19
Mayıs
2024
Pazar
SİYASET

"Talabani haddini aşıyor"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak'taki koalisyon güçlerinin şu anda bu ülkeden çekilmelerinin gelecek açısından sıkıntı yaratabileceğini belirtti. 

Erdoğan, Samanyolu TV'de katıldığı canlı yayında soruları yanıtladı. 

Erdoğan, ABD'nin İran'a gireceğine ihtimal vermediğini belirterek, ancak her ihtimalin düşünülmesi gerektiğini ifade etti. Böyle bir durumu görmek istemediklerini bildiren Erdoğan, ülkeler arasındaki sorunların diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğini kaydetti. 

Erdoğan, İran konusunda Türkiye olarak çok mesafe alındığını dile getirerek, ''Biz elimizden geleni yaptık'' dedi. Türkiye'nin Irak'ta yaşananları diğer komşu ülkelerde görmek istemediğini vurgulayan Erdoğan, Irak'ta her gün 70 kişinin öldüğünü söyledi. Erdoğan, bu
durumun önüne geçilmesi için Irak'ta demokratik bir yönetim tarzının işbaşında olmasının sağlanması gerektiğini kaydetti. 

Erdoğan, Türk askerinin Lübnan'a gitmesi konusunda hazırlıkların devam ettiğini, Birleşmiş Milletler'deki ve Lübnan'daki çalışmaların tamamlanmasının ardından Türk askerinin bölgeye gideceğini söyledi. 

Irak'ın polis ve asker konusunda henüz kurulmuş bir düzeni olmadığına dikkati çeken Erdoğan, bu nedenle koalisyon güçlerinin şu anda Irak'tan çekilmesinin gelecek açısından sıkıntı yaratabileceğine işaret etti. 

Erdoğan, Türkiye'nin Irak askerinin ve polisinin eğitilmesi konusunda destek verebileceğini kaydetti. 

Herkesin Irak'ın toprak bütünlüğüne saygılı olması gerektiğini ve bunun anayasal teminat altına alınması gerektiğini ifade eden Erdoğan, ayrıca Irak'taki dinsel ayrımın tahrik edilmemesi, Irak'ın yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin garanti altına alınması gerektiğini belirtti.
Erdoğan, Kerkük'ün özel bir statüye tabi tutulması gerektiğini vurgulayarak, ''Eğer (Kerkük petrolleri benimdir) derseniz diğer etnik unsurları tahrik edersiniz'' diye konuştu. Erdoğan, Kerkük'teki demografik yapının değiştirilmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin açıklamalarıyla ilgili olarak, şunları söyledi: 

''Açıklamalarını talihsiz açıklamamalar olarak görüyorum, bulunduğu makam itibariyle. Çok çirkin açıklamalar. Özellikle de Türkiye'yi çok iyi bilen, Türkiye'yle geçmişteki münasebetleri çok iyi yaşayan birinin böyle açıklamaları geçmişine ters düşen, geçmişi unutan ifade tarzı... Sayın Talabani Irak devlet başkanı, sözleri haddini ve maksadını aşıyor. Şu ana kadar Türkiye, Irak'ın hiçbir iç işine karışmamış, nasıl yardımcı olacağımızı söylemiştir. Liderler laflarının önünde, arkasında ne var iyi düşünmeli. Sürç-ü lisan ettiğini temenni ediyorum.'' 

Ateş kesmenin devletler arasında olabileceğine dikkati çeken Erdoğan, terör örgütünün ''ancak silah bırakabileceğini'' kaydetti. Erdoğan, ''Ateşkes ifadesi yanlış bir şey. Silahı terör örgütünün bırakması gerekir. Temennimiz odur ki bu silahlar bırakılır. Ülkede özellikle bölgede barış tesis edilmiş olur'' dedi. Erdoğan, terörün uzun soluklu bir mücadele gerektirdiğini, devlet gereken önlemleri alırken, terör örgütünün medyayı kullanarak propaganda yapmasına fırsat verilmemesi gerektiğini vurguladı. 

Terörle mücadele konusunda muhalefet partilerinden gerekli desteği bulamadıklarını söyleyen Erdoğan, ''Muhalefet terörle mücadeleyi ranta çevirdi. Bize somut hiçbir öneri getirmedi. Somut önerilere açığız'' diye konuştu.

-BAŞÖRTÜSÜ MESELESİ-

Başbakan Erdoğan, bir başka soruyu yanıtlarken, adliye önlerinde ya da duruşma salonlarında çirkinlik yapmanın demokratikleşme sürecinde olan bir ülkeye yakışmadığını belirterek, düşünce özgürlüğü konusundaki sıkıntıların aşılması için ellerinden geleni yaptıklarını bildirdi. 

Başörtüsü konusundaki bir soru üzerine Erdoğan, başörtüsü konusunda ''toplumsal mutabakat'' olduğunu, ancak ''kurumlar arası mutabakatın'' istenilen ölçüde oluşmadığını kaydetti. 

Düşünce, din, vicdan, teşebbüs özgürlüğünün başarılması gerektiğini ifade eden Erdoğan, bu başarıldığı takdirde, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin altyapısının oluşturulmuş olacağını kaydetti. 

Türkiye'nin bu sorunu çözeceğini ifade eden Erdoğan, ''Biz de bunu çözen aktörler olarak bunu yapacağız. Buna inanıyorum. Ama burada sabırlı olmanın da faydasına inanıyorum. Her şey yerli yerine oturacaktır'' diye konuştu. 

Başbakan Erdoğan, Türk Ceza Kanununun parlamento içinden ve dışından görüş alınarak hazırlandığını belirterek, yasanın değiştirilebileceğini, ancak kendilerine somut tekliflerle gelinmesi gerektiğini anlattı. Ekonomiye ilişkin bir soruyu yanıtlarken, ''Sonbaharda dalga olur mu? Olabilir. Ama biz korkmuyoruz, yere sağlam basıyoruz'' diyen Erdoğan, ekonominin sağlam zeminde olduğunu kaydetti. Türkiye'nin güven ve istikrarı yakaladığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin yerli ve yabancı sermaye için artık bir fırsatlar ülkesi olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliği konusunda çok ciddi olduklarını vurgulayarak, Devlet Bakanı ve baş müzakereci Ali Babacan'ın her ay en az bir hafta AB üyesi ülkelerde temaslarda bulunacağını kaydetti.
 
Öte yandan, Erdoğan, Türkiye'nin AB ülkelerinde daha iyi tanınması konusunda çalışma başlattıklarını bildirdi. Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti konusunda ise geriye gidişin söz konusu olmadığını, izolasyonlar kalkmadıkça da adım atmayacaklarını söyledi.

-''BU SON OLSUN''-

Papa 16. Benedictus'un sözlerinin anımsatılması üzerine de Erdoğan, şöyle konuştu: 

''Papa'nın bu sözlerini duymak istemezdik. Yalnız bizi değil, dünya Müslümanlarını üzmüştür. Dinimize, peygamberimize bu tür yaklaşımlar kabul edilemez. Özür dilemiyor ama son yaptıkları bir düzeltme olarak kabul edilebilir. Dini lider durumundaki bir insanın bu tür yaklaşımı İslam dünyasında çok olumsuz yankı uyandırmıştır. Bu son olsun.'' 

Erdoğan, Papa'nın sözlerine karşı Müslümanların tepkilerinin ölçülü olması gerektiğini de kaydetti.

-''PARTİMİZ DURUMUNU MUHAFAZA EDİYOR''-

Program sunucusunun, 2007 genel seçimleriyle ilgili sorusu üzerine Erdoğan, ''Bu dönemde kararsızlarda bir tırmanma var. Son anketimizde kararsızların yüzde 30-35'e çıktığını görüyoruz. Kararsızlar dışında partimiz durumunu muhafaza ediyor'' diye konuştu.
Erdoğan, yüzde 10'luk seçim barajının Türkiye'deki siyasi istikrar için konulduğunu ifade ederek, Türkiye'nin yüzde 10'luk seçim barajına ihtiyacı olduğunu belirtti.

-''DEVLETİN ÜST KADEMESİNDE KAVGA İSTEMİYORUZ''-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, program sunucusunun, ''Cumhurbaşkanı ile atamalar, yetkiler konusunda bazı sıkıntılar yaşadınız, yeni dönemde Cumhurbaşkanının yetkileri konusunda düzenleme yapacak mısınız'' şeklindeki sorusu üzerine, devletin üst kademesinde kavganın, gerilimin olmasını istemediklerini belirtti. 

Bundan önceki dönemlerde bu tür olayların yaşandığını ve bundan ülkenin zarar gördüğünü hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bu konu ile ilgili şüphesiz ki nasıl bizim tasarruf yetkilerimiz varsa, sayın cumhurbaşkanımızın da bu tür tasarruf yetkileri var. Yani O da kendine göre uygun gördüklerini imzalıyor, uygun görmediklerini imzalamıyor. Yani bu konuda bizim direnmemiz falan değil... Ancak yasalar bize hangi tür hakları vermiş ise biz de tabi bu hakları kullanmak suretiyle yasalar içinde görevimizi yerine getirmenin gayreti içindeyiz. 

Bir defa devletin üst kademelerinde bu tür olumsuz yaklaşımların, kavgaların olmasını biz istemiyoruz. Gerilimlerin olmasını istemiyoruz. Bundan önceki dönemlerde bunlar oldu. Bundan ülkemiz kazanmadı, hep kaybetti. Biz bu dönemde aynı şeyi yaşamak istemiyoruz. Yani bir sıkıntımız bile olsa bağrımıza taş basarız, buna katlanırız, katlanacağız.'' 

Yeni dönemle ilgili olarak herhangi bir düzenleme yapma düşüncesinde olmadıklarını söyleyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bu konuda şu anda böyle bir şey düşünmüyoruz. Mevcut yasalar ortada. Ha bir yerde seçim... Hele bir Nisan ayı gelsin, bu noktada parlamentomuz bir kararını versin. Parlamentomuz kararını verdikten sonra buna yönelik olarak yapılması gereken şeyleri de, eğer yapılması gereken varsa bunları da yasama organı, ülkemizin ali menfaatleri doğrultusunda yapar, yaacaktır. Ama şu anda
böyle bir girişimimiz, böyle bir düşüncemiz söz konusu değil.'' Program sunucusunun, ''Biraz önce (sağda da, solda da boşluk var) dediniz. Süleyman Demirel ve Mesut Yılmaz'ın siyasete girme çabalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusunu da, Başbakan Erdoğan, ''Bunlar benim gündemimde değil, biz işimize bakıyoruz'' diye yanıtladı.

-MİNİBÜS ŞOFÖRÜYLE TARTIŞTIĞI İDDİASI-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sunucunun, ''bir akşam eşinizle kendi arabanızı kullanarak, korumasız olarak giderken bir minibüs şoförü ile tartıştığınıza ilişkin haberler var, bu doğru mudur?'' şeklindeki sorusu üzerine, böyle bir şey yaşamadığını açıkladı. 

Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:
''Bu haberi nereden aldınız bilemiyorum. Ben böyle bir şey yaşamadım. Yani eşimle beraber özel arabama binip, dost evine ziyarete gittim. Ama yolda böyle bir şey olmadı. Sadece eşimle kimseye haber vermeden, korumalara haber vermeden, onların hepsini gönderdim. Ondan sonra eşimi aldım ve bir dost ziyaretine gittim. Korumalar olduğu zaman içimiz huzurlu olmuyor, gittiğimiz yerde farklı
yaklaşımlar oluyor. Eşimle baş başa gittik. Yolda böyle durum olursa görenler oluyordu, tabi (aaa) falan diyorlardı. Ama onun dışında böyle bir şey söz konusu olmadı.'' 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan olduktan sonra makam arabasının gelmediği bir gün dolmuşa bindiğini, ancak argo anlamda dolmuşa binmediğini söyledi.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin laik, demokratik bir hukuk devleti olduğunu belirterek, ''Laik, demokratik hukuk devleti içinde artık geri vitese takamayız. Her geçen gün daha ileri gitmeliyiz. 

Demokratikleşme süreci içinde olan Türkiye, bu kazanımlarından kayba uğrarsa, o zaman sadece gelecek nesillerimiz için değil, dünyanın bize, bizim dünyaya bakışımız açısından da herhalde olumlu bir gelişim olmaz'' dedi. 

Başbakan Erdoğan, Samanyolu TV'de canlı yayına katılarak soruları yanıtladı. Milletin ülkede istikrar ve güven olmasını istediğini belirten Erdoğan, ''Yola çıkarken istikrar ve güvene çok önem verdiklerini'' söyledi. İktidarlarının ikinci yılından itibaren erken seçimin gündeme getirildiğini anlatan Erdoğan, ''bu ülkede erken seçim talebinde bulunmanın ülkenin seçmenine ve demokrasiye saygısızlık olduğunu'' ifade etti. 

Erdoğan, ''5 yıllığına seçildik ve 5 yıl biz bu istikrarı, bu güveni halkımız adına koruyacağız'' dedi. 

Ekonomideki olumlu gelişmelerin istikrarın ve güvenin neticesi olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, ''Şu dört kelime çok çok önem kazanıyor; Yatırım, istihdam, üretim, ihracat. Biz bunu şu anda başarıyoruz'' diye konuştu. 

Bazı bölgelerde hızlı, bazı bölgelerde yavaş yavaş yatırımların geliştiğini, istihdamın arttığını, ihracatta belirlenen rakamların aşılacağının görüldüğünü anlatan Başbakan Erdoğan, bunun karşısında ithalatta da bir artış olduğunu söyledi. 

Dış ticaret açığını süratle minimize etmeyi arzuladıklarını vurgulayan Erdoğan, bunun cari açığı da olumlu etkileyeceğini ifade etti.

-ABD ZİYARETİ-

Başbakan Erdoğan, ABD'ye yapacağı ziyarette ''Stratejik ortaklığın gereği neyse bunları görüşeceklerini'' belirtti. 

Bunun yanı sıra bölgesel sorunlar üzerinde ısrarla duracaklarını dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin Lübnan'a asker gönderilmesine olanak tanıyan tezkerenin kabul edilmiş olmasının, bölgeye bir rahatlık getirdiğini ifade etti. 

Lübnan'a asker gönderilmesiyle ilgili heyetlerin çalışmalarını sürdürdüğünü kaydeden Erdoğan, alınacak bilgilere göre görüşmelerin yapılacağını dile getirdi. Başbakan Erdoğan, ''1 Mart Tezkeresi'' konusunda zamanın kendilerini haklı gösterdiğine inandığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: 

''Özellikle şunu çok açık ifade edeyim; şu anda Irak'ta ABD'den sonra en çok insan kaybeden ülkeyiz. İngiltere'den daha fazla insan kaybettik. Şoförlerimiz, muavinler, orada çalışan mühendislerimiz, işçilerimiz falan 100'ü aştı, 150'ye doğru gidiyor. Bu gerçek ortada. Fakat 1 Mart Tezkeresinde eğer olumlu bir netice alınabilseydi, bizim şu anda Irak'ta söz sahibi olma noktasındaki yerimiz çok
daha farklı olacağı gibi bu sıkıntıların birçoğunu da inanıyorum ki yaşamayacaktık. Özellikle terör örgütünün Kuzey Irak'taki yerleşme olayı bizim orada oluşumuzla olmayacaktı. O bizim en büyük avantajımız olacaktı. Bu giriş çıkışlar olamayacaktı. Ama ne yazık ki şimdi bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Terörle mücadelede şu anda bunlar olmadığı halde bir mücadele süreci içindeyiz. Temenni ediyorum ki bu mücadelede de son gelişmeler, olumlu gelişmeler olur ve bunun neticesinde bölgede arzuladığımız barış neticesine ulaşmış oluruz, bu süreci yakalamış oluruz.''

-''TAHAMMÜL NOKTASINDA DEĞİLİZ''-

ABD'den terörle mücadelede somut adımlar bekleyip beklemediklerine ilişkin bir soruyu yanıtlayan Başbakan Erdoğan, bu konuların konuşulacağını, Türkiye'nin bazı somut teklifleri olacağını bildirdi. 

Erdoğan, ''Süreci daha da hızlandırmaktan yana olduğumuzu tekrar hatırlatacağız. Çünkü artık bunlara tahammül noktasında değiliz. Biran önce terör örgütünün silahı bırakmasının gereği üzerinde ısrarla duracağız. İnanıyorum ki bu konuda bir netice alacağız'' diye konuştu. 

Erdoğan, bir başka soru üzerine ise şunları kaydetti: 

''Biz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı şemsiyesi altında bir defa tüm kimlikleri kabul etmek durumundayız. Ama o kimlikler de şunu kabul etmek durumunda; Ben Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşıyım.... Bu vatan bizim tek vatanımızdır, bu bayrak bizim tek bayrağımızdır. Bunun üzerinde asla bir spekülasyon yapılamaz, demelidir ve bunda kararlı olmalıdır.'' 

Ülkenin her tarafına hizmetlerin adil götürülmesi gerektiğini belirten Erdoğan, ülkenin bazı bölgelerinin çok ihmal edildiğini söyledi. Doğu
Karadeniz'de, Orta Anadolu'da, İç Anadolu'da Doğu ve Güneydoğu'dan çok daha ''berbat yerler'' olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu'da yaşayan bazı vatandaşların yalnızca kendilerinin ihmal edildiğini zannettiklerini ifade etti. 

Güneydoğu ve Doğu'ya 5 milyar YTL kamu yatırımı yaptıklarını bildiren Başbakan Erdoğan, bölgedeki toplu konut yatırımları ve projeler hakkında bilgiler verdi.

-TERÖRLE MÜCADELE-

Başbakan Erdoğan, ''güvenlik güçlerinin terörle mücadele konusunda yasal açıdan bazı sıkıntıları olduğunun söylendiğinin'' ifade edilmesi üzerine, bu tür dedikodulardan üzüntü duyduklarını ifade etti. 

Terörle Mücadele ve Ceza Kanunlarının güvenlik güçleriyle görüşülerek, konuşularak hazırlandığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Toplantısında, Abdullah Bey'e dedim ki, 'Sor, bir eksiğiniz var mı?' Neyse bu eksikleri giderelim. Yasa diyorlarsa onu söylesinler, araç gereç diyorlarsa onu söylesinler. Çünkü biz bu işi başarmakta kararlıyız. Söyledikleri, 'Bizim hiçbir eksiğimiz yok. Ne Silahlı Kuvvetlerimizden, ne Emniyet teşkilatımızdan ne diğer arkadaşlarımızdan...'' Kendilerine bir talep gelse ellerinden geleni yapacaklarını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: 

''Ancak bir şeyi unutmayalım. Biz laik, demokratik bir hukuk devletiyiz. Laik, demokratik hukuk devleti içinde biz artık geri vitese takamayız. Her geçen gün daha ileri gitmeliyiz. Demokratikleşme süreci içinde olan Türkiye, bu kazanımlarından kayba uğrarsa, o zaman sadece gelecek nesillerimiz için değil, dünyanın bize, bizim dünyaya bakışımız açısından da herhalde olumlu bir gelişim olmaz. Bunu aşmak istiyoruz. Bu konuda da bütün değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Çünkü bizim hedefimiz dünyada küresel barışın kazanması, küresel terörün değil. Aksi taktirde terör kazanır.''

-SPORDAKİ GELİŞMELER-

Türkiye'nin güreş ve futboldaki başarılarının hatırlatılması üzerine Erdoğan, Çin'de düzenlenen Dünya Serbest Güreş Şampiyonası'nda Türk sporcuların altın madalya alamadığını, ancak takım halinde altın madalya elde ettiklerini anlatarak, ''Gönül arzu ederdi ki çok inandığımız, güvendiğimiz sporcularımız birkaç altınla da dönsünler. Ama maalesef, gümüş ve bronz ağırlıklı olarak dünya şampiyonu olduk. Bu da tabii ilk olduğu için çok önemli'' dedi. Sporcuları kutlayan Erdoğan, ''İnşallah daha sonraki süreçte altınlarla dünya şampiyonluğunu yakalarız'' dedi. 

2002'deki Dünya Kupasının ardından Türk futbolunda bir düşüş olduğunu, ancak yeniden bir silkinme görüldüğünü dile getiren Erdoğan, Kayserispor'un AZ Alkmaar karşısında elenmesinden üzüntü duyduğunu bildirdi. 

Galatasaray'ın Liverpool karşısında skoru 3-0'dan 3-2'ye getirdiğini ve maçı tamamen hakimiyeti altına aldığını belirten Erdoğan, Galatasaray'ın kaybettiği puanları Türkiye'de telafi etmesini diledi.
aa
Yayın Tarihi : 29 Eylül 2006 Cuma 01:51:56
Güncelleme :29 Eylül 2006 Cuma 04:29:43


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?