22
Mayıs
2024
Çarşamba
MAGAZİN

El bebek gül bebek Özgü Namal

Özgü Namal, 2006 sonunda adeta beyazperdeyi 'ele geçirdi'. 'Beynelmilel', 'Polis' ve 'Mutluluk'ta peş peşe izledik onu... "Film çekmek için kamera, ışık ve Özgü Namal" gibi esprilere maruz kalan sanatçının yükselişi sürüyor...

İstediğini elde etmeye ve 'iyi şeyleri' hak ettiğine inanmaya küçük yaşta başlamış bir kız o. Annesinin babasının biricik kızı olarak pamuklar içinde büyütülmüş, seçimlerinde köstekle değil hep destekle karşılaşmış bir çocuk. Bu kadar kararlı ve özgüvenli olmasına şaşmamalı... 

Devlet memuru Akile Hanım ile tekstilci Kubilay Bey'in ilk çocuğu olarak 28 Aralık 1978'de İstanbul'da dünyaya gelir Özgü Namal. Duygu adında bir erkek kardeşi vardır. Gençliğinde tiyatrolarda kuaförlük yapan ve oyuncu olmayı hayal eden babası en büyük desteğidir. Kızının ona teşekkürü de yıllar sonra "Yeditepe İstanbul" dizisinde Zuhal Olcay'la karşılıklı oynama fırsatı olacaktır.

Komşu bahçeye turneye
Biraz erkek çocuk gibi büyüyen, ailesinin 'Çırpı Özgü'nün kısaltması olarak 'Çözgüre' diye çağırdığı Namal, adeta doğuştan oyuncu ve de girişimcidir. 11 yaşındayken Bağlarbaşı'ndaki mahallelerinde bir tiyatro grubu kurar ve anneannesinin bahçesinde bilet keserek oyunlar sahneler. Kek ve limonata ikramını da ihmal etmediği bu oyunlarla okul harçlığını çıkarır, komşu bahçelere turneye bile gider.
Üsküdar Cumhuriyet Lisesi'nde okurken tiyatro kursuna gitmek isteyince, babası onu elinden tutup Enis Fosforoğlu Tiyatrosu'na götürür. Böylece 14 yaşında oyunculuk eğitimine başlar. 17'sinde reklamlarda oynamak ister, gene babası alır onu bu kez Gaye Sökmen'e götürür. Her şey bir oyun gibi gelir ona. Ta ki Yargıcı'nın vitrininde kendi fotoğraflarını tam boy olarak görene kadar...
İşin ciddiye binmeye başladığı andır bu. Erken yaşta gelen ışıltılı yaşam gözünü fazla kamaştırmaz. Belki de ailesinin kendisine olan güveni korur onu. Gönlünde de hâlâ tiyatro yatmaktadır, bu kez gider Müjdat Gezen'in kapısını çalar. Bir yıl orada okuduktan sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'ne girer. Öğrenciliği sırasında Tiyatro Fora'da "Apaçık", "Tekrar Çal Sam" ve "Yan Etkili Konuşmalar" oyunlarında rol alır. 

Oyunculuk serüveninde basamakları ikişer üçer atlayarak tırmanan Özgü Namal'ın televizyonla tanışması da uzun sürmez. "Affet Bizi Hocam" dizisini, hâlâ izleyenlerin gönlünde özel bir yeri olan "Yeditepe İstanbul" izler. Zuhal Olcay'ın kızı Duru rolünde yeni ve gerçekten 'dupduru' bir yüz olarak parladığında konservatuvar son sınıf öğrencisidir. Uzun süre yaşından da küçük 'çıtı pıtı genç kız' rollerinde kalacağı o günden bellidir. 

Ona şöhret kapısını aralayan dizi, aynı zamanda yıllardır mutlu bir beraberlik sürdürdüğü Oktay Kaynarca'yı da kazandırır. Her şey tam hayal ettiği gibidir artık. Bir söyleşide şöyle anlatır durumu: 

"Konservatuvarda okumak istedim, okudum. Arabam olsun istedim, oldu. Çok güzel dostlar istedim, ailemle aram iyi olsun istedim, çok güzel sevgilim olsun istedim, hepsi oldu." 

Bir de ödülü olsun istemiştir ki, bunun için de fazla beklemesi gerekmez. 2002'de "Sır Çocukları" filmiyle hem 14. Ankara Film Festivali'nde hem de Sadri Alışık Ödülleri'nde "Umut Vaat Eden Kadın Oyuncu" seçilir. 

Bunu bir 'duraklama dönemi' izler. İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda "Taraf Tutmak" oyununda ve birkaç kısa süreli dizide oynayan Özgü Namal, 2003'te "Kurtlar Vadisi"nin Avukat Elif'i olarak hızla 'milli yenge'liğe terfi eder. 'Çakır'dan kaynaklı bir 'çifte yenge' durumu da vardır üstelik. 

Bu bir dönüm noktasıdır onun için. "Kurtlar Vadisi"yle ilgili eleştirilere kulak tıkamakla kalmaz, sert yanıtlar da verir. "Başarılı bir işti ve taşlandı" der, hatta "İyi ki yapmışım, bütün Türkiye hasta bana." 

Bütün Türkiye hasta mıdır bilinmez, ama Özgü Namal kesinlikle vadiden en kârlı çıkan isimlerden olacaktır. Dizi sürerken sinemada "Büyü" ve Organize İşler"de oynar ve 'Elif Yenge'nin kanı kurumadan bıcır bıcır Axess kızı olarak çıkar karşımıza. Billboard'larda, televizyonda, her yerdedir ve bu daha başlangıçtır.

'Çekmeye devam edeceğim' 

Ortaoyuncular'ın "Kiralık Oyunu"nda ve "Bebeğim" dizisinde rol alan Özgü Namal, 2006 sonunda beyazperdeyi de ele geçirir adeta. Peşpeşe "Beynelmilel", "Polis" ve "Mutluluk"ta izleriz onu. "Film çekmek için kamera, ışık ve Özgü Namal" esprilerine maruz kalsa da özellikle "Beynelmilel" ile büyük övgü kazanır. 

Bir de 26. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin "En İyi Kadın Oyuncu" ödülünü. New York Post yazarı Vincent Musetto da bir röportaj yapar kendisiyle. 

Özgü Namal'ın yükselişi sürüyor kısacası. Birkaç yıl önce onun için "Çok uzun soluklu oyuncu olacak. Her geçen sene kendini geliştiriyor" diyen Meral Okay'ın yüzünü kara çıkarmayacak gibi... Hele hele kendini anlatmayı biraz başkalarına bırakır, haddinden çok filmde oynadığını söyleyenlere "Bunda kötü niyet ararım. Çekmeye devam edeceğim, oh canıma değsin!" gibi cevaplar vermekten vazgeçerse...
milliyet/ Asu MARO
Yayın Tarihi : 17 Nisan 2007 Salı 12:04:00
Güncelleme :17 Nisan 2007 Salı 12:12:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?