Hükümet programı görüşülüyor

TBMM Genel Kurulunda, 60. Hükümetin programı üzerindeki görüşmelere başlandı.
 
Mecliste grubu bulunan siyasi partilerin program üzerindeki konuşmaları 40'ar, şahıslar adına yapılacak konuşmalar ise 10'ar dakikayla sınırlı.

Başbakan Erdoğan, eleştirilere Hükümet adına cevap verecek. Genel Kurul, görüşmelerin bitimine kadar çalışacak. Güvenoylaması ise 5 Eylül Çarşamba günü yapılacak.

"ETNİK BÖLÜCÜLÜK TEHLİKELİ BOYUTLARDA"
 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye'nin önündeki en büyük sorun olan kanlı terör ve etnik bölücülüğün son dönemde tehlikeli boyutlar kazandığını belirterek, ''Türk devletine ve Türk milletine mensubiyetin, Türkiyelilik gibi coğrafi bir terimle tanımlanması, hukuki bir statü olan vatandaşlık bağının üst kimlik olarak kabul edilerek, kurucu milli kimliğin bir alt-kimlik konumuna itilmesi ve bu sanal kavramlar temelinde Türk milletine kimlik arayışına girilmesi, tek kelimeyle abesle iştigaldir'' diye konuştu.

"KARDEŞLİK ANLAYIŞIYLA ÇÖZÜM ARIYORUZ"
 
DTP Grup Başkanı Ahmet Türk de ''Türkiye'nin bütünlüğünü tartışmaya açmadan, üniter devlet yapısı içinde, birlik, beraberlik ve kardeşliği esas alan bir anlayışla çözüm arıyoruz. Yaşananların herkesin, hepimizin ortak acısı olduğu gerçeğinden hareket ediyoruz'' dedi. Türk, "AKP hükümeti, 60. Hükümet programında iddia ettiği gibi ülkeyi kalkışa geçirmek yerine; yerinde saydırmaya adaydır'' ifadelerini kullandı.

"DSP'Lİ MİLLETVEKİLLERİ RET OYU VERECEK"
 
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ise TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, 60. Hükümetin programının, "yapılacak işlerden çok, icraatı anlatan bir metne benzediğini, geleceğe dönük hedefler koymadığını" savunarak, DSP'li milletvekillerinin ret oyu vereceğini bildirdi.

AK Parti Grup Başkanvekili Nihat Ergün, terörü ve kaynaklarını kurutacaklarını bildirerek, ''Biz bu oyları, Diyarbakır Meydanında 70 bin vatandaşımızla 'tek devlet, tek millet, tek bayrak' sözlerini birlikte haykırarak aldık'' dedi.

 TBMM Genel Kurulunda görüşülen 60. Hükümetin Programı üzerinde AK Parti grubunun görüşlerini açıklayan Ergün, programda; muhalefet, sivil toplum örgütleri ve ilgili taraflarla işbirliği yapılacağına ilişkin ifadeler bulunduğunu hatırlatarak, partiler arasındaki diyaloğun önemine işaret etti.
    
Daha önceki AK Parti Hükümetinin, ilan ettiği programı büyük oranda gerçekleştirdiğin ianlatan Ergün, 60. Hükümetin programında yer alan hedefleri büyük bir başarı ile gerçekleştireceğini söyledi. Hükümete başarılar dileyen Ergün, ''Cenabı Allah yardımcınız olsun. Allah mahcup etmesin'' dedi.

Halkın 22 Temmuz seçimleriyle istikrar ve güvene sahip çıktığını vurgulayan Ergün, ''demokrasi, sade vatandaş rejimidir. O yüzden de vatandaşın tercihlerine saygı duyulmalıdır'' diye konuştu.

Ergün, AK Parti'nin vatandaşla kurduğu interaktif ilişkiyi bundan sonra da geliştirerek sürdüreceğini ifade ederek, Cumhuriyet'in 100. yılında da iktidar olmayı hedeflediklerini söyledi.
    
-SİVİL ANAYASA-
    
Demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti ilkelerini bir bütün olarak savunan, sivil bir uzlaşma anayasasının, Hükümet programının en güçlü yanlarından birisi olduğunu savunan Ergün, daha önceki iki anayasanın askeri dönemlerin ürünü bulunduğunu söyledi. Ergün, ''gelin, çok çalışalım ve halkın yüzde 85'inin katılımıyla oluşan 23. Dönem TBMM olarak, sivil bir anayasa yapabileceğimizi gösterelim'' diye konuştu.
    
 -TERÖR-
    
Ergün, bugün dünyanın en önemli sorunlarından birisinin de ulusal, bölgesel ve küresel terör olaylarının tırmanması olduğunu belirterek, şunları söyledi:
    
''Bölgemizdeki bazı ekonomik ve sosyal sorunlarıyla kültürel hakların istismarını bir kamuflaj elbisesi olarak giyen ancak, özünde etnik, bölücü anlayışlar taşıyan terör belası yüzünden 30 yıldır ağır bedeller ödüyoruz.
   
Toplumun kültürel haklar ve özgürlükler alanındaki sorunlarını, demokrasi dışı adımlarla, sosyal ve ekonomik problemleri ise genel bir kalkınma hamlesiyle çözmeye çalışan AK Parti iktidarları, bir yandan giydirilmiş terörün çıplak bir şekilde, etnik, bölücü bir terör olduğunu tüm dünyaya göstermiş, terörle mücadelenin hukuki ve uluslararası zeminini daha da güçlendirmiştir.
    
Diğer yandan ise 1990'lı yıllar boyunca Türk siyasetine ve idaresine küsmüş olan Doğu ve Güney Doğu Anadolu'da yaşayan vatandaşlarımızın, devletiyle, vatanıyla, bayrağıyla, milletiyle yeniden Türk siyasetine, Türk idaresinde bağlığı, 3 Kasım 2002'den itibaren güçlenmeye başlamıştır.Bundan önceki seçimlerde yüzde 5-10 oy alınan köylerden ve şehirlerden 22 Temmuzda yüzde 40, 50, 70 oranında oy almamızın herhalde bir nedeni ve anlamı var.Biz bu oyları, Diyarbakır Meydanında, 70-80 bin vatandaşımızla 'tek bayrak,
tek millet, tek devlet' sözlerini birlikte haykırarak aldık.''
    
Terörü ve terörün kaynaklarını kurutacaklarını bildiren Ergün, ''Hükümete ve programına güveniyoruz'' dedi.
    
-PROGRAMIN HEYECANI-
    
Nihat Ergün, muhalefet sözcülerinin Hükümet programıyla ilgili olarak ''heyecan yok'' şeklindeki eleştirilerini de ''programdaki hedefler sizi heyecanlandırmıyorsa, heyecanınız yoksa, siz ölmüşsünüz ağlayanınız yok'' diye yanıtladı.

Siyasi hesabı millete, hukuki hesabı mahkemelere vermiş, karanlığı değil, aydınlık günleri hedefleyen bir parti olduklarını ifade eden Ergün, ''Kemal Derviş ile Ali Babacan'ın mukayesesini siz yaparsınız...'' dedi.
    
Seçimlerde herkesin her şeyi söylediğini hatırlatan Ergün, ''Millete gidildi ve hesaplar ibra edildi. En namuslu hesap, millete verilen hesaptır'' diye konuştu.

Ergün, yeniden 22 Temmuz öncesine dönmek isteyenleri, ''sinyali takılmış araba''ya benzeterek, Hükümetin dış politika alanında önemli adımlar attığını söyledi. Türkiye'nin yardım alan ülke konumundan yardım eden ülke konumuna yükseldiğini ifade eden Ergün, Aşık Veysel'in ''Benim Sadık Yarim Kara Topraktır'' dizelerini okuduktan sonra, sözlerini, ''Biz, taş atanlara gül vermeye devam edeceğiz ama bizim ki Sarı Gül olmayacak'' diyerek bitirdi.