YILMAZ: TEHLİKE BÜYÜK

AP’de “Türkiye’de neler oluyor?” başlıklı konferansta konuşan Mesut Yılmaz, İslamiyetin Hıristiyanlıktan farklı olarak toplumsal hayata da kurallar koyduğunu ifade etti. Yılmaz, “Türkiye ağır bir tehlikeyle karşı karşıya” dedi 

Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye’deki son gelişmelerin masaya yatırıldığı “Türkiye’de neler oluyor?” başlıklı konferansa ev sahipliği yaptı. Yeşiller Grubu’nun himayesinde, bağımsız milletvekilleri Mesut Yılmaz ve Ufuk Uras’ın katılımıyla yapılan toplantı, AP’de son dönemde sürekli tekrarlanan ve genelde AKP eğilimli olan görüşlerin dışına çıkan tonuyla dikkat çekti. Yılmaz, laiklikle ilgili duyarlılığın bir paranoya olmadığını vurgulayarak, “Türkiye’de uygulanan model Müslüman bir ülkede uygulanabilecek en iyi modeldir” dedi.

Din devleti özlemindeler

Türkiye’nin İslam dünyasında laik demokrasiyi en ileri düzeyde uygulayan ülke olduğunu söyleyen Yılmaz, İslamiyetin Hıristiyanlıktan farklı olarak toplumsal hayatın işleyişine ilişkin kurallar da öngördüğünü ifade etti. Yılmaz şunları söyledi:

“Bu nedenle Müslüman bir ülkede laiklik ilkesinin uygulanması dinin özel yaşam alanıyla sınırlı tutulmasına bağlıdır. Bugün Türkiye’de bunun yeterli olmadığını söyleyenler vardır ve bunlar dini kamusal alana taşımak isteyenlerdir. Küçümsenmeyecek sayıda din devleti özlemi içinde olan bir kitle söz konusudur. Ayrıca son yıllarda tüm İslam ülkelerinde giderek yükselen siyasal İslam akımının ve komşumuz İran’da yaşanan gelişmelerin Müslüman Türk toplumu üzerinde hiçbir etki yaratmadığı da düşünülemez.”

AİHM kararını okuyun

Türkiye’nin ağır bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:

“Laiklik konusunu sürekli kaşıyan bir siyasi akım var. Bunun bugünkü temsilcisi AKP’dir. İran’daki gelişmeyi göz ardı edemeyiz. Eğer türban kamuda serbest bırakılırsa bir süre sonra bu serbestlik zorunluluğa dönüşür. Başörtüsü takmak istemeyenlerin özgürlüğü kalmaz. Bu yüzden AİHM’nin Leyla Şahin kararını okumanızı istiyorum.”

Atatürk modeli en iyisi

Laiklikle ilgili duyarlılığın paranoya olmadığının altını çizen Yılmaz, “Bunu Batı’dan değerlendiremezsiniz, çünkü hiçbiriniz Müslüman değilsiniz. Müslüman bir ülkede Batı tipi laiklik uygulamasını örnek alacağımız dünyada herhangi bir model yok. Türk modelini eleştirebilirsiniz, ama yapıcı eleştiri getirmiyorsunuz. Atatürk modeli Müslüman bir ülkede uygulanabilecek en iyi modeldir” diye konuştu.

Yargıya saygı duyulmalı

“AKP kapatılırsa müzakereler durur” söylemine de dikkat çeken Yılmaz, yargı kararı olmaksızın sürece müdahale etmenin AB ilkelerine ters düştüğünü belirterek, “Ayrıca Anayasa Mahkemesi kararı dahi hukuk sürecinin sonu anlamına gelmemektedir.

AİHM kararı ortadadır. AB temsilcilerinin Türk yargısına değilse bile kendi yargı kurumlarına saygı gereği bu konudaki açıklamalarında daha ihtiyatlı davranmaları gerekirdi” dedi.

Türkiye farklı, anlayın

İlke olarak parti kapatmayı ilkel bulduğunu söyleyen Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:

“Her ülke kendi düzenini korumak için önlemler alır. Bir ülkede demokrasi karşıtı tehlike ne kadar büyükse o ülkenin alması gereken tedbir de o kadar radikal olabilir. Dünyanın bugün geldiği düzeyde parti kapatmanın çok ağır bir müeyyide olduğunu kabul ediyorum ve bunu içime sindiremiyorum, ama sizin de Türkiye’deki şartların ne kadar ağır olduğunu anlamanız gerekiyor. Batı’dan bakıldığında bu şartlar ağırlığı ölçüsünde değerlendirilemiyor.”

Uras’tan 12 Eylül vurgusu

Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras da en önemli sorunun “12 Eylül Anayasası’nı ve yasalarını aşabilecek bir siyasi irade oluşturulmamasından kaynaklandığını” ifade ederek, “22 Temmuz’da AKP’nin bu şansı vardı, ama kullanmadılar. Perakende değişiklikler yaparak ciddi anlamda siyasi harakiri yaptı ve bu faydacı yaklaşımlar bumerang gibi döndü ve ne AKP’ye ne de Türkiye’ye yaradı” dedi.

Kutuplaşmanın 12 Eylül’ün ürünü olduğunu söyleyen Uras, “Laiklik duyarlılığı otoriter yönelime sevk etmemeli. Demokrasiyle laikliği, demokrasiyle cumhuriyeti bağdaştırmalıyız. Tartışma otoriter bir laiklik mi, demokratik laiklik mi, totaliter bir cumhuriyet mi, demokratik bir cumhuriyet mi sorunu” diye konuştu.

Parti kapatmaya karşı olduğunu belirten Uras, “AKP’yi kapattınız. DTP’yi kapattınız. Seçmeni nereye kapatacaksınız? Bildiğiniz bir dolap var mı?” diye sordu.