Türkiye’de çalıntı ilaçlar, hastanelerin bahçelerinde kurulan pazarlarda satılıyor. Yarı fiyatına satılan ilaçların kupürü ise devlete fatura ediliyor. İlaç simsarları bu şekilde çalıntı ilaçlardan iki kez kar ediyor.

CNN Türk’ün Gülay Demirtaş imzalı haberine göre, Türkiye’de bu yıl içerisinde tam 23 ecza deposundan değeri 1 trilyon lirayı bulan çok sayıda ilaç çalındı. Çalınan ilaçlar ise henüz bulunamadı.

İstanbul Tıp Fakültesi’nin bahçesinin neredeyse her köşesinde yasadışı yollardan ilaç satan kişilere rastlamak mümkün.

Hastanenin etrafındaki eczaneler ve medikal firmalar adına çalışan bu ilaç simsarları piyasadaki değerinin yarısına ilaç satıyor.

İlaç simsarları nasıl çalışıyor?

Her kliniğin önünde gruplar halinde bekleyen ilaç simsarları bulunuyor. Bu simsarlar içeriden çıkan hastayı yakın takibe alıyor.

Simsar, reçeteyi alıp ilaçları piyasadan daha ucuza getireceğini söylüyor. Kısa bir süre sonra ilaçlar ambalajsız ve kutusuz olarak hastaya getiriliyor, daha ucuza satılıyor.

1.5 milyar liralık ilaç 750 milyon liraya satılıyor

İlaç simsarları piyasada tek bir kutusu 1.5 ile 2 milyar lira arası değişen bir kanser ilacını 750 milyon liraya satıyor.

Eczacı Tümerkan Altuğ, depolardan çalınan ilaçların kaçak eczanelerde satıldığına da dikkat çekiyor.

İlaç kutuları devlete fatura ediliyor

Hastane bahçelerinde ilaç daha ucuza satılırken, kutuları da devlete fatura ediliyor. Böylelikle bu işi yapanlar iki kez kar etmiş oluyor.

İlaçlar sosyal güvencesi olmayan hastalara nakit para karşılığı satılıyor. İlaç kutuları da özellikle Emekli Sandığı ve Bağ-Kur karnelerine yazılıp kurumlara ödettiriliyor.

İstanbul’un hatta Türkiye’nin en büyük hastanelerindeki bu alışveriş yıllardır yapılıyor. Ne hastanenin özel güvenliği ne de polis bir önlem alamıyor.

Hastane personelinin bile karıştığı iddia edilen bu pazarlık karşısında hastane yönetimi de çaresiz.