16
Mayıs
2024
Perşembe
MAGAZİN

İmajı ben yaratmadım

Son dönemin en popüler oyuncularından Nejat İşler, romantizm anlayışını Tempo dergisine verdiği röportajda dile getirdi.

İşler, "Algı değişiyor. Şehirde iyi şairler var, ama artık bildiğimiz eski romantikler gibi değiller. Başka türlü bir romantizm var. 'Fight Club' (Dövüş Kulübü) benim için çok romantik bir film mesela" dedi.

Antalya’dan Altın Portakal’la dönen "Yumurta" filminin Şair Yusuf’u Nejat İşler, Tempo dergisine konuştu. İşler, üzerine yapışıp kalan ’Serseri Nejat’ imajı için "O bir fenomen, benim yarattığım bir şey değil" dedi.

n "Yumurta"da, Şair Yusuf’un kangal köpeğinin yanında oturup ağlama durumu nasıl bir háldir?

- Bir şeyle savaşıp savaşıp, sonunda yenildiğindeki hál. Bilirsin, yenileceğini de kabul etmezsin, devamlı savaşırsın. Sonra bir şey sana kabul ettirir; işte o hál.

n Yusuf’a ne oldu orada peki?

- Toprakla barıştı. Bir şair olarak topraktan biraz yukarıda yürüdüğü, hiçbir yerle bağı olmadığı için...

n Şiir yazmak, şiir gibi yaşamak zor bir durum zaten zamanımızda.

- Algı değişiyor. Şimdi de şehirde iyi şairler var. Başka bir algı var, artık bildiğimiz eski romantikler gibi değiller. Başka türlü bir romantizm var.

n Nasıl bir romantizm?

- "Fight Club" benim için çok romantik bir film mesela.

n Filmde, Şair Yusuf memleketi Tire’ye gidiyor ya, siz nerelisiniz?

- Bizim köyümüz falan yok. Kalmadı kimse, ama Karadenizli’yim.

n "Gideyim oralara, köklerimi keşfedeyim" gibi bir düşünceniz olur mu?

- Yok ya. Babam burada doğmuş, hiç görmemiş memleketini. Ben ondan daha önce gitmiştim. Benim köyüm Eyüp. Orada büyüdüm zaten.

n Eyüp’ün eskiden; bir karakteri, bir raconu varmış.

- Çok karakterliydi evet, şimdi biraz yapma bir şey var üstünde.

n Karakterinizde de yeri vardır. 

- Oldu tabii etkisi halimde, tavrımda. Karakterin ilk şekillendiğinde, aile ve çevrenden etkileniyorsun. Ağabeyler bulup onlara öykünüyorsun vs... Ben oradan 12 yaşında çıktım.

n Tutucu bir yer midir Eyüp?

- Eyüp işçi semtidir aslında. O zamanlar öyleydi. Hatta ben belime kadar saçlar, halka küpelerle dolaşırdım, kimse bir şey söylemezdi.

n Buralardan kaçıp, küçük bir yerlere yerleşmeyi düşünür müsünüz?

- Buralara yakın, sessiz sakin yerler arama telaşındayım. Toprağa yakın bir yer istiyorum.

n Domates, patates de eker misiniz?

- Olur tabii. "Senin için erken" diyorlar, uyarıyorlar, ama hissediyorum yavaş yavaş gitmeyi.

n Gelenek göreneklerle aranız nasıl?

- Pek bağlı değilim. Saygılıyım da, bende pek gelişkin bir durum değil.

n Her türlü bağ, bir yanıyla da özgürlüğü kısıtlayan bir şey zaten.

- İnsana göre değişiyor. Şu anda yalan bir tutuculuk yaşıyoruz. Hiç öyle değildik aslında. Millet 11 ay içkisini içer, ramazanda içmez. Ya da iftarını yaptıktan sonra içmeye başlar. O durum, güzel bir durum.

n Emeklilikte küçük bir yere kaçarsanız, sahaf dükkánı da açar mısınız?

- Kimse kitap okumuyor ya. Güzel bir sahne vardı televizyonda. Dünyayı gezen magazin programlarının birinde, okyanustaki adalardan birine gidiyorlar, kızları çekiyorlar filan. Turistin bir tanesi yatmış kumsalda, Orhan Pamuk’un "Kar" romanını okuyor. Onlar kızla geyik yapıyorlar; "Nerelisin" falan. Okuduğu kitabı görmedi bile herif.

n Orhan Pamuk’u okuyorlar tabii...

- Her şeyi okuyorlar. Güneyde bayağı takıldım ben; Kadir’in Yeri’nde, Gümüşlük’te... Okuyup okuyup bırakıyorlar kitapları. Bir ara benim için geçim kaynağıydı. Kitapları alıp İstanbul’da satıyordum.

n Sizde aidiyet sorunu var mı?

- Elbette.

n Bunalımı var mı?

- Alışık olduğum, çok ufaktan beri benimle yaşayan bir şey.

n Sinemada da kurallar vardır mutlaka. Ait olmanız gereken dünyalar.

- Var ama her şey de parti değil ki.

n "Tutunamayanlar" durumu yok yani sizde.

- "Tutunamayanlar"da bir "a" benim için fazla. "Tutunmayanlar" benim için daha iyi bir şey.

n Köpekle birlikte oturup ağlamak gibi bir háli yaşar mı Nejat İşler?

- Neden olmasın?

n Köpek var mı sizde? Yoksa daha çiçek aşamasında mısınız?

- Henüz çiçek aşamasında. Çiçeğe bir şey olursa, gözümün önünde bağırmayacak ölürken.

n Bir de size yapışan bir "Serseri Nejat" háli var.

- O bir fenomen, benim yarattığım bir şey değil.

n Rahatsız ediyor mu peki sizi?

- Benimle alakası olmadığı için rahatsız etmiyor.

28’İMDE BUHRAN GEÇİRİP YAKTIM HER ŞEYİ

n Şair Yusuf’un da yaşadığı gibi, bir süre sonra tüketiyor insan her şeyi. Sonra "normal" olman gerekiyor.


- Bununla ilgili bir oyun yazdım. Üç 10’luk olmaya geliyorsun çünkü. O da yaşamaya başlamak demek çünkü.

n Zevksiz değil mi bu da?

-30’lu yaşlar bana tatlı geldi. Acılı, ama keyifli her şey gibi.

n İlk aşk, ilk terk ediliş gibi değil ama sonra olan bitenler.

- Kendini yenilemeli insan. 28 yaşına kadar yazdığım binlerce sayfa şeyi bir buhranda yakıp bambaşka bir hayata geçtim.

n Sizin değişiminize sebep bir travma var mı?

- Hayat bir yol. Kavşağa geldik, oraya girdik yani. Elbette olmuştur, ama işte yolda giderken, "Kavşak 10 kilometre sonra" tabelası gibidir travma.

AŞIK OLUNCA ŞİİR YAZARIM

n Yazı çiziyle nasıl aranız?


- Oyun ve senaryo yazıyorum. Şiir yazdığım da oldu tabii. Herkes yazmıştır birine áşık olup illa ki...

Áşık olunca yazılıyor öyle mi?

- Öyledir. Karnın acıkmaz, artık uykun gelmez, sabaha kadar ayaktasın, ne yapacaksın? Aklında kelimeler uçuşur. Birine bir şey söylemen lazım.

n Oyunculuk sanki daha kolay. Yazmak hastalıklı bir durum biraz.

- Aksine, tercih ederdim diğerini.

n Niye etmediniz?

- Öyle oldu, öyle denk geldi.

Ama iyi gidiyor sizin gidişat.

- Dışarıdan bakınca, evet. İçeriden de fena değil, iyi gidiyor gibi; ama çok fazla kalacağımı sanmıyorum buralarda.

Kelebek
Yayın Tarihi : 16 Kasım 2007 Cuma 09:14:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?