31
Mayıs
2024
Cuma
SİYASET

301 teklifi dış baskıların ürünü

CHP Genel Başkan Yardımcısı, Bursa Milletvekili Onur Öymen, Türk Ceza Kanununun (TCK) 301. maddesindeki değişiklik teklifinin, "Yabancıların gözüne girmek, yabancıları memnun etmek için" gündeme geldiğini, dış baskıların ürünü olduğunu savundu. 

Öymen, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun Türkiye ziyaretine ilişkin bir soru üzerine Barroso'nun, bir taraftan, "Türk hukukunu bilmiyorum" derken, diğer yandan yorumlar yaptığını söyledi.

Türk hukukunun bu konudaki hükümlerinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine tamamen uygun olduğunu ifade eden Öymen, Anayasa Mahkemesinin daha önce aldığı benzer bir kararın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince onaylandığını anımsattı.

Bazı Avrupa parlamentosu üyelerinin, "Türkiye'de yargı darbesinden" bahsetmesini, "Son derece haksız ve insafsız" şeklinde değerlendiren Öymen, bu gibi demeçlerle, Türk yargısını etkileyebileceklerini düşünenlerin yanıldığını kaydetti.

Öymen, görülen bir dava hakkında görüş ifade etmediklerini, aynı şeyi başkalarının da yapması gerektiğini vurgulayarak, "İktidara da tavsiye ediyoruz: Kendi söyleyemediklerini, yabancılar üzerinden söyletmeye kalkışmasın, Türk yargısını bu yolla etkilemeye teşebbüs etmesinler" diye konuştu.

Öymen, maddenin bu hale 2004'te getirildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İktidar ile muhalefet arasında bu konu görüşüldü ve Mecliste bu şekliyle onaylandı. Hükümet, niçin bir kere daha getiriyor? Çünkü Avrupa'nın baskılarına dayanamıyor. Bir taraftan Meclisin arkasındaki yazıyı göstererek, 'Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir' diyeceksiniz, bir taraftan da o milletin temsilcisi olan Meclise, yabancıların baskısı altında kanun kabul ettirmeye çalışacaksınız.

Bu kanunun yanlış olduğuna inanıyorduysanız, 2004'te niye oy verdiniz? Kanunda, bizim önerimiz üzerine konulan çok açık bir madde var: Eleştiri amacıyla yapılan beyanlar, hiçbir şekilde suç teşkil etmez. Daha ne istiyorsunuz? 301. maddeyle ilgili bir iki dava açıldığında kıyameti koparan yabancılar, sadece bir kaç isim söylüyorlar, o isimler hakkında dava açıldığı için rahatsızlar. Aynı maddeden Cüneyt Arcayürek, Melih Aşık için dava açılmış, hiç kimsenin ağzında isimleri yok. Bu çifte standarttır."

Teklife göre, kimin hakkında dava açılıp açılmayacağına cumhurbaşkanının karar vereceğine işaret eden Öymen, "Bu kuvvetler ayrımı ilkesine uyuyor mu? Adalete cumhurbaşkanının müdahalesi anlamına gelmiyor mu? Cumhurbaşkanı, mahkemeler üzerinde bir mahkeme gibi mi görev yapacak?" diye sordu.

Öymen, cumhurbaşkanının sorumsuz bir mevkide olmasına rağmen, başka ülkelerde örneği bulunmayan bir yetki verildiğini kaydetti.

AA
Yayın Tarihi : 9 Nisan 2008 Çarşamba 13:19:28


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?