Gençler cinselliği yanlış öğreniyor!

Türkiye Gençlerde Cinsel ve Üreme Sağlığı Araştırması'na göre, gençler cinsellikle ilgili bilgiyi arkadaşlarından, gazete, dergi veya internet sitelerinden ediniyor.

Ailelerin çocuklarını bu konuda yeterince eğitememeleri nedeniyle gençler internetteki pornografik yayınlara yöneliyor. Bu durum, gençlerin hem ruh sağlığını hem de cinsel sağlığını olumsuz yönde etkiliyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem, "Cinsel eğitim objektif şekilde manevi değerleri rencide etmeyecek tarzda verilmeli. Aksi takdirde çocuklarımız yanlış bilgilerle dolu olan internetten bunları öğreniyor" dedi.

Türkiye'de tabu olarak görülen cinsellik ve üreme sağlığı evde, okulda konuşulmadığı için gençler ciddi bilgi açlığı çekiyor. Sağlık Bakanlığı'nca yapılan "Türkiye Gençlerde Cinsel ve Üreme Sağlığı Araştırması", Türkiye'de gençlerin cinsel konularda edindiği yanlış kaynağı gözler önüne serdi. 3 bin 500 hanede yapılan araştırmaya katılanların verdiği cevaplara göre, ergenlikle başlayan bedensel değişimin gençlere anlatılmaması halinde bazı sıkıntılar doğuyor. Ergenliğe giren kızlarda adet görme ve kilo endişe veren konular arasında ilk sırayı alıyor. Genç kızların yaşadığı bu endişeler en çok annelerinden alınan destekle aşılıyor.

Bu dönemde ailelerine açılamayan kızlara anneler destek vermezse ileri dönemde içine kapanık bireyler yetişiyor. Erkeklerde ise ergenliğe girmeyle birlikte vücuttaki sivilceler ve kilo en çok endişe edilen sorun. Bu endişeleri aşmak için erkek arkadaşlarına ya da internete başvuran gençler yanlış bilgileniyor. Halbuki araştırmaya katılanların yarısı hizmetin okul tarafından verilmesini istiyor. Sağlık kuruluşları da bilgilendirme hizmeti almak istenen yerler arasında yer alıyor. Gençlerin yüzde 72'si üreme ve cinsel sağlık hizmetlerini doktorlardan, yüzde 15'i hemşirelerden, yüzde 12'si psikologdan, yüzde 11'i uzmanların kendilerini bilgilendirmesini istiyor.

Ankara Numune Hastanesi Psikiyatri Klinik Şefi Doç. Dr. Nesrin Dilbaz, cinsel bilgi sağlamada ailenin oldukça sınırlı bir katkıya sahip olduğunu belirterek, bu durumda gençlerin yanlış bilgi kaynaklarına yöneldiğini söyledi. İnternette her bilgi doğru olmadığı için alınan yanlış bilgilerin gençleri cinsellik konusunda yanlış davranışlara yönlendirdiğine dikkati çeken Dilbaz, kız ve erkek çocuklarda ruhsal sorunların ortaya çıktığını kaydetti. 15 ile 19 yaş arasında gençlerin cinsellik ve üreme sağlığı
hakkında bilgilendirilmemesinin altında 'sakıncalı' düşüncesinin yattığını dile getiren Dilbaz, her yaşta üreme sağlığıyla ilgili doğru bilginin evebeynler tarafından verilebileceğine işaret etti.

Dilbaz'a göre, cinsellikle ilgili bilgiler çocuğun 'ben nasıl dünyaya geldim?' sorusuyla başlatılması gerekiyor. Burada anne baba seni leylekler getirdi yerine, aile olarak birbirlerini çok sevdikleri için çocuğun doğduğunu anlatmalı. İlkokul 5'ten sonra ise kızlarda adet görme, erkeklerde kıllanmanın başlamasıyla ergenlik çağının ayrıntısıyla çocuklara aktarılması gerektiğinin altını çiziyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem, cinsel eğitim konusunda ailelere düşen görevi Peygamber Efendimiz'in hadisiyle anlatıyor: "Ensar kadınları ne güzel kadınlardır ki haya duyguları onları dini konuları öğrenmekten engellemez." Bu hadisin erkek sahabelere söylendiğini ifade eden Yeprem, "Erkeklerin bulunduğu ortamda kadınlar Hz. Muhammed'e sorular soruyorlardı. Erkek sahabeler 'ayıp değil mi utanmıyor musunuz?' diyen erkek sahabelere Peygamberimiz bu sözü söylüyor. Bu çok önemli bir örnektir" dedi.

Gençlerin cinsellik konusunda en uygun yaşta ve en uygun bilgilerle eğitilmesi gerektiğini ifade eden Yeprem, "Cinsel eğitim objektif şekilde manevi değerleri rencide etmeyecek tarzda verilmeli. Aksi takdirde çocuklarımız yanlış bilgilerle dolu olan internetten bunları öğreniyor" diye konuştu.

Araştırmaya katılanların büyük bölümü cinsel sağlık ve üremeyle alakalı bilgi açlığında olduğunu ortaya koyuyor. Buna göre gençlerin yüzde 76'sı bilgilendirmeyi, yüzde 22'si danışmanlık hizmeti, yüzde 20'si cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların nasıl tedavi edildiğini, yüzde 12'si gebeliği önleyici hizmetler, yüzde 11'i de gebelik ve doğum hizmetleri konusunda doğru bilgilendirilmeyi istiyor.