19
Mayıs
2024
Pazar
MAGAZİN

Arif'e torpil geçiyorum

Bu cuma vizyona girecek olan 'A.R.O.G'un ticari amaçla yapılmadığını söyleyen Cem Yılmaz: 'A.R.O.G' aslında geç kalmış bir film. Daha önce de yapardık ama ticari olurdu. Şimdiye kadar yaptığım hiçbir proje ticari değildir!..
Cem Yılmaz, önümüzdeki cuma, 'G.O.R.A' filminin devamı niteliğindeki 'A.R.O.G'ta; senaryo yazarı, oyuncu ve yönetmen olarak karşımıza çıkacak... Filmi ticari kaygılarla yapmadıklarını söyleyen ünlü komedyen, yönetmenliği paylaştığı Ali Taner Baltacı'yla, Sinema dergisinden Murat Emir Eren'e konuştu.

FİLME HER ŞEY OLABİLİR!


* 'A.R.O.G'u yaparken ne gibi hedefleriniz vardı? Nasıl bir film yapmak üzere yola çıktınız?
ALİ TANER BALTACI: Her şeyden önce Arif'in macerası iyi bir sinema diline sahip olsun istedik. Komediyle ilgili hiçbir problemimiz yoktu. Yani 'Acaba Cem komik bir şeyler yazıyor mu?' diye düşünmüyor bile insan. Fakat hem komik bir hikâye anlatalım, hem de bir atmosfer yaratalım diye çabaladık. 'A.R.O.G' elbette insanlığın yüce değerlerine dair büyük mesajlar içeren bir film değil ama kendi yapısı içinde başarılı bir film olsun istedik...

* 'A.R.O.G'u yapabileceğinize ne zaman karar verdiniz? Proje nasıl şekillendi?
CEM YILMAZ: 'A.R.O.G' aslında geç kalmış bir film. 'G.O.R.A' perdeye çıkıp da hasılat rekorları kırmaya başladığı andan itibaren hiç zaman kaybetmeyip "Arif tuz gölüne gider", "Arif şuradadır, buradadır" gibi şeyler yapabilirdik. Yapmadık! Bunu yapmamız ticari bir karar olurdu. Benim şimdiye kadar yaptığım hiçbir proje ticari değildir. İnsanlar oturup 'Ne satar?' diye düşündüğümü zannediyor ama sinema filmlerinde böyle düşünmedim. Benim yaptığım filmlerin ticari potansiyelleri vardır ama seyircimizdeki belli eğilimler hesaplanarak yapılmamışlardır. Filmin ve harcanan paranın başına her şey gelebilir. Önceden gelirini tahmin edemediğiniz ancak giderini pek güzel tahmin edebildiğiniz bir iştir bu.

İLK İSMİ GORASAPIEN'Dİ!


* 'A.R.O.G'un öyküsü nasıl şekillendi?
C.Y.: 'G.O.R.A' daha gösterime girmeden benim aklımda devam filmiyle ilgili bir öykü vardı. Ocak ayında gösterdiğimiz üç dakikalık kısa filmimizdeki hikâyeydi bu... (Arif Ceku'yla dünyaya döner, kız hamiledir ve Arif onunla ilgili bir rüya görür.) Bu bölümü filmin ilk üç dakikası olarak tasarladık ve ilk filmden bu yana belli bir zaman geçtiği için, hem filmi hem karakteri anımsatmak adına filmin üç dakikasını sinema salonlarında gösterdik. Filmi zihnimde canlandırırken ilk ismi 'A.R.O.G' değil 'Gorasapien'di... 'Gorame diye de yapabilir, gidip Göreme'de çekeriz' diyordum. Tabii bu fikirler sonradan çok değişti. Senaryo iyice ortaya çıktı.

* Oyuncuları nasıl belirlediniz?
C.Y.: Senaryo tamamlandıktan sonra hemen oyuncuları düşünmeye başladık. Ceku'yu ilk filmden ötürü Özge Özberk'in oynayacağı belliydi zaten. Logar, Arif, Kaaya gibi karakterlerde ben kendim oynadığım için çok zorlanmadık! Kimse itiraz etmedi! Sonra da çalışmaktan zevk aldığımız insanları biraraya getirdik. Hikâyedeki karakterleri ortaya döküp, 'Bunu kim oynasın?' diye düşündüğümüzde aklımıza ilk gelenlerle çalıştık.

Arif'e torpil geçiyorum ve onu komik kılıyorum

Prodüksiyonun bu kadar içinde olmanız yaratıcılığınıza ket vuruyor mu sizce?
CEM YILMAZ: Sanmıyorum. Kısıtlıyorsa bile sınırları fazlasıyla zorlamamıza yol açıyor ve bizi olumlu yönde etkiliyor, çözümler bulmaya sevk ediyor. Neyin yapılabileceğiyle ilgili daha iyi düşünmemi, yazılan senaryonun yapılabilirliğini ilk elden kontrol edebilmemi sağlıyor.
ALİ TANER BALTACI: Cem'in tüm bunları yazan kişi olarak zaten bu dünyaya katkısı oluyor, üstüne bir de yönetmen olarak projede yer alması her ikimize de işin hızlanması açısından faydalı oluyor. Bir de biz sette iki yönetmen gibi çalışmıyoruz. Cem oyunuyla meşgul oluyor. Ben de sahneyi idare eden kişi oluyorum. Zaten sete girmeden çok önce bazı işleri halletmiş, gerekli kararları vermiş oluyoruz. Geriye sadece gidip o sahneyi çekmek kalıyor.

* Sinema filmlerinizde, sahne şovlarınızdaki dilin ve oyun akışının çok etkili olduğunu düşünüyoruz. Oyunun anlatımı filmlere de yansıyor mu sizce?
CEM YILMAZ: Sahnedeki adamla ben biraz aynı kişi olduğumuzdan ötürü, filmdeki mizah anlayışı da oradakine yakın oluyor elbette. Fakat ben bunun bir sinema diline evrimleşmesini ya da bir filmin içinde eriyip kaybolmasını istiyorum. Tabii Arif'e torpil geçtiğim oluyor. Hiç söylemeyeceği şeyleri söylüyor, bilmesi mümkün olmayan hadiseleri biliyor. Onu komik kılan da bu oluyor. Ben 35 yaşındayım. Üniversite bitirdim, kitaplar okudum, bale izledim... Arif'se bunların hiçbirini yapmadı ama benim bilgilerime sahip biçimde perdede yer alıyor. Tıpkı sahnedeki adam gib

Sabah - Günaydın
Yayın Tarihi : 3 Aralık 2008 Çarşamba 12:45:38


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?