1
Mayıs
2025
Perşembe
SAĞLIK

Kıtlama şekerle çay içenler dikkat!

Erzurum, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Atilla Eroğlu çay tiryakilerini uyararak, "Kıtlama şekerle içilen sıcak çay, yemek borusu kanseri yapıyor" dedi.

Yemek borusu kanserinin tüm kanserler arasında 6'ncı sırada yer aldığı ve sindirim sistemi kanserlerinin yüzde 5 ila 7'sini oluşturduğunu vurgulayan Doç. Dr. Atilla Eroğlu, gençlerde çok nadir görülen bu kanser türünün genellikle 50 - 70 yaş arasında oluştuğunu belirtti.

Bayanlara oranla erkeklerde daha fazla görülen yemek borusu kanseri ABD ve Batı Avrupa gibi gelişmiş ülkelerde en önemli sebebi sigara ve alkol kullanımıyken gelişmekte olan ülkelerde ise beslenme ile ilgili faktörler daha ön planda olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Atilla Eroğlu, bu hastalığın Türkiye'de en sık Doğu Anadolu Bölgesi'nde İpek Yolu olarak adlandırılan Erzurum, Kars, Ağrı, Erzincan, Gümüşhane, Muş, Bingöl, Hakkari, Artvin ve Van illerinde yoğun olarak görüldüğünü söyledi.

Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aziziye Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Atilla Eroğlu, yemek borusu kaserinin pek çok etkene bağlı olduğunu ifade ederek, "Genetik faktörlerin dışında özellikle sigara ve alkol kullanımı, taze sebze ve meyveden yetersiz beslenme, çevresel faktörler ve yatkınlık oluşturan hastalıklar bu kansere neden olur. Hastalarda sık görülen belirtiler özellikle katı gıdalara karşı başlayan yutma güçlüğü, kilo kaybı, iştahsızlık, gıdaların ağıza geri gelmesi veya kusmadır. Hastalık erken evrede oldukça sessizdir. Hastaların yüzde 90'ından fazlasında başlıca belirti yutma güçlüğü bulunduğundan erişkin bir kimsede yutma güçlüğü ciddiye alınmalı, hemen ilaçlı film çekilip endoskopik muayene yapılmalıdır. Hastalığın kesin tanısı alınan biyopsilerle konulur. Yemek borusu kanserinin tedavisi öncelikle cerrahi olup radyoterapi, kemoterapi veya rahatlatıcı yöntemler şeklinde yapılmaktadır. Erken teşhis uzun süreli sağkalımda en önemli faktördür. Tüm hastaların ancak beşte biri uygun tedaviye rağmen 5 yıl yaşamaktadır" diye konuştu.

Doç. Dr. Atilla Eroğlu, 2003- 2008 tarihleri arasında 250 hasta ve 250 sağlıklı üzerinde yapılan ve halen devam etmekte olan vaka kontrollü çalışmalarında bölgede hastalığa neden olan etkenleri bir anket formuyla incelediklerini belirterek şunları söyledi:

"Hastalar en sık Erzurum, Ağrı ve Kars'dan müracaat etmiş olup Erkek / Kadın oranı, 1,2/1 olarak bulundu. Hastalık en sık 55-65 yaş arasındaydı. Hasta grubunda gelir düzeyinin kötü olduğu tespit edildi. Hasta grubunda kontrol grubuna göre fazla çay içildiği ortaya kondu (günde ortalama 20 bardak çay). Ayrıca bölgemize özgü olan kıtlama çayın da hasta grubunda daha fazla tüketildiği görüldü. Erzurum'da yüksek rakım ve düşük atmosfer basıncı nedeniyle suyun 94 derecede kaynadığı, çay demiyle karıştırıldığında 90 derece, şeker atılıp metal bir kaşıkla karıştırıldığında sıcaklık 75 derece olarak ölçülmüştür.

Birkaç dakika beklendikten sonra içildiğinde ise sıcaklık 63 dereceye kadar düşmüştür. Yani çay tiryakileri önlerine konulan çayı en az 2 dakika beklettikten sonra içmeli. Ayrıca bölgeye özgü olan küflü peynir tüketiminin hasta grupta iki kat, tandır ekmeğinin ise 1,5 kat daha fazla olduğu görüldü. Yine tandır yakan kadınlarda hastalığın sık olması dumana maruziyetin önemini bize gösterdi.

Zeytinyağı kullananlarda daha az kanser görüldü. Hasta grubunun, kontrol grubuna göre daha hızlı yemek yediği, daha az sebze ve meyve tükettiği ve önemli mineral kaynağı olan kuruyemişleri daha az yediği tespit edildi. Hasta grubu sorgulandığında birinci derece akrabalarında (anne, baba, kardeş, amca, dayı) yemek borusu-mide kanseri görülme oranının, kontrol grubuna göre çok fazla görüldüğü yapılan çalışmada ortaya konuldu."

YEMEK BORUNUZA İYİ DAVRININ

Sigara içmemek, hayvansal ve bitkisel değişik gıdalarla beslenmek, ağız hijyenine dikkat etmek, alkol almamak, çok sıcak ve soğuk yememek, yemeklerden sonra su içerek yemek atıklarını ortadan kaldırmak yemek borusunu koruduğunu hatırlatan Eroğlu, "Yemeklerin ağıza gelmesi, su içerken aşağı zor inmesi hissi varsa şüphe duyun ve araştırın. Japonya'da, 40 yaşın üstündeki herkese endoskopi yapılıyor. Erken farkedilenler ameliyat ediliyor. Hastalığa yakalananların 5 yıllık yaşam yüzdesi 95. Türkiye ise yüzde 12-14" dedi.

...
Yayın Tarihi : 4 Ağustos 2008 Pazartesi 10:31:32


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?