Yaptırdığı mamografi taramasının ardından internetteki 'Bu kontroller 15 günde bir olsa, memeler dizlere iner' yazan Hülya Avşar, köşe yazarlarının eleştiri oklarına hedef oldu.
Yaptırdığı mamografi taramasının ardından internetteki köşesinde “15 dakika eviriyorlar, çeviriyorlar, uzatıyorlar. Yüzlerinde sıfır ifade. Bu kontroller 15 günde bir olsa, memeler dizlere iner” yazan Hülya Avşar, yarattığı polemiğe cevap verdi.
Avşar, yazısında espri yaptığını söyleyerek kendisini savundu: “O yazıyı yazmamdaki amaç, meme kanserine dikkat çekmekti. ‘Ben gidip mamografi çektirdim, siz de gidip çektirin’ demek istedim. Bunun altında bir espri var. Zeki olanlar anladı ama aptallar anlamadı. Gündeme gelmek isteyen köşe yazarlarının hepsinin aptal olduğuna karar verdim. Beni takdir etmeleri gerekirken, eleştirdiler.”
Haberde adı geçen ünlümüz haberde espiri yaptığını açıklamış.Espiriyi Aptallar anlamadı diyede söylemiş...Bende Kendisini İnternette okudugum bir Fıkra Anlatayım Anlayacakmı..SULTANIN MEMELERİ:Ahmet sarayın hizmetkarlarından biri.. Yıllardır Kraliçeyi görür ve onun göğüslerine hayran olurmuş.. Artık bir saplantı halini almış Kraliçenin göğüslerine dokunmak, öpmek.. Tüm cesaretini toplayıp haremağasına açılmış.. "Bana sultanin memelerini koklat.. Ömür boyu biriktirdiğim bin altın senin" demiş.. Harem ağasının aklı yatmış bu karlı ise..Kenar mahallelerde tanıdığı bir simyacı, büyücü karşımı bir kadın varmış.. Ona gidip bir losyon hazırlatmış ve bu losyonu, Kraliçenin o gün banyodan sonra giyeceği korseye iyice sürmüş.. Sultan çıplak tenine korseyi takınca, losyon etkisini hemen göstermiş.Memeleri yangın yeri gibi yanmaya başlamış.. Saray doktorları merhemlerle, ilaçlarla çare bulamamışlar.. Kraliçe acıdan, kaşıntıdan, yanmadan ölecek.. Harem ağası ortaya çıkmış ve padişaha "Saray hizmetkarlarından Ahmet, derdinize derman olabilir. Onun salyası, her şeye iyi geliyor. Tek çare, Ahmet’in dili.. Kraliçemizi ancak o kurtarır, eğer izin verirseniz" demiş.. Padişah çaresiz çağırmış Ahmet’i hareme.. Ahmet bir saate yakın sultanla yalnız kalıp muradına ermiş... Ne var ki söz verdiği halde 1000 altını harem ağasına vermeye yanaşmamış.. "Bu olayı açıklarsan ikimizin de kellesi gider. Bunu göze alamazsın.. Hadi bakalım, çek arabanı" demiş, haremağasına.. Çok kızmış harem ağası.. Öyle kızmış ki.. Ertesi gün ayni yakıcı losyonu padişahın, banyodan sonra giyeceği donuna iki kat sürmüş.. BU FIKRADA KENDİMCE ANLADIĞIMI YAZIYIM.GEÇMİŞ BİR ZAMANDA ÜNLÜ OLMAK VE PARA KAZANMAK İÇİN NE YAPACAGINI DÜŞÜNEN BİRİSİ,AKLINA PARANIN VE MEŞHUR OLMANIN YOLLARINI ARAMIŞ..
GEL ZAMAN GİT ZAMAN ALTIN AYAKKABI SAHİBİ OLMUŞ.NE YAZIKKİ ALTIN AYAKKABI,AYAKLARINA BİRAZ BÜYÜK GELMİŞ.GİTTİGİ YOLLARDA KARŞISINA MEŞUR OLMAK İSTEYEN BİRİSİ ÇIKINCA,İKİNCİ ALTIN AYAKKABIDAN OLMUŞ.
ALTIN AYAKKABI SAHİBİNİN SAYESİNDE ALTIN AYAKLARA SAHİP OLMUŞ.ZAMANLA KRALLAR,İMPARATORLAR ONUN PEŞİNDE ALTIN AYAKKABIYA SAHİP OLMAYA ÇALIŞMIŞLAR.PEŞİNDE OLDUKLARI KAYA GİBİ SAĞLAMMIŞ;KAYA'YA ÇARPTIKLARINI SONRADAN ANLAMŞLAR.
HERYERİ "SARAN"ÜNÜ HERKESİN DİLİNDEYMİŞ...BUNLARI TAKİP EDEN HALKIN İÇİNDEN DELİ VE ABDAL DENİLEN BİRİSİ ÇIKMIŞ VE TÜM KALEM ERBAPLARINA SESLENMİ"TIRNAKLARIYLA GELENLERLE,TIRNAKLARINI ÖJELEYENLERİ AYIRT EDİN.YOKSA BU GİDİŞLE TIRNAKLARINI YÜZÜMÜZI TIRMAKLIYACAK..:)))saygılarımla.erdal geyikci-sanatcı.