25
Mayıs
2024
Cumartesi
SİYASET

BAHÇELİ'NİN BEDBİN EZBER DÜNYASI...

Kelimeler, anlam evreninin neresinde ikamet ettiğimizin yegâne kanıtlarıdırlar

MHP, her şeyden nefret ediyor. Siyasetin gölge oyununa benzeyen bir seyirliğe dönüştüğü şu devirde bile, devamlı çatık duran kaşlarıyla, sesinin hangi perdeden ve nasıl çıktığına aldırmadan bağırıyor, bağırıyor MHP lideri. Şifahi ve rastgele seçilmiş kelimelerden değil, tasarlanmış yazılı metinlerden yayılıyor bu nefret ve öfke. Önündeki metinlerden bağını koparamayan gözlerinden bir şey yakalama şansımız yok. Geriye sesi kalıyor liderin. Bir de bu sesle biçim ve içerik bakımından son derece uyumlu kelimeleri... Hançeresinden ses yerine çıkan öfke ve nefreti taşımakta hiç de zorlanmayan kelimelerini sağda solda, gazetelerde okuduğumuzda bile Bahçeli sanki yanıbaşımızda bağırıyor gibi. Bu bir liderin, bir tekil kişinin öfkesi olarak görülemez elbette. Bu öfke, karmaşık ve derin bir öznelliğin içinden geliyor besbelli.

“Dil, varlığın evidir” der Heidegger. Yani konuştuklarımızla, söylediklerimizle varoluruz bir bakıma. Hadi bu biraz “felsefi kaçtı” deyip Wittgenstein’a kulak verelim: “Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır”. Kelimeler, anlam evreninin neresinde ikamet ettiğimizin yegâne kanıtıdırlar.

Aşağıda, Devlet Bahçeli’nin 25 Ağustos-14 Eylül 2009 tarihleri arasında yaptığı sekiz yazılı ve sözlü açıklamada tekrar sıklığı yüksek olan bazı kelimelerin listesi yer alıyor (Bu konuşmalara, MHP’nin internet sayfasından ulaşılabilir). Bahçeli’nin metinlerinde yer alan ve sıklıkla tekrar eden kelime ve kavramlar: Türk 329, millet 275, terör 136, bölücü(-lük, -ler) 78, vatan 46, sözde (sözde aydın, sözde açılım gibi) 45, şehit-şehadet 37, ihanet-hain 31, silah 26, yıkım 23, saldırı 19, kanlı 16, sahte-sanal-yalan 15, Iraklı aşiret reisleri 14, yanlış 14, oyalama 12, ölüm 12, tehlike 12, yara (yaralı-lar) 12, asker 12, düşman 10, ortadan kaldırmak-belini kırmak 9, kriz 8, hakaret 8 ve risk 6 kere tekrarlanmış.

Yorum sizin
Peki, hiç mi iyimser ve barışcıl bir yanı yok bu konuşmaların? İsterseniz “barış” sözcüğünün kullanım sıklığına bir bakalım. Ele aldığımız sekiz metin içerisinde “barış” sözcüğü 11 yerde kullanılmış. Yukarıda saydığımız ve çoğu pesimistik olan sözcüklerden “ölüm (12)” ve “tehlike (12)” gibi sözcüklere yakın bir sıklık demek bu. Ama gelin görün ki siyak ve sibak açısından baktığımızda “barış” sözcüğünün de en az bunlar kadar bedbin anlamlar yüklenerek kullanıldığını görüyoruz. Sözcük ya eleştiri amacıyla, “ihanet” ile eşanlamlı olacak biçimde AKP’den alıntılanmış ya da “sözde” nitelendirmesi eklenerek gerçek anlamından uzaklaştırılmış. Bahçeli’nin metinlerinde “barış” sözcüğünün geçtiği cümleleri aşağıya alıyor, yorumu sizlere bırakıyorum.

“Başbakan bu projenin ‘milli birlik ve bütünlük, barış ve kardeşlik projesi’ olduğunu iddia etmekte ve bunun muhatabının Türk milleti olduğunu söylemektedir.” “PKK’nın yıllarca dağda savunduğu bütün ihanet fikirleri şimdi iktidar zihniyeti tarafından sözde barış ve demokrasi süreci olarak ‘Kürt açılımı’ tanımıyla savunulmaya başlanmıştır.” “Çözüm ve fırsat denilen yıkım projesinin arkasına saklanılan ‘sözde barış ve kanın durdurulması’ makyajı...” “AKP’nin açtığı kapıdan giren ve kendilerine ‘barış elçisi’ adını veren çevreler ise ‘Sayın’ diyerek saygıda kusur etmedikleri İmralı Cani’sinden, hücresinden idare ettiği örgütünün sözde ateşkes süresini 6 ay daha uzatması için ricacı olma küstahlığını gösterebilmişlerdir”.

“AKP gözetiminde yapılan bu toplantılarda ‘ateşle sorun çözülmez’, ‘silahlar bırakılsın’, ‘barış gelsin’ denilerek teröristle mücadelede tek çaremiz olan Türk ordusunun silah bırakması teklifine kadar varan küstahlıklar sergilenmiş, fırsat denilen bügünkü rezalete teşrifatçılık yapılmıştır”. “AKP döneminin ihanet tarihçesini özetlemeye çalıştığım gibi, son zamanlarda üzerinde çok konuşulan sözde barış, silah bırakma ve ateşkes sürecinin sonunda AKP zihniyetinin yönettiği ve ilkesizlerin de destek verdiği süreçte Türkiye’nin önünde kısa vadede beklenen çok vahim gelişmelerin şunlar olacağı anlaşılmaktadır...” “Sözde fırsat ve barış sürecinin rehaveti atlatılınca, kahraman güvenlik güçlerimizin 20 yıldır verdiği mücadele sorgulanmaya başlanacak, isimsiz kahramanlar yerli ve uluslararası yargı unsurları ile karşı karşıya bırakılacaktır.”

Coşkun Taştan - Radikal
Yayın Tarihi : 22 Eylül 2009 Salı 19:18:48
Güncelleme :25 Eylül 2009 Cuma 17:58:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?