26
Mayıs
2024
Pazar
MAGAZİN

SİNEMAYA, MİZAHÇI ELİ DEĞECEK...

Senaryosunu Engin Günaydın'ın yazdığı Vavien adlı filmde rol alacak ünlü mizahçı Vedat Özdemiroğlu'nu sinema heyecanı sardı. Şimdilerde bir stand-up gösteri ve televizyon programı yapan Özdemiroğlu, Cem Yılmaz'dan sonra mizah dünyasından sinemaya adım atan ikinci isim olacak

 

Mizah yazarı Vedat Özdemiroğlu Avrupa Yakası'nın Burhan'ı Engin Günaydın'ın senaryosunu yazdığı Vavien filmini anlattı

Çarşaf ve Gırgır'da başladığı mizah yazarlığını Uykusuz dergisinde sürdüren Vedat Özdemiroğlu mizah alanında 20 yıldır eskimeyen ender bulunur isimlerden biri. Stand-up şovlar, televizyon programı, reklâm filmleri derken televizyona iyiden iyiye ısındı son günlerde. Vedat Özdemiroğlu yakında Avrupa Yakası'nın Burhan Altıntop'u Engin Günaydın'ın senaryosunu yazdığı bir filmde rol alarak sinema oyunculuğuna da adım atacak. Cem Yılmaz'dan sonra mizah dergilerinden yetişen ikinci sinema oyuncusu olmaya hazırlanan Özdemiroğlu'yla giderek daha fazla önem kazanan komedi sinemasını ve mizahı konuştuk. Konu ister istemez Cem Yılmaz-Recep İvedik çekişmesine de geldi. Özdemiroğlu isim vermese de “Kaba-kıllı komedi” olarak tanımladığı İvedik'ten pek hoşlanmıyor. Engin Günaydın'ın Vavien ismini verdiği senaryo Günaydın'ın memleketi olan Tokat Erbaa'da bir elektrikçi dükkânında geçiyor. Zaten Vavien de bir elektrik anahtarının ismi. Özdemiroğlu'nun yanı sıra Binnur Kaya, Settar Tanrıöven gibi isimlerin de rol alacağı filmde Engin Günaydın da elektrikçiyi canlandıracak. Özdemiroğlu, Bülent Üstün'ün efsanevi çizgi karakteri 'Kötü Kedi Şerafettin'in uzun metrajlı bir animasyon film yapılacağının da müjdesini verdi.

Engin Günaydın'ın senaryosunu yazdığı bir filmde rol alacaksınız. Çekimlere ne zaman başlıyorsunuz?

Önümüzdeki yaz çekmeyi düşünüyor Engin. Bana da bir rol yazmış çok sevindim. Teklif geldiğinde daha tek kişilik gösterilerimin başındaydım. Herhangi bir oyunculuk iddiam yoktu. Engin çok yetenekli bir aktör. Daha önce bir röportajımda onun için “Yeni Şener Şen” demiştim. Buna bazıları içerlemiş. Ama şimdi tekrarlıyorum. Engin yeni Şener Şen'dir.

Nasıl bir film olacak?

Senaryo henüz tam olarak bana gelmedi. Tokat'ta bir elektrikçi dükkânında geçecekmiş. Filmin adı Vaiven. Bir anahtar çeşidinin adıymış. Aynı lambayı iki ayrı düğmeden yakabilmeyi sağlar. Bana yazılan rol mahallenin abisi. Ben de yazar olduğum için senaryoya eklemeler yaparım diye düşünüyorum. Engin'le bir gece karşılaştık 'Sana bir rol düşünüyorum, oynar mısın?' dedi. Olur dedim. Tokat'ta çekilecek film. Engin ne yaparsa güzel yapar.

Geçenlerde entelektüel evlerinde konuşulan konularda diye bir yazı yazdınız. Özellikle Cem Yılmaz-Recep İvedik kutuplaşmasından sonra komedi sınıflandırılmaya başlandı. “Birine entelektüeller güler diğerine avam” deniyor. Mizah bu şekilde sınıflandırılabilir mi?

Entelektüel geyik diye bir şey var. Bu evlerde mutlaka konu Alamut Kalesi'ne geliyor. Masonik ilişkiler konuşuluyor. Ya da bu çevrelerin çok aşina olduğu Zeit-Geist belgeseli konuşuluyor. Bu geyiği yapanlar okumuş yazmış insanlar. Kapitalizmi de biliyor, Marks'ı da, Nazım'ı da, Necip Fazıl'ı da. Dikkat ederseniz “entel” demiyorum, entelektüel diyorum. Belli bir çıtayı da aşmak gerekiyor. Böyle bakınca “Cem Yılmaz'a entelektüeller güler öbürüne avamlar” klişesine imzamı atarım. Kaba kıllı komedi yanlış bir şey. Buna ince mizah diyemeyiz. Ofsayttan gol bu.

Bu aralar kim komik?

Ferhan Şensoy hep komik. Levent Ülgen var. Çok beğeniyorum. Cem Yılmaz komik. Gazanfer Abi'yi kaybettik. Erol Günaydın hala komik. Komedi ince bir iştir. Matematiği, disiplini olan bir iştir. Anüsün halk arasındaki adını söyleyerek güldüremezsiniz.

Bunun bir kesişim kümesi yok mu?

Olmaz olur mu? Kemal Sunal var mesela. O son Keloğlan'dı. Her şeye rağmen bakın İnek Şaban tiplemelerine, hep zaman mazlumdan yanadır. Hep zaman zariftir. Kaba komedi yapmaz. Şimdi çıkan kıllı komediye bakın. Hiçbir benzerliği var mı? Mizahta küfür dopingdir. Sporda doping kullananın madalyasını geri alırlar. Onun da madalyasını geri almaları lazım. Hemen özür dilemeli ve komediyi öğrenmek için Peter Sellers külliyatını okumaya başlamalı. Aslında bu durum bizim Batı'nın yancısı olmamızdan kaynaklanıyor. En sonunda komediye de sirayet etti.

Siz hep Doğu kültürünün insan tabiatına daha uygun olduğunu söylüyorsunuz. Batı'nın şimdilerde İslam'ı hedef almasını da Müslümanlığın sakin dingin karakterine bağlıyorsunuz. Bunu biraz açabilir misiniz?

Kesinlikle öyle. Tabiat Müslüman'dır. Bu benim değil Necip Fazıl'ın lafı. Keşke bana ait olsa. Dâhiyane bir sözdür. “Esselamünaleykum”, “barış içinde yaşayalım” demek. Başka nasıl anlatayım.

Ama bir yandan da mizah soldadır diyorsunuz.

İslam da ilk ortaya çıktığında yerleşik düzeni alt üst etti. Bakın o dönemde İslam'a hep kibirli iktidarlar karşı çıktı. Çünkü karşılarındaki mazlumların hareketiydi.

Türkiye'de muhabbet ehli olan insanlarla büyüdüm diyorsunuz. Kimlerle büyüdünüz?

19 yaşında Gırgır dergisinden içeri adım attım. Daha önce Çarşaf maceram vardı. Onu da yabana atmayalım. Bizi büyüten dergilerden biriydi. Orada Mesut Ekener, Zeki Beyner gibi ustalarla tanıştıktan sonra Gırgır'da yazılarım yayınlandı. Gırgır'da Atilla Atalay, Enginer Gönültaş, Latif Demirci, Behiç Pek, Hasan Kaçan gibi hayranı olduğum insanların önce yancısı zamanla da mesai arkadaşları oldum. Çok da memnunum.

Leman'dan Uykusuz'a devrolan bir mizah geleneği var. Bu insanlar her zaman karikatür çizdi. Mizahı başka formatlarda üretmeyi hiç düşünmedi. Sizin de içinde olduğunuz ekibin ünlü olmaktan özenle kaçındığı biliniyor. Ama siz bu aralar televizyonda da varsınız. Sahneye çıkıyorsunuz. Korkunuzu yendiniz mi?

O korku hep vardı. Aslında gerçekten de korkulacak bir şey. Ama biz eskiden de ünlüydük. Sonuçta yaptığımız işlerde imzamız çıkıyor. Ben kendi mesleğimde zaten ünlüydüm. 19-20'lerimdeyken dünyanın üçüncü büyük dergisinde yazardım. Vedat Özdemiroğlu'nu marka yapmak için uğraştım. Ben ideolojileri ikiye ayırıyorum. Bir kendini kurtaran kurtarsıncılar var. Bir de hep beraber nasıl yaşarız diye düşünenler. Ben ikinci şıkkı seçeli çok oldu.

Dergideki diğer arkadaşlarla derginin dışında farklı bir projeniz olmadı mı? Mesela Cem Yılmaz eski dostlarına South Park gibi bir çizgi film yapmayı teklif etmişti.

Böyle işler yapmak için sağlam bir teknik alt yapının olması lazım. Sabahlara kadar çizmek yetmiyor. Biraz da pahalı bir iş. Ama zamanla olacaktır. Mesela şimdilerde Bülent Üstün'ün Kötü Kedi Şerafettin'i animasyon film yapma projesi var. Uzun metraj bir film yapmak istiyor. Ben de Şerafettin'i seslendirmeye talip oldum.


Beşiktaş'a şiir aşılıyorum


Siz bir yandan da Beşiktaş şiirleri yazıyorsunuz. Çarşı'nın tezahüratlarında da parmağınız var mı?

Tezahüratların benim şiirlerimde parmağı var. Beşiktaş kültünü taçlandırmaya çalışıyorum aslında. Şiir benim için hayattaki bütün kavramlardan daha önemli. Beşiktaş'a bir miktar şiir enjekte etmeye çalışıyorum.

Mizahla siyaset yapılabilir mi?

Mizahla her şey yapılabilir. Mizah aklın sanatıdır. Ona ters düşen zekâ donuktur. Bush bile ayakkabıyı yiyince espri yapmaya çalıştı. Ayakkabı numarası şuydu falan diye. Ama kötü bir espriydi tabi. Hep beraber gülmezsek hep beraber ağlarız.

Türk mizahı için genellikle başka dillere çevrilemez denir. Türkiye'den evrensel bir mizah çıkmaz mı?

Kesinlikle çıkabilir. Batılı Nuri Bilge Ceylan sinemasına ya da Zeki Demirkubuz'a bakıp oradan bir sanat çıkarıyorsa onu güldürecek komedi de çıkabilir. Ben Pembe Panter serisine niye gülüyorum. İngiliz değilim bir şey değilim. Benin bağım ne onlarla. Necip Mahfuz'u okuyup zevk almak için Mısırlı olmak gerekmiyor ki. Ya da Macid Macidi sinemasını.

Türkiye'de stand-up çok tartışılan bir konu oldu. Sizce bu işin Türkiye'de geleceği var mı?

Aslında çok farklı bir yerden gelmiyorum. Türkiye'de tetikçi sayısı çok daha fazladır. Bodyguard sayısı da öyle. Mizahçı ise çok az var. Bu iş biraz yapana bağlı. Yaparsan devam edecek, yapmazsan duracak. Birlikte eğlenmeye bağlı bir iş. Bu konuda bizim tarihten gelen meddah kökenimiz var. Bunu sanata sokan Ferhan Şensoy'dur. Zanaat olarak yapan Cem Yılmaz var. İyi bir tiyatro formasyonum olmadığı için popüler kültür üzerinden devam ediyorum. Ama tiyatroya da ağırlık vermek istiyorum. Cem Yılmaz da sadece bir popüler kültür fenomeni değil. Bakın Hokkabaz'a, Her şey Çok Güzel olacak filmine orada iyi sinemanın işaretleri var.

 

 

Ertan Altan - Yeni Şafak
Yayın Tarihi : 28 Şubat 2009 Cumartesi 18:25:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?