22
Mayıs
2024
Çarşamba
MAGAZİN

Yürekli bir özeleştiri

Mehmet Ali Erbil’le yer aldığı "Yıldız Savaşları" adlı projeden sonra ortalarda görülmeyen Berna Laçin, yemek programıyla dönüyor. "Artistlerin yaşadığı gibi yaşamıyorum" diyen Laçin, Hülya Avşar’ın "Ben dahil sanat camiasındaki herkes rezil" açıkmasıyla ilgili, "Böyle bir özeleştiri yapmak yürek ister. Tebrik ediyorum" dedi.

zun süredir göremiyoruz sizi, neler yapıyorsunuz?

- 5 aydır yokum. Bu Türkiye için çok uzun bir süre, çünkü uç uca ekliyorlar projeleri... Ben hiçbir zaman bu şekilde çalışmadım.

n Bu süreyi Bodrum’da geçirdiniz, değil mi?

- Evet, ikinci evim orası... Aslında ben köyde yaşamak istiyorum, birileri beni zorla şehre atmış gibi hissediyorum. Buralara ait değilim. İzmirli olduğu için yaşadığım yer sıcak olsun isterim. Baktığım denize girebilmek isterim. Dometesimi köylüler getirecek. Güneşte reçelimi yapacağım. Benim için hayat gerçekten böyle...

n Mesleğinizle bağdaşmayan bir durum yani...

- Bir kere ben makyaj sevmem, saçımla oynanmasını sevmem. Neden artist olmuşum, onu bilmiyorum. Bir insan kendine bu kadar aykırı bir iş yapamaz. Bunun dışında en çok bir karakteri yaratırken, oynarken mutlu oluyorum. Bizim mesleği seçenlerin yüzde 90’ı geri kalanı için seçer. "Giyineyim, süsleneyim, o davet senin bu davet benim gezineyim" diye düşünürler. Ben sadece oynama anını sevdiğim için oyuncu oldum. Onun için dışarıda yaşadığım hayat, bir artist hayatı gibi değil. Gerçekten vişne reçeli yaptım ve 3 gün boyunca deli gibi ona baktım. Komşularım benim delirdiğimi düşündüler. Geceleri örtüp, sabahları açıyordum. Ve olağanüstü bir reçel çıktı ortaya... Herkes hayrete düştü.

n Mutfak konusunda pek başarılı değilsiniz sanırım.

- Becerikli biri değilim, yeni yeni merak sarmaya başladım. Herkesten tarif alıyorum. Ama bana aldığı kadar un veya göz kararı falan demesinler, henüz gözümün kararı yok çünkü!

n Bu sezon sizi ekranlarda göremeyecek miyiz? 

- Projeleri çok güzel değerlendirdim ve hepsini reddettim. Bodrum’dayken bana teklif getirilmesi çok yanlış. Çünkü telefonları bile "Hayır" diye açıyorum. Oradayken beni ikna edebilen tek kişi Nurgül (Yeşilçay) olmuştur. Yapımcı bana "Belalı Baldız" projesini getirdi, "Hayır" dedim. Ama Nurgül "Hadi lan geliyorsun" deyince bir şey diyemedim. Beni birinin sürüklemesi gerekiyor, bu da kolay olmuyor. Buraya geldiğim zaman projeleri düşününce "Ah" diyorum ama iş işten geçmiş oluyor. Ramazandan sonra iki proje var, onlar olursa başlayabilirim. Bodrum’daki komşularım bana "Neden yemek programı yapmıyorsun" deyince, ciddi ciddi düşündüm. Bu yönde çalışmalar yaptık, ekranlara yemek programıyla geleceğim.

n Geçtiğimiz sezon Mehmet Ali Erbil’le birlikte rol aldığınız "Yıldız Savaşları" dizisi, sadece dört bölüm ekrana geldi, sonra yayından kaldırıldı. Sorun neydi sizce?

- Kanalın kendi içindeki bir sorundu. Bizimle ilgili bir şey değildi, ama çok canım yandı. Hayatımda ilk defa dizim erken kaldırıldı. Benim dizilerim hep uzun sürer, ama seyirci yine de "Niye dizileriniz uzun sürmüyor" der. Çünkü ben hep tadında bırakıyorum. Biz "Belalı Baldız"ı 34 bölüm çektik. Amerika’da bir senede 18 bölüm oynatıyorlar. Onların çift bölümü bizde bir bölüm ediyor. Adamlardan 70-80 bölüm almışız. "Ne yaptınız" dedikleri zaman "Biz ülkece biraz çabuk tüketiriz" dedik.

n Dizi kaldırıldığı zaman biraz da Mehmet Ali Erbil’e yüklenildi...

- Evet, "Mehmet Ali bitti, onun için dizi tutmadı" bile denildi. Bunların dedikodusu çok çıktı. İnsanlar çok fazla çalışmıştır, bıktırdığı zamanlar olmuştur, ama bir değeri varsa bitmez. Mehmet Ali gerçekten değerli biri... Şovmenlik yapıyor olabilir, hoşumuza gitmeyen işlerde bulunabilir, ama bu yetenekli olduğu gerçeğini değiştirmez. Belki de biz birbirimize uymamışızdır. Aslında reytingimiz iyiydi ama yayın günü değiştikten sonra bitirdiler.

n Geniş hayran kitlelerine sahip Hülya Avşar, Gülben Ergen, Sibel Can gibi isimlerin de dizilerinin tutmadığı oluyor...

- Sadece sen varsın diye bir proje tutmak zorunda değil ki... Ben izleyici kapasitemin farkındayım ama hiçbir zaman da çok şişirmemek lazım. Bu bir ekip işi... Çoğu yapımcı bu hataya düşüyor. "Bu adamın albümü çok tuttu, hadi dizi yapalım" diyor. Adamın şarkısı tuttu diye dizisi tutmak zorunda mı? Hülya Avşar bence müthiş bir magazin kişisi, ben onun yerinde olsam magazin programı yapardım. Çünkü çok akıllı ve magazini çok iyi kullanıyor. Önce türban takıyor, "Türban takıyor" denildiği zaman onu çıkarıp haç takıyor. Seyirci de onu magazin programlarında izliyor, ama bu demek değildir ki dizisini de takip edecek. Orada kriterler değişiyor. İzleyici dizilerde daha çok kendinden olanı, kızını, oğlunu benzetebileceği birilerini görmek istiyor. Gülben Ergen için de öyle... Sansasyonlar olduğunda ekstralar çok artar ama bu diziyi olumlu etkilemez. Oyuncuysanız izleyicinin sizi çok yakından tanımaması gerekir. Yoksa senin Ahmet, Ayşe, Fatma olduğuna nasıl inanırlar?

n Hülya Avşar "Sanat camiasında ben dahil herkes rezil durumda" dedi. Bu açıklamayla ilgili ne düşünüyorsunuz?

- Bu güzel bir özeleştiri bence... İnsanın kendisiyle ilgili böyle bir özeleştiri yapabilmesi yürek ister. Tebrik ediyorum. Yaptığı şeylerin farkında olması mühim... Sanat camiasıyla kastettiği Ara Güler, Suna Kan, İdil Biret değil elbette... Ortada olanları kastediyor. Dediğim gibi yürekli bir özeleştiri...

Sanem, Kudret’i istemediğini gösterdi

n Kudret Sabancı ile arkadaşınız Esra Akkaya’nın evliliği, araya Sanem Çelik’in girmesiyle bitti. Bunun üzerine siz sert açıklamalarda bulundunuz.

- Bu Sanem’in suçu değil. Çünkü evli olan Sanem değil, Kudret ve bu da onun suçu... Ben Sanem’i hiçbir zaman suçlamadım. Benim ona karşı bir antipatim vardır, ama bu içimdedir. Bu evlilik Sanem olmasa başkası tarafından yıkılacaktı... Ortada aşk olsaydı devam ederdi. Bu arada kadın da adamı istemediğini zaten gösterdi. Her şeyin bir adabı var. Gerçekten aşıksan, yiyorsa çekip gideceksin, yemiyorsa da evinde oturmasını bileceksin. Racona ters bir durumdu...

Kitap okuyor gibi yapıp objektife poz vermem

n Bodrum’da yaptığınız yemekler size kilo olarak döndü mü?

- Dönmez mi, hem de 6 kilo kadar... Son dönemde herkes bana "Çok zayıfladın" demeye başlamıştı. Yolda gördükleri zaman yanımdan "Ayy" diyerek geçiyorlardı. Ben de gerçekten "Ayy" diyebilecekleri bir durum varsa, birkaç kilo alayım dedim ama kantarın topuzunu kaçırıvermişim. Ne olursa olsun ben Bodrum’u çok seviyorum. Hayatımı olabildiğince normal yaşıyorum. Mesela ben ağaç altından denize girmeyi seviyorum. İskelede dip dibe yatmak bana göre değil. Evimin önünde güneşlenmeliyim.

n Selülitli görüntü vermekten veya fazla kilolarınızın açığa çıkmasından korktuğunuz için olabilir mi?

- Önceki senelerde bikinili fotoğraflarım çıktı, yani böyle bir çekincem yok. Ben kitap okuyormuş gibi yapıp, tek ayağımı da havaya kaldırıp poz veremem. Eğilip çocuğumun bikinisini düzeltiyorum, krem sürüyorum, "Dur evladım" diyerek kafasına şapka takıyorum... Benden alınabilecek başka görüntü yok.

Gözde Yılmaz/Kelebek
Yayın Tarihi : 21 Eylül 2007 Cuma 08:51:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Mahmut TUTAK IP: 85.106.253.xxx Tarih : 2.12.2007 20:04:57

selam ben mahmut tutak adana'dan yazıyorum bence berna hanım türkiyedeki en güzel film aktrislerinden birisi oynadığı dizilerden de anlaşıldığı gibi kendini rolüne kaptıran hakkını verenlerden birisi ve de okadar güzel hoş bir bayan allah sahibine ve çocuğuna bağışlasın belalı baldız filmini severek ve kaçırılmıyacak bir dizi olarak seyrettiğimiz bir zamanlarda bitti.bizler o diziyi geri istiyoruz ve bekliyoruz.salamlar şimdiden böyle bir köşe ayırdığınız içinde bizzat teşekkür ederim.