Çocukları:"Onlar ailemizin ferdi"

Babamın organlarıyla hayata dönen beş kişi artık ailemizin ferdi

Osman Kömürcü geçtiğimiz mayıs ayında beyin kanaması nedeniyle hayatını kaybetti. Ailesi zor bir karar vererek, 51 yaşındaki adamın organlarını ihtiyaç sahiplerine bağışladı. İki böbreği, karaciğeri ve iki korneası beş kişiye sağlık getiren Kömürcü, geride dört çocuk bıraktı. Çocukları babaları için, "Babamız aslında ölmedi.
O sekiz aydır aramızda." diyor. Organların nakledildiği kişilerin artık ailelerinin birer ferdi olduğunu vurguluyor.

Nakil kararında Kömürcü'nün ölmeden bir ay önce kızı Deniz'e organlarını bağışlamak istediğini söylemesi etkili oldu. Bu konuşmanın ardından 19 Mayıs 2008'de beyin kanaması geçiren baba Kömürcü, İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. 25 Mayıs'ta ise beyin ölümü gerçekleşti. Kömürcü'nün sözünü vasiyet kabul eden ailesi, organlarını bağışlamaya karar verdi.

25 yaşındaki Deniz Kömürcü, beş kişinin hayatını kurtardıkları için gönüllerinin rahat olduğunu dile getiriyor. "Kim öldükten sekiz ay sonra anılır, hatırlanır? Ama babamız anılıyor. Bizim için babamızın bir parçasının bu dünyada yaşıyor olması önemli." diyor. Babasının organlarını alan kişilerle görüştüklerini anlatan genç kız, "Evet babam hayatta değil ama organları nakledilen kişiler artık ailemizin bir ferdi." ifadelerini kullanıyor. Ardından babasının karaciğerinin takıldığı 51 yaşındaki Oğuz Ensari'yi örnek gösteriyor: "O da artık benim bir babam. Onunla aynı yaşta. Böbreklerinin birinin takıldığı Deniz Turan Hanım benimle aynı ismi taşıyor. Diğer böbreğinin takıldığı üniversite öğrencisi benim kardeşim gibi. Bununla mutlu oluyoruz. Diğer alıcılarla da kalbimiz bir." Deniz'in kardeşleri Mustafa (23), Merve (11) ve Emre (7) de babalarını özlemle anıyor. Faydalı bir iş yaptıkları için babalarını kaybetmenin acısının bir nebze olsun azaldığını vurguluyorlar.

En büyük sorun, hekim eksikliği

TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Cevdet Erdöl, Türkiye'de halkın organ bağışıyla ilgili sorunu bulunmadığını belirtiyor. Erdöl'e göre, mevcut sorunlar uzman hekim eksikliğinden kaynaklanıyor. Organ bağışını gerçekleştirecek doktor ve personelin yetiştirilmesinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Komisyon Başkanı, Ankara Numune Hastanesi, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile İstanbul'daki bazı hastanelerde bu konuda eğitim çalışmaları yapıldığını aktarıyor.

Diyanet'ten nakil fetvası

Organ ve doku nakline belli şartlar dahilinde onay veren Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kriterleri şunlar:

Canlıdan canlıya nakiller

Nakilde maddi veya manevi bir baskı olmamalı.

Kendiliğinden yenilenmeyen organ ve dokularda hastanın hayatını veya hayati bir uzvunu kurtarmak için başka çaresi olmamalı.

Hastalığın bu yolla tedavi edilebileceğine kanaat getirilmeli.

Organ bağışında bulunan kişi tasarruf ehliyetine ve organının alınmasına rıza göstermeli.

Alınacak organ veya doku, kişinin hayatını tehlikeye sokmamalı.

Ölüden canlıya nakiller

Hastanın hayatını kurtarmak için başka çare olmaması.

Organ veya dokusu alınacak kişinin işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması.

Organ veya dokusu alınacak kişinin ölmeden önce buna izin verdiğini belirtmesi.

Kişinin hayattayken aksine bir beyanı olmaması şartıyla yakınlarının organ nakline karar vermesi.

14 bin hasta böbrek bekliyor

Son yıllarda büyük bir kampanyaya dönüşen organ bağışı, Türkiye genelinde artarak devam ediyor. 2004 yılında 5 bin 62 organ bağışı yapılırken, 2008'de bu rakam 60 bini geçti. Aynı şekilde 2004'te 136 olan donör sayısı 2008'de 242 oldu. Organ bağışında İstanbul ilk sırada yer alıyor. 2008'de İstanbul'da 40 bin 672 kişi organlarını gönüllülük esasına göre bağışlarken, 2004'te bu rakam sadece 119 idi. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de 14 bin 450 hasta böbrek, bin 165 hasta karaciğer, 172 hasta kalp nakli, 10 bin kişi kornea, 100 civarında hasta da pankreas ile ince bağırsak nakli bekliyor.