18
Mayıs
2024
Cumartesi
KÜLTÜR/SANAT

Yok böyle dondurmacı

Her insanın ayrı bir merakı var, ama bazı meraklar var ki; sizi diğer insanlardan farklı kılar. Çevrenizdeki insanlar sizi ilgiyle takip eder. Fahri Buğa da böyle simalardan...

Fahri usta, Kahramanmaraşlı ünlü dondurmacı Şişman Usta'nın ortağı. 20 yılını Şişman Usta ile birlikte geçirmiş. Yalnız onu farklı kılan özelliği dondurmacılığı değil, tarihî eserlere ve eski eşyalara olan merakı. Dükkânında 500-600 parça tarihî eser mevcut. Kimi Roma döneminden, kimi Bizans'tan, kimi de Osmanlı'dan kalan eserler, Fahri Buğa'nın küçük müzesinde sergileniyor.

Gaziantep Ulucami'nin hemen yanı başındaki Şişman Usta Dondurmaları'nın kapısını açtığınızda ilk anda bu eserler karşılıyor sizi. Eski telefonlar, elektronik malzemeler, gramafonlar, etnografik ve arkeolojik özellik taşıyan eserler ve silahlar bunlardan sadece birkaçı.

İlk başta duraksayan müşteriler, birkaç saniye sonra dondurmacı dükkanına geldiğini anlıyor. Ancak tarihe merakı olanlar, siparişi hazırlanırken eserlerin içinde eski zamana bir yolculuk yapıyor. Dükkanın farklı bölümlerine gidildiğinde bu sefer köstekli saatler, devlet ve şirket rozetleri, yerli ve yabancı gazilere ait madalyalar, nişanlar, bir asır önce kullanılan kamera ve fotoğraf makineleri, radyolar ve daktilolar var. Rafların ve duvarların her yerini dolduran Buğa, yer kalmayınca masaların içini oydurup eserleri buralara yerleştirmiş. Üzerlerini de camla kapatmış ki, müşterileri rahatça izlesin...

Fahri Buğa'nın tarihî eser merakı 35 yıl öncesine dayanıyor. O yıllarda elinde dedesinden kalan el yazması bir dua kitabı varmış. Bu kitap sayesinde 19 yaşında koleksiyonerliğe merak sarmış. Usta dondurmacı, "Geçmişi olmayan milletler yok olmaya mahkum" sözünü kendine rehber edinmiş. Birikimlerini geleceğe aktarmak isteyen Buğa, "Elimden geldiği kadar tarihi dokuyu yaşatmak istiyorum." diyor.

Mekânın darlığı nedeniyle hepsini sergileyemeyen Buğa, yetkililerden destek bekliyor. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey'in bu konuya meraklı olduğunu söylüyor, ancak kendisi ile görüşememiş. Buğa, büyük ve güzel bir mekânının olması halinde eserleri daha rahat teşhir edeceğini belirtiyor.

Gazianteplilerin de kendisine tarihi eserler getirdiğini anlatan Buğa, "Aza demişler ki, 'nereye gidiyorsun?', 'çoğun yanına...' Vatandaşın eline bir tane eser geçiyor, ya getirip satıyor ya da hediye ediyor. Bu şekilde koleksiyonumuz her geçen gün zenginleşiyor. Koleksiyon belgemi de aldım. Sergilemem yasal. Çalışmalarımı yasallaştırdım." şeklinde konuşuyor.

Buğa, "Çalışmalarımı görenler bana çok teşekkür ediyor. Hatta 'biz de seviyoruz, yapmak istiyoruz' diyenlere, 'sadece seyirle kalın' diyorum. Çünkü bu işin içine girerseniz çıkamıyorsunuz. Maddi yönden faturası var. Küçük rakamlar değil. Çok paralar ödüyorum. Korumak ve elde tutmak da ayrı bir eziyet. Zaman zaman satın almak isteyenler oluyor. Ama bugüne kadar bir çöp dahi satmadım. Satarsak anlamı kalmaz. Bu işin parası bizim ahlakımızı bozar. Ticaretini yapmayı düşünmedim." diyor.

Tarihî eser niteliğinde 3 arabası var
Fahri usta, eski arabaları da çok seviyor. Tarihi eser gibi 3 arabası var ve bunları kullanmaktan ayrı bir haz duyuyor. Arabaların en genci 36, en yaşlısı 54 yaşında. Buğa, "Bu da ayrı bir hobi. Onlarla uğraşmak, temizlemek, dolaşmak bana ayrı bir zevk veriyor. Gaziantep'te sadece bende var." diyor.

Yolunuz bir gün Gaziantep'e düşerse Kemal Köker Caddesi'ndeki Şişman Usta Dondurmaları'na uğrayın. Dondurma ve baklava yerken, tarihî eserleri de mutlaka görün.

Adem Yılmaz - Zaman
Yayın Tarihi : 8 Ocak 2010 Cuma 14:18:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?