20
Mayıs
2024
Pazertesi
SİYASET

HANGİ İŞADAMINI İHALEYE SOKMADINIZ?

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Sabah-atv ihalesine ilgi gösteren işadamlarıyla birebir temas kurduğunu öne süren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Konuştuğunuz işadamlarına, ’Bu işten vazgeçin’ dediniz mi" diye sordu.

Baykal, Erdoğan’dan 14 Kasım 2007’de Sabah-atv’ye talip işadamıyla başbaşa görüşmesine ilişkin bilgi istedi. CHP’nin konuyla ilgili gensorusu AKP oylarıyla reddedildi.

CHP’nin Sabah-atv satışıyla ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında verdiği gensoru, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) AKP’nin oylarıyla reddedildi. 452 milletvekilinin katıldığı görüşmelerde 134 kabul oyuna karşı 318 ret oyu kullanıldı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Sabah-atv satışının önyeterlilik süresinin bitiminden önce, 14 Kasım 2007’de bu işe talip, büyük harcama yapmış iddialı işadamıyla başbaşa görüştünüz mü?" diye sordu.

Başbakan Erdoğan katılmadı

Gözündeki rahatsızlık nedeniyle istirahat eden Erdoğan’ın katılmadığı görüşmede CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Keşke, burada olsaydı. Doğrudan soruları sormak isterdim. Bunu sağlamak için, Sayın Başkan ve AKP yönetimine, ’Gerekirse, Sayın Başbakan’ın katılacağı tarihe kadar, görüşmeleri erteleyebiliriz’ dedik. Ama bir değişiklik yapmak mümkün olmadı. Başbakan’ın, tutanaklardan konuyu izleyeceğine, üzerine düşen açıklamaları, zaman içinde yapacağına inanıyorum" diye konuştu

’Bu işten vazgeçin’ dediniz mi

Dünya çapındaki basın kuruluşlarının Sabah-atv’ye sahip olmak istediğini, Türkiye’de güvenilir, saygın pek çok işadamının ilgi gösterdiğini, 5’ten fazlası yabancı olmak üzere, 10 kadar ciddi firmanın, bu konuyla ilgili harcama yaptığını söyleyen Baykal, önyeterlilik almak için başvuran firma sayısının 3’e indiğini, bu 3 firmalardan 2’sinin de daha sonra vazgeçtiğini anımsattı. Erdoğan’ın, konuya ilgi gösteren önemli kişiler, işadamları, yabancı yatırımcılarla birebir temas kurduğunu ileri süren Baykal, "Konuştuğunuz işadamlarına, ’Bu işten vazgeçin’ dediniz mi? Herhangi bir işadamına, Sabah-atv alımı konusunda, ilgi duymaktan vazgeçme telkini yaptınız mı yapmadınız mı?" sorusunu yönelttti.

VIP Salonu’nda, saat 22.55’te

"Bir devlet ihalesinde, bir Başbakan’ın, ihaleye ilgi gösteren işadamlarıyla birebir görüşmeler yapması, bazılarına, ’Sen katılma’ demesi, sadece siyasi, ahlaki değil, hukuki olarak da önem taşır" diyen Baykal, şu iddiayı gündeme getirdi: "Önyeterlilik başvurusu 19 Kasım 2007’de sona erdi. Sayın Başbakan, 14 Kasım 2007’de saat 22.55’de Prag’a hareket etmeden önce, Esenboğa Havaalanı VIP Salonu’nda, bu işe talip bir işadamıyla baş başa görüştünüz mü görüşmediniz mi? Bu konuda talip olduğu bilinen, bunun için büyük harcama yapmış, geniş imkanları olan, iddialı işadamıyla görüşme yaptınız mı yapmadınız mı?"

Bankalarla oynayan iflah olmaz

Erdoğan’a "Yüce Divan" uyarısı yapan Baykal, "Bu kadar kaba, açık, sorumsuzca, kural dışı bir kredilendirme uygulaması görmedim. Unutmayın, bir iktidar, kamu bankalarıyla oynamaya başladı mı iflah olmaz" diye konuştu.

Keşfedilemeyen özel ilişkiler

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, bir başbakanın görevleri arasında ihalelere müdahale etme yetkisi olmadığını belirterek, şu noktalara dikkat çekti:

Sayın Başbakan’ın Çalık Grubu ile bizim bilmediğimiz, şu ana kadar da keşfedemediğimiz özel ilişkileri var. Damadı anladık, hısım akrabalık var. Damat çalıştı diye o şirkete ayrıcalıklar verilmesi, demokrasilerde olamaz. Özel ayrıcalık sağlandığı noktada, ’Dur’ demeniz lazım.

İşte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı’nın belgesi. Merak ediyorum Sayın Enerji Bakanı’nın ne ilgisi var? Enerji Bakanı İsrail’e gidip, Çalık Grubu’na ihalesiz iş verilsin diye kulis yapıyor.

Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, Çalık Grubu’na kredi bulmak için Katar’a gidiyorlar. Bu para nereden geldi biliyor musunuz? Arzu eden Ticaret Sicili Gazetesi’ne bakar. Bu kişi kim? 1976 Sudi Arabistan doğumlu, Türkiye’de ikameti yok, sadece vergi dairesinde numarası var. Medya devine ortak olan bir kişinin kimliği bu kadar gizli kalıyor.

Koç ve Sabancı bu koşullarda kredi alamadı

CHP Lideri Deniz Baykal, Halkbank ve Vakıfbank’tan, Çalık Grubu’na verilen kredinin koşullarıyla ilgili olarak da şu eleştirileri yöneltti:

Çalık Grubu, bu parayı bulmak için yabancı firmalarla temas kurdu mu, kredi olanağı bulabildi mi, yerli özel bankalarla bu konuda temas kuruldu mu? Yıllardır faaliyet gösteren televizyon ve gazetenin devralınması, nasıl bir proje kredisi olabilir?

Koç, Sabancı, Eczacıbaşı dahil, Türkiye’de daha önce bu koşullarla 750 milyon dolar kredi almış kuruluş yok. O kredileri veren banka müdürleri, eğer verdiği o kredi kendi malı olsaydı, bir tek kuruşunu verir miydi? Kesinlikle vermezdi.

Burada çok tipik çıkar çatışması durumu var. Kmu bankaların genel müdürleri, Başbakan’ın emrinde. Bankanın kredi vereceği şirketin genel müdürü de Başbakanın damadı.

Yapılan iş nedir? Devletin malı satılıyor. Neyle satılıyor? Devletin parasıyla satılıyor. Kime satılıyor? Damada satılıyor. Türkiye, bunu kabul etmez. Bu, demokrasiye sığmaz. Bu, hukuka sığmaz. Bu, ahlaka sığmaz. Bu, ceza yasalarına sığmaz.

Gensoruda POAŞ tartışması

AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Sabah-atv satışını savunurken, "İş Bankası ile Doğan ortaklığının aldığı POAŞ’ın özelleştirilmesi sırasında, İş Bankası 2005’in eylül ayında yüzde 50 hissesinin yüzde 44.76’sını 616 milyon dolara ortağına satıyor. Mart 2006’da Doğan Grubu bu hisselerin yüzde 34’ünü bir yabancı firmaya 1 milyar 54 milyon dolara satıyor. İş Bankası’nın yüzde 28.2’si CHP’nin. Bu en hafif ifadeyle öngörüsüzlük" dedi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ise, "POAŞ’ta mülkiyet hakkımız söz konusu değil. CHP’nin sorumluluğuna yüklenemez. Eğer siz bu örneği veriyorsanız, ’Ortada hortumlama var siz içindesiniz’ imajı yaratılmak isteniyorsa Tekel’i kaça özelleştirdiniz? 300 milyon dolara. İçki bölümünü ABD’lilere 900 milyon dolara sattı bir yıl dolmadan. Bu ne biçim ticari anlayış?" diye konuştu. Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz da, POAŞ özelleştirmesinden söz edilmesi üzerine söz isteyerek, "POAŞ benim başbakanlığımda yapıldı. İhaleye Doğan Grubu-İş Bankası ortaklaşa katılmamıştır. Alan grup İş Bankası Taahhüt Grubu ve bütün Petrol Ofisi bayilerinin oluşturduğu konsorsiyumdur. Özelleştirme safhasında Doğan Grubu devrede değildir. Ortaklardan devralmıştır" dedi.

Canikli: Başbakan telkinde bulunmadı

AKP adına konuşan Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’nin konuşması CHP’liler tarafından sık sık kesildi. Canikli, CHP’ye iddialarını ispata çağırırken, şunları söyledi: "Başbakan hiçkimseye Sabah-atv ihalesine katılıp katılmaması konusunda en ufak bir telkinde bulunmamıştır. İlgili işadamı ile görüşmesi işadamının talebi üzerine gerçekleşmiştir. "

MHP: Dünyada ve ahrette vay halinize

MHP’li Murat Özkan son beş ayda cumhurbaşkanı, başbakan ve 8 bakanın Katar’a gittiğini anımsatarak, "750 milyon dolar kredi demek zorbalıkla bir kişiden en az 10 dolar alındı götürüldü demektir. Vatandaşın parası gasp edilmiştir. Kuran’da "Ne zaman başları belaya uğrasa bize yalvarırlar ve o belayı başlarından almamızı isterler. Kaldırsak yine bildiklerini yaparlar" der. Siz Kuran’dan işinize geleni alıp, gelmeyeni reddediyorsunuz. Dünyada da ahirette de vay halinize" dedi.

KULİSLERDE O İŞADAMI KONUŞULUYOR

Ankara kulislerinde, gensoru tartışmalarına damgasını vuran o işadamının kim olduğu konuşuluyor. Sabah-ATV ihalesine girmekten vazgeçen işadamının Finansbak'ın eski sahibi Hüsnü Özyeğin olduğu ileri sürülüyor.

Yılmaz: Çalık kredisine imza atmayanları tasfiye ettiler 


TBMM’nin dünkü oturumunda CHP’nin Sabah-atv ihalesiyle ilgili gensoru önergesi görüşülürken Türkbank ihalesinin anımsatılması üzerine söz alan Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, bir kamu bankasında Çalık Grubu’na kredi verilmesine imza atmayan iki yönetim kurulu üyesinin tasfiye edildiğini söyledi.

AKP’nin imalı suçlamaları üzerine "Menderes’ten başka Yüce Divan’da yargılanan başka Başbakan olmadığı için üstüme alındım" diyen Yılmaz, kürsüye çıkarak şunları söyledi:

Bakın bilmediğiniz bir olay daha söyleyeceğim. İki kamu bankası var, bunlardan bir tanesinin iki yönetim kurulu üyesi aylarca itiraz ediyor. İmza atmıyorlar. Bunlardan ikisi de genel kurulda tasfiye edildiler. Yeni gelen yönetim kurulu üyeleri bunların altına imza atıyor.

Tartıştığımız olayda çok ciddi şüpheyi mucip noktalar vardır. Türkiye’deki hiç bir kamu bankasının kurulduğu dönemden beri hiç vermediği krediler vardır. İddialar var. Başbakan filanca kişiye demiş ki, sen buna katılma. Benim de kulağıma geldi, kim olduğunu da biliyorum. Bunlar doğru mudur, bunları Meclis’in ortaya çıkarması gerekir.

Geçmişte bana yöneltilen suçu TMSF Başkanı da işledi. Bana göre doğru yaptı. ’1 milyar 100 milyon dolardan aşağı satmam’ dedi. Sayın Başbakan birkaç gün önce dedi ki; ’Allah’a şükür ki bizim hakkımızdaki suçlamalar yolsuzluk suçlaması değil.’ Hele bir dokunulmazlık zırhınız düşsün, ondan sonra neler çıkacak göreceksiniz. Benim gibi buraya gelip kendinizi savunabilecek misiniz?

Eğer biz Bankalar Yasası’nı değiştirmeseydik BDDK diye yeni bir kurum kurmasaydık yine bankaların denetimini Hazine’ye bıraksaydık, Hazine yine görevin altında ezilseydi, hortum olayları sizin iktidarınız döneminde de devam edecekti.

Hürriyet
Yayın Tarihi : 21 Mayıs 2008 Çarşamba 16:48:56
Güncelleme :21 Mayıs 2008 Çarşamba 16:58:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?