Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Karadeniz Bölgesi'nde kanser vakalarının diğer bölgelerden farklı bir artış göstermediğini belirterek, "Çernobil, Türkiye'de riskli olduğu düşünülen bölgelerde kanser sayısında artışa neden olmamıştır" dedi.
Çernobil Nükleer Santralı kazasından etkilendiği düşünülen bölgelerin kanser hastalığı yönünden son durumunu ortaya koymak amacıyla yürütülen "Karadeniz Bölgesi Kanser ve Kanser Risk Faktörleri Araştırması"nın sonuçları açıklandı.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, toplantıda yaptığı konuşmada, 2 yıl önce başlatılan araştırmanın Ulusal Kanser Danışma Kurulu ve çeşitli üniversitelerin katkılarıyla 4 aşamalı olarak yürütüldüğünü anlattı.
Akdağ, "Bakanlığım tümüyle tarafsız kalmış, bilimsel veriler neyse ortaya konmasına azami özen gösterilmiştir" dedi.
Toplumda, "Çernobil kazasının Türkiye üzerinde çok önemli etkileri olduğu, devletin buna seyirci kaldığı ve hatta gerçekleri görmezden geldiği" şeklinde bir inanış olduğunu söyleyen Akdağ, araştırmanın bu düşünceleri ortadan kaldıracak nitelikte olduğunu ifade etti.
Ülke genelinde görülen kanser sayılarındaki artışın büyük ölçüde kanser kayıtlarının çok daha titizlikle tutulmasından kaynaklandığını belirten Akdağ, şunları söyledi:
"Karadeniz Bölgemizde kanser vakaları diğer bölgelerimizden farklı bir artış göstermemektedir. Ancak bazı kanserler için gerçek artışın önemli bir sebebi yaygın sigara tüketimidir. Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında ülkemizde sigara ile ilgisi ispatlanmış, bronş-akciğer, mesane ve gırtlak kanserlerinde diğer kanserlere göre ciddi bir fazlalık bulunmaktadır."
Akdağ, şöyle devam etti: "Bilim insanlarımız, tiroid kanserinde hücresel düzeyde yapılan çalışmalar ve doz tayini sonucunda Karadeniz Bölgesi'nde radyoaktivite ile kanser arasında bir ilişkinin olmadığı sonucuna varmışlardır. Ancak özellikle biyolojik doz tayini verileri bizlere hazır gıda (gıda katkı maddeleri), sigara kullanımı, medikal uygulamalar (röntgen, tomografi, anjiyografi), ilaç kullanımı, suni gübreler, tarım ilaçları, evsel atıklarla gelen deterjan kalıntıları, petrol ve türevleri gibi çevresel etkilere yönelik çok daha dikkatli olunması gereğini ortaya koymaktadır."
aa
Yayın Tarihi :
16 Ağustos 2006 Çarşamba 14:52:41
Güncelleme :16 Ağustos 2006 Çarşamba 16:37:11