30
Mayıs
2024
Perşembe
MAGAZİN

İNSAN GİBİ YAŞAYABİLMENİN DERDİNDEYİZ

Müzik sektörünün meslek birliklerinde yönetim kurulu üyesi olan Gencebay, “Bizim derdimiz lüks otomobil, özel uçak, villa falan değil... Bestecilerimizin çoğu zorluklar içinde. Aslında toplanması gereken paralar bugünkünün kimi kategorilerde 40, kiminde 50, kiminde de 100 katı olmalı” diyor.

Orhan Gencebay müzik sektörünün meslek birliklerinden MÜYAP’ın kurucularından, MESAM ve MÜYORBİR’de yönetim kurulu üyesi. Gencebay meslek kuruluşlarında yer almasını “Sanatçı üretiminin karşılığını telif olarak almalıdır. Bunu alması için ben burada bulunuyorum” diye açıklıyor “Orhan Baba”yla konuşacak mevzu, Gencebay’da da söz çok olunca müzik dünyasının “Orhan Baba”sıy’la MESAM’ın Şişli’deki merkezinde yaptığımız Cafe Sohbeti’ne bugün de devam ettik.

Orhan Gencebay’ın, onca yoğun işlerine rağmen MESAM ve MÜYORBİR’de yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmasının sebebi nedir?

Şu anda MESAM ve MÜYORBİR’de Yönetim Kurulu üyesiyim. MÜYAP’ın da kurucularındanım. Dolayısıyla sektörümüzün içinde var olan bu meslek birliklerinin yöneticilerindenim. Bunun sebebi de şudur:
Ben bir sanatçıyım. Sanatı korumamız için sanatçıyı korumamız lazım. Sanatçıyı korumak için de sanatçının üretmiş olduğu ürünleri korumak lazım. Bu ürünlerin haklarını almamız lazım. Sanatçı bu icra hakkını almadığı sürece sanat gelişemez. Sanatçı bunları aldığı zaman özgür olur ve özgürlükler üretir. Sanatçı zaten özgürlük ve özgünlüğe bağlıdır. Kendi üretimiyle ayakta duran sanatçı, o zaman harikalar yaratır. Yaşamında zorluk çeken sanatçının istediği özgürlüğü bulamadığı için o rahatlık olmayabilir. Sanatçı kesinlikle üretiminin karşılığını telif olarak almalıdır. Bunu alması için ben burada bulunuyorum.

Bizde hep, “Amerika’da adam bir şarkı yapıyor, onun geliriyle bir ömür malikanesinde rahat bir hayat sürüyor” denir. Türkiye’de müzik eseri üretenlerin, eserlerinin telif ücretleriyle rahatlıkla geçinebilecekleri günler gelecek mi?

Bizim derdimiz lüks otomobil, özel uçak, villa falan değil... Önce insan gibi yaşayabilmek. Sağlığın korunması, hakların yerine gelmesi halinde, yapılan çalışmaların sanatçının üretiminin karşılığı olan telif hakkının alınması. İnsan gibi yaşayabilmenin derdindeyiz biz. Burada herhangi aşırı bir istem kesinlikle yoktur. Çünkü insanlarımızın, üreticilerimizin, bestecilerimizin çoğu zorluklar içinde. Aldıkları telifler çok cüzzi rakamlar. Aslında toplanması gereken paralar bugünkünün kimi kategorilerde 40, kiminde 50, kiminde de 100 katı olmalı.
Telif ücretlerinin toplanmasında böyle bir sıkıntı yaşanırken mekanik haklar dediğimiz kaset, CD satışları da tamamen çökmüş durumda. Türkiye’de yıllık albüm satışı 150- 200 milyon olması gerekirken yıllık toplam bandrol rakamı bile 6 milyona düştü. Bu rakama yerli ve yabancı CD de dahildir. Toplam satış ise 4 milyona indi. 146 milyonluk bir kayıp söz konusu yani... Nereye kaydı bu? Bir yandan internetten bedava şarkı indirenler, diğer yandan korsan kaset ve CD satışı sektörü bu hale getirdi.
İkinci kayıp alanı da ticari kullanımlardan... Çaldıkları müzik için telif ödemeyen TV’ler, radyolar, oteller, mağazalar, gece kulüpleri, konserler...

Konserde nasıl bir telif kaybı oluyor, anlayamadım?

Konserlerde söylenen şarkıların meslek birliklerine bildirilmesi lazım. Batıda bu böyle ama bizde uygulanmıyor. Bizde bildirenlerin sayısı yok denecek kadar az. Yorumcu konserden ücretini nakit olarak alır, ama eser sahibi herhangi bir şey almaz.

“Korsan bizi bitirdi, telif hakkımız ödenmiyor” diye isyan edip Ankara’ya yürüyenler konserlerinde söyledikleri eserlerin telifini ödemezse, başkası niye ödesin ki?

Şarkıcı vermez onu. Bu listeyi ve telif ücretini konseri organize eden ya da salon sahibi verir. Yorumcu şifai olarak “Bunu yapın” der, zorlayabilir.

Sözleşmesine “Kulisimde şunu istiyorum” gibi bir sürü şart sıralayan şarkıcılar, “Konserde söyleyeceğim eserlerin telif ücretini ödeyip, makbuzunu bana vermezseniz, sahneye çıkmam” şartı da koyabilir... Niye koymuyorlar?

Böyle bir şey yaparsa o yorumcuya teşekkür ederiz, şükranlarımızı sunarız. Bütün yorumcuların bunu yapmasını bekleriz. Mecbur değiller ama bir yerde mecburiyetleri vardır. Ben yapmalarını şiddetle istiyorum.

Kayahan MESAM’dan yılda 56 bin YTL civarında telif aldığını söyledi. Türkiye’de en yüksek telif hakkı kime ödenir?

Kayahan iyi bir ücret alıyormuş. Şu anda gereği yok diye bakmıyoruz.

Size ne kadar alıyorsunuz?

Benim 40 - 50 bin YTL falandır yıllık telif gelirim.

Bu sadece söz yazarı ve besteci olarak aldığınız para mı, yoksa içinde yorumcu hakkınız da var mı?

Yorumcu olarak tabii ki MÜYORBİR’den, yapımcı olarak MÜYAP’tan, yaratıcı, besteci, söz yazarı ve aranjör olarak MESAM’dan telif alıyorum.

Siz kullanılan eserlerinizden mi daha çok telif geliri elde ediyorsunuz, yoksa yorumcu telifinden mi?

Şu anda MÜYAP ve MESAM’dan geliyor. Yorumculukla ilgili daha az olabilir, ama bu yorumcu o kadar hak ediyor anlamında değil. Telifler tam manasıyla toplanamadığı için bu rakamlar düşük kalıyor. Örneğin Kayahan’ın yıllık telif kazancı 56 bin YTL değil aslında birkaç yüz bin YTL olması lazım... MESAM olarak bizim yılda elde ettiğimiz toplam telif 10 milyon dolar civarında. Aslında bunun birkaç yüz milyon dolar olması lazım. İşte o zaman Kayahan yılda 56 bin YTL değil de 400 500 bin YTL kazanır... Doğrusu da budur.

Kaya gibi sağlıklıyım

Sağlık durumunuz nedir. Rutin kontrolleriniz var mı?

Yok... Şükürler olsun ki kaya gibiyim...Kalp ameliyatını olurken, herhangi bir kriz geçirmeden olmuştum. Beş damarım değişti sekiz yıl oldu. Kriz geçirmediğim için avantajlıydım. Şimdi bir iki saat 5-6 kilometre hızla yürüyorum. Tansiyon için bir ilaç bir de bebe aspirini alıyorum.

Keşke yapmasaydım dediğiniz bir şey var mı?

Hayır. Hayatta doğrular da, yanlışlar da var olduğu için hayatın artı ve eksi kutsal olduğunu düşünerek hareket ediyorum. Önemli olan yanlış yaptıktan sonra aynı yanlışı yaparsan asıl yanlış o dur.

İyi ki yapmışım dediğiniz ne var?

Şu ana kadar kötü bir şey yapmadığım için iyi ki yapmışım diyemiyorum. Ben global bakıyorum. Yaşam bir tanedir. Onun planı yoktur. Doğarsın, yaşarsın ve ölürsün.

Mutlaka yapmalıyım dediğiniz bir şey var mı?

Önce kendime hayrım olmalı. Kendimi korumalıyım. Koruyayım ki, ailemi, etrafımdakileri, çevremi koruyabileyim ve geliştirebileyim.

Milliyet
Yayın Tarihi : 28 Mart 2008 Cuma 18:26:33
Güncelleme :28 Mart 2008 Cuma 18:31:51


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?