25
Mayıs
2024
Cumartesi
SİYASET

6 AY SONRA TÜRKİYE'DE BAMBAŞKA RÜZGAR ESEBİLİR

Yerel seçimler CHP’ye İstanbul’u vermedi, ama muhalefetteki CHP’nin ne yapması gerektiğini gösterdi.

Gürsel Tekin, 1.5 yıl önce İstanbul’da İl Başkanlığı’na getirildiğinde, hiç kimse bu kadar büyük bir coşku yaratacağını beklemiyordu. Kemal Kılıçdaroğlu’na Belediye Başkan adaylığını bizzat o önerdi; “Ben olayım” demedi. CHP’nin çarşaf açılımının arkasındaki adam oldu. 29 Mart seçimlerinin yıldızı en çok parlayan isimlerinin başında yer aldı.

Ben, Gürsel Bey’le İstanbul İl Başkanı oluşundan hemen sonra tanıştım. 22 Temmuz seçimlerinin ertesinde İstanbul’daki birkaç CHP ilçe örgütüne çat kapı baskın yapmış ve hepsinde ölü toprağı serilmişçesine müthiş bir uyuşuklukla karşılaşmıştım.

CHP’yi biraz olsun dürtükler miyim diye bunları köşemde yazar yazmaz Tekin beni aradı: “Ben yeni İl Başkanıyım. Bunların hepsi değişecek. Bir yıl sonra örgütü tanıyamayacaksınız” dedi. Ve böylece tanıştık. CHP İl Merkezi’nde buluşup görüştük. 29 Mart’ta başardıklarının çoğunu bana anlattı, ama ikna ettiğini pek söyleyemem. Yine de Gürsel Bey’in mesajlarına o günlerde köşemde birkaç kez yer verdim.

Tekin beni yanılttı. CHP İstanbul’u alamasa da o, 1.5 yıl önce bana vaat ettiklerini fazlasıyla yaptı. Kaldı ki CHP’nin silkinip kendini toparlamadan İstanbul’u alması iyi olur muydu? Ondan da hiç emin değilim.
Onunla 2 gün önce yine buluştuk. Ben sordum, o anlattı. Her satırını can kulağıyla dinledim; zira söylediklerinden çok daha fazlasını yapabileceğinin en yakın tanıklarından biriyim.

Umudu umuda dönüştürmek

SORU: Önce biraz hesap sorayım! İstanbul’u neden alamadınız? Tahmininizde neden yanıldınız?

TEKİN: İl Başkanı olur olmaz 16 ilçede yönetimi değiştirdim. CHP üst yönetimi bazı ilçelerde aday seçimine müdahale etmeseydi, İstanbul’da seçimi kazanırdık. 3-5 bin oyla seçim kaybettiğimiz ilçeler oldu. Ama İstanbul’daki kampanya model oldu; bütün illere yayacağız.

SORU: Bütün demeçlerinizde Deniz Baykal bana tam destek verdi diyorsunuz. Oysa adayları belirlemede ciddi sıkıntılarınız olmuş...

TEKİN: Deniz Bey arkamda durmasaydı, bunların hiçbirini yapamazdım. Keşke daha fazlasını yapabilseydim; ama sonuçta bu bir parti, holding değil ki... Bazen Deniz Bey’i de aşıyor. 1.5 yılda 23 kez İstanbul’a geldi. Çarşaf açılımında arkamda durdu.

Bugün raporunu veriyor

SORU: Bu sonuçların ışığında CHP’de neler yapılması lazım?

TEKİN: Ben raporumu yazdım. Pazartesi günü (yarın) Deniz Bey’e vereceğim. Hemen mayısta yeni bir örgütlenme yapısı şart; aktif, toplumla bütünleşen bir örgütlenme... Çok aktif gençlik kolları ve kadın kollarımız olmalı. İstanbul’da devreye soktuğumuz CHE’ler, KAS’lar gibi üreten projeleri, her bölgede harekete geçirmek lazım. Çok büyük bir umut oluştu. Umudu umuda dönüştürebilirsek Türkiye nefes alacak. Kaybetmiş bir parti, tebrik telefonları alır mı? Kemal Bey’le Türkiye’nin dört bir yanından tebrik telefonları alıyoruz. “Umut oldunuz” diyorlar.

SORU: CHP’nin ne yapması gerektiği yeni mi keşfedildi?

TEKİN: Artık toplumdan gelen yoğun bir talep var. O talebe önümüzdeki 2-3 ay içinde cevap verecek yapılanmayı kurmamız şart. Eğer başaramazsak, bu da şişirilmiş bir balonmuş denir ve söner gider. Ama örgütte yeni bir yapılanmayı başarabilirsek, 6 ay içinde Türkiye’de bambaşka bir rüzgâr eser.

İl Başkanı noter değildir

SORU: Öyle anlatıyorsunuz ki, sanki CHP’de biri düğmeye basacak ve 2-3 hafta içinde her şey değişecek!

TEKİN: Toplum düğmeye bastı bir kere. CHP’de çok büyük kadrolar var. Didişmeyi bırakıp bu kadrolar harekete geçirilmeli. Bir şirkette bile her yıl ne arttı, ne eksildi diye gözden geçirilir. Bir banka, şubeleri zarar ettiği zaman niye zarar ediyorsun diye hesap sormaz mı? Bütün il başkanlarının Deniz Baykal’a rapor vermesi lazım. Neden oy alınamadı ya da oylar nasıl artırıldı? Parti örgütlerinin omurgaları il başkanlarıdır. CHP’nin eski modeli de budur. Biz noter değiliz.

SORU: Elbette öyledir, ama CHP’de bu kural yıllardır işlemiyor...

TEKİN: Dün Parti Meclisi toplandı. Deniz Bey, 18 nisanda da il başkanlarıyla bir araya gelecek. 8-10 gün içinde somut bir karar çıkar.

SORU: Nasıl bir karar çıkmalı sizce?

TEKİN: Derhal belediyelerden sorumlu bir Genel Başkan Yardımcılığı kurulmalı. Örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı da mutlaka olmalı. Hatta Türkiye 3 bölgeye ayrılıp, örgütlerden sorumlu 3 Genel Başkan Yardımcısı olmalı. Yolsuzlukla mücadele birimleri oluşturulmalı. Hakkında en ufak bir iddia olan belediye başkanının -konu yargıya intikal etmişse- parti üyeliği askıya alınmalı. Aklanırsa, geri döner.

CHP, ARTIK HER COĞRAFYADA OLACAK

SORU: CHP kadrosu sizin düşündüğünüz şekilde bir dinamizmi harekete geçirebilecek durumda mı?

TEKİN: Partide fişek gibi çalışkan, üretken insanlar var. Ama maalesef örgütlerimiz iç eksenli, kendi arkadaşlarıyla mücadele içinde. Ben 1983’te partiye katıldım. Sürekli iç eksenli mücadele vardı. Hep birbirimizle didiştik. Buna artık bir nokta koymak lazım. Arkadaşıyla mücadele etmek yerine enerjilerini dışarda harcasınlar, bakın nasıl bir mucize gerçekleşiyor.

SORU: Acaba fazla mı iyimsersiniz? Siz parti içinde birbirinizle didişirken, aradan geçen yıllar içinde köprülerin altından çok sular aktı. Doğu ve Güneydoğu’da CHP diye bir parti kalmadı...

TEKİN: En zor yer İstanbul’du. İstanbul’da kavgayı bıraktık, herkes işin bir ucundan tuttu, birbirine omuz verdi. Eğer adayımız seçime 64 gün kala değil de 5 ay önce belirlenmiş olsaydı, kimse bizi tutamazdı. İstanbul’da biz bunu 64 günde başarabildiysek, Yozgat’ta Erzurum’da neden olmasın?

928 yerde CHP adayı yok

SORU: 29 Mart’ta 2946 belediye başkanlığı için oy kullanıldı. AKP, 2946 belediyenin hepsinde aday çıkardı. MHP 216 yerde Saadet Partisi’nin 342 yerde aday gösteremezken “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran en köklü parti” dediğiniz CHP, tam 928 yerde (101’i ilçe, 827’si belde) aday gösteremedi. Bayburt’ta son 5 seçimdir CHP’ye oy veren olmamış. Ağrı-Batman-Diyarbakır-Erzurum-Muş’ta son 4 seçimdir, Bingöl-Bitlis-Çankırı-Siirt’te son 3 seçimdir CHP’ye neredeyse hiç oy çıkmamış...

TEKİN: CHP’nin 928 yerde aday göstermediğini ben daha birkaç gün önce öğrendim. Olamaz böyle bir şey. Doğu politikamızı, sosyal yapılanma politikamızı gözden geçireceğiz. 1989’da CHP Güneydoğu raporundan dolayı kötü parti oldu; o raporu yazan Deniz Baykal’dı. Bölgede özgürlüklere dayalı bir politika izlenmesini öngören bir rapordu. Ne değişti de bu noktaya geldik? Ben Karslıyım. Oradan oy alamamamız içimi acıtıyor. Umut istiyor o bölgenin insanları. CHP’nin o bölgedeki insana nasıl yaklaşacağını gözden geçirmesi lazım. Terörle devlet baskısı arasına sıkışan insana nefes aldırmak lazım.

Gitmediğin köy senin değil

SORU: Kusura bakmayın, ama Güneydoğu’ya nefes aldıracak politikalar dendiğinde -MHP’yi saymazsak- benim aklıma en son gelen parti CHP. Yıllardır o bölgeden kopmuş bir partiyi, nasıl tekrar ayağa kaldırmayı düşünüyorsunuz?

TEKİN: Bize oy vermeyenler Fizan’dan, Suriye’den mi geldi? Oy alamadığımız her yere gideceğim. Neden koptun kardeşim CHP’den diye soracağım. Ben İstanbul’da bunu yaparak, daha çarşaf meselesi olmadan önce 70 bin kişiyi CHP’ye üye yaptım. Çay içmeye geldim dersem, bana oy vermeyen de utanır. Gideceğim ayağına... Sadece tek 1 oy alacağımı bilsem, yine gideceğim. Gitmediğin köy, senin değildir.

SORU: İstanbul’da belki olur da, Güneydoğu’da sadece ayağına gitmek yeter mi?

TEKİN: Tabii yapılacakları mutlaka sistemli bir hale sokmak lazım. CHP mevsimlik parti değildir; düşse de kalksa da köklü bir partidir. Eminim yeniden yapılanırken, ona uygun bir vizyon ve kadroyu da oturtacaktır.

Tam yazıya son noktayı koymuştum ki kızım Doğa, Gürsel Bey’in internet gazetesi Gerçek Gündem’e 8 nisan günü yazdığı yazıda, Bertolt Brecht‘in bir şiirinden yaptığı şu alıntıyı okumaya başladı:

İki tane gözün var senin
Binlerce gözü var partinin
Her yoldaşın bildiği kendi kenti
Beş kıtanın beşini de bilir parti
Her yoldaşın vakti saati var
Partinin ise tarih saati
Her yoldaşı yokedebilirler her an
Parti ise yedi değil binlerce can
Yığınları öncüsü o çünkü
Ve o yönetiyor cengi
Gerçeğin bilinciyle işlenmiş olan
Başyapıtların kılıncıyla...

Tam bir parti tanrısallaştırması! CHP’ye ne kadar uyar bilemem.

 

 

Meral Tamer - Milliyet
Yayın Tarihi : 13 Nisan 2009 Pazartesi 16:56:47
Güncelleme :23 Nisan 2009 Perşembe 18:59:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?