24
Mayıs
2024
Cuma
SİYASET

YAŞASIN MECLİS TV

Ekranın baştan çıkarıcı etkisinden çokça şikâyet eder buldum Ankara’yı.
Kimi milletvekillerini, ‘canlı yayın’ şehvetinin bozduğunu söylüyorlar.
Kısmen katılırım ki, azdıran bir etkisi var siyasetçimiz üzerinde.
Meclis’teki 23 Nisan törenlerinden birinde, Deniz Baykal, kendinden geçip protokol adabına sığmayan bir konuşma yapmıştı mesela.
Bütün yabancı misyon şefleri, askeri erkan ve sair yüksek zevatın huzurunda, dakikalarca hükümet-medya dedikodularını anlatmıştı.
Yalan yanlış dolduruşlara geldiğini biliyordum, çünkü bendim mevzu.
Konuşmasının büyük bir bölümünü bununla zayi ettiği için, toplam süresini de kat be kat aşmıştı.
Diğer dinleyiciler ayıpladılar mı, ne düşündüler bilemiyorum.
Belki onlar da, TV kameralarının varlığına bağlamıştır o tuhaflığı.
Lakin bana sorarsanız, Meclis TV kesinlikle açık kalmalı.
Doğal ve sahici sandıklarımızı bir anda yapaylığın şahı yapsa, en ciddi yüzleri birer gösteri ikonuna çevirip karşısında oynatsa dahi...
Değil mi ki, siyasetçilerimizin dışı gibi içini de gösteren büyük bir sihirbazdır...
İşte, tam da bu sebeple, ‘Yaşasın Meclis TV!’ diyorum.

***

Meclis çalışmalarını zorlaştırıyor mu?
Evet, zorlaştırıyor.
Kamer Genç’lerin, Oktay Vural’ların, diğer sataşma ustalarının, geçiş cıngılı gibi mütemadiyen araya girip çıkmasına sebep bu mu?
Evet, haza budur, ta kendisi.
En ciddi müzakerelerin, en hayati oturumların sulandırılmasından, kıymetli zamanların kaybından sorumlu mudur?
Bila şek, evet.
Meclis’in vakarına yakışmayan üslupların, atışmaların, dalaşmaların altında yatan gerçek midir?
Hiç şüpheniz olmasın, başka yerde aramayın boşuna.
Ama, genel kurulu canlı canlı nazara veren kameralar, gene de kapatılmasın.
Yoksa, nereden bilecek millet; kim kimdir, ne nedir?...
Bize, siyasetin ayıplı ve kusurlu yüzünü de tanıttığı için, ‘Yaşasın Meclis TV!’...

***

10 yıldır, hiç aksatmadan her 23 Nisan resepsiyonuna gelirim.
Uzun bir aradan sonra, Meclis’i daha diri, daha heyecanlı, çok daha hareketli gördüm.
Anayasa reformu için fazla mesaiye kalmak, yaramış Meclis’e.
Kimler yoktu o akşam?
Ana muhalefet lideri Baykal, yüksek yargı başkanları, Genelkurmay Başkanı...
Umursayana rastlamadım bu kez.
Gölge düşürmedi yoklukları, eksiklikleri hissedilmedi.
Sistemin kalbi canlanmış, kan pompalıyor bünyeye, tıkanıklıklar nasıl olsa açılacak, öyle bir hal...
Yazma izni almadığım için, ismini zikretmiyorum.
Makamı, şahsiyeti ve birikimi itibarıyla epeyce mühim bir zat, ilginç bir örnekle tarif etti sistemi.
Süleyman Nazif’e, valilik yaptığı ilin insanları sorulmuş.
Unutulmaz bir cevap vermiş o da.
Demiş ki;
“Münferiden ukala, mecmuan budaladırlar...”
Yani... Tek tek konuştuğunuzda makul, toplu halde mantıksız izlenimi veren bir ecmain takımı.
Sistem, müşterek akıl olarak, ona vücut veren bireysel akılların çok gerisinde...
Üstünü mozaikle kapatmadan, bütün elemanlarıyla sistemi halka yansıttığı için, ‘Yaşasın Meclis TV!...’

***

Şov ve şöhret merakı olanları yoldan çıkarıyor, bu doğru.
Demagogluğa soyunup yüzüne gözüne bulaştıranlar, madara edeyim derken maskara olanlar, ayırmak için kavgaya girenler...
Alın, Anayasa değişikliği oturumlarını...
Gerçek zamanlı bir ‘reality show’ programından farksız olabilir, Meclis TV’nin yayınları.
Ama halk, onları da görsün.
Sistemin temelinde, insanımızın mümeyyiz vasfına güvenmek olmalı.
En cahili bile doğruyla yanlışı, iyiyle kötüyü birbirinden ayırma kapasitesine sahiptir bu halkın.
Onun için...
Bir kez daha ‘Yaşasın Meclis TV!...Yaşasın şeffaf demokrasi!...’
Hiçbir şey, kalmasın halktan nihan!

Akif Beki - Radikal
Yayın Tarihi : 25 Nisan 2010 Pazar 17:40:32
Güncelleme :25 Nisan 2010 Pazar 19:49:50


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?