Türkiye'nin, Hakkari'den çıkan ilk Kürt heavy metal grubu Ferec'in ilk albümü Helikopter önümüzdeki hafta dinleyiciyle buluşacak. Farklı aşiretlerden çocukluk arkadaşları olan Ferec'in üyeleri albümlerini bankadan kredi çekerek yapmış
Hakkarili dört gencin kurduğu ilk Kürtçe heavy metal grubu Ferec, Helikopter adını verdikleri ilk albüm hazırlıklarını tamamladı.
Ses Plak'tan çıkacak albüm, önümüzdeki hafta müzik marketlerdeki yerini alacak. Kürtçe heavy metal müzik yapan Ferec, kendisine 'Reh' (Kök) diyen ve aynı zamanda müzik öğretmenliği yapan, solist Fuat Taş (31) ile grubun elektrogitaristi 'Baratarna' (Bir Kürt kralı) adını kullanan Cemal Kaya (29) tarafından 2004'te kurulmuş. Önceleri rock ve Anadolu rock müzikle ilgilenirlerken, daha sonra kim olduklarını bilmedikleri bir grubun kaset kaydıyla heavy metalle tanışmışlar ve yollarını tamamen değiştirmişler. Ferec'e ilerleyen zamanlarda 'Afiriş' (Yaradılış) adını kullanan basgitarist İsmail Kurt (27) ile 'Zede' (Fazla) adını kullanan baterist Erkan Baran (24) katılmış.
FEREC: SABAH YILDIZI
Ferec'in elemanları farklı aşiretlerden çocukluk arkadaşları. Grubun adı Türkçe'de 'sabah yıldızı' anlamına geliyor. Grup üyeleri Hakkari'nin yeniliklere açık bir şehir olduğunu, her tarz müzik dinlendiğini ve Ermenilerden Kürtlere kadar pek çok etnisitenin bir arada yaşadığını belirtiyor. Kürt olmanın kendileri için sıradan bir durum olduğunu, insanların doğdukları yer nedeniyle yargılanmasını anlayamadıklarını söylüyorlar. Hayata ve müziğe 'insan olma' penceresinden baktıklarını ifade eden grup üyeleri, bunu şarkılarına da gayet güzel yansıtmışlar: "Çîne çîne ku şîn bît (Ek, ek ki yeşersin), Fêcirc;re fêcirc;re ku berz bît (Öğren, öğren ki yücelsin). 2000'li yıllarda çizgileri iyice netleşen Ferec'le müziğe bakış açıları, Hakkari'de heavy metal yapmak üzerine konuştuk.
- Müzikle ilk tanışıklığınız nasıl başladı?
- İlk müzik çalışmalarımız protest müzik ve Anadolu rock tarzındaydı. Grubun çekirdeği olan 'Reh' ve 'Baratarna', ellerine tesadüf eseri geçen bir kaset kaydından metal müzikle tanıştı. 2000'li yılların başlarında da çizgileri belirmeye başladı.
SLOGAN ATMAYAN POLİTİK ŞARKI
- Neden heavy metal?
- Diğer müzik tarzları, içimizdeki duyguyu dışa vurmamız noktasında yetersiz geliyordu ve bizim açımızdan giderek arabeske dönüşme riski taşıyordu. Gelenek ne kadar önemli de olsa, yeni bireysel kültürler oluşuyor. Farklı bir çığlık olmak gerekiyordu. Heavy metal bizim için çığlığımızı bastırmayacağımız olanak demekti.
- Ne tür şarkılar yapıyorsunuz?
- Şarkılarımızı belirli bir duyguyla sınırlamıyoruz. Elbette politik şarkılar da yapıyoruz, aşk şarkıları da. Yaşamın bize dayattığı, görmezden gelemeyeceğimiz her şey şarkılarımızın konusu. Hayatı anlatıyoruz. Ama burada özellikle politik bir vurgu varsa, şöyle söyleyebiliriz, albümümüzde sadece bir politik şarkı var. O da albüme adını veren Helikopter şarkısı. Bu şarkı çocuk gözüyle 12 Eylül'ü anlatıyor. Helikopterin oyuncak değil, ölüm olduğunu bilmeyen çocukların şarkısı. Ama klasik anlamda politik bir şarkı mıdır? Slogan mı atar? Hayır!
BİRİ ÖĞRETMEN, DİĞERİ OTO TAMİRCİSİ
- Hakkari'de heavy metal yapmanın kolaylıkları ve zorlukları neler?
- İlk başlarda yadırgandık elbette. Müzik yapmaya başladığımız dönemde Türkiye'de satanizm tartışmaları gündemdeydi ve bu yüzden alay konusu oluyorduk. Öte yandan henüz internet bu derece yaygın değildi ve kaynak bulmakta zorlanıyorduk. Enstrüman temini çok sıkıntılıydı. Çalışacak yer sorunumuz vardı. Şimdi bu sorunlarımızın hiçbiri kalmadı. Gayet benimsenmiş haldeyiz. Konserlere, festivallere davet ediliyoruz.
- Müzik dışında başka işler de yapıyor musunuz?
- Solistimiz 'Reh' müzik öğretmenliği yapıyor. Baterist 'Zede' ise oto tamircisi. 'Baratarna' ve 'Afıriş' ise sadece müzik yapıyor.
- Hakkari halkı metal müziğe nasıl bakıyor?
- Başlarda tuhaf buluyorlardı. Ama zamanla alışmaya başladılar. Alışmaktan öte sevdiler bile. Özellikle genç nüfusta rock ve metal dinleyicisi ciddi bir kitle var.
- Albüm hazırlıkları ne zamandır var?
- Albüm hazırlığımız 2004'te başlamıştı. 2008 yılı sonunda albümümüz hazırdı. Işığın Yansıması grubundan sevgili Ayhan Orhontaş albümün aranjörlüğünü yaptı. Önümüzdeki ay Ses Plak etiketiyle Helikopter isimli albümümüz çıkıyor.
- Ne tür bir albüm olacak?
- Albümde dokuz şarkımız var. Sözleri ve müzikleri tamamen bize ait. Aslında bir de Şivan Perwer şarkısı yorumlamıştık, ancak gerekli izinleri alamadığımız için albümden çıkarmak zorunda kaldık. Kendilerinden fazlaca etkilendiğimiz için Metallica ve Rammstein izleri görmek mümkün albümümüzde.
- Grup üyeleri albüm yapmak için kredi almış sanırım...
- Evet. Albümü grubun solistinin babası banka kredisi alarak finanse etti.
- Kürt açılımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- İnsan yaşamından daha kutsal bir şey yoktur. Kimsenin politik kaygılarının bir canlının yaşamından daha değerli olmadığına inanıyoruz. Üstelik de söz konusu olan insansa, insan yaşamıysa bu daha da hassas olduğumuz bir konu. Elbette bu açılımlardan hoşnut olmayanlar, süreç geliştikçe hoşnut olmayacak olanlar çıkacaktır. Yine de ölümlerin durması, hayatın normalleşmesi noktasında dahi bu adımların desteklenmesi gerekir. Hayatın normalleşmesi, yaralarımızın tımar edilmeye başlanması, barışabilmemiz adına. Çatışma ve sorun bizi düşman hale getirmeden atılan her adım değerlidir.
Babam bana acıdı ve bir saz aldı
Fuat Taş (Solist)
"Ben göğsüme vura vura bugünlere geldim. Şöyle anlatayım; sazım yokken, elimle göğsüme saz çalar gibi vuruyordum. Babam bu durumumu görünce bana acıdı ve bir tane saz aldı. Kurs için Halk Eğitim Müdürlüğü'ne gittim. Beni görenler her seferinde 'Âşık Veysel geldi,' diye takılınca kursu bıraktım. Bir süre evde devam ettikten sonra bir müzik evi açtım ve biz dört kişi grubumuzu kurduk. Düğünlerde çalmaya başladık. Hakkari'de alışılagelmişin dışında müzik yapıyorduk ve insanlar bizi tuhaf karşılıyordu. İlk başlarda korkarak çalıyorduk. 'Kim ne der, ne yapar,' diye sürekli bir kuşku yaşıyorduk. Ancak daha sonra İstanbul ve Hakkari'de büyük topluluklar karşısında söyleyince, kendimize güven duymaya başladık. Özellikle İstanbul'daki Barışarock konseri bizim için büyük bir moral kaynağı oldu. Bir aralar tek tük de olsa bizi yadırgayanlar, şimdi can kulağıyla dinleyip, destek veriyor. Biz de işimizi daha profesyonelce yapmaya başladık."
ŞARKILARDAN...
Helikopter
Em hzar bûn (Daha çocuktuk biz) Ne fahma bûn (Anlayamıyorduk) Me di lem bi hevre yar bûn (Oyun oynardık ve birbirimizle dosttuk) Me di got li jhel (Helikopter aşağıda derdik) Li jor hel (Helikopter yukarıda)
Jiyan (yaşam)
Berika min kune xir û xal(Ceplerim delik bomboş) Caran tdixûm (Bazen tok gezerim) Caran jı bırçi (Bazen de aç) Min ne xeme ji ber cilkır (Giysilerimin kirli olmasından tasalanmam) Bawerim nserbilindû xweş (Güzelliğin ve mutluluğun yakın olduğuna inanıyorum)