonlarında konserler veriyor.
Günlerden bir gün Vasıf Hasanoğlu, Türk vatandaşı olmaya karar veriyor, başvuruda bulunuyor. 2005 yılında Kafkas Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’na davet edilince bütün aile toplanıp Kars’a gidiyorlar.
Yeterli değilmiş!
Kafkas Üniversitesi’nde de tıpkı Trakya’daki gibi müzik bölümü başkanlığı yapıyor. Ve buradaki görevi sırasında Türk vatandaşlığına kabul edildiğini öğreniyor.
Biraz evrak işi açıyor başına bu müjde ama halledilmeyecek şeyler değil. Üniversiteye denklik raporu vermek gibi basit formaliteler nihayetinde.
Hasanoğlu’nun Moskova Devlet Konservatuvarı’ndan aldığı diploma YÖK’e bağlı bir üniversitede verilenle eşdeğer sayılacak.
Bölüm başkanlığı görevine devam ederken Hasanoğlu’nun başvurusuna cevap geliyor. Almış olduğu Sanatta Yeterlilik unvanının Türkiye’de yapılan sanatta yeterlilik eğitimine eşdeğer sayılamayacağı belirtiliyor cevapta. Hemen itiraz dilekçesi hazırlıyor Hasanoğlu ama aradan bir yıl geçmesine rağmen cevap alınamıyor.
Eşdeğerlik raporu alamayan Hasanoğlu’nun Kafkas Üniversitesi ile sözleşmesi yenilenmiyor. 15 yıl boyunca Türkiye’de çalışan öğretim üyesi, Türk vatandaşı olunca işsiz kalıyor.
Cevap alamadı
Hasanoğlu, kendi diploması ile daha önce kurul tarafından eşdeğerliliği kabul edilmiş diğer kişilerin diplomalarını karşılaştırıyor.
Alınan eğitim programlarının süre, içerik ve ders yüklerinin aynı olduğunu, sadece program adının değiştiğini tespit ediyor.
Moskova’dan adına gönderilen resmi cevabı içeren yeni dilekçesini gönderiyor başkanlığa.
28 Mayıs 2008 tarihli bu dilekçeye henüz bir cevap gelmiş değil. Hasanoğlu’nun ÜAK’ta (Üniversitelerarası Kurul) görüştüğü yetkililer, dilekçeye cevap gelmesini boşuna beklememesini, yapabileceği en iyi şeyin mahkemeye başvurmak olduğunu söylemiş.
“Bizi en fazla hayrete düşüren; bırakın ayrıntılı açıklama içeren bir cevabı, hiç cevap verilmemesi” diyor Vasıf Bey: “Tamamen aynı diplomalara sahip arkadaşlara olumlu cevap geliyor, bana ise olumsuz.”
Vasıf Bey hâlâ cevap bekliyor.