27
Mayıs
2024
Pazertesi
KÜLTÜR/SANAT

Yoksa Brecht yaşamadı mı?

Brecht yaşadı mı sahi
 
Tiyatroda devrim yapan Alman ve dünya tiyatrosunun en büyük isimlerinden Bertolt Brecht'e dair ülkesinde yapılan bir anket trajik bir sonuç ortaya çıkardı. Almanlar'ın yüzde 42'si hiç Bereht okumamış.

Dünya görüşü, geliştirdiği epik tiyatro biçemi, yazma/sahneleme tekniği, oyunculuk ve estetik anlayışı, eğlendirirken düşündürmesi, edilgen değil etken izleyici kavramını ortaya koymasıyla 21. yüzyıl tiyatrosunda bir devrim Brecht. Goethe, Schiller gibi Alman tiyatrosunun temel öğelerinden biri. Tiyatro yazarı, kuramcı, yönetmen Brecht, ölümünün 50. yılında anılıyor. Seçkin tiyatrobilimcilerimizden Prof. Dr. Sevda Şener, Brecht tiyatrosunun açtığı çığırı şöyle özetliyor: "...21. yüzyıl tiyatro düşüncesi en cüretli atılımını epik tiyatro kuramı ile yapmıştır. Tıpkı bir zamanlar klasik kuralların sona erdirilişi gibi, Avrupa tiyatrosuna egemen olan dram anlayışı kökünden sarsılmıştır. Dramatik tiyatro, ince kurgu tekniğiyle seyircide uyandırdığı illüzyonla geleneksel zevk ve yarar ilkesi ile yadsınmış, yerine seyirci ile yepyeni bir ilişki kurmayı amaçlayan farklı bir tiyatro anlayışı getirmiştir."

Bertolt mu, o da kim
Alman edebiyat dergisi Bücher Magazine'in 6-65 yaş arası 1084 kişiyle yaptığı ankete göre Brecht'in kurduğu Berliner Ensemble'yi kadınların yüzde 9'u, erkeklerin yüzde 6'sı tanıyor. Konrad Lischka ve Marcus Römer'in hazırladığı Brecht dosyasına göre Almanların yüzde 42'si Brecht'in hiçbir yapıtını okumamış. Bu yıl ve bir önceki yıl ise toplam yüzde 2'lik bir azınlık, Brecht'in herhangi bir yapıtını okumuş. "Brecht'in ilk kez hangi oyununu okudunuz? En son hangi oyunlarını okudunuz? Günümüzde Brecht neden okunmalı ya da okunmamalıdır" soruları yöneltilen ünlülerden bazılarının yanıtları şöyle: FPD (Bağımsız Demokrat Parti) Genel Sekreteri Dirk Nebel: "Galile'nin Yaşamı'nı, okulda okudum/Üç Kuruşluk Opera'yı izledim/Brecht'in izleklerinin zaman sınırı yoktur." Ünlü edebiyat eleştirmeni Marcel Reich-Ranicki: "Oyunlarını okumadan önce plaklarını dinledim. Üç Kuruşluk Opera ve Mahagony Kenti adlı oyunlarının şarkıları.. En büyük Alman lirik yazarıdır, kesinlikle okunmalıdır." Politikacı Oskar Lafonten ise insanlığa kapitalizmin etkilerini göstermesinden dolayı Brecht'in günümüzde de okunmasını destekliyor. Hangi eyalette, ilçede ya da kasabada yapıldığı açıklanmayan anketin sonucunu DAN (Alman Haber Ajansı), "Brecht'in yapıtları az okunuyor" başlığıyla duyururken Brecht emekçileri onu unutmuyor. Berliner Ensemble'de düzenlenen galada Claus Peymann, Gisela May, George Tabori, Milva, Kathe Reichel, Walter Schmidinger, Katharina Thalbach, Thomas Thieme, Angela Winkler, Hermann Beil, Wolf Biermann, Georgette Dee mit Terry Truck, Dominique Horwitz, Alice ve Ellen Kessler'le bir araya gelen yıldızlar topluluğu, Brecht'in oyunlarından örnekler sunuyor.
Ülkemizde Bertolt Brecht denildiği zaman akla AST (Ankara Sanat Tiyatrosu), Dostlar Tiyatrosu gelir. Genco Erkal, Mehmet Akan, Rutkay Aziz, Yücel Erten, Brecht oyunlarının unutulmaz kadın oyuncusu Zeliha Berksoy; Almancadan Türkçeye özel çevirileri ile Ahmet Cemal, Yılmaz Onay Türkiye'nin Brecht elçileridir. Bizde Brecht ne kadar anlaşıldı, biliniyor, algılanıyor tartışma konusudur. Ancak Haldun Taner'den Mehmet Akan'a Brecht kuramı önemli bir esin kaynağı olur. Brecht tiyatroda çığır açmanın yanı sıra aslında insanlık adına silahsız bir nefer olmuştur kalemiyle. İstatistiklere göre yaşadı ya da yaşamadı, okunuyor ya da okunmuyor(!?) Onu anlamak için Bertolt'tan bir şiirle onu yeniden keşfetmeye davet ediyorum sizleri:

Bir Alman anasının ağıtı
Bu çizmeleri bendim sana giy diyen, oğlum,
bu haki gömleği bendim sana giy diyen.
Nerden bilecektim bu kara günleri göreceğimi,
bilseydim, giydirmem, derdim, giydirmem,
asın beni, derdim, daha iyi.
Elini görürdüm hani ben senin, oğlum,
'Heil Hitler!' diyerek kaldırdığın elini,
Hitler'i selamladın diye, nerden bilecektim,
kuruyacağını bir gün elinin.
Duyardım, oğlum, söz ettiğini senin
üstün bir ırktan.
Nasıl varacaktım farkına, nerden bilecektim, nerden
celladıymışsın meğer sen kendinin.
Gittiğini görürdüm senin, oğlum,
uygun adımla Hitler'in ardından.
Nerden bilecektim, onu izleyenin
artık bir daha geri dönmeyeceğini.
Bana derdin ki, oğlum, derdin ki: Almanya
gelecek bir gün tanınmaz hale.
Nerden bilecektim, oğlum, bu yerin nerden bilecektim,
küller ve kanlı taşlar arasında kalacağını böyle.
Haki gömlek vardı her zaman sırtında senin.
Giyme şu gömleği demedim sana, demedim, oğlum.
Bu günleri göreceğimi bilmiyordum, ne yapayım,
sana o gömleğin kefen olacağını bilmiyordum.


 

Emre Erdem-Referans
Yayın Tarihi : 12 Haziran 2009 Cuma 16:41:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?