18
Mayıs
2024
Cumartesi
SİYASET

Aklımla izah edemiyorum

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcı Afet Güneş'in ifadeye çağrılmasına ilişkin, ''Şüpheli sıfatıyla KCK içerisinde bu 3 kişi nasıl yer alır, aklımla izah edemiyorum'' dedi.

MİT ile ilgili gelişmeleri dün gece geç saatlere kadar takip ettiğini ifade eden Arınç, şöyle konuştu:

''Şüpheli sıfatıyla mı, tanık sıfatıyla mı çağrıldıklarını ben kesin olarak bilmiyorum. Eğer tanık sıfatıyla çağrılıyorlarsa bu mümkündür. Giderler, gitmezler onu bilmem ama tanık sıfatıyla çağırabilirler. Afet Güneş ile Emre Taner zaten emekli oldu. Hakan Fidan yeni görevde olan müsteşar. Şüpheli sıfatıyla çağırma halinde, Fidan'ın buna rağmen çağrılamayacağını düşünüyorum. Soruşturma safhasında şüpheli çağrılır. Onun soruşturmaya dahil olması için zannediyorum bir izin müessesesi lazım, hem MİT Kanunu hem de 4483 sayılı (Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında)Kanun ile bağlantılı olarak. Ama buna rağmen çağrılmışlarsa savcıdır, çağırır, buna bir şey diyemem. KCK soruşturmasıyla ilgili olduğu söyleniyor. Katalog suçlar veya terörle mücadele,özel yetkili savcılar, böyle bir işlem yaptılarsa bir şey diyemiyorum.''

Tanık sıfatıyla ifadeye çağrılmanın izin kapsamında olmadığı görüşünde olduğunu dile getiren Arınç, olayın ayrıntılarının henüz bilinmediğine dikkati çekti.

Arınç, ''Emre Taner zamanında, ben o zaman Meclis Başkanıydım. Askeri Savcılık tarafından ifadeye çağrıldığını, bundan çok üzüntü duyduğunu ve böyle bir şeyin kanunen mümkün olamayacağını, bunu da o zamanın Genelkurmay Başkanı'na sert bir şekilde duyurduğunu, onların da özür dilediğini ifade etmişti. Emre Taner Bey bunu bizzat söylemişti. 'Ne hakla beni çağırıyorsunuz, beni bir savcının karşısına nasıl çıkarabilirsiniz' diye. Ama o zaman görevdeydi. Ona dayanarak söylemiş olabilir'' dedi.

Fidan ve diğer 2 kişinin ifadeye çağrılması konusunda varsayımlarla hareket edilmemesini isteyen Arınç, konuyla ilgili ciddi bir açıklama yapılabileceğini söyledi.

Arınç, ''Daha önce Erzincan'daki bir soruşturma kapsamında MİT Bölge Başkanı ve bir çalışan tutuklanmıştı. Orada izin süreci yaşanmamıştı'' denilerek, ''Burada da terör suçu kapsamına sokmuş olabilirler mi'' sorusunu, ''Olabilir, bilemiyorum'' diye yanıtladı.

Bülent Arınç, bir soru üzerine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda bir izin verip vermediği bilgisine sahip olmadığını, olayı ilk kez dün akşam duyduğunu belirtti.

MİT'in KCK soruşturmasına dahil edilmesiyle ilgili görüşü sorulan Arınç, ''Ben ancak tanıklıklarına başvurulabilir diye düşünüyorum. Olsa olsa MİT'in bilgisine müracaat edeceklerdir veya bu konuda tanzim edilmiş eski raporlar, bilgi notları vesaire varsa belki onları bizzat hazırlayanlara sorulmasına karar verilmiş olabilir. Şüpheli sıfatıyla KCK içerisinde bu 3 kişi nasıl yer alır, aklımla izah edemiyorum. Olsa olsa tanıklıklarına başvurulabilecek bir nokta olur diye aklıma geliyor'' şeklinde konuştu.

Başbakan Yardımcısı Arınç, aldığı bilgi notuna göre Fidan'ın, KCK kapsamında tutuklananlar hakkında bilgisine başvurulmak üzere ifadeye çağrıldığını belirterek, açıklamada ''şüpheli'' veya ''tanık'' ifadesinin geçmediğini söyledi. Hukukta, ''bilgisine başvurulan'' diye bir kavram olup olmadığını bilmediğini ifade eden Arınç, ''Ama tanık herhalde daha çok. Ne olduğunu öğreniriz'' dedi.

Tanıklık konusunda izin prosedürü gerekip gerekmeyeceğinin sorulması üzerine de Arınç, ''Bence gerekmez gibi. Tanık da bir dava sürecinin paydaşı, ortağıdır. Tanık da mahkemede dinlenen, dinlenmesi gereken ve onun verdiği bilgilerin karara etkili olacağını bildiğimiz insanlardır. 'Tanıklığı için de bu gerekir' derseniz, şu andaki bilgilerimle bunu çözemiyorum. O maddeyi hem okumak hem de yorumlamak lazım. Bir de önceki uygulamalara bakmak lazım''

DAVUTOĞLU: FİDAN SİYASETEN GÖREVLENDİRİLDİ

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş’in ifade vermek üzere savcılığa çağrılması ile ilgili olarak hukuki tablo netleşmeden yorum yapmanın doğru olmayacağını söyleyerek, ancak Fidan ve ekibinin gerek dış istihbarat gerekse başka çalışmaları açısından görevlerinin hakkını veren, son derece başarılı bir ekip olduğunu bildirdi.

Davutoğlu, MİT ile ilgili son gelişmeyi değerlendirdi.

Hukuki süreç bağlamında ortada netleşmemiş bir tablo bulunduğunu, bu
nedenle bağlayıcı bir yorumda bulunmanın doğru olmayacağını söyleyen Davutoğlu, ancak hukuki süreçten bağımsız olarak iki hususun altını çizmek istediğini söyleyerek şunları kaydetti:

"Birincisi her kurumun vazifesini yürütürken, devlete hizmet ederken yürüttüğü vazifenin özelliklerinden kaynaklanan bazı yöntemleri, bazı üslubu, bazı söylemleri vardır. Diplomaside nasıl biz belli bir çerçeve içinde kendi vazifemizi yürütürüz ve mümkün olduğu kadar açık bir dille, mümkün olan en fazla kitleye en fazla siyasi elit ve kadroya ulaşmaya çalışırız, MİT de devlete hizmet ederken yürüttüğü istihbarat görevinde, onun da aldığı kendi aldıkları siyasi talimatlar doğrultusunda yürütülen ve mahremiyet de içeren, kendi özel üslubu ve yöntemi vardır. Dolayısıyla bunu bir kere dikkate almak lazım. İstihbarat teşkilatları dünyanın her yerinde belli bir hedefi gerçekleştirmek, bilgi toplamak için en geniş davranış biçimlerini benimseyerek bunu yürütürler ki nihai hedefe ulaşılabilsin. Vazifesinin doğası gereği bu böyle.

İkincisi de Sayın Müsteşarımız Hakan Fidan ve ekibi gerçekten dış istihbarat bağlamında da, günbegün beraber çalıştığım için, içerdeki çalışmaları da takip etiğim için, görevlerinin hakkını yapan, verilen talimatlar doğrultusunda son derece etkin, başarılı bir şekilde bu görevlerin yerine getiren bir ekiptir."

 

 

...
Yayın Tarihi : 8 Şubat 2012 Çarşamba 17:25:12
Güncelleme :16 Şubat 2012 Perşembe 12:48:16


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
aloş IP: 212.156.86.xxx Tarih : 8.02.2012 23:16:35

her Türk vatandaşı devlete karşı gelen kişilerle mücadele etme görevini anayasadan almaktadır. Dolayısıyla terör elemanını nerde görse kolluk kuvvetlerine ihbar etmelidir veya mücadele etmelidir. Devleti yönetenlerde dahildir. Şimdi istihbaratın başındaki kişilerde dahildir, bakanlarda, rektörlerde ve her meslek sahibi de dahildir. Şimdi MİT Başkanı ise terör örgüt elemanları ile görüşme yapıyor. Aslında onları gördüğü yerde görüşme değil ellerine kelepçe takmalı idi.

Şimdi Savcılar zor durumda. Adları sadece ve sadece Cumhuriyet Savcısı ünvanı olan ve asıl devleti tehlikelerden kollayan ve koruyan Savcılar ikilemde kalmaktadır. terör örgüt üyelerini,KCK elemanlarını ve Ergenekon elemanlarını sorgulayan ve onları Devleti yok etmekten yargılayan bu kişiler ile terör örgüt elemanları ile masalarda sohbet eden ve onları yakalayıp bu savcılara teslim etmeyen MİT görevlilerini yargılayamasalar durumları zor ve görevlerini yapamaz durumda olacaklardır. O zaman da Savcılar kendi görevlerini yapamayarak kendileri yaRGILANACAKTIR.