16
Mayıs
2024
Perşembe
SAĞLIK

Türk kadınları evde doğuruyor

Anne Çocuk Sağlığı ve Aile Planlama Başkanı Dr. Rıfat Köse, anne çocuk sağlığı açısından doğumu hastanede yapmanın önemine dikkat çekiyor. Köse’nin belirttiğine göre, ülkemizin her ilinde temiz, malzeme eksiği bulunmayan sağlık merkezleri var. Artık Türkiye’de kağnıyla hastaneye yetişirken can veren anne kalmadı. Gebelik öncesi kontroller, doğumlar ve doğum sonrası bebek bakımı da ücretsiz. Yoksul kişiler üstüne 50 YTL alarak eve dönüyor. Köse: “Yeter ki faydalanın. Lütfen evde doğurmayın” diyor

Bu hafta sizi Anne Çocuk Sağlığı ve Aile Planlama Başkanı Dr. Rıfat Köse ile tanıştırmak istiyorum. Tabii onu hâlâ tanımayanınız, biz annelerin yaşamı için verdiği mücadeleyi duymayanınız varsa...

Kendisi ilginç bir genel müdür. 2003 yılında Erzurum’daki bir eğitim programında “Sağlık Bakanlığı Anne Çocuk Sağlığı Bölümü Başkanı olarak ülkemde ne kadar annenin, hangi nedenle öldüğünü bilmiyorum.” dedi. Ertesi gün bu cümle ulusal bir gazetenin manşetine “Genel Müdürün Acı İtirafı” şeklinde yansıdı ve bakanlık büyük bütçe ayırarak anne ölümleri araştırmasını başlattı.

Bu çalışma sayesinde kanamadan evde doğuma, yanlış tedaviden, erken yaş gebeliğine kadar, mezardaki annelerimiz dahil gebeliğe bağlı ölümlerin hepsinin nedenini biliyoruz. Araştırma sonucunda önlemler o kadar hızlı alındı ki, 2005 ve 2007 rakamlarında büyük gerilemeler oldu. 2007’de anne ölümü oranının yüzbinde 28.5’dan, yüzbinde 25’e, bebek ölümünün ise binde 33’ten, binde 21’e gerilemesi bekleniyor.

Yoksulluk nedeniyle sağlık hizmetlerinden faydalanmadığını söyleyenlerin sayısı çok olduğu için, evlilik öncesi muayeneler dahil gebelik ve doğumla ilgili tüm hizmetler ücretsiz hale getirilmiş. Rıfat Köse bu araştırma ile ölüm nedenlerini bilerek çözüm üretebildiklerini ve uluslararası yayınlarda ülkemizle ilgili istatistik kullanıldığı zaman artık rezil olmadıklarını söylüyor.

Kendisinden bir acı itiraf da bu röportaj da geldi. “Kardeşim yurtdışında çalıştığı için prematüre doğan çocuğunun hastane masraflarını yabancı sigorta şirketi ödedi. Aksi takdirde, zorlanırdık.”

Umarız bu itiraf da ilki kadar ses getirir ve prematüre doğumlar özel sigorta kapsamına alınır. Anne Ölümleri araştırması, 3 Ekim’de başlayan ve 1.5 ay sürecek “Bebeğim Sağ Olsun” kampanyası ile devam ediyor. Amaç, 15-49 yaş grubu kadınlar, eşleri ve aile çevrelerinde anne ve yenidoğan ölümlerinin azaltılması konusunda farkındalık yaratmak.

Söz artık AÇSAP Genel Müdürü Doktor Rıfat Köse’de...

Ölmüş bir kişiyle ilgili araştırma yapmak zor değil mi?

Zor tabii. 29 ili köy köy, mezra mezra karışladık. Ölmüş annelerle ilgili tüm hastane kayıtlarını inceledik, mezarlıkları dolaştık.

Neleri araştırdınız, o dönem?

Anne ölümlerinin nedenleri, dönemi, gerçekleştiği yer, yaşa göre anne ölüm oranı, standart bakımın yetersizliğine ilişkin faktörler gibi birçok başlığı kapsayan geniş bir araştırma yapıldı.

Öne çıkan ölüm nedenleri neydi?

İlk sırada kanamalar, ikinci sırada hipertansiyon geliyordu. Tüm dünyada da anne ölümlerinin en önemli iki nedeni budur. Ancak bizde üçüncü sırada yer alan enfeksiyonun oranı 2003 araştırmasında yüzde 20’lerde idi. 2005’te 15’lere indi. Şimdi yüzde 5’lerde. Bundan önce problemler tespit edilmemiş ki, önlem alınsın.

Kafamda karda kağnıyla hastaneye ulaşmaya çalışırken can veren kadın görüntüleri var.

Tüm illerimizde her annenin ulaşabileceği yakınlıkta bir sağlık merkezi var. Kış ulaşımı için kar motorları var.

Yani artık tüm kadınlarımız medeni bir şekilde hastanede mi doğum yapıyor?

Yapabilir ama yapmıyor.

Niye?

Öncelikle ihtiyaçlarının farkında değiller. Evde de sağlıklı doğum yapılabileceğini düşünüyorlar. Kırsal kesimde hamileliği boyunca bir sağlık merkezinin kapısından içeri girmemiş anne oranı yüzde 60. Gerek görmüyorlar. “Fakiriz, paramız yok” diyorlar. Oysa tüm doğumlar artık ücretsiz. Hiçbir sosyal güvenliği olmayan, yoksul kişilere üstüne 50 YTL para da veriyoruz. Haberleri yok. Yüzde 20 kadın hastaneye gelmiyor, hâlâ evde doğuruyor.

Peki bilgi veriliyor mu?

Tanıtım yapıyoruz. Ancak her aydın kişinin üzerine düşeni yapması gerekmektedir. “Mehmet efendi! Gelinin bu ayki kontrolünü unutma” uyarısını yapabilmek için doktor olmaya gerek yok. Burada herkesten rica ediyorum. Hamileliğin önemi konusunda bilgi sahibi olmadığını düşündüğünüz kişilere lütfen doğum öncesi kontrol yapılması gerektiğini anlatın, sağlık hizmetlerinin ücretsiz olduğunu hatırlatın.

Nasıl önlenebilir?

Türkiye’de akraba evliliklerinin oranı yüzde 21. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 8. Evlilik öncesi kontroller önemli. Her insan evleneceği kişi de genetik geçişli hepatit B, HIV gibi virüsler olup olmadığını bilmeli. Ona göre gebelik öncesi kullanılması gereken destek ilaçları, gebelik sırasında yapılması gereken testleri, çocuk yapmaya karar verirse karşılaşacağı riskleri bilir.

Doğum öncesi bakımın önemi?

Annelik ölümlerinin en önemli nedeni kanamalar ve hipertansiyon demiştik. Doğum öncesi düzenli kontrolle hepsinin önlemi alınır. Riskli bir durum olduğunda doğuma donanımlı girilir. Halkın yüzde 48’i sağlık hizmetlerini kullanmıyor. Onlar kullanmamakta diretseler de, biz ayaklarına gidiyoruz. Gezici servislerimizin kullanılma oran yüzde 88’lere ulaştı.

Sağlık hizmetleri nasıl düzeldi?

Sağlık kuruluşlarını tümüyle gözden geçirdik. İç Anadolu’dan, Doğu Anadolu’ya tüm hastanelerimizin eksik malzemelerini tamamladık. Personelimizi eğittik. Uzman doktorlar karış karış ülkeyi dolaştı ve yüzbine yakın sağlık personelinin bilgi ve becerisini arttırdı. Ülkemizdeki her ebenin, hemşirenin, doğum doktorunun mutlaka bilmesi gerekenlerin listesini hazırladık. Mesela yenidoğanın canlandırılması, basit bir uygulamadır. Ama bilinmediği zaman bebek ölür. Yenidoğan ölümlerinin yüzde 11’inden bebeğin solunum yolunun tıkanması sorumludur. Kolayca açılır halbuki. Ülkeye göre bakım farklılıklarını ortadan kaldırdık.

Bebek dostu olmayan hastane kalmayacak demiştiniz. Hastane enfeksiyonlarından art arda bebekler öldü.

Bunlar olduğunda yenidoğan bebek servisleri yeterli değildi. Şimdi yataktan, vantilatöre birçok hastane donanımlı hale geliyor. Hastaneler arası bilgi ağı kurmaya çalışıyoruz. Mesela hastane kendi yeterli yatağı yoksa başka bir yere nakledebilir. Ancak nerede müsait yatak olduğunu bilmiyor. Bu yılın sonuna kadar tamamlanacak. Bahsettiğiniz hadiselerin hesabı soruldu. Dünya standartını yakalayacağız.

Avrupa Birliği “Bebeğim Sağolsun”u 55 milyon Euro fonla destekliyor.

AB’ye güzel katkıları için teşekkür ederiz. Ancak bunlar sadece AB fonuyla yapılmıyor. Yıllık 160 milyon Euro’luk genel bütçe ile desteklenmezse hiçbiri yapılamaz.

Türkiye tam donanımlı bebek ve çocuk hastanesine ne zaman kavuşacak?

Çocuk cerrahisiyle, endikronolojisiyle, nörolojisiyle, astım ve alerji departmanıyla büyüklerin alınmadığı bir hastane tabii çok iyi olur.

Amacımız Zeynep Kamil, Şişli Etfal gibi hastaneleri çocuk için tam donanımlı hale getirmek. Bu hastanelere büyükleri kabul etmeme şansım yok, çünkü hekim sayım kısıtlı. Ayrıca çocuk hekimleri pahalı. Şimdi sağlık kampüsleri oluşturuyoruz. Mesela İstanbul Seyrantepe projesinde, çocuk, kardiyoloji, ortopedi vesaire ayrı ayrı hastanelerden oluşan bir kampüs yaratıyoruz. Binaların araları 50 metre olduğu için personeli rantabl kullanabileceğim. Çocuk hastanesine de yetişkin girmemiş olacak.

Türkiye’deki tüp bebek merkezlerinin denetimi yapılıyor mu?

Tüp bebek merkezlerinin yayılmasını biz destekledik. Çünkü anne baba olmak, üremek bir insanlık hakkıdır. Maalesef merkezler içerisinde kar amaçlı hareket eden yerler çıktı. Şimdi oluşturduğumuz bilim kurullarıyla hepsi sıkı şekilde denetlenmesini sağlıyoruz. Düzenli olarak ziyaret ediliyorlar, eksiklikleri tarafımıza rapor ediliyor.

Herkesin anne baba olmaya hakkı var dediniz. Tüp bebek ne zaman özel sigorta kapsamına girecek?

Biz bunu sosyal güvenlik kapsamına aldık. Özel sektör fark alıyor. Keşke almasalar. Almamaları için gayret gösteriyoruz.

“Önlenebilir! Herkes üstüne düşeni yapsın.”
Her yıl 387 anne ölüyor.

Ölüm oranı yüz binde 28.5. Bunların yüzde 62’si önlenebilir.

Doğum öncesi kontrollerinizi yaptırın. Sorun bilinirse önlem alınır.

Çevrenizde doğum öncesi kontrollerini yaptırmayan anne ve baba adaylarını uyarın.

Kırsal kesimde kadınların yüzde 60’ı böyle bir ihtiyaçları olduğunu bilmiyor. Gerekli aşılar ve testler yapılmalı, vitaminler alınmalıdır.

Kaliteli doğum ve kaliteli bakım tüm sağlık kuruluşlarında karşılanmalıdır. Hastalıkları olan, çoğul gebelikler, tekrarlayan düşükleri, erken doğumları olan, kan uyuşmazlığı olan, daha önce sakat bebek doğuran, akaraba evliliği yapan gebelikler yüksek risklidir. Bu kişiler gebe kalmadan önce mutlaka gebelik öncesi kontrollerini yaptırmalı, hamile kalarak alacakları riskler konusunda haberdar olmaları gerekir.

İki gebelik arası süre en az iki yıl olmalıdır. İki doğum arasında iki yıldan az süre olan anneler yüzde 60 daha fazla ölüyor.

Dört doğumdan sonraki doğumlar risklidir. Aile planlaması hizmetinden faydalanın.

Çocuk yaşta hamile kalınmamalıdır. 18 yaşın altındaysanız hamile kalmayın.

İleri yaş doğumlar da risklidir. 40 yaş üstü doğumlarda anne ölümleri artıyor.

Evde doğum yapmayın. Her ilde ulaşabileceğiniz bir sağlık merkezi var ve ücretsiz. Lütfen faydalanın.

Bebek aşıları, D vitamini ve demir preparatı da ücretsiz olarak verilmektedir.

Doğum fizyolojik bir olaydır. Fizyolojik bir olaydan dolayı bir anne ölmez. Anne ihmalden, sağlık hizmetlerinden faydalanmamaktan ölür.

Vatan
Yayın Tarihi : 27 Ekim 2007 Cumartesi 13:49:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?