25
Mayıs
2024
Cumartesi
SİYASET

CHP, GERÇEKTEN DEĞİŞEBİLİR Mİ?

CHP kurultayı öncesinde partide “gerçekten değişim olur mu?” heyecanı var. Düşünülenler kamuoyu değil teşkilatları heyecanlandıracak cinsten...

Mayıs sonundaki CHP kurultayı şimdiden parti içinde “değişim kurultayı” diye anılıyor. Hımm.. Kırk yıldır tanıdığımız CHP, gerçekten değişebilir mi?
Beklenti büyük. Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil’in geçen hafta Deniz Baykal’ın “Başbakan” olacağını iddia etmesiyle CHP kulislerini bir heyecandır almış. Anlıyorum ki bazen bir kelime bile karamsarlık denizlerini yarmaya yetiyor. CHP’lilerde, Deniz Baykal’ın bu kurultayda parti yönetimini gençleştirmesi, “Politbüro” yerine dinamik yeni isimlere yol vermesi beklentisi tavan yapmış durumda.

Tabii kurultaydan devasa bir dönüşüm beklememek lazım. Baykal geçmişte, Önder Sav, Onur Öymen gibi kamuoyu önünde yıpranan eski silah arkadaşlarından kolay vazgeçmeyeceğini kanıtladı. CHP lideri sadakati önemsiyor, isyanı ise feci bastırıyor. CHP’nin önümüzdeki seçime solu “kucaklayarak” girme olasılığı, kamuoyu ve teşkilatlar ne kadar istese de, Hikmet Çetin, Zülfü Livaneli gibi yollarını ayırdığı eski dostları yanına alarak girme olasılığı zayıf...

Peki ne olabilir bu kurultayda? Kendi tabanının bile hafif homurdanarak oy verdiği CHP, seçime bir yıl kala heyecan yaratacak yeni bir vitrin oluşturabilir mi?
Anladığım kadarıyla partide popüler bir damar yakalayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun en nihayet genel başkan yardımcılığına getirilmesi ihtimali çok yüksek. Ancak çok heyecanlanmayın; CHP’de 14 genel başkan yardımcısı var ve bunların çoğu televizyonda yüzünü görünce kanalı anında zapladığınız isimler.

Muharrem İnce, Gürsel Tekin gibi aslında pek de genç olmamakla birlikte nedense “genç nesil” diye tanımlanan popüler figürlerin, yine Baykal eliyle biraz daha öne çıkarılacağını sanıyorum. Ayrıca muhtemelen kurultay öncesinde İstanbul iş dünyası ve bürokrasiden, hiç beklemediğimiz birkaç isim de CHP saflarında yer alacaktır.

Parti kulislerinden edindiğim izlenim, Baykal’ın yalnız genel başkan ve parti meclisini değiştireceği değil, partideki kurmaylarına AK Parti’deki gibi bireysel sorumluluk alanları verebileceği yönünde. İsabetli bir karar. Örneğin “teşkilattan sorumlu”, “dış ilişkilerden sorumlu” genel başkan yardımcıları ve MYK üyeleri...

En merak ettiğim, neredeyse iki yıldır yerinde yeller esen “CHP kadın kollarının” akıbeti. Aslına bakarsanız CHP kadın kollarıyla ilgili çok pozitif izlenimlerim yok. Gördüğüm kadarıyla genelde 10 Kasım’da Anıtkabir’e çıkmak, arada fırsat bulunca çarşaf yırtmak gibi faaliyetler dışında siyasette esamesi okunmuyor. Bunlar çok anlamlı faaliyetler olabilir. Ancak uluslararası seminerler düzenleyen, kapı kapı dolaşıp kadınlara “açılım”ı anlatan AK Parti’nin kadın kolları o kadar aktif ki, muhalefet partisindeki bu boşluk dikkat çekiyor.

Anladığım kadarıyla CHP lideri kadınların siyasete “altın günü” yaparcasına “kadın kolları” olarak katılmasına pek sıcak bakmıyor. Teşkilatlara ve parti meclisine daha çok kadın almak istiyor; ancak ille de “kadın kolları” kisvesi altında değil. Feministler buna sevinecektir.

Bütün bunlar kamuoyunda “heyecan” yaratır mı bilemiyorum. Ancak “Değişim! Değişim!” diye inleyen CHP teşkilatlarında etkisi olumlu olur. Seçime giderken önemli olan da bu: Köşe yazarlarını tatmin etmek değil, tabana enerji getirmek.

Aslı Aydıntaşbaş - Milliyet
Yayın Tarihi : 12 Nisan 2010 Pazartesi 13:48:43


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?