13
Haziran
2025
Cuma
MAGAZİN

YENİDEN DEVR-İ NÜLÜFER

Nilüfer'in yeni albümü 'Hayal', 90'lar nostaljisi içinde kıvrananlara ve 'dinlenecek' bir CD bulamayanlara ilaç gibi

Başka her şeyden, sesten şarkıdan müzikten önce, yeni albümü Hayal’in kapak fotoğraflarındaki Nilüfer’i görmek bile onun hakkında bir şeyler öğrenmemize, hatırlamamıza vesile oluyor. Gözümüze bakmayan, dalmış gitmiş, koltuğa yayılmayıp hafifçe ‘ilişen’, belli-belirsiz mütebessüm ancak sağ yumruğu sıkılı bir Nilüfer, hem oyunun pekâla içinde olduğunu, kendini güçlü hissettiğini ve bunu göstermekten kaçınmadığını hem de aslında aklının başka yerlerdeliğini, pek de bu işlerin insanı olmadığını, çeşitli tereddütlerini ele veriyor sanki. Kapaktan bizlere geçen bu eğreti oturuş, kırılgan bakış, sanki arada kalmışlık, belli-belirsiz rahatsızlık, şarkılar çalmaya başladıkça dağılıyor, çünkü ellerimizdeki, sanatçının çok uzun yıllardır yaptığı en iyi, en sağlam şarkılarla dolu, en başarılı albümü. Kendisi ne kadar mütereddit ve kırılgansa, şarkıları ve yorumu o kadar kararlı ve sağlam Nilüfer’in.

Sürekli yükselişle dolu bir kariyeri takiben, 90’ları zirvede kapatmış, ‘arayı’ bir hayli açmıştı Nilüfer. Ancak 97’de piyasaya verilen ve hem olağanüstü satış rakamlarına ulaşan, hem eşsiz şarkılarının neredeyse tümü hit olan hem de pek çok ödül toplayan Nilüfer’le albümünü yeniden yapma, onu yakalama isteği, olanaklarla, özellikle de Kayahan başta olmak üzere beraber çalışılan bestecilerin ellerindeki şarkılarla örtüşmeyince 2000’lere pek de ses getirmeyen Büyük Aşkım’la girildi. Bu başarısızlığın ardından radikal bir değişikliğe giden Nilüfer, Erol Köse prodüktörlüğünde, günün şarkılarını, günün düzenlemeleri ile yorumladığı Gözünaydın’ı çıkarmış, ancak bu albüm, samimi bulunmamış, kimi çok iyi eserlere rağmen öncekinin de gerisine düşmüştü. Önce Köse ve Kayahan ile çalışmayı bırakan, sonra beste yapabildiğini (yeniden) keşfeden Nilüfer, Karar Verdim ile burnunu yeniden yukarı çevirmiş, çıtayı yükseltmiş, özellikle albüme ismini veren şarkıyla yapılması çok zor olanı yapmış, ‘yeni’ bir klasik üretmişti.

Yaşamak dediğin şey, günbegün biriken
O zamandan bu yana boş durmadı Nilüfer ve tam yedi derleme albüm için yeni kayıtlar yapmasının yanında, geçtiğimiz yıl Sen Beni Tanımamışsın’ı single olarak yayınladı. 2009 randevumuz Hayal ise öncelikle kadrosuyla heyecanlandırıyor Türkçe pop dinleyicileri: Mete Özgencil, Sinan Akçıl, Buğra Uğur, Adnan Ergil, Ozan Çolakoğlu, Mustafa Ceceli, Fahir Atakoğlu, Ender Çabuker (MC Ender), Devrim Karaoğlu ve bir müzisyen olarak Nilüfer işin içindeler.
Bu kadar güçlü, iddialı, farklı bir ekibin işbirliğinden, etkileşiminden çıkan sonuç sükut-u hayal yaratan, sevimsiz bir kolaj olabilecekken; Hayal, kalıcılaşacağı kesin, etkili bir yapım, dolu dolu bir albüm olmuş. Besbelli ki, bu sefer doğru bileşenler, doğru ölçülerle biraraya getirilmiş, ekipteki tüm tezatlara rağmen enerjiler-sinerjiler iyi ayarlanmış ve şarkılar tekrar tekrar dinlenebilecek, iptila yaratacak bir kaliteye erişmiş. Popüler müziğimizin görüp göreceği en karakteristik yorumculardan olan Nilüfer, yıllar sonra ilk kez sadece kendisini takip etmeye alışmış, şartlanmışları değil daha geniş kitleleri de etkileyebilecek, yanına çekebilecek bir işe imza atmış.

Albümün en şaşırtıcı denemesi, Hande Yener’in Apayrı’sından fırlamış gibi duran Bir Liste. İlginç olan, Nilüfer’in kendi tarzına pek de uymayan şarkılarda yaşadığı genel tutukluğun üstesinden burada kolayca gelmiş, sözleri kendi üzerine oturtmayı bilmiş olması. Sonuç harikulade. Bir Bilseydin, konvansiyonel bir aşk şarkısı, ancak yorumcunun sesine kapı aralayan melodisi ve Nilüfer’in hakkını fazlasıyla verdiği icrasıyla öne çıkıyor. Tanrım, ritmi yüksek eski arabesk klasiklerini andırıyor, duyuldukça çok sevileceği belli. Takip etmenin diğerlerinden bir nebze güç olduğu Hayal, adeta hususi olarak Nilüfer için yazılmış: Özgencil’in dehası, Nilüfer’in ustalığı ile birleşince ortaya sağlam bir kafayla dinlendiğinde sevilmemesi imkansız bir eser çıkmış. Hemen dile düşüverecekmiş gibi duran, ideal yaz şarkısı Yaramaz ile konserlerde büyük sükse yapılacağı, kanların kaynatılacağı, ortamın ısıtılacağı kesin. Herhalde yeni bir Mavilim’in de bulunmuş olduğu akıllardan geçmiştir... Diğer şarkılar arasında da sıradan yok, vasat hiç yok, çok iyi çalınmış ve elbette çok iyi söylenmiş, Nilüfer’den beklenen, ona yakışan sözler, melodiler.

Açıkçası, pek de umulmayan bir anda sürpriz yapan, üzerinde çok çalışıldığı, ince ince uğraşıldığı, titizlenildiği belli bu albüm, hem 90’lar nostaljisi içinde kıvrananlara, ‘dinlenecek’ bir CD bulamayanlara, hem de 1972’den beri bizimle olan, 20 albüm ve yüzlerce şarkıyla sayısız başarıya imza atan Nilüfer’i özleyenlere, onun yerini ayrı tutup, değerini bilenlere çok iyi gelecek.
 

RADİKAL 2- CENK ÖZBAY
Yayın Tarihi : 14 Temmuz 2009 Salı 20:32:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?