Piyanist, besteci Tayfun Erdem, Kuran, İncil ve Tevrat'tan seçtiği bölümlerle bestelediği El World Opera adlı eseriyle bugün ve yarın Kenter Tiyatrosu'nda
Yaşar Kemal'ın aynı adlı romanı için bestelediği Ağrı Dağı Efsanesi, MS hastası sevgilisi Margit'e ithaf ettiği Sessiz Bir Kelebeğin Rüyaları ve Dansları gibi albümleriyle tanıdığımız piyanist-besteci Tayfun Erdem, 22 yıl sonra ilk kez Türkiye'de bir konser verecek.
Çok genç yaşlarda Cemal Reşit Rey'in de öğrencisi olan Erdem'in, Kuran, İncil ve Tevrat'tan seçtiği bölümler için bestelediği El World Opera adlı eseri, ilk kez geçen yıl mayıs ayında Berlin'de bir kilisede seslendirildi. İstanbul'da bu akşam ve yarın akşam Kenter Tiyatrosu'nda gerçekleştirilecek konserde ise piyanoda yine Tayfun Erdem var. Bu kez eserin metinlerini Müşfik Kenter okuyacak. Ayrıca neyzen Kudsi Erguner de neyiyle katılacak.
- El World Opera, ne anlatıyor?
- Üzerinde 1992'den beri çalıştığım bir beste. Üç dünya dini bir araya geliyor: İslam, Hıristiyanlık ve Musevilik. Bu dinlerin kitapları Kuran, İncil ve Tevrat'ı bir araya getirdim. Tabii haddim değil ilahiyatçılık ama binlerce sayfa kitap okudum. Ve Kuran, İncil ve Tevrat'tan çeşitli bölümleri alıp, arka arkaya koyarak bir libretto, metin oluşturdum.
- Üç kutsal kitaptan ortak mesajlar veren bölümleri mi seçtiniz?
- Dünyada ve Türkiye'de yaşanan kavgalar için herkes "Bu mutlak olarak iyidir, bu kötüdür," diyor. Böyle bir şey yok. Bu üç kitapta da hem iyi hem de kötü var. Benim amacım da hem ortak özelliklerini hem de farklı yanlarını göstermek. Üçü de aynı ortak bölgeden, Ortadoğu'dan çıkıyor. Seçim insanların, "Buyurun hangisini isterseniz," diyorum.
- Kuran'dan hangi ayetlerden seçmeler yaptınız?
- Kuran'dan Nisa suresini, kadın olayını incelediği için aldım. Bakara, İhlas, Lokman surelerinden de bölümler var. k.
- Daha önceki eserlerinizin temalarında 'toplumcu duyarlıklar' ağırlıktaydı. Bu kez 21. yüzyılın medeniyetler, dinler çatışması yüzyılı olmasının da etkileriyle mi dini bir esere yöneldiniz?
- Notaları ilk 1992'de yazmaya başladım ama 1980'lerden beri aklımdaydı. Ben bunu yaptığımda, bu kadar politik-siyasi yönü yoktu, ama 11 Eylül'den sonra hakikaten bomba haline geldi. Berlin'de beş vakit namaz kılan arkadaşlar da dinlemeye geldi. İçlerinden biri, "Konser sırasında akşam namazını arkada, ceketimi yere serip, sizin müziğinizle kıldım," dedi. Konser kilisede verildiği için bu çok enteresan bir olay.