22
Mayıs
2024
Çarşamba
KÜLTÜR/SANAT

Yeni çıkan kitaplar

Yeni çıkan kitapların peşinde olanlar için yazarlar, eserler ve  ve yorumlar...


BAŞKALDIRAN EDEBİYAT
Nedim Gürsel, Doğan Kitapçılık, eleştiri, 395 sayfa
Nedim Gürsel'in, ilk baskısı 1994 yılında yapılan 'Başkaldıran Edebiyat' isimli bu kitabı, edebiyat meraklıları için nitelikli bir eser. Gürsel kitabında, edebiyata dair kuramsal yaklaşımları, konu hakkındaki tartışmaları ve kendisini etkileyen kitapları anlatıyor. Kitapta yer alan yazılar 1966 yılından başladığı için, çalışmanın 1960'lardan günümüze değin, Türkiye ve dünya edebiyatının panoramasını verdiğini söyleyebiliriz. Yazılar barındırdıkları kuramsal yetkinlik kadar, edebi dokularıyla da ilgi çekiyor. Sadece Nedim Gürsel'i beğenen okurlara değil, gerek Türkiye ve gerekse dünya edebiyatına dair zevkli ve bilgilendirici bir okuma yapmak isteyen herkese önerilir.


İLETİŞİMİN ISSIZLAŞMASI
Derleyen: Hüseyin Köse, Yirmi Dört Yayınları, inceleme, 238 sayfa
Hüseyin Köse tarafından derlenen 'İletişimin Issızlaşması', medya-iletişim-kültür ekseninde yaşanan sorunlara kafa yoran makalelerden oluşuyor. 'Sinemasal/ Görsel Issızlaşma', 'Küresel Issızlaşma', 'İmgesel/ Melodik Issızlaşma' ve 'Toplumsal Bellekte Issızlaşma' başlıkla dört bölümden oluşan kitap, yeni teknolojilerin ve "iletişim/ enformasyon çağı" olarak adlandırılan günümüzün, nasıl da iletişimsizliğin birebir kendisi olduğunu anlatmayı amaçlıyor. Ele aldığı sorunla, gün geçtikçe daha da pervasızlaşan küresel kapitalist yapı arasındaki ilişkiyi ihmal etmeyen bu makaleler, sorunu filmlerden kliplere, reklamcılıktan sanatsal yaratıya kadar çok çeşitli çerçevelerden ele alıyor.


ON İKİ ADA: HATALI KARARLAR, ACI KAYIPLAR
Cemalettin Taşkıran, Babıali Kültür Yayıncılığı, tarih, 207 sayfa
Cemalettin Taşkıran'ın 'On İki Ada: Hatalı Kararlar, Acı Kayıplar' isimli bu kitabı, Türkiye ve Yunanistan arasında hâlâ önemli bir siyasî sorun olan adalara odaklanıyor. Taşkıran'ın kitabı, On İki Adalar tarihini, kültürel ve siyasi boyutuyla birleştirerek anlatıyor. Birinci bölüm, adaların isimlerini, coğrafi önemlerini ve özelliklerini anlatıyor. Kitabın ikinci bölümü, adaların Türklerin eline geçmesinden önceki dönem ile Türkler tarafından ele geçirildikten sonraki dönemi anlatıyor. Lozan anlaşmasında adaların statüsü, kitabın üçüncü bölümünü oluştururken, adalardaki Türk nüfusun durumu dördüncü ve adalardaki Türk eserleri de beşinci bölümü oluşturuyor. Taşkıran'ın kitabı tarihte önemli bir yere sahip bir konu için kaynak oluşturuyor. Tarih meraklılarına duyurulur.


İHANET YILLARI
Derleyen: Ülkü Tamer, +1 Kitap, sinema, 162 sayfa
'İhanet Yılları', Nixon zamanında Amerikalı sinemacılara karşı yürütülen cadı avını anlatıyor.
O zaman ülkede kurulmuş bulunan Anti-Amerikan Faaliyetleri Tespit Komitesi, bu cadı avının asıl yürütücülüğünü üstleniyordu. Komitenin genel sekreteri J. Parnell Thomas tarafından sürdürülen faaliyetler sonucu 1951 yılına gelene kadar iki mahkeme sonuçlandı. Mahkemeler sonuçlanmasından sonra, iki yüze yakın kişi Amerikan sinemasından uzaklaştırılmış oldu. Ülkü Tamer'in derlediği kitap, soruşturma kapsamında ifade veren sinemacıların anlatımlarına yer veriyor. Kitabın ilgi çeken yanı sadece bu ifadeler değil, Tamer'in ifadeler ve isimler arasında kurduğu bağlantılardır diyebiliriz. Edebiyatımızın önemli isimlerinden Ülkü Tamer'inden ilginç bir konu okumak isteyenlenler kitabı kaçırmasın...


18 YAŞINDA UYUDUN 29 YAŞINDA UYANDIN OĞLUM
Aysel Doğan, Timaş Yayınları, anı, 144 sayfa
Aysel Doğan'ın oğlu Serdar, uzun yıllar şizofreni tedavisi gördü. Ailenin bu sürede yaşadığı sıkıntılar, Doğan'ın bu kitapta yer alan anılarında karşımıza çıkıyor. Oğlu şizofren olduğu için toplum tarafından dışlanmış, iyileşene kadar yalnız bir hayat yaşamıştı. Serdar'ın bu dönemde en büyük destekçisi ise annesi olacaktı. Doğan'ın kitabı, zorlu, sıkıntılı geçmiş bir döneme dair anıları, okuyucuyla paylaşma ihtiyacından doğmuş. Ayrıca kitap, benzer sorunlarla karşılaşmış ailelere bu durumda neler yapılabileceğini anlatma kaygıyla kaleme alınmış. Kitap, Doğan'ın oğlunun hastalığı nedeniyle yaşadıkları dışlanmışlıklara ve acılara tanıklık mahiyetinde.


YE TÜRK'ÜM YE
Yalçın Pekşen, çizimler: İsmail Gülgeç, Say Yayınları, mizah, 190 sayfa
Yalçın Pekşen, Türkiye mizah sanatının önemli isimlerinden. Kendisinin, çizimlerini İsmail Gülgeç'in yaptığı bu kitabı da, adından da anlaşılacağı üzere, Türkiye'nin mizah konusundaki zengin toprağından feyiz alıyor. Pekşen, kitabının birinci bölümünde mizah öykülerine, ikincisinde de mizahi yorumlara yer veriyor. Kitaptaki bu bölümlendirme, daha iyi bir okuma imkânı da sunuyor. Çünkü birinci bölümde tamamen Pekşen'in yaratı dünyasının ürünü olan kurgu metinler, diğerinde de Türkiye kültüründe sık sık karşımıza çıkan alışkanlıklara, davranışlara dair mizah yorumları yer alıyor. Kitabı, Pekşen'e ve genel olarak da mizaha ilgi duyan tüm okurlara öneriyoruz.


GÜNEŞİMİN ÖNÜNDEN ÇEKİL
A. Ali Ural, Güryay Yayınları, deneme, 276 sayfa
'Güneşimin Önünden Çekil', A. Ali Ural'ın, dünya tarihinde iz bırakmış aktörleri yeniden ele alan, onları kendi süzgecinden geçiren denemelerinden oluşuyor. Burada sadece Batılı isimler değil, Doğudan da çok sayıda önemli isme ulaşmak mümkün. Ezop, Petrarca, Montaigne, Cervantes, Shakespeare, Schiller, Gogol, Dostoyevski, Tolstoy, Çehov, Rilke, Mevlana, Yunus Emre, Yusuf NâbÓ, Dede Efendi, Pascal, Newton, Farabi, Diyojen ve Aristoteles, kitapta karşımıza çıkan isimlerin sadece birkaçı. Daha önce şiir kitapları da yayınlanan Ural, asıl olarak, denemeleriyle bilinen bir isim. Dolayısıyla bu kitap için de, kendisinin asıl uzmanlık alanının ürünüdür demek yanlış sayılmaz.


DAVRANIŞ MÜHENDİSLİĞİ
Muhammed Alptekin, Nesil Yayıncılık, psikoloji, 187 sayfa
Muhammed Alptekin'in 'Davranış Mühendisliği', "Sırlar denizidir insan. Bir okyanus gibidir, derinlerini keşfettikçe hazinelerini kapsayamayacağınızı anlarsınız. Bilgileriniz asla tamamlanmaz," cümlesiyle başlıyor. Alptekin'in çalışması, davranışların perde arkasını; davranışların nasıl oluştuklarını ve kaynaklarını; kendini tanıma; motivasyon; değiştirmek istenilen davranışların nasıl değiştirilebileceği ve sağlıklı iletişim kurmanın yolları gibi çeşitli konularda geziniyor. Kitabın ilgi çekici yanlarından biri de, modern psikoloji ve kişisel gelişim anlayışı ile ilgili Türkiye'nin kültürel kaynaklarına dair yorumlar barındırmasıdır diyebiliriz.


CLARA'NIN GECELERİ
Catherine Locandro, çeviren: Şilan Evirgen, +1 Kitap, roman, 107 sayfa
Catherine Locandro'nun ilk romanı olan 'Clara'nın Geceleri', 2004 yılında yayınlanmıştı. Romanın kahramanı Clara, yarına dair kaygılarının arttığı bir dönemdedir. Clara'nın bu kaygıları yaşadığı mekân ise, tehlikeli banliyöleriyle ve geceleriyle öne çıkan Fransa'dır. Roman, geçmiş hayatını yitirdiğini, geleceğinin de belirsiz olduğunu gören Clara'nın yaşadığı çaresizliği hikâye ediyor. Bu çaresizlik, belirsizlik, "Gerçek yüzümü arıyorum" diyen Clara'nın başlıca sıkıntısını oluşturacaktır. Tony, Dimitri, Louisa ve özellikle de Clara'nın hayatında unutulmaz izler bırakan ve onun "gerçek yüzünü" görebilen Daniel, romanda karşımıza çıkan diğer önemli karakterler.


TARİH GELECEKTİR
Yusuf Halaçoğlu, Babıali Kültür Yayıncılığı, tarih, 149 sayfa
'Tarih Gelecektir', yakın dönemde, Aleviler ve Ermenilerle ilgili tartışmalı teziyle gündeme gelen Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu'nun, konu hakkındaki yorumlarından oluşuyor. Kitap, Halaçoğlu'nun epey eleştirilen ve bilimsel olmamakla suçlanan tezlerinin devamı olarak düşünülebilir. Çünkü kitapta, Halaçoğlu'nun daha önce etnik yapı ve Ermeni meselesi ile ilgili dillendirdiği tartışmalı konular yer alıyor. Halaçoğlu kendisini, dünyanın yuvarlak olduğunu söylediği için ölüm tehdidiyle karşı karşıya gelen Galileo'ya benzeterek, son dönemdeki açıklamaları için kendisine tepki gösterenlerin de, ırkçı, faşist, antidemokrat olduklarını ve insan hakları ile hukuku ayaklar altına aldıklarını savunuyor. 'Tarih Gelecektir', Yusuf Halaçoğlu'nun fikirlerini tartışmak isteyenler için içinde tartışmaya hayli açık konular barındırıyor.


OMZUMDAKİ MELEK
Vonne van der Meer, çeviren: Tuna Alemdar, Altın Bilek Yayınları, roman, 154 sayfa
Vonne van der Meer'in 'Omzumdaki Melek'i, bir meleğin gözünden, insanın iyilik ve kötülük gibi birbirinden oldukça farklı özelliklerini anlatıyor. Meer, üç ayrı bölüm halinde, bu meleğin insanlar arasındaki trajik yolculuğunu anlatıyor. Fakat romanın merkezinde sadece bu melek değil, birbirinden farklı çok sayıda kahraman da yer alıyor. "...Bir cinayet hiçbir zaman son söz olamaz, hiçbir zaman son değil, aksine bir başlangıçtır. Ama neyin başlangıcı? Yeni bir öykünün, küçük ve büyük acımasızlıklardan oluşan bir zincirin ya da başka bir şeyin mi?..." diyen Melek, insanın kötülükle, şiddetle geçen tarihi üzerine, okuyucuyu yeniden düşünmeye çağırıyor. Birçok film ve romana konu olan melek kavramı üzerine okumak yapmayı sevenler Vonne van der Meer'in 'Omzumdaki Melek' romanından hoşlanabilir.


GİTMELER BANA KALDI
Ahmet Selçuk İlkan, Kora Yayınları, şiir, 216 sayfa
Ahmet Selçuk İlkan'ın 'Gitmeler Bana Kaldı' isimli bu kitabının ilk baskısı 2003 yılında yapılmıştı. Arabesk-fantezi müziğin ünlü isimleri tarafından birçok şiiri yorumlanan İlkan'ın kitabı üç bölümden oluşuyor. Kitapta yer alan 'Adı Gül'dü' şiirinden bir alıntı: "Adı Gül'dü/ Gülleri severdi en çok/ Güldü mü güller açardı gül yüzünde/ Güllerle bölüşürdü yalnızlığını/ Hep gül beklerdi sevdiğinden/ Bir de "gül mevsimini" takvimlerden/ / Bir gül kokusuna/ Bir de "gül reçeline" dayanamazdı/ Hep güller kurutmuştu/ Hayatının en hazin sayfalarında/ Hep gülerek büyütmüştü sevdasını/ Ve her sabah/ Bir gül gibi bırakırdı tebessümünü sofraya/ Tıpkı sımsıcak bir ekmek tazeliğinde (...)"


YÜREĞİ AĞZINDA GÜZ
Nuray Gök Aksamaz, Gerçek Sanat Yayınları, şiir, 64 sayfa
'Batık Zamanlar', 'Kuzey Kafkasya Mitolojisi' ve 'Şiir Tasarımı ve Süreçler', Nuray Gök Aksamaz'ın daha önce yayımlanmış kitaplarından birkaçı. Kendisinin bu kitabı da, son dönem şiirlerini bir araya getiriyor. Kitapta yer alan 'Martılar Örgütlü' şiirden bir alıntı: "Bombalanmış ne zaman soyut kale/ Unutulmuş sancı/ Ne günler geçmiş ayaklanmadan/ Öfken bile sıfırlanmış/ Uykuların imzalı/ / Şimdi bu kentten düşülse ötelere/ Çok çok susulsa taşılsa/ Düşünceler yoğunlaşır/ Duygular paylaşılır mı/ Üşüştüler/ Her delirmeye bir düşüm/ Çizgiler dizeler/ Her dirilmeye bir tohum/ Beyazlama, desenler/ Neyi sevsen yitirecek/ Bırakıp gideceksin/ Ne zaman yakalarsan yüzünü (...)"


HEDİYE KİTABI
Editörler: Emine Gürsoy Naskali ve Aylin Koç, Kitabevi, folklor, 514 sayfa
Emine Gürsoy Naskali ve Aylin Koç'un editörlüğünü üstlendiği 'Hediye', adı üstünde, hediye alma/ verme kültürünü ele alan çok sayıda yazıdan oluşuyor. Doğum, nişan, düğün, ölüm gibi önemli geçiş dönemlerinde, nelerin verileceği geleneklerin belirlediği kurallara bağlı. Kısmen tarih, kısmen sosyolojik ve kısmen de folklorik yazılardan meydana gelen kitap, hediyenin neredeyse tüm anlamlarına odaklanmış oluyor. 'Göktürklerde Hediye', 'Memluklarda Hediye', 'Osmanlıda Hediye', 'Hediye Mevzuatı', 'Hediyelik Kelimeler', 'Gelenek Görenek', 'Düğün Dernek', 'Klasik Edebiyat', 'İthaflar' ve 'Promosyonlar' başlıklı bölümlerden oluşan kitap, konu hakkındaki neredeyse tüm ayrıntılara yer verir mahiyette. Kitapta, bu öğretici bölümlerin yanı sıra, edebiyatta hediye alıp vermek, rüşvet almak gibi konularda muhtelif yazarlara ait keyifli anekdotlar da bulunuyor.


DOĞRU ERKEĞİ BULMA KILAVUZU
İlhan Uçkan, Artemis Yayınları, kişisel gelişim, 249 sayfa
Doğru erkek veya doğru kadın, neredeyse son zamanların moda kavramları haline geldi. İlhan Uçkan da, 'Doğru Erkeği Bulma Kılavuzu' kitabıyla böylesi bir konuyu dert etmiş görünüyor. Konu hakkında gerek kadın ve gerekse erkeğin dertli olmasının önemli bir nedeni de, ilişkilere dair güvenin azalmasıdır denebilir. İşte İlhan Uçkan da, doğru kadına, fakat daha çok doğru erkeğe ulaşmak konusunda kendince çözüm önerileri sıralıyor. Fakat bu öneriler, adım adım uyulması gereken katı formüllerden çok, biraz da yazarın kendisinin bu durumla alay etmesi olarak düşünülebilir. Kitap, daha önce de kadın-erkek ilişkilerine odaklanan, 'Erkekleri Kullanma Kılavuzu', 'Kadınları Kullanma Kılavuzu', 'Aşk Oyunu Nasıl Oynanır?' ve 'Aldatılan Kadının Kılavuzu', gibi kitaplarıyla bilinen yazarın hayranlarına ve tabi, bunun hayatının başlıca sorunu olduğunu düşünenlere önerilir.


BİTKİ MİTOSLARI
Deniz Gezgin, Sel Yayıncılık, mitoloji, 140 sayfa
Deniz Gezgin'in 'Hayvan Mitosları' kısa bir süre önce yayınlanmıştı. Söz konusu kitap, mitolojinin en çok rol verdiği kahramanlar olan hayvanlara, hayvan mitoslarına yer veriyordu. Gezgin'in 'Bitki Mitosları' da, benzer bir konuya, bitkilere dair mitolojilere yer veriyor. "Mitolojide bitkiler, tanrıların insana verdiği en değerli armağan olarak ele alınmıştır," diyen Gezgin, özellikle semavi dinlerin cennet bahçeleri tasvirlerinde, bitkilere böylesi bir rol atfedildiğini vurguluyor. Gezgin'in ansiklopedik-sözlük tarzında hazırladığı kitap, okunması zevkli mitoslar barındırıyor. Bütünlüklü bir okuma için, yazarın daha önce yayınlanan 'Hayvan Mitosları' kitabının da okunmasını öneriyoruz.


KNOW-HOW
Ram Charan ve Geri Willigan, çeviren: Ümit Şensoy, Optimist Yayınları, kişisel gelişim, 244 sayfa
Ram Charan, alt başlığı 'İyi İş Çıkaranları Diğerlerinden Ayırt Eden 8 Beceri' olan 'Know-How'da, liderlik teorisine kafa yoruyor. Charan'a göre başarılı bir lider, zekâ, vizyon, iletişim becerisi gibi özelliklerin yanında, bir işi bilerek yapabilecek yetenekte de olmalıdır. Bu konudaki sekiz temel beceriden hareket eden kitap, işi para kazanılacak şekilde konumlandırmak; dış dünyadaki değişimi çoğu rakibinden önce yakalamak; lider seçerken kişiyi doğru tanıyıp sağlam yargılara varmak; işin nereye varacağını baştan kestirerek olabilir hedefler saptamak ve nihayet, kesin öncelikler belirlemek gibi konularda öneriler sunuyor.


TÜRK EDEBİYATINDA YAZARLAR VE ŞAİRLER SÖZLÜĞÜ
Hikmet Altınkaynak, Doğan Kitapçılık, sözlük, 786 sayfa
Halen YTÜ'de Türk Dili Bölümü öğretim görevlisi olarak çalışan Hikmet Altınkaynak'ın üzerinde on üç yıl çalıştığı 'Türk Edebiyatında Yazarlar ve Şairler Sözlüğü', tarihten bin 400 yazar ve şairin yaşamöyküsüne yer veriyor. Kısa yaşamöykülerinin sonuna, yazarın veya şairin eserlerini de koyan Altınkaynak, kısmen de, yazarlar hakkında kitap, gazete veya dergilerde yayınlanmış yazılardan alıntılar da yapmış. Türkiye edebiyatında bu çalışmaya benzer sözlükler var. Fakat bu çalışmalar, çoğunlukla güncel olmamaktan kaynaklı olarak eski ve eksik bilgiler barındırabiliyor. Altınkaynak'ın çalışması, hem güncel olması hem de detaylı olmasıyla dikkate değer.


KARA ÜÇLEME
Leo Malet, çeviren: Haldun Bayrı, Metis Yayınları, roman, 405 sayfa
'Kara Üçleme', Leo Malet'in aynı yayınevi tarafından daha önce yayınlanan, 'Hayat Berbat', 'Güneş Bize Haram' ve 'Ecel Terleri' isimli üç kitabını bir araya getiriyor. Dolayısıyla kitap, özellikle Malet hayranlarının ilgisini çekecek nitelikte. Bu romanlardan 'Hayat Berbat', bir fabrikanın grevdeki işçileriyle dayanışma için soygun yapan bir grubun adi soygunculara dönüşmesini hikâye ediyor. 'Güneş Bize Haram', yetim sokak çocuğu Andre'nin, hayatının tek anlamını ve sıcaklığını kenar mahalle dilberi Gina'da bulmasını anlatıyor. Ciltteki son roman olan 'Ecel Terleri' ise, boyundan büyük işlere kalkışan Paul Blondel isimli kahramanının cezaevinden firarını hikâye ediyor.


İMPARATORUN ÇOCUKLARI
Claire Messud, çeviren: Ali Cevat Akkoyunlu, Yapı Kredi Yayınları, roman, 498 sayfa
Claire Messud, son romanı 'İmparatorun Çocukları'nda, 2001 yılının New York'unda, otuzlu yaşlarına yaklaşmakta olan üç arkadaşın hikâyesini anlatıyor. Bu kahramanlar, belgesel yapımcısı Danielle, eşcinsel sanat eleştirmeni Julius ve ünlü bir gazetecinin, gazetecilikte başarısız olmuş kızı Marina'dır. Bu üç ismin hayatları, iyi bir gazeteci, nam-ı diğer bir İmparator olan Murray'la kesişecektir. Messud, bu üç kahraman ve bunları çepeçevre saran İmparatorlar üzerinden bir kuşağı, modern hayatı ve New York'u anlatıyor. Kitap, modern hayatın üç karakterinin gündelik hayatını hikâye ederken, bu sıradanlığı dehşete dönüştürecek 11 Eylül saldırılarına da yer veriyor.


TARİH VE TARİHÇİ: ANNALES OKULU İZİNDE
Edisyon, derleyen: Ali Boratav, Kırmızı Yayınları, tarih, 337 sayfa
'Tarih ve Tarihçi: Annales Okulu İzinde', muhtelif isimlerin, önemli tarihçilik ekollerinden olan Annales Okulu'na dair kaleme aldıkları yazılardan oluşuyor. Fransa'da yayınlanan Annales Dergisi etrafında oluşan yeni tarihçi okul, tarih biçimini içerik ve yöntem bakımından sorguladı ve yeni bir tarih anlayışının oluşumuna öncülük yaptı. Ekolün en özgün bakışı, tarih yazımını bir yana itip, her şeye yeniden başlamayı önermesiydi. Bu önerinin en büyük nedeni de, olayların tarihini esas alan eski tarih yazımını aşma çabasıydı. Kitapta, Annales Okulu'nun temellerini atan isimlerin metinler ile bunlara dair makaleler bulunuyor. Kitapta makalesi bulunan isimler ise şöyle: Fernand Braudel, Peter Burke, Marc Bloch, Lucien Febvre, G. McLennan, Emmanuel Le Roy Ladurie, Pierre Vilar, Erich J. Hobsbawm, Henri Lefebvre ve Gareth Stedman Jones.


DİYARBEKİR: GİRMEK-ÇIKMAK
Hasan Kıyafet, Ceylan Yayınları, öykü, 236 sayfa
Hasan Kıyafet'in 'Diyarbekir'e Girmek' isimli öyküsünün ilk baskısı, Evrensel Basım Yayın tarafından 2001 yılında yapılmıştı. Kıyafet'in Mezopotamya Kültür Merkezi 1999 Film Öyküsü dalında birincilik kazanan bu öyküsü, çatışmalar zamanındaki Doğu'da, Diyarbakır'da geçen sıkıntılı günleri hikâye ediyordu. Hasan Kıyafet'in bu kitaptan sonra da, 'Diyarbakır'dan Çıkmak' isimli kitabı yayınlanmıştı. Bu kitap da, bir öncekinin devamı niteliğindeydi. Şimdi baskısı yapılan kitap da, bu kitaplarda bulunan yirmi iki öyküyü bir araya getiriyor. Toplumcu-gerçekçi edebiyatın önemli isimlerinden olan Hasan Kıyafet'in roman, öykü, çeviriler de dahil kırkın üzerinde eseri bulunuyor. Özellikle yazarın ilk romanı olan ve daha 1969 yılında yapılan 'Komünist İmam'ın, şu ana kadar elliyi aşkın baskı yaptığını ve Türkiye'de en çok bilinen romanlar arasında yer aldığını da belirtelim.


SUFİ'NİN HAYAT REHBERİ
Neil Douglas-Klotz, çeviren: Züleyha Geels, Doğan Kitapçılık, kişisel gelişim, 297 sayfa
Neil Douglas-Klotz'un 'Sufi'nin Hayat Rehberi', mistisizm için bir rehber kitap. Alt başlığı '99 Derste Sufilik' olan kitapta, geçmişte ve bugün Sufi okullarında öğretilen temel prensipler anlatılıyor. Sufi akademisyen ve öğretmen olan Douglas-Klotz'un kitabının ilgi çekiciliği, bütün erdemleri gündelik hayatın kaygılarıyla bütünleştirerek vermesidir diyebiliriz. Dolayısıyla kitap, Sufi anlayışını soyut bir düşünceler bütününden çıkararak, gündelik hayatta anlamı, karşılığı olan bir kılavuz anlayış olarak tasarlıyor. Kitap bu anlamda, Sufi anlayışın önde gelen isimlerini, kişisel başarı çerçevesinden tasarlamasıyla öne çıkıyor.


NAKİT MAKİNESİ
Richard Klapholz ve Alex Klarman, çeviren: Leyla Yenisey Atay, Pan Yayıncılık, roman, 241 sayfa
'Nakit Makinesi' aslında bir roman. Fakat bildiğimiz türden kurguya sahip bir roman değil. Alt başlığı 'İş Romanı' olan bu kitapta, yazarlar Klapholz ve Klarman, ticari kuruluşlarda satış sürecinin nasıl yönetileceğini roman formunda tartışıyor. Romanda, kurucusu E. M. Goldratt olan Darboğaz Yönetimi (TOC), bu sürecin ne şekilde yönetileceği konusunda esas alınan teori. TOC'un kendine has bir yönetim anlayışı var. Zira, diğer yönetim yaklaşımları felsefe, tarih, sosyoloji gibi sosyal bilimlerin yöntemlerini kullanırken, TOC fizik, kimya, biyoloji gibi doğal bilimlerin yöntemlerini kullanır. Kitap, temel bir sorun üzerinden, TOC'un sunabileceği imkanları düşünüyor.


YAĞMUR DUASI KİTABI
Hazırlayan: M. Sabri Koz, Kitabevi, folklor, 678 sayfa
Özellikle son kuraklık dönemlerinde, toplu yağmur duası ayinleri Türkiye'nin çoğu bölgesinde yapılmıştı. Sabri Koz'un hazırladığı bu kitap, ansiklopedi maddelerinden, geniş boyutlu araştırmalardan, yer yer tarih ve sentezi ön planda tutan halk kültürü derleme ve incelemelerinden, kısalı uzunlu Anadolu köy, kasaba ve şehirlerinden yapılmış derlemelerden, Anadolu dışında yapılmış incelemelerden ve Internet ortamından yapılmış geniş bir derlemeden oluşuyor. Çok sayıda yazarın yazılarıyla katıldığı kitap, Türkiye folklor araştırmalarına dair oldukça keyifli bir kaynak.


ATATÜRK'Ü YOK ETMEK İSTEYENLER
Gökhan Ç. Balcı, Başlık Yayın Grubu, tarih, 352 sayfa
Gökhan Ç. Balcı'nın 'Atatürk'ü Yok Etmek İsteyenler' isimli bu kitabı, Mustafa Kemal'e, Kurtuluş Savaşı sırasında yapılan suikast girişimlerini anlatıyor. Kitap, Mustafa Kemal'in Sivas'a çıktıktan sonra başlattığı Kurtuluş Savaşı'ndan Cumhuriyet'in kuruluşuna kadarki tarihi seyri ele alıyor. Yazar bu tarihi seyri, o dönem Atatürk'e yapılan suikast girişimleri çerçevesinden veriyor. Bu suikast girişimlerinin nedenleri ve hedefledikleri, suikastı gerçekleştirenlerin bunu yapmakla amaçladıkları ve bunların nasıl bir sona ulaştığı, kitabın başlıca konusunu oluşturuyor.


MİTOLOJİDEN BİLİMSELLİĞE HİPNOZ
Yurdaer Kılıç, Yurt Yayınları, psikoloji, 136 sayfa
Yurdaer Kılıç'ın 'Mitolojiden Bilimselliğe Hipnoz' isimli bu çalışması, hipnozun tarihinden başlayarak, bilimsel bir nitelik kazanmasına kadar geçen süreyi anlatıyor. 'Hipnoza Genel Bakış' ve 'Hipnozun Klinik Uygulamaları' başlıklı iki bölümden oluşan kitap, konu hakkındaki ayrıntıları barındırıyor. Kılıç, hipnozun "Psiko" adı verilen insanın beş duyusuyla ilgili, tamamen bilimsel temele dayalı bir kavram olduğunu söylüyor. Hipnozun henüz tam olarak çözülmediğini belirten Kılıç, çözülebilmesi halinde, insanın bilinç dünyasına dair önemli verilerin keşfedileceğini savunuyor.


DÜŞÜNMEDEN DÜŞÜNEBİLMENİN GÜCÜ
Malcolm Gladwell, çeviren: Burcu Sipahioğlu, Salyangoz Yayınları, kişisel gelişim, 261 sayfa
İlk etapta, kitabının ismi oldukça absürd gelse de, Malcolm Gladwell'in bu isimle, anlık düşünmekten, kıvılcım gibi gelen ani kararlardan bahsettiğini belirtelim. Yazar böylesi kararların, çoğu zaman uzayan bir düşünce ve karar sürecinden daha etkili olabileceğini söylüyor. Yazara göre, bir göz açıp kapama zamanına sığdırılmış düşünme tarzının en mükemmel hali, çok sayıda değişken arasından en önemlilerini süzgeçten geçirmekle mümkündür. Yazar kitabında, "ince-dilimleme" diye kavramsallaştırdığı bu düşünme tarzını anlatıyor.


POROF. ZİHNİ SİNİR PROCELER KÜLLİYATI 3: YAZLIK VE KIŞLIK PROCELER
İrfan Sayar, İletişim Yayınları, 80 sayfa
İrfan Sayar'ın Porof. Zihni karakteri, zekice tasarlanmış, fakat gerçek hayatta uygulanma şansı düşük görünen icatlar yapan bir karakter. Serinin bu üçüncü kitabı ise, yazlık ve kışlık icatlara yer veriyor. Kışın ayakların üşümemesi için icat ettiği, 'Ayakları Hohlayarak Isıtma', araçların karlı havada kaymaması için, aracın önündeki karı eriten 'Tuzluklu Otomobil', nezle olanların kağıt mendil ihtiyaçları gözetilerek icat edilen 'Kağıt Atkı' ve şemsiyelerden gözü korumak için icat edilen 'Şemsiye Şemsiyesi', bu "sinir" projelerden birkaçı.


ÜNLÜLER ANNE BABA OLMAK HAKKINDA NE BİLİYOR?: MA-AİLE
Röportajlar: Cindy Pearlman, Editör: Jill Kramer, çeviren: Zübeyde Yayman, Artemis Yayınları, aile, 264 sayfa
Cindy Pearlman'ın kısa adı 'Ma-Aile' olan bu çalışması, ünlülerin anne veya baba olma konusunda ne düşündüklerine, birer ebeveyn olarak nasıl davrandıklarına odaklanıyor. Gwyneth Paltrow, Madonna, Donald Trump, Jim Carrey, Reese Witherspoon, Adam Sandler, Denzel Washington, Hugh Jackman, Antonio Banderas ve Saray Jesica Parker, kitaba röportaj veren isimler. Kitapta, çocuk eğitimine dair önerilerden çok, konunun, ünlüler dünyasından görünen yönüne yer verildiğini belirtelim. Ünlü isimlerin çocuk yetiştirme konusuna nasıl baktıklarıyla ilgilenen okuyuculara önerilir.


ASLI-KEREM HİKÂYESİNİN TÜRKMENCE VARYANTI
Hazırlayan: Sultan Tulu, Ürün Yayınları, folklor, 155 sayfa
Aslı ile Kerem hikâyesi, Leyla ve Mecnun ile birlikte, önemli bir aşk hikâyesi. Bu hikâyenin önemli bir yanı da, Köroğlu, Emrah ve Karacaoğlan hikâyeleri gibi, sadece Anadolu'da değil, Anadolu dışında da tanınıyor olmalarıdır. İşte Sultan Tulu'nun hazırladığı Aslı ile Kerem hikâyesinin bu varyantı da, hikâyenin Türkmenistan'daki şekline yer veriyor ve Türkmenistan'da farklı zamanlarda basılan üç yayının gözden geçirilerek Latin alfabesine aktarılmasından oluşuyor. Kitabın sonunda ise, kişi adları, yer adları dizini ile bir de sözlük bulunuyor. Kerem ile Aslı hikâyesinin farklı varyantlarına ilgi duyan okurlara ve araştırmacılara önerilir.


YÜKSEK TANSİYON
Çetin Erol, söyleşi: Didem Ünsal, İş Kültür Yayınları, sağlık, 99 sayfa
'Yüksek Tansiyon' isimli bu kitap, yayınevinin '99 Sayfa' dizisinden yayınlandı. Tanınmış bir kardiyolog olan Prof. Dr. Çetin Erol'un özel ilgi alanı, Türkiye'de her üç yetişkinden birinin muzdarip olduğu tansiyon hastalığı. Halen Türk Kardiyoloji Derneği başkanlığını yürüten Erol'un kitabı, yüksek tansiyonla ilgili ayrıntılar barındırıyor. "Kan basıncı kontrolünde 40 yaş sınırı neden önemlidir?", "Tuzu kısıtlayarak tansiyonu kaç puan düşürebiliriz?", "Hamilelikte kan basıncı kontrolü neden şarttır?", "Düşük tansiyon, sağlık için tehdit oluşturur mu?" ve "Katkılı besinler çocukların sağlığına nasıl zarar verir?", kitapta cevabı aranan başlıca sorular.


AŞK HALİ
Sedat Şenoğlu, Ceylan Yayınları, şiir, 93 sayfa
Hrant Dink'e ithaf edilen 'Aşk Hali', Sedat Şenoğlu'nun 2000 yılında yayınlanan 'Derin Akıntılar' isimli kitabından sonraki ikinci şiir kitabı. Halen Edirne F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Şenoğlu, bu kitabındaki şiirlerinin çoğunu da cezaevinde kaleme aldı. Şenoğlu'nun yine Dink'e ithaf ettiği 'Kül' isimli şiirinden bir alıntı: "suçları kadar eski/ nefretleriyle aradılar seni/ şehrin binaları arasında saklı/ yalnızlığın kadar yaklaştılar sana/ üç kurşun sıktılar/ vicdana.../ onura.../ insana.../ vurdular bizi hrant!/ / güvercin ürkekliği ayazında/ kanat çırpmıyor artık/ yüreğinin deli ateşi/ ah hrant!/ bir bilsen.../ ne bereketli acılar büyüttük/ küllerinde yeşeren düşlerinden (...)"


GÜLSÜN KARAMUSTAFA: GÜLLERİM TAHAYYÜLLERİM
Barbara Heinrich, çeviren: Erden Kosova, Yapı Kredi Yayınları, resim, 128 sayfa
Gülsün Karamustafa'nın ilk kişisel resim sergisi, 1978'de İstanbul Taksim Sanat Galerisi'nde açıldı. Aradan geçen zaman, Karamustafa'nın resim çalışmalarında, birbirinden farklı deneyimlere kapı araladı. Karamustafa 2. 3. ve 4. Uluslararası İstanbul Bienali, 3. Kwangju, 8. Havana, 3. Cetinje, 1. Sevilla Bienallerine katıldı. Paris, Cenevre, Montreal, Münih, Helsingborg, Milano, Torino, Rotterdam ve Kassel gibi şehirlerde kişisel sergiler açtı. Barbara Heinrich'in Türkçe ve İngilizce yayınlanan bu kitabı, Karamustafa'nın sanat anlayışına dair gözlemlerden ve yorumlardan oluşuyor. Kitapta Karamustafa'yla yapılmış bir söyleşi de yer alıyor.

* * * * *

Bilinen gıda mitleri yıkılıyor


GIDALAR HAKKINDAKİ GERÇEKLER
Jill Fullerton-Smith, Çeviren: Özlem Tüzel Akal, Optimist Yayınları, 2007, 240 sayfa.

Yaşadığımız çağda yiyip içtiklerimiz günlük hayatımızın önemli ayrıntılarından oldu. Hayatımız artık gıda arayışı etrafında şekillenmese de, seçeneklerimiz çoğaldıkça yediklerimizle ilgili daha fazla endişelenmeye başladık.
BBC için bilim programları hazırlayan Jill Fullerton-Smith, yine bir bilim programı dizisi olarak hazırladığı konuyu sonrasında kitaplaştırma kararı alarak Gıdalar Hakkındaki Gerçekler'i okuyucuyla buluşturdu. Kitabın amacını, iştahı kontrol altına almaya yardımın yanında, yaşlanmayla savaşan, mutluluğu çoğaltan, belleği güçlendiren veya doğurganlığı artıran gıdaları gün yüzüne çıkarmak olarak açıklayan Smith, okuyucuya bir bilim adamı sıfatı yükleyerek, araştırma konusunun kendi bedeni olduğu bir çalışma yapma fırsatı sunuyor.
Oldukça iddialı bir misyonu üstlenen kitap, 'Nasıl Sağlıklı Olunur?', 'Nasıl İnce Olunur?', 'Çocukları Nasıl Beslemeli?', 'Nasıl Seksi Olunur?', 'En İyi Olmak', 'Nasıl Genç ve Güzel Kalınır?' başlıklarından oluşuyor.
Atalarımız gibi beslenerek, ilaç kullanmadan kolestrolü ve kan basıncının düşürülebileceğini söyleyen Smith, aburcuburu azaltarak kabuklu yemiş, taze meyve ve sebzeye yönelmenin doğru yol olduğunu ipuçlarıyla açıklıyor. Şekerli ve yağlı yiyeceklerin hüküm sürdüğü modern dünyanın melekleri çocukları, hiperaktif küçük şeytanlara dönüştürenlerin gerçekte hangi yiyecekler olduğunu merak eden ebeveynleri de aydınlatmayı amaçlayan kitap, çocukların daha az yemesini sağlamaktan beyinlerini beslemeye kadar oyun tadında pek çok öğüt içeriyor.
Kitap, gıdalarla ilgili ortaya atılmış mitleri yerle bir ederek, gerçek ile uydurma olanını ayırt etmek ve tüm bunların bedenimiz üzerindeki etkilerini açığa kavuşturmak için bir bilim laboratuarından yararlanıp sonrasında okuru gerçek hayatta teste tabi tutuyor. Örneğin gazete ve dergilerde okuduklarımızın aksine, her bireyin günde iki litre su içmesi gerekmiyor, kafeinli ve alkollü içkiler ile yiyeceklerdeki su da günlük su alımımıza katkıda bulunuyormuş.
Sabahları yegâne canlandırıcımız 'dünyanın en sevilen uyuşturucusu' kafein, 150 fincan sert kahve içmenin sonucunda ölümcül doza ulaşıyormuş.
Bahar Güler

Kararsız kalanların el kitabı


NLP İLE DÜŞÜNCENİN ÇEKİM GÜCÜ
Banu Göçül, Alfa Yayınları, 2007, 232 sayfa.

İnsanoğlu dünyaya geldiği günden itibaren büyük bir varoluş mücadelesi içine girer. Bu mücadelede amaç uzun gibi görünen ama göz açıp kapayana kadar bitip giden bu hayatta mutlu ve başarılı olmaktır. Fakat bunu herkes başaramaz, bazıları hayattı daha özgür ve istediği gibi yaşarken bazıları ise sürekli kararsız kalıp ne istediğine bir türlü karar veremez, sorun da burada başlar aslında. Galiba bu karasızlığın asıl nedeni özgür irademizi kullanmamaktan, sürekli başkalarının ne söyleyeceğini düşünerek asıl istediğimiz şeyi bastırmaktan kaynaklanıyor. Çok basit bir örnek verecek olursak, alacağımız bir kıyafeti, eşyayı almadan önce yakın çevremizin ne düşüneceğini en azından hayatımızın bir döneminde düşünmüşüzdür, ancak bunun bizim kişiliğimizde yapacağı olumsuzlukları aklımıza bile getirmemişizdir. Tabii ki bazı kararlar alırken bencilce davranmamak ve yakınlarımızın görüşlerini de almak gerekiyor, ancak unutmamak gerekir ki bunu hayatımızın her alanında sürekli hale getirirsek aşılamayacak sorunlarla karşılaşabiliriz. Günümüzde bunu başarmak aslında hiç zor değil, hele bu konuda bizlere yardımcı olacak rehber niteliğinde kitaplar da varken. işte size onlardan biri: Banu Gökçül'ün hazırladığı kitapla (NLP ile Düşüncenin Çekim Gücü) hayata karşı tavrınızı ve hayatınızı değiştirmeniz için gereken her şeyin aslında kendi içinizde ve düşüncelerinizde olduğunu fark edeceksiniz.
Peki nedir bu NLP(Nöro Linguistik Programlama) diye soracak olursanız kısaca açıklayalım; herhangi bir konuda ne yapacağınıza karar verip hedefe ulaşmak için gereken bütün şartları oluşturmanızı sağlayan bir yöntem. Nöro, beş duyumuzu kullanarak hayatımızı bilinçli ve bilinçdışı düşüncelere dönüştüren süreçleri; Linguistik, dilin hayatımız üzerindeki etkisini kullanarak hayatımızı daha bilinçli bir şekilde anlamlandırma; Programlama ise hayatımızı bir kez daha gözden geçirerek kendimizi yeni bir yola yönlendirme sürecini kapsıyor. Kitabın üçüncü bölümünde ise beş duyu organınızın gücünü ve size neler kazandıracağını fark etmenize yardımcı olacak açıklamalara yer verilmiş. Bu açıklamalar sayesinde içinizde saklı olan fakat bir türlü açığa çıkaramadığınız yönlerinizi keşfederek hayatınızı daha mutlu ve başarılı bir insan olarak yaşayabilirsiniz. Unutmayın tek yapmanız gereken sadece ne istediğinize karar vermek, tabii kararlarınızı kendiniz vererek ve bu hayatta sizin kararlarınızı yönlendirmeye sizden başka kimsenin hakkı olmadığını unutmayarak.
Gönül Koca

Dünyanın en eski sahipleri


İNSAN ÇATLATAN HAYVAN ÖYKÜLERİ
Hannah Tinti, Çeviren: Hikmet Hükümenoğlu, Evrest Yayınları, 2007, 205 sayfa.

İstanbul'da yaşamanın belki de en güzel yanlarından biri, sokaklarda akan insan kalabalığına eşlik eden köpeklerle kedilerdir. Çağdaş kent kültürünü ve tarihini paylaşan bu dörtayaklılar, en az biz kentliler kadar bu sokakların yerlisidir. Onlarla bir evi paylaşıp paylaşmamak elbette karşılıklı tercihlere bağlıdır; ancak sokakların, parkların, kısacası ev dışı tüm mekânların iki ayaklılarla dörtayaklıların ortak yaşama alanı olduğu unutulmamalıdır.
Hannah Tinti'nin öykü kitabı İnsan Çatlatan Hayvan Öyküleri, özellikle son zamanlarda yaşanan hayvan zulümlerine karşılık, dünyadaki yaşamın müşterekliği konusunda hafızamızı tazeliyor. Bu dünyayı hayvanlarla paylaşmak zorunluluğumuzu, bizim onlara belki de onların bize olduğundan daha bağımlı olduğumuzu on bir öyküyle hatırlatıyor.
Bir hayvanat bahçesinde açılan kitap, Afrika'nın vahşi ormanlarında son buluyor. Yine de Amerikan aile yaşamının tam ortasında yer alan, horozdan köpeğe, yılandan tavşana uzanan hayvan yelpazesi, insan yaşamına kendi tarzında ayna tutuyor.
Kitabın ilk öyküsü olan 'İnsan Çatlatan Hayvan Öyküleri', hayvanat bahçesi çalışanı Joseph ile bakımından sorumlu olduğu fil Marysue arasındaki, zaman içinde gittikçe pekişen dostluğu; 'Makul Şartlar, hayvanat bahçesindeki 'hayvanlık-dışı' şartları protesto eden bir grup zürafayı; 'Slim'in Son Yolculuğu', aramaz sormaz bir babanın bir gün çıkagelip oğluna hediye ettiği tavşanın başına gelenleri; 'Bayan Waldron'un Kırmızı Colobus Maymunu', Afrika'daki maymunların sahip olduğu özgürlüğün çekiciliğine kapılan bir kadını... Kısacası, kitapta yer alan tüm öyküler, dünyanın en eski sahipleriyle aramızdaki inanılmaz bağı, müthiş bir akıcılıkla anlatıyor.
Dikkat çeken öykülerden biri ise 'Gallus Gallus'. Karısına duyduğu öfkeyi, kadının üstüne titrediği ödüllü horozundan çıkaran bir kocanın düştüğü acıklı durum, adı intikam olan ve hayvanların çoğunda bulunmayan, genellikle de ilkellik göstergesi bir duygunun öyküyle analizi aslında.
İşte bu sebeple, İnsan Çatlatan Hayvan Öyküleri dillendiremediğimiz pek çok duygumuzla yüzleştiriyor bizi. Daha akıllı olduğumuz, konuşabildiğimiz ve yıkıp yapabildiğimiz için kendimizi üstün saydığımız dünyamızda, her şeyin aslında "sandığımız" gibi olmadığını dürüstçe ve yüksek sesle söylüyor. 
Nil Tezer

radikal kitap eki
Yayın Tarihi : 9 Kasım 2007 Cuma 15:30:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?