22
Mayıs
2024
Çarşamba
SAĞLIK

Alkol sorunu büyüyor

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zehra Arıkan, verilerin
Türkiye'de alkolizm sorununun her 10 yılda iki kat arttığına değinerek, Türkiye'nin alkolizm haritasının çıkarılması gerektiğini söyledi.

Alanya'da düzenlenen Adsız Alkolikler 2. Uluslararası Türkiye Büyük Toplantısı'na konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Zehra Arıkan, AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Alkolizmin ve bağımlılığın dünyada hızla yaygınlaştığını,
bunun büyük bir tehlike olduğunu belirten Prof. Dr. Arıkan, ''Türkiye'nin alkolizm haritası çıkarılmalıdır. Çünkü alkolizm, mücadele edilmesi gereken gerçek bir hastalıktır'' dedi.

Yapılan araştırmalara göre, ABD nüfusunun yüzde 10'unun alkolizmin pençesinde olduğunu, alkolizmle mücadele için öncelikle alkolizm haritasının çıkarıldığını anlatan Arıkan, Türkiye'de de böyle bir çalışmanın gerekliliğine
işaret etti. Türkiye'de bu konudaki çalışmaların son yıllarda başlatıldığını anlatan Arıkan, geçen yıl Bağımlılık Merkezi Yönergesi çıkarıldığını, bunun önemli bir gelişme olduğunu bildirdi. Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve
Adalet Bakanlığının bu konuda iş birliği içerisinde çalışma yapmasının önemine işaret eden Prof. Dr. Arıkan, Diyanet İşleri Başkanlığına da bu konuda önemli görevler düştüğünün altını çizdi. Gazi Üniversitesinin Ankara'da 23 yıldır süren veri toplama çalışmaları olduğunu anlatan Arıkan, şunları söyledi:

''1984 yılında yapılan araştırmada alkolizm tehlikesinde bulunan kişi sayısı nüfusun yüzde 0.9 oranını oluştururken, bu oran 1994'de yüzde 1,8'e, 2004'de ise yüzde 3'e yükseldi. Veriler, Türkiye'de alkolizmin her 10 yılda 2 kat artış
kaydettiğini göstermektedir. Bu büyüme, olayın ciddiyetini anlamamız açısından önemli bir sonuçtur. Bu nedenle Türkiye'nin alkolizm haritası çıkarılıp, mücadele yöntemleri belirlenmelidir. Tekel bayilerinin verilerine bakıldığında Türkiye'nin en çok içki satılan illeri belirlenebilir. Ama bunların gerçek alkolikler tarafından mı yoksa sosyal içiciler tarafından mı içildiği bilinmemektedir. Türkiye'de bu alanda bir çalışma bugüne kadar yapılmamış. Ancak, yapılmalı.''

Bu çalışmaları yürütmek üzere enstitüler ya da başka birimler kurulması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Arıkan, haritanın çıkarılması halinde dar bölge koruma ve önleme çalışmalarının daha sağlıklı yapılabileceğini bildirdi.

-ALKOLİZM NEDİR, NASIL BAŞLAR?-

Alkolizmin vücudun çeşitli fonksiyonlarını bozan bir hastalık olduğuna işaret eden Prof. Dr. Zehra Arıkan, şu bilgileri verdi:

''Alkolizm, beyindeki ödül sistemini bozan bir hastalıktır. Bu, isteğe bağlı bir hastalıktır. İçme isteğine engel olamamaktan kaynaklanır. Beyin, dopamin salgılar. Ödül sistemi bunu besler.Alkol alındığında ilk zamanlarda daha çok dopamin salgılanır. Ancak, içki miktarı arttıkça bu salgılama azalır. Azaldıkça da içme isteği artar. O yüzden belirli bir zamandan sonra alınan az alkol kişilere yeterli gelmemeye başlar. Yeterli dopamin salgılanana kadar insanda içme isteği oluşur. Bu durum, bazı kişilerde 24 saate yayılan bir içme isteğini bile beraberinde getirir. Bu da artık alkolik olunduğu anlamına gelir. Bu aşamadan sonra beyindeki ödül sisteminin bozulması nedeniyle vücuttaki tüm dengeler bozulmaya başlar. Erkeklerde, sertleşme sorunundan erken boşalmaya, unutkanlıktan, dikkat verememeye, karaciğer yetersizliğinden, kaygı ve depresyonu kadar çeşitli sorunları beraberinde getirir. Alkolizmin kadınlardaki etkileri daha da yıkıcıdır. Doğumda sorun, cinsel isteksizlik yaşarlar ve erkeklerde
görülen rahatsızlıkların tamamı onlarda da görülür.''

Bunların, hiç alkol alınmayacağı anlamına gelmediğini belirten Prof. Dr. Arıkan, alkolizm tehlikesinin haftada bir bardak rakı veya şarap, ya da bir şişe biradan fazlasının alışkanlık haline gelmesiyle görülmeye başlayacağını, bu
standardın üzerine çıkarak düzenli içenlerin bir gün alkolik olacağını ifade etti.

-''AZ İÇEMEMEK ALKOLİZMİN HABERCİSİDİR''

Alkolizme geçişin en belirgin özelliğinin az içememe ve yoğun istek duyma olduğunun altını çizen Prof. Dr. Zehra Arıkan, ''Az içememek alkolizmin en önemli habercisidir. (Ben sosyal içiciyim. İstediğim zaman içerim istediğim zaman içmem) diyenlerin çoğu kendini kandırıyordur. Haftalık limitin üzerine çıkıp bunu sürekli ve düzenli hale getirdiğinizde sorun başlamış demektir'' diye konuştu. Arıkan, alkolizm tehlikesindeki insanların, yavaş yavaş çevresini de değiştirip, alkollü ortamlarda zaman geçirmeyi tercih ettiğini, alkol almayan kişilerle oturmak yerine alkol alan kişilerle oturmaktan zevk almaya başladığını da vurguladı. Bu yönü itibarıyla alkol bağımlılığının diğer bağımlılıklardan farklı bir özellik sergilediğini belirten Prof. Dr. Arıkan, ''Esrar, ya da eroin bağımlılarının genelde kültürel ve ekonomik bir sınıflandırmasını yapabilirsiniz. Ama alkolde böyle bir durum yok. Alkolizmin sosyal ve ekonomik düzeyi yoktur. Her sınıftan, her kültür ve ekonomik düzeyden insan alkol bağımlısı olabilir. Kimisi
viski içer, kimisi şarap, kimisi bira. Tek fark budur. Bunun nedeni de alkolün sosyal kabulü olmasıdır'' dedi.

-ALKOLİZMDE TEDAVİ-

Alkolizm tedavisinin yapılabilmesi için önce kişinin, alkolik olduğunu kabul etmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Arıkan, birçok kişinin bunu kabullenmek istemediğini, aradan uzun süre geçtikten sonra durumun ciddiyetini kavradığını, ancak tedavinin bundan sonra daha zorlaşacağını ifade etti. Arıkan, alkolizmin tedavi edilebildiğini, ancak etkilerinin tamamen yok edilmesinin çok zor olduğunu anlattı. Prof. Dr. Şöyle devam etti:

''Alkolizmin tedavisini üç aşamada yapıyoruz. Bunlardan ilki, alkolün vücuttaki fiziksel etkilerini yok ederek, içilmediği zaman meydana gelecek terlemeleri, daralmaları, sıkılmaları yok ediyoruz. İkinci aşamasında terapi yöntemi uyguluyoruz. Bu aşamada, yeni bir yaşamın yararlarını görmelerini sağlıyoruz. Üçüncü aşamada ise kişinin zevk ve becerilerini ortaya çıkararak, bu yönlerde gelişimini sağlıyoruz. Böylece yeniden içme isteğini, alkolü hatırlamasını engelliyoruz.'' 

Alkolizmle mücadelede en önemli etkenin kişisel irade olduğunun altını çizen Prof. Dr. Arıkan, ''Bırakmak isteyen herkes her türlü bağımlılıktan kurtulabilir. Ama etkileri her zaman sürer. Yıllar sonra nasıl olsa bıraktığı düşüncesiyle içilen bir kadeh, her şeyin yeniden başlamasına neden olur ki bu en tehlikelisidir'' dedi.
Alkolizmin diğer bağımlılıklara göre en tehlikeli yanının, sosyal kabulü olması olduğunu anlatan Arıkan, ''Alkol her yerde her ortamda, aile, dost toplantılarında, hatta iş toplantılarında alınabilen bir şey. Toplum bunu kabul
etmiş. Cezası da yok ayıplaması da. Böyle olunca, alkol bağımlılığı diğer bağımlılıklardan daha kolay kazanılıyor. Bunun vücuttaki etkileri de eroin, esrar ya da başka bir maddenin etkilerinden daha az değil'' diye konuştu.

ANKA
Yayın Tarihi : 17 Kasım 2007 Cumartesi 11:34:13


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
yaşar ünal IP: 88.252.66.xxx Tarih : 17.11.2007 12:57:31

Özellikle kışın artış gösteren yerli diziler, bu ülkedeki en yaygın ve ciddi "alkolizm" teşvik edicisidir."Doktor" rolünde olanlar bile-ki en çok onlar alkolü yasaklar- ağır alkol tüketicisi durumundadır.İnsanların elinde her an,her durumda alkollü içki bulunmakta,adeta su içmeyin alkollü içki tüketin propagandası yapılmaktadır.Güya sigara görüntüleri kalktı.İyi,güzel ama çok daha tehlikeli olan içki tüketimi ve gösteri yoluyla teşviki inanılmaz noktalara ulaştı.Bu ülke gençliğine yapılacak en büyük kötülük,bu şekilde yapılan alkolizm reklamlarıdır.Bu tür dizilere imza atanların da,bu işi kasıtlı yaptıkları ortadadır.Sigara kullanımının azalırken,içki ve de uyuşturucu kullanımında artış olmasının yukarıda ifade ettiğim şeyler dikkate alındığında anormal olmadığı anlaşılabilir.Herkes söylediklerimi genel izleyici logosuyla çıkan,sonuçta çoluk çocuğuyla seyrettiği bir dizide kaç kez alkolizm görüntüsüyle karşılaştığını sayarak test edebilir.Unutmayalım ki "İçki bütün kötülüklerin anasıdır."Yani başka kötü alışkanlıklara maddi ve manevi sayılamayacak kadar çok zarara yol ve kapı açar.Nelere yol açtığını herkes lütfen bildiği kadarıyla aklına getirmeye çalışsın.Bunu yapmazsak bir toplumu düşünme faaliyetinden en çok uzaklaştıran alkolizm ve buna bağlı sorunlar çok daha büyüyecektir.Unutmayalım!Düşünmek insan olmaktır.