27
Mayıs
2024
Pazertesi
SAĞLIK

ÇAPA TIP'TA SKANDALLAR DİZİSİ

Çapa Tıp gecekondu gibi. Mesela nöroşirurjideki bir hastaya MR çekilmesi gerekse bahçeden taşınıyor. Bunlar ortadan kalkacak, modern bir tesis inşa edilecek. Havaalanına, raylı sisteme de yakın olacak."

Böyle diyordu Nisan 2007'de Başbakan Erdoğan, deprem tehlikesine de vurgu yaparak. Hemen ardından İstanbul Üniversitesi Rektörü Mesut Parlak açıklama yapmıştı. Parlak, Erdoğan ile görüştüklerini, Cerrahpaşa ve Çapa'yı Olimpiyat Stadı'nın yanında bir araziye taşıyacaklarını, kendilerine 1500 dönümlük bir arazi tahsis edildiğini söylemişti.
Ama olmadı.

Öğretim üyeleri genel kurulda taşınmayı reddetiler. Oldukça tartışmalı bir genel kurul olmuştu. Öğretim üyelerinin kararına kızan Rektör Mesut Parlak genel kurulu terk etmişti. Bu tarihten sonra Başbakan Erdoğan'ın "gecekondu" diye tanımladığı Çapa da kaderine terk edildi.

Şimdilerde mevcut binaların yenilenmesine ilişkin bir proje gündemde ama akıbeti ne olur bilinmez.
Ama bildiğim bir şey var:
Çapa'da tam anlamıyla bir rezalet yaşanıyor hem de her gün yeniden.
Ellerinde kan tüpleriyle oradan oraya koşuşan insanlar, otopark peşindeki araçlar, hastanenin içinde kaybolan hastalar, ilgisiz memurlar, saçma sapan bir sistem.
Skandalların hangi birini yazayım.

Örneğin randevu sistemi. Randevu özetle iki tarafın buluşması için belirlenen tarih ve saattir. Örneğin basit bir test için Çapa'dan saat 11.00 için randevu alıyorsunuz diyelim. Siz saatinde orada olmak için istediğiniz kadar çaba gösterin ve saatinde varın. Bir bakıyorsunuz, yüzlerce hastanın elinde sizinkinin aynısı kâğıt parçaları. Hepsinde aynı tarih ve aynı saat yazıyor. Yüz kişiyle kuyruğa girip önce kayıt sırasında beklemeye başlıyorsunuz. Sonra para yatırma kuyruğunda, sonra kan tüpü alma kuyruğunda, sonra kan verme kuyruğunda, sonra kan tüpünü verme kuyruğunda en sonunda da sonuç alma kuyruğunda.

Kuyruklara ulaşmak ise ayrı bir dert. Koskoca hastane kelimenin tam anlamıyla tabela fakiri. Parayı yatırdığınız kuyrukla, kanınızın alındığı bina ayrı binalarda. Kan tüpünü vereceğiniz yerin de bambaşka bir binada olduğunu belirtmeme sanırım gerek yok. Kan tüpü elinizde oradan oraya koşturup duruyorsunuz. Ne bir tabela ne ok işareti ne açıklama. Görevliler robot gibi kanınızı alıyor, tüpü elinize tutuşturuyor. Sonrasını kendiniz bulacaksınız. Kan tüpünü alıp evine götüren mi istersiniz, bir yerde unutan mı, elinden düşürüp kıran mı?

Diyelim ki yakınız ameliyat oluyor. Doktorun biri aniden ameliyathanenin kapısında beliriyor. Kanın yetmediğini belirterek sizden kan istiyor. Siz yine oradan oraya koşturmak zorundasınız. Sakın kan bankasından bulurum falan diye düşünmeyin. Tek çareniz var: Hastanenin içinden ya da yakınından birilerini çevirip para teklif edeceksiniz. Kabul ederse kan alma bölümündekilerin de keyfi gelirse ameliyata kanı yetiştirebilirsiniz.

Öylesine, kan bağışında bulunmak istiyorsanız zaten suçlusunuz. Hele yurtdışına falan çıktıysanız bağışta bulunmayı unutun. Siz "test yapacaksınız nasıl olsa kanıma" dediğinizde görevliden "uğraşamam" cevabını alacaksınız. Hemen içinize bir kurt düşecek. Yoksa hiç uğraşılmıyor mu, yani hiç test yapılmadan mı bağışlanan kanlar hastalara aktarılıyor?

Rakamlar "Sağlıkta Bitmeyen Sancı" adıyla son derece önemli bir yazı dizisine imza atan Ankara'daki muhabirimiz Tutku Ayvaz'dan. 56 üniversite hastanesi 2008 yılında sadece Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) 2 milyar 247 milyon lira aldı. SGK dışından, özel hastalardan gelirleri daha da fazla. Çapa'nın büyüklüğünü düşündüğünüzde aslan payını alan hastanelerden biri olduğunu söylemek mümkün.

Bu hastanenin neyin nerede olduğunu gösteren tabelaları koyacak parası yok mu? Yağmurda çamurda binadan binaya geçişi sağlayacak üst geçitler yapılamaz mı? Binalarda boya tadilat yapılamaz mı?

Küçük düzenlemelerle hastaların ve yakınlarının hayatını kolaylaştıracak düzenlemeleri yapacak yönetici mi yok, yöneticilerde kapasite mi?
Çapa yorgun, Çapa yaşlı, Çapa hasta, Çapa kanıyor...

Fakülte hastanelerinin daha modern bir komplekse kısmen ya da tamamen taşınmasına karşı çıkan öğretim görevlileri, umarım Çapa'da hasta olmazsınız.

Sefer Levent - Referans
Yayın Tarihi : 20 Ekim 2009 Salı 20:09:39


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?