BİZİ BU PAKETLER MAHVETTİ
Son zamanlarda yaşadıklarımız sayesinde nihayet keşfettim: Ülkemizde en başta gelen huzursuzluk ve hatta mutsuzluk kaynağı, hayatın tek tek değil, ‘paket’ler halinde üzerimize gelmesi.
İçinde birbiriyle bağdaşmayan, hatta taban tabana zıt olabilen şeylerle dolu olan paketler...
Karşınıza konduğu zaman ne yapacağınızı bilmediğiniz paketler...
Sosyal psikologlar, birbiriyle çatışan öğelerin (fikir, tutum, kanı, inanç) aynı insanın zihninde bir araya gelmesine ‘bilişsel uyumsuzluk’ diyorlar ve bunun o kişide gerilim ve huzursuzluk duyguları yarattığını söylüyorlar...
Biz işte o sendromdan musdaripiz.
Anayasa paketi, kuşkusuz, ilk örnek. İçinde iyi kötü bir sürü farklı şey var. Bazılarını kuvvetle desteklemeye hazırım, ama bazılarına da şiddetle karşıyım. Benden tümü hakkında tek bir oy kullanmam isteniyor. Çelişkili duygular içinde ben ‘bilişsel uyumsuzluk’ çekmeyeyim, kıvranmayayım da ne yapayım!
Üç yıldır bizi uğraştıran Ergenekon da bir paket. Onun da içi tıka basa dolduruldu. Orada da desteklediğim ve desteklemediğim bir sürü öğe var. Bir tarafta elini kana bulamış Gladyo tetikçileri öbür tarafta kaleminden başka hiçbir silah kullanmamış ‘muhalif’ gazeteciler... Bu süreç konusunda da referandumvari ‘Yana mısın, karşı mısın?’ şeklinde bir soru sorulacak olsa ne derim?
Şaşırıp kalırım, halkımızın şaşırıp kaldığı gibi...
‘Statejik derinlik’li dış politikamız da bir paket halinde konmuyor mu önümüze? Ya tümden destekleyeceksin, ya da tümden karşı çıkacaksın. Her iki durumda da konuyu basit bir yafta ile lanetlemeniz ya da kutsamanız isteniyor. Oysa siz, bir kısmını fevkalade başarılı ve tutarlı, bir kısmını ise çelişkili ve tutarsız buluyor olabilirsiniz. Yaftalamanız istendiğinde ne yapacaksınız?
Aslında, ‘geçiş toplumu’ olarak (Nereye ‘geçtiğimiz’ hayli tartışmalı ama..) tüm toplumsal değerlerimizin karman çorman bir paket oluşturduğunu söylemek yanlış olmaz. İçinde asla bir arada bulunmaması gereken şeyler var. Örneği kadın-erkek ilişkileri konusunda feodal değerler ile California değerlerini yan yana aynı kafada barındırmak kolay iş mi?
Biz bu fevkalade zor şeyi yapmaya çalışıyor, huzursuzluğunu yaşıyor ve zaman zaman gazetelerin üçüncü sayfalarını boyluyoruz.
Daha huzurlu ve mutlu bir toplum olabilmemiz için netliğe ve dürüstlüğe ihtiyacımız var. Evet, sadece açıklık ve netliğe değil, aynı zamanda dürüstlüğe; çünkü, birileri bazı konuları paket halinde sunmayı kendi çıkarlarına uygun görüyor, kurunun yanına yaşı koymayı açık gözlülük sayıyorlar.
Sonuç ortada: Bölünmüş ve şaşkın bir toplum. Huzursuz ve mutsuz.
