15
Haziran
2025
Pazar
SAĞLIK

30 DAKİKA MR'LI CHECK-UP'LA KANSER HÜCRESİ AVI

Kanser şüphesi taşıyan ya da riski olan kişilerin 'ne yaparım' korkusu sona eriyor. Açlık, idrar sıkışıklığı gibi ön hazırlık gerektirmeyen uygulamada radyoaktif madde kullanılmaması kişilere zarar da vermiyor.

Kanser ağır bir hastalık. Yaşayana da, yakınlarına da... Bir yandan kanser tedavisiyle uğraşırken, hayatınızı yoluna sokmaya çalışmak, güç almak, enerji toplamak çok kolay değil. Bugün tıp teknolojileri gelişmiş radyoterapi ya da kemoterapi yöntemleriyle, birçok kanser hastalığının tedavisi mümkün. Yine de uzmanlar hastalanmadan önce önlem almanın daha önemli olduğuna dikkat çekmeye devam ediyor. Hele de kanser hastası bir yakınınız varsa, önlem almaya çalışmanız, şüphelerden arınmanız çok daha önemli... 

Acıbadem Maslak Hastanesi'nin Onkoloji Bölümü doktorlarının yemekli toplantısında da gündem hem yeni tedavi teknikleri hem de erken teşhisteki gelişmelerdi... Acıbadem Sağlık Grubu Genel Müdür Yardımcısı Meri Bahar, hastanede her hastanın tümör konseyleri tarafından değerlendirmelerinin yapıldığını ancak önemli olanın hastalandıktan sonra değil, erken teşhisle hastalanmamayı sağlamak olduğunu, hastane yönetimi olarak buna eğildiklerini vurguluyor.

Erken teşhiste çok verim aldıkları bir cihazı anlatan Doç. Dr. Ercan Karaarslan, baştan dize kadar olan vücut bölgesini tek başına inceleyen MR görüntüleme cihazıyla check-up yönteminin, çocuk ve hamileler dahil kanser şüphesi taşıyan herkese rahatlıkla uygulandığını söylüyor. Doç. Dr. Ercan Karaarslan, açlık, aşırı idrar sıkışıklığı gibi ön hazırlık gerektirmeyen uygulamanın en önemli özelliğinin farklı teşhis yöntemlerindeki radyoaktif maddelerin kullanılmaması olduğunu belirtiyor.

Toplantıda erken teşhiste etkili bir şekilde MR görüntüleme cihazına dikkat çeken Doç. Dr. Karaarslan, dünyada sayılı merkezlerde kullanılan cihazın tek başına hem kemik yapı hem de yumuşak dokuları iyi bir şekilde görüntüleyen inceleme yöntemi olduğunu da dile getiriyor. Yöntemin bilinen zararlı etkisinin bulunmadığına da dikkat çeken Doç. Dr. Karaarslan, 'İnceleme için radyoaktif element ve X-ışını kullanılmaz. Bu sebeple belli aralıklarla tekrarlanması risk oluşturmaz. Hatta çocuklarda ve gebelerde de güvenle uygulanabilir' diyor.

TEK SEFERDE 50 CM TARANIYOR
Klostrofobik (kapalı yerde kalma fobisi) hastalarda bazen sorun yaşayabildiklerini de ifade eden Ercan Karaarslan incelemenin akciğer, meme ve erken dönem mide-bağırsak kanserlerinin taranmasında klasik tarama yöntemleriyle birlikte kullanılmasını önerdiklerini de ifade ediyor.

BİRKAÇ DAKİKA RADYOTERAPİ
Kanser tedavisinde yüksek teknolojinin kullanılması, hem hastalara verilen hizmetin kalitesini artırıyor, hem de tedavisi süresini kısaltıyor. Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Enis Özyar, kullandıkları 'Rapidarc' teknolojisinin de, radyoterapi süresini bir dakikaya indirdiğini belirtiyor. Prof. Dr. Özyar, Rapidarc teknolojisini şöyle anlatıyor:

'Eski teknolojilerde tedavi cihazı hasta etrafında belli açılarda dönüp durduktan sonra ışınlama yapmaktaydı. Rapidarc teknolojisinde tedavi cihazı hasta etrafında dönerken ışınlama yapabilme özelliğine sahip. Kısaca Rapidarc'ı 2 dakikada IGRT yapan, 2 dakikada IMRT yapan bir cihaz olarak tanımlamak mümkündür. Bu da toplam hastanın tedavi masasında kalma süresini 30-45 dakikalık tedavi sürelerinden 6-8 dakikaya indiren bir tedavi sağlıyor'. Prof. Dr. Özyar, bu cihazda tedavi makinesinin diğer cihazların aksine hasta etrafından dönerken hareketliyken ışınlama yapma olanağı sağladığını da ifade ediyor.

Kanser hastalarının sayısı neden artıyor?
Radyasyon kirlenmesi: 20 yıl önce ortaya çıkan Çernobil faciasında ülkemiz bazı zararlar gördü. Bunlarla kirlenmiş durumdayız.
Kirli topraklar: Kirli topraklarda besin üretilmesi.
Gereksiz tetkikler: Radyasyonu bazı bilinçsiz kullanımlarla da alabiliyoruz. Lüzumsuz tanısal tetkikler, her öksürükte akciğer filmi, her başını çarpışında MR gibi incelemeler gereksiz yere yapılmamalı. Röntgen, BT konusunda da dikkatli olunmalı.

Manyetik kirlenme: Saç kurutma makinelerinden elektrikli süpürgeye, pilli saatlerden radyolara kadar elektriğin bulunduğu her nesne elektromanyetik bir alan yaratıyor. Bu elektromanyetik alan ise çocuklar başta olmak üzere kişiyi hasta edebiliyor. Bilim adamlarına göre çocuğun 1-2 saatten fazla bilgisayarla oynamaması lazım. Uzmanlar, daha üç aylık bebeklere reklamları izleterek mama yedirilmesinin, televizyon karşısında emzirilmesinin yanlış olduğuna dikkat çekiyor.

Genetik test, tiroit ve meme kanserlerini haber veriyor
Kanser türlerinin bazıları kalıtsal. Kanser hücrelerinin genetik özelliklerine göre tedavi planlaması, ailede kalıtsal kanserleri taşıyanların belirlenmesi ve gelecek kuşakların kalıtsal kanserlerden arındırılması bilim adamlarının en büyük hedefi...
Acıbadem Maslak Hastanesi Meme Kliniği'nde meme kanseri hastaların ailelerinin genetik geçişleri olup olmadığını kontrol ettiklerini belirten Prof. Dr. Ertuğrul Gazioğlu, 'Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de uygulanan bazı gen testleri var.

Ailesinde meme kanseri öyküsü olan, şüphe duyanlara yaptırdığımız bu testlerde, meme kanserine sebep olan BRCA 1 ile BRCA2 genlerine bakıyoruz. Eğer test pozitifse bu kişide ileriki yaşlarda yüzde 85 oranında meme kanseri görülecektir. Annesini, teyzesini ya da büyük annesini meme kanserinden kaybeden ve kendisinde de bu genlere rastladığımız kişilere üç yol öneriyoruz: Memelerinizi alalım. Cildi bırakalım, protez uygulayalım; çok sıkı takip altına girin, sürekli doktor kontrolünde yaşayın ya da hormonlarınızı baskılayıcı ilaç verelim.'
Bazı kadınların önlem amacıyla memelerini aldırdığını ifade eden Prof. Dr. Gazioğlu, 'İleride hastalanıp yaşam kalitelerinden kaybedeceklerini düşünen bazı kadınlar bu ameliyatı olarak, tüm risklerden kurtulmalarına yol açıyor' diyor.

TİROİDİNİ TEDBİR İÇİN ALDIRAN VAR
Acıbadem Tiroit Hastalıkları Kliniği Sorumlusu Prof. Dr. Mete Düren de, tiroit kanserinde son yıllarda benzer bir gelişmenin yaşadığının altını çiziyor. Prof. Dr. Düren, 'Genetik geçişli tipte tiroit kanseri olan anne veya babanın kanında yapılan genetik bir araştırma ile çocuğuna bu hastalığın geçip geçmeyeceği anlaşılabiliyor' diyor. Prof. Dr. Düren, testin pozitif çıktığı çocuklara tiroit bezini aldırmaları önerisinde bulunduklarını belirterek şöyle konuşuyor: 'Pozitifse, o çocuğun 25-30 yaşına kadar tiroit kanserine yakalanacağı yüzde 100. Eğer bu çocuklarda koruyucu olarak tiroit bezi tamamen alınırsa yüzde 100 şifa sağlayabiliyoruz. Bu genetiğin tıbba uygulama alanında yapmış olduğu en önemli katkılardan biri olarak kabul ediliyor'.

Türkan Yılmazer - Akşam
Yayın Tarihi : 4 Temmuz 2009 Cumartesi 16:34:20
Güncelleme :6 Temmuz 2009 Pazartesi 14:35:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?