22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

AK Parti'nin Manisa mitingi

Başbakan Recep Tayip Erdoğan Manisa'da halka seslendi.


Başbakan Erdoğan'a Manisa'da eşi Emine Erdoğan, TBMM Başkanı Bülent Arınç ve eşi Münevver Arınç, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile milletvekili adayları eşlik etti. Vatandaşlar, mitingin yapılacağı Sultan Meydanı'nı saatler öncesinden doldurdu.

 Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, TBMM Başkanı Bülent Arınç ve eşi Münevver Arınç ile Abdullah Gül vatandaşlara karanfil attı. Mitingde kürsüye ilk çıkan Dışişleri Bakanı Gül, 'Türkiye seninle gurur duyuyor' tezahüratlarıyla karşılandı. Bakan Gül, "Şehzadeler şehri güzel Manisa ve güzel insanlarıyla gurur duyuyoruz. Bugün bizlere gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ediyoruz. Biz sizinle güç buluyoruz" dedi. Konuşmasına tezahüratlar nedeniyle bir süre başlayamayan Gül, "Bu kalabalıkları görüyorlar, hiç merak etmeyin. Türkiye'nin bütün meydanları bu coşku ve muhabbetle dolu. Herkes 22 Temmuz'da cevabını alacak. Eskiden buradan şehzadeler çıkıyordu. Şimdi meclis başkanlarını çıkarıyorsunuz. Meclis başkanımızın memleketinde olmak, sizlerle kucaklaşmak bize onur gurur
ve güç veriyor" diye konuştu.


"Vur vur inlesin" sloganları üzerine Bakan Gül, "Hiç vurmaya gerek yok. Onlar cevaplarını meydanlarda alıyorlar. Onlar Türkiye'nin belli şehirlerinde toplanıyor. Biz Türkiye'nin bütün şehirlerinde bütün meydanlarında toplanıyoruz. Türkiye'nin birliğinin bütünlüğünün bekasının sembolü biziz. Çünkü bütün meydanlarda vatandaşları toplayabilen tek partiyiz. Diğer partilere bakarsanız onlar sadece Türkiye'nin belli bölgelerinin, belli şehirlerinin partisi olmuşlar. Ama Türkiye'de kardeşliği yaymak,
Türkiye'nin bütününe hitap etmek de mümkün. Bunu yapan tek parti AK Parti" dedi. Gül, "Biz bugün karşınıza 4.5 sene sonra çıkarken heybemiz, sepetimiz dolu, hizmetlerle geldik karşınıza. Bu hizmetler bütün Türkiye'ye yayıldı. Türkiye'nin bütün kazalarında, bütün köylerinde görülüyor ve biliniyor. Bütün Türk milleti bunu takdir ediyor. Bunun için bu meydanlar bu heyecanı yansıtıyor. Biz sözü ve özü bir olanlardanız. 'Ayinesi iştir kişilerin lafa bakılmaz' sözü var ya, biz öyleyiz. Biz 4.5 yılı boşa
geçirmedik. Bu, hepimizin gece gündüz koşturmasıyla oldu. Türkiye üzerindeki kara bulutları dağıttıysa, 4.5 yıllık hizmetle oldu. 4.5 yıl önce Türkiye nasıl bir Türkiye idi, bugün nasıl bir Türkiye oldu. Sizler çok beklediniz. Ama ne yapalım bir günde 3 miting yapıyoruz. Bir günde 3 şehir dolaşıyoruz. Onun için bunu hoş karşılayacağınızı ümit ediyoruz" ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, sözlerinin sık sık 'Cumhurbaşkanı Gül' tezahüratları ile kesilmesi üzerine, "Günü gelir Çankaya da
milletin olur, hiç merak etmeyin. Ama önce 22 Temmuz'da sandıkları dolduracağız. Onun için siz bize 'yola devam' deyin. Biz de hizmet kervanına devam diyelim" dedi.


Bakan Gül'ün ardından kürsüye TBMM Başkanı Bülent Arınç çıktı. Büyük bir coşku ile kürsüye gelen TBMM Başkanı Arınç için kalabalık 'Manisa seninle gurur duyuyor' tezahüratlatı yaptı. Arınç, "22 Temmuz seçimleri öncesinde Manisamız'ın bu güzel meydanını imrendirecek bir coşku ve kalabalıkla doldurdunuz. Size şükranlarımı sunuyorum. 2002'de de bu heyecanı yaşadık. AK Parti her zaman bu heyecan ve coşkuyu yaşadı. Bu yazın en sıcak gününde bu meydanlar AK Parti için coşuyor, AK Parti'yi alkışlıyor. Bugün
sayın başbakanımız ve sayın dışişleri bakanımız ile birlikte, hep beraber Manisalı kardeşlerimizin önündeyiz. Bugün bütün Türkiye'ye çok güzel bir mesaj verdiniz. Bu coşkuyu yaşattığınız için sizlere teşekkür ediyorum. Beni 1995 yılında meclise gönderdiniz, 1999 yılında meclise gönderdiniz, 2002'de gönderdiniz. 2007'de de aday oldum, bunu büyük bir şeref olarak kabul ediyorum. Birkaç günden beri Manisa buram buram yanıyor. Sizin sevginiz ve tutkunuz hepimizi kucaklaştırıyor. AK Parti beni TBMM
Başkanlığı'na seçti. 5 yıldır TBMM'nin Başkanı olarak bütün milletin şanlı iradesini temsil eden kurumun başındayım. Bu 5 yıldır attığım her adımda her işte arkamda Türk milletinin varlığını hissettim. Milletin egemenliğini temsil eden TBMM'nin Başkanı olarak, Manisa milletvekili olarak sizden aldığım emaneti yere düşürmedim. Siz bizim arkamızda olmasaydınız biz bunları başaramazdık. Dışarıdan müdahaleleri engellemek için ne yaptıysam milletim için yaptım. Bana verdiğiniz emaneti yere düşürmeden
tekrar size teslim ediyorum. Meclisimiz her zaman büyük olacaktır. Her zaman açık kalacaktır. Meclise müdahale etmek isteyenler, karşısında millet iradesini kaya gibi karşısında bulacaktır. Biz nerede olursak olalım milletten yana olacağız. Heyecanınız bize hayat veriyor. Eminim ki sandıkları patlatırcasına yeniden tek başına iktidarı vereceksiniz. Hep birlikte çalıştık. Birbirimiz kırmadık, birbirimizle büyüdük ve güçlendik. Manisa için daha çok şey yapmaya çalıştık. Demokrasi mücadelemizi 6 arkadaşımızla
yaptık. Biz yine sizlerle birlikte olacağız. Bazı insanlar sözümüzü kestiler. Sürekli söz atınca ben de bir kaç cümle söyledim. Ben Manisa'da 50 bin kişi ile konuştuysam, 5 kişi tepki gösterdi" diye konuştu.


Hükümetin tarım politikalarına da değinen Bülent Arınç, "Tarım, bu ülkenin olmazsa olmazıdır. Tarım desteklenmeye daha fazla devam edecektir. Tarımda müthiş bir dönüşüm başladı. Üzüm konusunda yaş veya kuru üzüm konusunda başbakan ile konuştuğumuzda benim bu müjdeyi vermemi istedi. Üzümcü bu sene hiç düşünmesin, arkasında AK Parti iktidarı var. Üzüme olan destek çok ciddi olarak artırılacak. Hükümetimiz üzüm üreticisini destekleyecek. Hiç rakam beklemeyin. Biz her zaman olduğu gibi üreticinin arkasında
olacağız. 5 senedir yarım kalmış işleri bitirdik. Hiç endişeniz olmasın. AK Parti söz verdi mi yapar. İnsanları kandırmadık. Popülist politikalar gütmedik. Hoşgörü ve sevgi ile kucaklaştık. Kavga istemedik, dövüş istemedik. Meydanlara ip atmadık. Mazlum Anadolu insanının yüzünü güldürmek için yola çıktık. Bana güvenerek milletvekilliği veren Manisalılar'a hakkım helal olsun. Siz de bana hakkınızı edin" dedi.

"TÜRKİYE KRİZ ÜLKESİ DEĞİL"
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın ardından kürsüye AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan geldi. Başbakan Erdoğan'ın kürsüye çıkması üzerine meydanda büyük bir coşku yaşandı. Meydandaki kalabalık uzun süre 'Türkiye seninle gurur duyuyor' tezahüratı yaptı. Başbakan Erdoğan sözlerine kalabalığı selamlayarak başladı. Erdoğan, kalabalık nedeniyle duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Erdoğan, "Ege'nin bu güzel köşesinde olmaktan, Manisa ile bir kez daha kucaklaşmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.
Sizlerin aracılığı ile Turgutlu'ya, Akhisar'a, Demirci'ye Ahmetli'ye, Alaşehir'e, Gölmarmara'ya, Salihli'ye, Kula'ya, Selendi'ye selam ediyorum. Bu, başbakan olarak altıncı gelişim. Biz nereden geldiğimizi biliyoruz. Bu milletin bir ferdi olduğumuzu asla unutmuyoruz. Biz ülkemize yabancı değiliz. Milletin sesine sağır değiliz. Biz ülkemizin insanlarına fil dişi kulelerden, sırça köşklerden bakanlardan değiliz. Biz diz kırıp bu milletin sofrasına oturmayı da, tarhanasına kaşık sallamayı da biliriz. Biz bu
milletin sofrasından kalkıp buralara bereket katmak için geldik. Aşına aş katmak için geldik. Farkımız burada" ifadelerini kullandı. Başbakan Erdoğan, "Çok şükür kara bulutlar bu ülkenin üzerinde dolaşmıyor. Türkiye artık krizler, dertler, sıkıntılar ülkesi değil. Türkiye artık bir cazibe merkezi, bir fırsatlar ülkesi" dedi. Kalabalığın 'Vur Vur inlesin Baykal dinlesin' sloganları üzerine Başbakan Erdoğan, "İki vuruş var. Bir, kavgacı kişilik taşıyanların vuruşu. İki, demokratik kişilik taşıyanların vuruşu.
Siz herhalde ikincisini kastediyorsunuz. O vuruş sandıkta yapılır. Benim milletim işini biliyor" diye konuştu. Başbakan Erdoğan, "Burası şehzadeler şehri. 5 yıl öncesine gidelim. 5 yıl öncesinin Manisasıyla bugünün Manisası birbirine benziyor mu? Nereden bakarsanız bakın, fark atan bir değişim var. O Manisa mı iyiydi, bu Manisa mı iyi? 5 yıl önceki Türkiye mi iyiydi, bugünkü Türkiye mi iyi?" dedi.

"FUTBOL TAKIMI TUTAR GİBİ PARTİ TUTMAYIN"
Başbakan Erdoğan Manisa'daki konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz oylarımızı hizmete mi vereceğiz, ideolojik kafa yapılarına mı vereceğiz? Futbol takımı tutar gibi parti tutmayalım. Zira ülkemizin geleceğine, çocuklarımızın istikbaline oynuyoruz. Futbol takımı tutar gibi parti tutarsak bunun bedeli çok ağır olur. Ben MHP'ye, CHP'ye, DP'ye, ANAVATAN'a gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum. Niye biliyor musunuz? Sorumluluğum bunu gerektiriyor. Yarın sen bunu söylememiştin demesinler diye bunu söylüyorum. Sizlerle burada bir muhasebe yapmak istiyorum. Bizim
karnemizi siz doldurdunuz. Ama onların karnesini kim dolduracak diye merak ediyorum."
Türkiye'deki makro ekonomik gelişmelerden de bahseden Başbakan Erdoğan, "79 senede Türkiye'nin milli geliri neydi? 180 milyar dolar. Fakat biz 4.5 yılda bunun üzerine 220 milyar dolar koyduk. Bakınız 79 senede 37 milyar dolar ihracat yaptık. 4.5 senede bunun üzerine 59 milyar dolar koyduk. O mu büyük, bu mu büyük? Rakamlar konuşuyor. Uluslararası arenada böyle kantara çıkılır" dedi.

"BAHÇELİ İYİ İP ATLAR"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi eleştiren Başbakan Erdoğan, "Bahçeli'nin iki özelliği var. Bir ip atar, iki iyi ip atlar. Halkın üzerine ip, yağlı urgan atılır mı? Eski bir savcı diyor ki, 'Sayın Bahçeli madem samimiydin, senin döneminde idam kararı verildi. Niye idam etmedin?' Savcı diyor bunu. İstersen idamı yapardın. Samimiysen koalisyondan çekilirdin. İp mi bulamadın? Bu millet sana istediğin kadar ip verirdi. Şimdi çıkmış 'idamın kaldırıldığı hukuk devletinde idam nasıl yapılır göstereyim'


diyor. Bu millet bunları çok gördü. ABD size gelip de bunu teslim ettiği zaman İmralı'yı allayıp pullayıp orada misafir eden sensin. Aynı Bahçeli çıkmış konuşuyor. 4 tane ülkeye gitmiş, 'Azerbaycan'a gittim, Kazakistan'a gittim, Çin'e gittim, Bulgaristan'a gittim' diyor. 'Fakat bu başbakan bin 500 günde 156 bin kilometre gitti. Bu israf' diyor. Sayın Bahçeli senin bu ifadelerine gelişmiş ülkelerin liderleri kahkaha ile gülerler. Bir ülkenin bırakın başbakanını, bakanları bile arı gibi dolaşırlar. O ülkenin
bakanları ile konuşurlar. O bakanları kendi ülkelerine çağırırlar. Eğer biz bu diplomasiyi yürütmemiş olsaydık ihracat böyle olur muydu? Sayın Bahçeli, başbakanlık makamı yan gelip yatma yeri değildir. Düşünün bunlar Türkiye'yi idare edecek. Bunlara memleket teslim edilir mi?


Bizden önce koalisyonda MHP-DSP-ANAP vardı. Kaç tane banka hortumlandı? 22 tane banka. Bunun maliyeti benim milletime 40 milyar dolar. Manisa'nın çiftçinin cebinden çıktı.


Senin alın terini sömürdü. Şimdi senden oy istiyor. AK Parti'nin döneminde bir tane banka var mı fona devredilen. Güçlü ekonomi böyle olur. Bunlar tüyü bitmemiş yetimin hakkı nedir, ne değildir bilmez. Bununla kalmadılar. Bankalardan bir tanesi hangisiydi? İmar. İmarzedelere 9 katrilyon ödedik. Biz ödedik. Kim adına millet adına ödedik. Kimdi bu? Reklamını yapmayın. Kim olduğunu bilmiyorsunuz. O da çıkmış meydanlara. Şimdi yeni bir sıfat var, 'Mazotçu'. Mazotu 1 YTL'den satacakmış. Önce babanın kardeşinin
9 katrilyon borcunu öde. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını öde, sonra konuş. Niye kaçıyorlar? Madem dürüstler gelsinler, Türkiye'ye kendisi Güney Kıbrıs'ta sanal şirket kurmuş. Bu şirket Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine dava açıyor. Biz Güney Kıbrıs'ı devlet olarak tanıyor muyuz? Sen nasıl gider, orada şirket kurarsın ya? Hani sen vatanperverdin? Bu ülkeyi sömürdüler onu anlatıyorum" dedi.
Başbabakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı da sert bir dille eleştirdiği konuşmasına şöyle devam etti:


"Şimdi dün yeni bir açıklama geldi. Sayın Baykal, dedi ki 'Mazotun ÖTV'sini kaldıracağım'. O da mazotçu, hem de nasıl mazotçu! Geçenlerde sayın Baykal'ın memleketine gittim. Antalyalılar'a sordum. Sayın Baykal yıllardır parlamentoda. 3 kez bakanlık yaptı. Şu Antalya'da sayın Baykal'ın dikili bir ağacı var mı? Dediler ki 'yok'. Sayın Bahçeli'nin var mı? 3.5 sene hükümet ettin, ne yaptın Bahçeli? Elimde karne var. Bu karne mazot karnesi. Kimin biliyor musunuz? Sayın Baykal'ın vatandaşlara dağıttığı mazot
karnesi. Vatandaş geldi, 'Ben traktörüme koyacak mazot bulamıyordum, bu karne ile alıyordum' dedi. Baykal mazot bulamayacak kadar acze düşmüş. Baykal akşam konuştuğunu sabah unutur, sabah konuştuğunu akşam unutur, inkar da eder. Yaptıkları hep bunun alameti. Sayın Baykal'ın yaşı 70. Elimde 1946 yılının ekmek kartı var. Bu ekmek kartını CHP dağıttı. Burada kuponları var. Ucunda da CHP nin amblemi var. Şeker, gazyağı bunları hep yaşadık. CHP zihniyeti budur. Bunun olduğu yerde bereket olmaz. Bugüne kadar
olmadı. İşte siz 22 Temmuz'da bu zihniyetleri sandığa gömeceksiniz, ben bunu biliyorum. Şimdi utanmadan diyor ki 'halkı ezdirmeyeceğiz'. Sizin geçmişiniz halkı ezmekle geçmiş. Bu millet ne diyor biliyor musunuz? Kamuoyu araştırması yaptırdım. 'Sayın Baykal gölge etme başka ihsan istemez'. Öyle yağma yok. Bu millet hala sizin bıraktığınız borçları ödemekle meşgul. Öyle atıp tutmayın."

"BORÇLARI DÜŞÜRDÜK"
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin borçlarının hızla düştüğünü belirterek, "Yüzde 79 borç vardı. Şimdi yüzde 45'e düşürdük. Gecelik faizlerin yüzde 8 binler olduğunu biliyorsunuz değil mi? Kim vardı iktidarda? Bahçeli, Ecevit, Yılmaz vardı. Devletin borçlanma faizi neydi, yüzde 60. Şimdi yüzde 18. Bunlar bize IMF'ci diyor. Türkiye'de en fazla borçlanma ne zaman oldu biliyor musunuz? Bahçeli, Yılmaz, Ecevit döneminde. 2 anlaşma yaptılar, 33 milyar dolar aldılar. 10 milyar ödediler. Bize 23 milyar dolar borç
bıraktılar. Şimdi IMF'ye 8.5 milyar dolar borcumuz var. Merkez Bankası'nda biz göreve geldiğimizde 26 milyar dolar vardı. Şimdi 60 milyar dolar var. Bu millet neler çekti! 6 tane sıfır vardı sırtında. Bazıları dedi ki 'ben milyonerim. Ama tuvalete 2 milyona gidiliyor. 6 sıfır atarsanız enflasyon patlar'. Ama enflasyon çatladı. Enflasyon 4.5 yılda yüzde 30'lardan 8.6'ya düştü, tek hanelere geldi. İş bilenin, kılıç kuşananın. Bitti mi? Hayır. Benim vatandaşımın cebindeki paranın alım gücü arttı. Türkiye'ye
yıllık küresel sermaye girişi 1 milyar dolardı. Geçen yıl 20 milyar dolar girmiş" diye konuştu.

"ARAMIZA NİFAK TOHUMLARI EKMEK İSTEYENLER VAR"
Başbakan Erdoğan, Manisa Sultan Meydanı'ndaki konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sevgili vatandaşlarım, birileri bizim aramıza nifak sokmak istiyor. Kin ve nefret tohumları ekmek istiyor. Değerli kardeşlerim biz etnik, bölgesel, dinsel milliyetçiliğe karşıyız. Biz Türkiye Cumhuriyeti çatısı altında biriz, beraberiz, bir bütünüz. Bu benim 38. ilim. Ona göre. Sesiniz yerinde mi? Tek millet, tek bayrak tek vatan, tek devlet, işte mesele bu. Burada toplanacağız. Bizim birliğimizi kıskananlar kahrolsun. Bu milleti bölmek isteyenler bu birlikten cevabı alacaklar.


Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçim sürecine de değinerek, "Bu kadar işler güzel giderken, tıkırında giderken, GSMH iyiyken, bir cumhurbaşkanlığı seçim süreci yaşadık. Biz anayasayı mı değiştirdik? Aynı anayasa. Merhum Özal bu anayasa ile seçildi, 263 oy aldı. Demirel 244 oy ile seçildi" dedi. Ahmet Necdet Sezer'in ismini telaffuz etmesi üzerine kalabalıktan çıkan yuh sesleri üzerine Başbakan Erdoğan, "AK Parti'li şanına yakışanı yapar, yuh demeyin. Sayın Gül kardeşim ne aldı? 357. Ben düşündüm 357 mi büyük,
330 mu? 330 nasıl büyük olur. Arkadaşlarıma sordum. '357 mi büyük 330 mu?' Dediler 'tabii ki 357'. Peki niye böyle oldu? Anayasa Mahkemesi böyle karar verdi, ondan oldu. Sayın Baykal, Anayasa Mahkemesi'ni tehdit etti. Dedi ki 'İtirazımız istikametinde karar çıkmazsa Türkiye'de çatışma çıkar'. Bu ifade suçtur. Biz Anayasa Mahkemesi'nin kararından sonra bir yorum yaptık, rahatsız oldular. Şimdi hukukta tahsisi karar diye bir mekanizma var. Ama Anayasa Mahkemesi'nin üstünde merci yok, nereye gideceğiz?
Millete. Onun için 22 Temmuz çok önemli. AK Parti grubu oradaydı. Ama diğerleri yoktu. CHP'nin elemanları kapıları tuttu. CHP'liler girmesinler diye. ANAVATAN, Genel Merkez'den çıkarmadı. DP'den 2 kişi kaçtı geldi, ihraç edildi. Aynı şekilde CHP'den de birisi kaçtı, gelmedi. Demokrasi bu mu? Atatürk ne diyor 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' İşte şimdi aynen Menderes 'Yeter söz milletin' demişti. Ben de diyorum ki, 'Yeter karar milletin'. Sayın Baykal'ın ifadesine bakın. Çirkinliğe bakın, 'AK
Parti'li bir militanı Çankaya çıkarmayız'. Sen kimsin? Bunun adı dört dörtlük bir ayrımcılıktır. Bu anlaşılır gibi değil. Halka, demokrasiye, iktidar partisi AK Parti'ye saygısı yok. 550 parlamento adamına saygısı yok. Diyor ki 'Parlamento içinden cumhurbaşkanı olmaz', lafa bak! Sen nasıl demokratsın. Böyle bir yaklaşım olur mu? Böyle bir cehalet olur mu? Dışarıdan mı olacak? Gidelim halka. Kim seçilirse başımızın üstünde yeri var. Yeter ki millet seçsin. Baykal'ın halka güveni yok ki, kaçıyor halktan.


Gidemez. Halka gittiği anda başına neyin geleceğini çok iyi biliyor. 22 Temmuz'da sayın Baykal Manisa'nın sandıklarından dersini alması lazım. Bu ülkeyi gerçekten sevenlerin farkını Manisa, Türkiye'nin doğusu batısı, kuzeyi güneyi bütün şehirleri gördü. Şu Manisa'da neler yaptık. Söz. Buradan ayrıldıktan sonra yan gelip yatmak yok. Durmayacağız. Gece gündüz demeden kapı kapı dolaşacağız. Hiçbir parti ayırt etmeksizin. Siz kimi isterseniz o cumhurbaşkanı olur. Kimi isterseniz o başbakan olur, milletvekili
olur. Bu böyle biline" dedi.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Manisa ve çevresinde yapılan yatırımları anlattıktan sonra konuşmasını, "Biz siyasi birlikteliğimizi koruyacağız. 780 bin metrekarelik Türkiye'nin yönetimine talibiz. 70 milyon vatandaşımızı kucaklıyoruz. Ben sizi niye seviyorum? 'Yaradılanı severiz yaradandan ötürü' anlayışı ile seviyoruz. Durmak yok yola devam" diye tamamladı.
Başbakan Erdoğan, daha sonra vatandaşları karanfil atarak selamladı ve AK Parti'ye katılan belediye başkanlarına parti rozeti taktı. Başbakan Erdoğan, TBMM Başkanı Arınç ve milletvekili adayları meydanı dolduran kalabalığı selamladı.

MİTİNGDEN NOTLAR
Hava sıcaklığına dayanamayan bazı vatandaşlar, miting alanında fenalaştı. Polisin yardımıyla kalabalığın arasından çıkarılan vatandaşlara Sultan Cami bahçesinde sağlık ekipleri müdahale etti. Miting alanında ilginç görüntüler de sergilendi. Başbakan Erdoğan'ı görebilmek için elektrik direğine tırmanarak hayatını tehlikeye atan bir vatandaş, polisin uyarıları üzerine direkten inmek zorunda kaldı.

iha
Yayın Tarihi : 13 Temmuz 2007 Cuma 03:27:14


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Remzi CANGÜVEN IP: 88.224.143.xxx Tarih : 13.07.2007 10:42:29
AKP Hükümeti o kadar milletvekili olmasına rağmen Halka cumhurbaşkanını seçtirmediler diye dert yanıyorlar.Acizliklerini tekrar tekrar gündeme getiriyorlar ve ben diyorum ki acizliğinizi tekrar tekrar ısıtıp halka kendinizi acındırmanın anlamı yok.Muhalefetle siz uzlaşma yoluna gitmediğiniz. Muhalefet yapılması gerekeni yaptı.sizin dayatmalarınıza eyvallah diyeceklerini mi bekliyordunuz.Sonra size niçin eyvallah desinler.kendinizi ve bu tür acizliklerinizi tekrar,tekrar ısıtıp halkın önüne koyarak acındırıp oy istemenize duyarlı ve bilinçli vatandaş istediğiniz sadakaya Allah versin diyecekler.beş sene öncesi size inanarak oy veren insanlara zalimce davrandınız.Oy verenleri adam yerine koymadınız.Şimdi sıra oy verecek vatandaşa geldi ve vatandaş oylarını bilinçli,bilerek kullanacak.Kimseyi,kimse aptal yerine koymasın.AKP Hükümeti kendi çıkarlarını Devletin ve her şeyin üzerinde görerek yetkilerini kötüye kullandılar diyorum.Saygılarımla

emine çokbilen IP: 88.252.163.xxx Tarih : 19.07.2007 22:48:55
ya gerçekten çok etkileyici bir konuşma ben hayatım boyunca hep akpartiye oy verdim ve yinede ak partiye oy vercem ak parti en ii parti ben asla diğer partilere oyy vermem ak parti hadi yüzümüzü kara çıkarma internetten baktığıma göre ak parti 6289 oyla diğer partileri sayılarca gçmş diğer leri en fazla 3000 hepinize başarılar diliyorummm inşallah ak parti kazanır

erol can IP: 88.249.195.xxx Tarih : 28.03.2008 21:35:23

ben bu partiyi HÜLLECİ olarak GÖRÜYORUM. İNSANLARI KANDIRMAYIN. AMA BUNLARINDA SONU GELECEK. BU MİLLET VATAN HAİNLERİNE GEREKEN CEVABI HER ZAMAN VERMİŞTİR VERECEKTİRDE KİMSENİN ŞÜPHESİ OLMASIN........