29
Mayıs
2024
Çarşamba
SAĞLIK

Ölümcül ama önlenebilir

Bugün Dünya KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) Günü. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) 2000 yılında tüm dünyada 2.27 milyon kişinin ölümüne neden olduğunu hesapladığı KOAH, uzmanlar tarafından ‘ölümcül seyreden ancak önlenebilir bir hastalık’ olarak tanımlanıyor. KOAH’a Karşı Küresel Girişim (GOLD) tarafından, kamuoyu ve sağlık görevlileri arasında hastalığa karşı duyarlılığı artırmak amacıyla son altı yıldır kasımın üçüncü çarşambası tüm dünyada Dünya KOAH Günü etkinlikleri düzenleniyor. Bu yılki slogan ‘Nefesiniz daralıyorsa çaresiz değilsiniz’ olarak belirlendi.
Türk Toraks Derneği Dünya KOAH Günü Koordinatörü Prof. Dr. Ali Kocabaş, WHO verilerine göre KOAH’ın, koroner kalp hastalığı, serebrovasküler (beyin damar) hastalıklar ve akut solunum yolu enfeksiyonundan sonra, HIV/AIDS’le birlikte dördüncü ölüm nedeni olduğunun tahmin edildiğini vurguluyor.
Uzun süre zararlı gaz, toz ve dumanlarla, özellikle de sigara dumanıyla karşılaşma sonucu ortaya çıkan KOAH’ın ilerleyen bir akciğer hastalığı olduğunu ve nefes borusunda daralmaya bağlı nefes darlığına neden olduğunu belirten Kocabaş, “KOAH, hava yollarını tıkayarak nefes almayı güçleştirir. Hastalarda öksürük ve balgam çıkarmadan, kısa mesafeli yürüyüşlerde ya da banyo yapma ya da giyinme gibi basit günlük işlerde bile nefes darlığı görülebilir” diye konuşuyor.

Mesleki tozlar da riskli...
Kocabaş, tütün ve tütün mamullerinin tüketiminin KOAH için önemli risk faktörü olmasının yanı sıra pasif içiciliğin de hastalığa yol açabileceğine dikkat çekiyor. Mesleki toz ve kimyasal maddelerin (buhar, iritanlar, duman) ve iyi havalandırılmayan konutlarda ısınma ve yemek pişirmede kullanılan biyokütle yakıtların da KOAH’a neden olduğunun tespit edildiğini anlatan Prof. Dr. Kocabaş, “Dünya Sağlık Örgütü, biyokütle yakıtlara maruz kalma nedeniyle her yıl 400 bin kişinin KOAH’tan öldüğünü tahmin ediyor. Dış ortam hava kirliliği de akciğerlere solunumla alınan toplam partikül yükünü artırmakla birlikte, dış hava kirliliğinin KOAH’a yol açmadaki özgül rolü iyi bilinmemektedir” diyor.
Kocabaş’a göre, “Erken çocukluk çağında geçirilen solunum sistemi enfeksiyonları da erişkinlik çağında akciğer işlevlerinde azalma ve solunum semptomlarında artışla ilişkili.”
Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Başkanı ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Can Öztürk de sigara içenleri KOAH’ın belirtilerini ciddiye almak konusunda uyarıyor.
“Ülkemizde en iyimser tahminle 5 milyon KOAH’lı var. KOAH teşhisi alan kişilerin büyük çoğunluğu hâlâ sigara içen veya çok uzun süre sigara içmiş ve bırakmış kişiler. Türkiye gibi sigara içme alışkanlığının çok yaygın olduğu ülkelerde KOAH önemli bir halk sağlığı sorunu” diyen Öztürk’e göre, sigara bağımlıları öksürük, balgam çıkarma, eforla olan nefes darlığı gibi şikayetleri önemsemedikleri için KOAH teşhisi konduğu zaman, akciğer kapasitelerinin önemli bir kısmını çoktan kaybetmiş oluyor.
Prof. Dr. Can Öztürk, “KOAH ilerleyici ve geri dönüşü olmayan bir hastalık olduğu için, ne kadar erken teşhis edilir ve ne kadar erken tedaviye başlanırsa tedaviden yararlanma olanağı o kadar yüksek olacaktır” diyor.

2030’da 10 milyon kişi ölür
Prof. Dr. Öztürk, sigara kullanımına bağlı olarak gelişen KOAH’ın kendini bronşların devamlı olarak daralması, tıkanması ve vücuda oksijen taşıma kapasitesini kaybetmesi şeklinde gösterdiğini de anlatıyor: “Hastalığın en kötü yanı, tedavi olunmazsa sinsice ilerlemesi. Tedavinin temelini sigarayı bırakmak oluşturuyor. Düzenli ilaç kullanımıyla ise bronşlar genişletilip nefes darlığı azaltılıyor. Hastaların nefes darlıklarını rahatlatmak amacıyla kullandıkları çeşitli ilaçlar mevcut. Sigarayı bırakmayan hasta ilaçlardan yarar göremiyor.”
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Türk Toraks Derneği KOAH Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ertürk Erdinç ise 2030 yılında bu hastalık nedeniyle kabaca 10 milyon kişinin ölmesinin beklendiğini söylüyor.
“40 yaşın üstündeyseniz, uzun süredir öksürüyorsanız veya sık sık nefesiniz daralıyorsa, sigara içiyorsanız, uzun süredir tozlu-dumanlı bir işyerinde çalışıyorsanız, sizde de KOAH olabilir” diyen Prof. Dr. Ertürk Erdinç’in verdiği bilgiye göre, hastalığın tüm dünyada 40 yaşın üzerinde görülme oranı yüzde 10’la 20 arasındayken bu oran Türkiye’de kadınlarda yüzde 9, erkeklerdeyse yüzde 30 dolayında seyrediyor. (Yaşam Servisi)

Tedaviye yardım için ‘fısfıs’ hattı
TÜSAD tarafından AstraZeneca desteğiyle hayata geçirilen AKACAM danışma hattı (0800 211 71 50) ve www.akacam.org adresindeki web sitesi, inhalasyon cihazı uygulama teknikleri hakkında yardım ve bilgilendirme hizmeti veriyor. Projeyle inhalasyon cihazları konusunda hastaların bilgi eksikleri tamamlanıyor. İlaçları doğru kullanmaları konusunda bilinç yaratılarak tedavi maliyetlerinin azaltması hedefleniyor. Çünkü her yanlış kullanım boşa giden bir doz tedavi ve ilaç demek. İlaçların etkili olabilmesi için cihazın doğru teknikle kullanılması gerekiyor. Projenin amacı, halk arasında ‘fısfıs’ olarak bilinen inhalasyon cihazları konusunda hastaların eksiklerini tamamlayarak astım ve KOAH’ta doğru ve etkin tedaviye yardımcı olmak. 15 Ocak 2008’den beri hizmet veren merkez tamamen TÜSAD’ın planlama ve denetiminde yürütülüyor. Pazar hariç her gün 09.00-18.00 saatlerinde aranabilen hatta ‘KOAH ilaçları bağımlılık yapar mı?’, ‘Akciğerlere zarar verir mi?’, ‘Ses kısıklığı yapar mı?’ gibi sık sorulan soruların cevapları da var.

Radikal
Yayın Tarihi : 19 Kasım 2008 Çarşamba 18:10:44


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?