Aile hekimliği uygulaması 205 eczaneyi yerinden etti
Türk Eczacıları Birliği aile hekimliği ile ilgili hazırladığı raporda sistem ile kaygılarını ve önerilerini dile getirdi. Rapora göre aile hekimliğiyle hastane ve sağlık ocağı karşısındaki eczanelerde ciro kayıpları oluşmaya başladı.
Hükümet, aile hekimliğini tüm illere yaymaya çalışırken meslek örgütleri de eleştiri getirmeyi sürdürüyor. Son olarak Türk Eczacıları Birliği (TEB), uygulamanın yürütüldüğü illeri de kapsayan 11 eczacı odasından gelen görüşleri de dikkate alarak bir rapor hazırladı. Buna göre; aile hekimliğine geçişin ardından hastane ve sağlık ocağı karşısındaki eczanelerde ciro kayıpları oluşmaya başladı ve 205 eczane yer değiştirdi. Söz konusu hak kaybının yaratabileceği etik dışı uygulamalara karşı uyaran TEB, ayrıca eskiden pratisyen olan hekimlerin aile hekimi olmasıyla uzman reçeteleri yazabilmeleri sonucu ilaç tüketiminin arttığına dikkat çekti.
Eczacılar, burada da fazla kazanç amacıyla 'eczacı-aile hekimi-ilaç firması' arasında etik olmayan ilişkinin ciro artışlarının adil dağılımının önünde engel olduğunu ifade etti. Çalışmada, hekim değiştirme seçeneği sunan aile hekimliğinin yürütüldüğü ve nüfusu toplam 6 milyon olan 10'un üzerinde ilde 600 bin kişinin hekimini değiştirdiği de kaydedildi. TEB, bu sirkülasyonun tam olarak ne anlama geldiğini tespit etmenin zor olduğunu belirtirken, aile hekimlerinin "işletmeci ile sağlık çalışanı olma" arasında ikileme düşmesi ihtimaline karşı uyarıda bulundu.
Hekimlerin eğitimi ve denetimi azaldı
"Türkiye'de Aile Hekimliği Uygulamaları ve Serbest Eczacılara Yansımaları" isimli raporda, eczacılar uygulamanın kendilerine etkisinin yanında "altyapı eksikliği, hekimlerin artan iş yükü nedeniyle koruyucu sağlık hizmetlerinden uzaklaşılması, hekimin yalnızlaşmasıyla kendiliğinden denetimin kalkması" gibi genel sorunların bulunduğundan bahsetti. TEB'e göre; aile hekimi olabilmek için gerekli kapasiteye ulaşabilmek 3.5-4 yıllık bir meslek eğitim süresi gerektirirken, mevcut pratisyen hekimler 10 günlük bir sertifika programıyla aile hekimi oluyor. Hekimlerin artan iş yükü de başka bir sorun. Uygulamanın hekim değiştirme seçeneğinin hekimler arası yaratacağı rekabete değinilen çalışmada, aile hekimlerinin hasta kayıtlarını belli seviyede tutmak ve daha fazla gelir elde etmek için iş yükleri ne kadar artarsa artsın hasta kaydını sürdüreceği tehlikesi de vurgulandı. Raporda ayrıca, aile hekimi başına düşen nüfusun ortalama 3 bin-3 bin 500 arası değiştiği belirtilirken, günde 80-100 hastaya bakmak durumunda olan hekimlerin koruyucu hizmetlere vakit ayıramayacağına dikkat çekildi.
Eczacı-hekim ilişkisi denetlensin
Raporun "öneriler" kısmında ise aile hekimine kayıtlı kişi sayısının 3 bini aşmaması, aile sağlığı merkezi sayısının yeterli ve merkezlerin fiziki şartlarının hasta kabulüne uygun hale getirilmesi ile koruyucu sağlık hizmetleri ve aile hekimi-eczacı ilişkilerinin izleneceği denetim mekanizmaları kurulması konuları yer aldı. Buna göre; aile hekimliğine geçilen bölgelerde koruyucu sağlık hizmetlerinin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine dair kontrolü yapacak etkin bir denetime ihtiyaç var. Ayrıca aile hekimi ile eczacı arasında oluşabilecek etik bozulmalarının takibi ve çözüme ulaştırılmasında İl Sağlık Müdürlükleri bünyesinde Bölge Eczacı Odaları'nın içinde bulunduğu bir yapının denetim yapması da istendi. Çalışmadaki veriler Bolu, Düzce, Adana, Isparta, Manisa, Edirne, Çorum, Amasya, Karaman, Samsun, Eskişehir, Elazığ ve Osmaniye illerinden alındı.