CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Türkiye her 'gel diyene' koşarsa, oradaki çatışma bize de sıçrayabilir. Eğer Lübnan'daki sorun çözülmek isteniyorsa, önce Filistin sorununun çözümüne katkı sağlanmalı'' dedi. 

Baykal, Büyükşehir Belediyesi'nce düzenlenen ''Mersin Müzik Festivali-2006''nın açılış kortejine katıldıktan sonra Cumhuriyet Meydanı'nda halka hitap etti. Baykal, son dönemlerde Türkiye'nin adeta ateş çemberi içinde yer aldığını, Irak'ta, İran'da, Lübnan'da, Filistin'de, İsrail'de gerginlikler yaşandığını, buna karşın Türkiye'de barışın hakim olmasının, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin sağlam atmasından kaynaklandığını söyledi. 

Türkiye'de, işsizlik, yolsuzluk olmasına rağmen, demokrasi içinde bunların çözülebileceğini ifade eden Baykal, şöyle devam etti: 

''Biz, sandıkta hesap soracağız. Bugün Türkiye'yi savaş ortamına çekmek isteyenler var. Oysa, Türkiye, her 'gel diyene' koşarsa, oradaki çatışma bize de sıçrayabilir. Eğer Lübnan'daki sorun çözülmek isteniyorsa, önce Filistin sorununun çözümüne katkı sağlanmalı. Lübnan'a asker göndermek, Filistin sorununu çözmek istemeyenlerin ekmeğine yağ sürmektir. Bugün Lübnan'a asker gönderenler,
yarın Afganistan'a da mı asker gönderecek? Afganistan'da da işler karışmış. Halkımızın ısrarına rağmen hükümet Meclis'teki çoğunluğu sayesinde asker gönderme kararı aldı. Orada belki savaş 100 yıl sürecek. Türkiye bu konuda son derece hassas olmalı, halkın duyarlılığını, bu ülkeyi yönetenler de göstermeli. Türkiye'nin tapusu, hiç kimsenin cüzdanında, ya da kasasında değildir. O tapu, 70 milyonun kalbindedir, yüreğindedir. Bunu koruyacağız. Çünkü, Atatürk bize bunu öğretti.'' 

Baykal, dinin istismar edildiğini de ileri sürerek, şunları söyledi: ''Bizim devletimiz, bir din devleti değildir. İnsanlara din gözlüğüyle
bakmayın. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti, çağdaş bir devlettir. Biz hepimiz Müslüman'ız, bununla da gurur duyuyoruz. Sizden bin yıl önce de burası Müslüman'dı, siz gittikten sonra da Müslüman olacak. Çünkü, Türkiye, bölgesinde dinin en güzel yaşandığı ülkedir. İnsanları (çok dindar, az dindar) diye ayıramazsınız. Tansiyon ölçer gibi din ölçülür mü? Bu topraklar bin yıl önce de Müslümandı, siz gittikten sonra da Müslüman olacak.''

-''SÖZLERİNDE DURMADILAR''-

Baykal, siyasetin, savaştan barışı, terörden kardeşliği, yolsuzluktan dürüstlüğü sağlaması gerektiğini ifade etti. 

Baykal, şöyle konuştu: ''Türkiye'de, işsizlikten kalkınmayı, yolsuzluktan refahı çıkartacağız. Bugün ülkeyi yönetenler yolsuzlukla mücadele edeceklerine söz verdiler ama sözlerinde durmadılar. Çünkü, söz verenlerin dosyaları var. Bu nedenle biz geldiğimizde dokunulmazlığı kaldıracağız. Ezdirmeyeceğiz, soydurmayacağız ve böldürmeyeceğiz. Çünkü, bugün, Türk halkı ezdiriliyor. Mahkeme kapılarında, sınav kapılarında eziliyorlar. İkinci hedefimiz; soydurmayacağız. Çünkü, ülke soyuluyor. Ali Dibo diye bir laf çıktı. Hatay'da dostlar bir araya gelmiş ihaleyi paylaşmışlar. Buna da Ali Dibo düzeni diyorlar. İşleri ihalesiz paylaşmışlar. Hatay'da Ali Dibo, Ankara'da da Ofer düzeni var. Sadece TÜPRAŞ'tan devletin zararı 700 milyon dolardır.'' 

Türkiye'de yolsuzluğun üç saç ayağında yapıldığını, bir tarafta gözünü kar hırsı bürümüş iş adamı, diğer yanda rüşvet almaya hazır bürokratın bulunduğunu kaydeden Baykal, ''Ancak bu da yetmiyor. Sacın üçüncü ayağını da gözünü para hırsı bürümüş siyasetçi oluşturuyor'' dedi. 

Baykal, bunlar bir arayla geldiğinde yolsuzluk çarkının döndüğünü ifade ederek, ''Ancak biz, dokunulmazlığı getirirsek, siyasetçi de yargı önünde hesap vermek zorunda kalacak. Böylece üçlü işbirliği bozulur'' diye konuştu. 

Üçüncü hedeflerinin devleti böldürmemek olduğunu belirten Baykal, ''Çünkü bugün (Alevi, Sünni) diye ayrım yapanlar var. Alevilere (azınlık) diyorlar. Siz ne hakla bunu söylersiniz. Şimdi Hacı Bektaşi Veli azınlık mı oluyor? Mevlana da, Hacı Bektaşi Veli de, Büyük Atatürk de bu ülkenin temelidir. Bölücülük yaparak kardeşlik ve huzurun bozulmasına izin vermeyeceğiz'' diye konuştu.