22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

CHP'DEN BİR ERDOĞAN ÇIKSAYDI BU HALE GELMEZDİK

29 Ekim 1923 doğumlu Nazan İpşiroğlu 84’üncü doğum gününü Cumhuriyet’le birlikte kutladı. Cumhuriyet’in ilan edildiği gün dünyaya gelen sosyolog, sanat tarihi ve felsefe uzmanı, eğitim gönüllüsü, sanatçı, yazar İpşiroğlu, 84’üncü yılında Cumhuriyetçiler’e biraz kırgın... CHP’lilere ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gibi bir başkan çıkaramadıkları için sitemkâr,“CHP’nin başında Erdoğan gibi bir lider gelse bu halde olmazdık” diyor.


Nazan İpşiroğlu 29 Ekim 1923 günü dünyaya geldi. Yani bundan 84 yıl önce Cumhuriyet’in kurulduğu gün... Türkiye’nin ilk sanat tarihi ve felsefe uzmanı. Ancak özellikleri bununla bitmiyor. İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda piyano, Freiburg Yüksek Müzik Okulu’nda oda müziği eğitimi almış. Ardından da Türkiye’de pek tanınmayan bir çalgı olan çembaloyu ve Barok müziğini tanıtmak için İstanbul Barok Müzik Topluluğu’nu kurmuş. Bugüne kadar 8 kitap yazmış. Şu anda da ‘Üç nesil üç kuşak’ konulu yeni kitabı üzerinde çalışıyor. İpşiroğlu, Cumhuriyet döneminde kendini, çok partili dönemde çocuklarını, internet çağı dediği günümüzde de, torununu yazmak için kaleme sarılmış.

Nazan İpşiroğlu yarın 84 yaşına girecek ama hâlâ çok dinç. Yerinde duramıyor. Her şeyini kendisi yapıyor. Bu yaşına rağmen teknolojiye de oldukça hakim. Yazılarını bilgisayarında yazarken bir taraftan da Ipod’undan müzik dinliyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm liderlerini görmüş ve her sancılı dönemi yaşamış biri olarak, “Atatürk’ün düşünce devrimini gören herkes de bu vardır. Biz kıpır kıpırız ve yerimizde duramıyoruz. Çünkü Köy Enstitüleri’ni gördük. Gençlere tek tavsiyem de hiç durmamaları. Çünkü durmak ölüm demektir” diyor.

Nasıl bir evde büyüdünüz?
Çekirdek aile modeli ilk bizim evde denenmişti. Annem Türkiye’nin ilk Almanca çevirmeniydi. Babam ticaretle uğraşırdı. Demokrat Parti’nin ilk döneminde milletvekili olmuştu. Ben ilkokul çağına geldiğimde Harf Devrimi yapılmıştı. Herkes bana “Ne kadar rahatsın. Eski yazıyı öğrenmeyeceksin” diyordu. Benim çocukluğumda tango modası vardı. Teyzem ve amcam bize geldiğinde eşyalar kenara çekilir, gramafona bir tango koyulurdu... Ama annem dans etmeyi hafiflik olarak görürdü. Babam ablama ve bana “Okuyup çalışacaksınız asla erken yaşta evlenmeyeceksiniz” diyordu. Ama biz hiç okula gitmedik.

Eğitiminizi nasıl tamamladınız?
İlkokula kadar annemden, daha sonra da özel öğretmenlerden dersler aldık. Evde piyano dersleri alıyor, yabancı dil öğreniyorduk. Daha sonra da dışardan bitirme sınavlarına giriyorduk. Okula ilk defa üniversitede ayak bastım. O nedenle çok çekingen biriydim. Yaşlandıkça açıldım.

Asıl korkum askeri darbe

Atatürk’le tanıştınız mı?
Hayır ama onu uzaktan gördüm. Çok karizmatikti. Arkadaşları evimize gelirdi ve onunla şakalaştıklarını anlatırlardı. O nedenle biz Atatürk’e çok bağlanmıştık. Atatürkçülüğü biz yaşadık, ezberlemedik. Şimdi gençler işi boşaltılmış kavramlarla yaşamını sürdürüyor. Atatürk çok yakışıklı bir adamdı. Ama bugün okullara gidildiğinde o kötü büstleri görünce ondan uzaklaşıyorsunuz. Oysa Atatürk yaşamış, canlı bir insandı. Rakı sofralarına oturur, dostlarıyla muhabbet eder, şakalaşırdı. Gençler için Atatürk donmuş bir kalıp. Ama onun gerçek olduğunu göstermek gerekiyor.

Siz Cumhuriyetin ilan edildiği gün doğmuşsunuz. Birçok dönemini yaşadınız. Sizce bugün Cumhuriyet tehlikede mi?
Ben öyle görmüyorum. Aslında öyle görmek istemiyorum. Çünkü tek başıma değilim. Benim gibi Cumhuriyetçi bir kesim var. Zaten Türkiye’de zıt kutuplar olsun ve çoğunluk tartışsın. Benim asıl korkum bir askeri darbenin olması. Çünkü o zaman 20 yıl geriye gideriz. Laiklik tartışmaları da Demokrat Parti döneminde başladı ve bugün hâlâ tartışıyoruz. Türbeleri açtılar, ezanı Arapçalaştırdılar ve ilahiyat fakültelerini kurdular. Bugün hâlâ onların acısını çekiyoruz. Ama şu bir gerçek ki, Cumhuriyet rejimi değişmez. 84 yıl laikliğin peşinde gidildi. Laiklik bizim kökleşmiş gerçeğimiz.

Seçimlerden önce “Cumhuriyet mitingleri” düzenlendi. Ama kazanan yine AKP oldu. Neden?
AKP göz boyuyor. Doğru dürüst bir muhalefet yok. Halk yeterince eğitilmemiş. Dolayısıyla herkes bu boyamaya aldanıyor. Mesela referandumda herkes ‘evet’ dedi. Ama kimse neye evet dediğini bilmiyor. Başbakan’ın karizmasından etkileniyorlar.

n Siz Tayyip Erdoğan’ı nasıl buluyorsunuz?
Çok iyi bir Başbakan. Çünkü kafasına koyduğu her şeyi adım adım yapıyor. Daha ne istiyorsunuz? Bize ters düşüyor. Ama o disiplinli ve otoriter. Parti grubunda herkes “Sen ne dersen yaparız” diyor. Hepsi ona zebun vaziyette. Ama çok saçma sapan işler yapıyor. Referandumun hiç gereği yoktu. Ancak kafasına koydu ve yaptı. İleriye yönelik yürüyüşünde her şeyi güvence altına alıyor. CHP’den bir Tayyip Erdoğan çıksaydı bu hale gelmezdik.

Atatürk din eğitiminde yanlış yaptı

Geriye dönüp özeleştiri yaptığınızda hatayı nerede görüyorsunuz?
Halka inememek. Mesela ben Ecevit’e çok inanıyordum. Çünkü halkçıydı. Biz tanışırdık ve bir konuşmasında bana “Halkla konuşabilmek çok önemli” demişti. Ama o da yapamadı. Çünkü çok seçkinci bir davranışı vardı ve hep kendi kafasına uygun kişileri arıyordu. Biraz daha yaygın olabilirdi. Bugün her kabahati Rahşan Hanım’a atıyorlar ama Ecevit’in de çok elit bir yapısı vardı. Recep Tayyip Erdoğan ise Kasımpaşa’dan yani halkın tam da içinden çıktı. İnsanlarla nasıl konuşacağını çok iyi biliyor. Karşısında ne yazık ki onun gibi bir lider yok.

Türkiye’nin bütün liderlerini gördünüz. En iyi lider kimdi?
Atatürk çok otoriterdi. Ama o dönemde bunu yapması gerekiyordu. Atatürk yalnız bir adamdı. Nutuk bir tür halk önünde hesaplaşmaydı. Bu çok demokratik bir davranış. O nedenle Atatürk’ü katmazsak İnönü’ydü. Ama onun da ikinci dönemi. Süleyman Demirel kötüydü. Özal en kötü liderdi. İnönü 2. Dünya Savaşı’nda çok iyi bir tutum sergiledi. Demokrasiyi getirdi.

Türkiye’nin gidişatını nasıl görüyorsunuz?
Tepeden inen devrimlerde liseler, üniversiteler ve bölümler olur. Bizim daha çok ilköğretime ağırlık vermemiz gerekiyordu. Lise ve üniversite açarak göz boyandı. Bana birisi profesör derse hakaret eder. Çünkü çok ayağa düştü. 1950’de nüfus patlaması oldu ama planlaması yapılmadı. Kız-erkek ayrımı yapıldı ve kızlar satılık mal oldu. Burada dinin de etkisi var. Çünkü dinimiz çok otoriteye bağlı bir din. Atatürk “Her ailenin çocuğuna din eğitimi verecek kadar din bilgisi vardır. O nedenle okullarda öğretilmesine gerek yok” derdi. Bu olumsuz bir sonuç getirdi. Ya çok kör gözüne dindar oldular ya da hiç din eğitimi almadılar. Şimdi hâlâ Türkiye Malezya olur mu? diye tartışıyoruz. Türkiye ne İran ne de Malezya olur. Ama bir Cumhuriyetçiler ve İslami kesim arasında iç savaş çıkabilir.

Vatan/Oya Doğan
Yayın Tarihi : 30 Ekim 2007 Salı 10:43:24
Güncelleme :30 Ekim 2007 Salı 10:56:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Türk oglu IP: 80.219.115.xxx Tarih : 2.11.2007 23:58:53

CHP yetenekli genclere ve sayin Sarigül gibi koltukta gönlü olmayan Büyük Türk Milletine kapilarini kapattiktan sonra nasil sayin Baykal ve CHP iktidar olabilir? Ben canimdan isterdim sayin Baykal'in basbakan olmasini Türkiye Cumhuriyeti'ne ama senlerce ne kulak verdiniz nede beklentilere kucak actiniz! Kendi evlatlariniza gelince bir dedigini iki etmediniz. Sayin Erdogan neyi basariyla basarmiski ve Türkiye Cumhuriyetini neresini gelistirmiski -, "CHP'den bir Erdogan ciksaydi bu hale gelmezdik" diyebiliyorsunuz? Yüce Oender Atatürk'ün düsüncelerine hak vermeyen, Yüce Oender Atatürk'ü bile bile 'Gazi Mustafa Kemal' olarak nitelendiren, demokrasiyi vede laikligi bir arac olarak gören basbakan nasil CHP'nin ilhami olabilir? Yanlis yoldasiniz sayin Nazan Ispiroglu...