24
Mayıs
2024
Cuma
SAĞLIK

Çevre 'söz'de kaldı

Türkiye Bilimler Akademisi'ne bağlı Çevre Komitesi Türkiye'nin imza attığı uluslararası sözleşmelere "ne kadar sadık kaldığı"nı inceledi. Bugüne kadar verdiğimiz sözleri tutmadığımız ortaya çıktı.

Başbakanlığa bilimsel konularda danışmanlık yapmak amacıyla kurulan Türkiye Bilimler Akademisi'ne (TÜBA) bağlı Çevre Komitesi'nin, Prof. Dr. İlhan Tekeli başkanlığında yaklaşık iki yıl yaptığı araştırmada, Türkiye'nin de imza attığı 11 uluslararası çevre sözleşmesi incelendi. İşte sonuçlar:

Doğal Varlıkların Korunması: Türkiye uluslararası 3 ayrı sözleşmeye imza attı. Ancak, yasal düzenlemelerin çoğu eksik. Bütçe tahsisleri kısıtlı.
Çölleşme ile Mücadele: Çölleşmeye Maruz Ülkelerde Çölleşmeyle Mücadele İçin BM Sözleşmesi'ne imza attık. Ancak çölleşme ile mücadele salt erozyon kontrolü ve ağaçlandırma olarak algılanıyor.

Hava Kirliliği: Uzun Menzilli Sınırlarötesi Hava Kirliliği Sözleşmesi'ne imza atıldı. Çernobil kazası sonucu atmosferik yollarla yayılan radyasyon kirlenmesi örneğinde olduğu gibi, henüz kirlenme ölçümlerinin düzenli biçimde gerçekleştirileceği bir izleme sistemi oluşturulamadı.
Ozon Tabakası: Ozon Tabakasının Korunmasına Dair Viyana Sözleşmesi'ne imza atıldı. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ozon tabakasıyla ilgili yükümlülükleri yerine getirmek için ne tür etkinlikler gerçekleştirildiğine ilişkin bilgilere ulaşılamadı.

Karadeniz kirli deniz

Karadeniz: Karadeniz'in Kirlenmeye Karşı Korunması Bükreş Sözleşmesi'ne imza atıldı. Türkiye'nin Karadeniz kıyı bölgesinde kirletici kaynakları; Samsun Karadeniz Bakır İşletmeleri, TÜGSAŞ Samsun Gübre Sanayi, Murgul Bakır İşletmeleri, illerin evsel sıvı atıkları, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Sakarya nehirleri.

Akdeniz: Akdeniz'in Deniz Ortamı ve Kıyı Bölgelerinin Korunması Sözleşmesi'ne imza attık. Türkiye, Akdeniz'de kirlenmenin önlenmesi için bir protokol hazırlanmasında öncü oldu. 'İzmir Protokolü' olarak anılan sözleşme 1996'da, İzmir'de imzaya açıldı. Ancak, protokolün onaylanması ve yürürlüğe girmesi konularında Türkiye aynı tutumu sürdürmedi.
Tehlikeli Atıklar: Tehlikeli Atıkların Sınırlarötesi Taşınımının ve Bertarafının Kontrolüne İlişkin Basel Sözleşmesi'ne imza attık. Türkiye bu protokolü ancak 2004'te onayladı. Bugün turizm sektöründe 4 bin 459 turistik tesisten yalnızca 848'i (yüzde19) atık su arıtma tesisine sahip.

Deniz Kirliliği: Denizlerin Gemiler Tarafından Kirletilmesinin Önlenmesine Ait Uluslararası Sözleşmesi'ne imza atıldı. Gemi kazalarının yol açtığı çevresel tahribat, doğrudan insan yaşamını tehdit eder nitelikte.
İklim: İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'ne imza attık. Uygulama için teknik ve bilimsel altyapının nasıl oluşturulacağı ayrı bir çalışma konusu.

Önay Yılmaz / Milliyet
Yayın Tarihi : 25 Aralık 2005 Pazar 20:17:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?