22
Mayıs
2024
Çarşamba
SİYASET

AKP ve Erdoğan'a ağır itham!

DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, yurt dışında halka arz yoluyla izinsiz para toplayan holdingler tarafından dolandırılan gurbetçilerin kurduğu Avrupa Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Muhammet Demirci ve beraberindeki heyetle birlikte, TBMM'de ziyaret ederek destek istedi.

Sezer, ''Bu soygun düzeninin kimlere kadar uzandığı ortadadır. Yurt dışındaki vatandaşlarımızın memleket sevgisi ve dini duygularını suistimal edenlere karşı mücadele edeceğiz'' dedi. 


Avrupa Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Muhammet Demirci, gurbetten gelenlerin ''çam sakızı çoban armağanı'' olarak bir hediye getirmesi gerektiğini belirterek, hediye olarak ''gurbetçileri dolandıran holdinglerin dosyasını'' getirdiklerini söyledi. 

Çocuklarının geleceği adına yaptıkları birikimlerin, değişik holdingler adı altında çeşitli vaatlerde bulunularak dolandırıldığını ifade eden Demirci, ''Holdinglerin dolandırıcı oldukları, mahkemelerce tespit edildi. Ancak bu
holdingler borçlarını ödemiyor. Alacaklar için açılan davalardan 6-7 yıldır sonuç alamadık. Yargıtaydaki davalarımız, zaman kaybına uğratılmamalıdır. Mutlaka zaman aşımı durdurulmalıdır'' diye konuştu. 

DSP Genel Başkanı Sezer, Almanya başta olmak üzere değişik Avrupa ülkelerinde yaşayan yüz binlerce insanın, ''yeşil sermaye'' diye bilinen ve kökeni Türkiye olan çevrelerin tuzağına düşmesini ''insanlık ayıbı'' olarak nitelendirdi. Sezer, şunları söyledi: 

''Dinimizin hassas yönlerini istismar ederek, yurt dışındaki vatandaşlarımızın alın terini çalan ve onca mahkemeye, davaya rağmen bugün elini kolunu sallayarak ortalıkta dolaşan sorumlulara karşı Hükümetin sessiz kalması,
bir başka deyişle meseleyi bastırmaya çalışması, Hükümetin ayıbıdır
. Yıllar önce Avrupa ülkelerinde camilerde, derneklerde, hatta ev ev dolaşarak toplanan paraların, AKP iktidarının bugünkü gücünü sağlamlaştıran ve bu siyasi anlayışın temeline konulmuş önemli bir maddi kaynak olduğunu düşünmek bile çok korkunç bir olay. 

Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul il başkanlığı döneminde yakın zamanlarda Frankfurt ve bazı büyük kentlere gelip, milli görüş kurmayları aracılığıyla para topladığı ve bu paralarla gece yarısı uçaklarıyla Türkiye'ye geri döndüğü, bugün bile açık açık konuşuluyor. Aynı şekilde Başbakan'ın oğlunun aldığı gemiciğin parasının, Almanya'daki bir bankadaki hesaptan havale edildiği de söylenmektedir.''

BAYKAL'DA HÜKÜMETİ SUÇLADI: MUAZZAM BİR DOLANDIRICILIK

CHP Genel Başkanı Baykal da bu konunun, 800 bin kişiyi ilgilendiren, 30 milyar dolarlık ''muazzam bir dolandırıcılık'' olduğunu söyledi. Kendilerinin parti olarak bu konuyu yıllardır gündemde tuttuklarını, Almanya'da gurbetçilerle görüştüklerini anımsatan Baykal, şunları söyledi: 

''Bunun üzerine iktidar da Mecliste çaresiz bir araştırma komisyonu kurulmasına razı oldu. Bu komisyonla, 'Konuyu geçiştiririz' diye düşündü. Bir araştırma komisyonunun böyle bir rapor hazırlaması, bizatihi kendisi bir yaptırım anlamına gelir. Yani bir hüküm vermedir. Meclis düzeyinde büyük yolsuzluğun, yaşandığını, dolandırıcılığın gerçekleştirilmiş olduğunu, Meclis de kabul etmiş oldu. Komisyon da raporunu hazırladı. Şimdi konunun Adalet Bakanlığına Hükümete intikal ettirilmesi ve oradan çıkacak sonuçların ele alınması ihtilacı var.'' 

Bu olayın ortaya çıkmasına yol açan ana nedenin, iktidarın böyle bir olaya başından müdahale etmemiş olması ve bu yapılanları ''dost çabalar'' olarak görmesi olduğunu savunan Baykal, ''Vatandaşın hakkı hukuku bir kenara itildi; eşin, dostun, yakının hakkı hukuku gözetildi. Siyasi müsamaha sonucu bu olay gerçekleşti'' diye konuştu.

-''YARGI, SİYASET, PARLAMENTO OYALANIYOR''-

Deniz Baykal, gurbetçileri dolandıranlardan hesap sorulmamasının altında siyasi iktidarın hesaplarının yattığını ileri sürerek, olayın üzerine yürüme konusunda siyasi zafiyet bulunduğunu, ''dökme suyla değirmen döndürmeye çalışıldığını'' ifade etti. 

Meclis araştırma komisyonunun hazırladığı raporun gereğinin yapılması gerektiğini vurgulayan CHP Genel Başkanı Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Yaşanan, bir hukuk faciasıdır. Konunun zaman aşımına uğraması için her şey yapılmış. Bu nedenle parlamento acilen bir yasal düzenleme yaparak, süreci takır takır işletmeli. Siyasi destek olursa her şey yapılabilir. Böyle bir konuyu zaman aşımına uğratmak mı hukukun gereğidir? Böyle şey olur mu? Bu, dişinden tırnağından artırarak 30 yıldır biriktirdiği parayı dolandırıcıya kaptıran insanımızla alay etmektir. Bu bir hukuk krizidir, ahlak krizidir. Konunun çok çeşitli boyutları vardır. Yargı, siyaset, parlamento oyalanıyor. AİHM'de dava açılması halinde de bunun bedelini sorumlular değil, tüm Türkiye ödeyecektir. Biz parti olarak bu konuda yapılacak her türlü işbirliğine açığız.''

Ajanslar
Yayın Tarihi : 19 Kasım 2007 Pazartesi 15:20:45
Güncelleme :19 Kasım 2007 Pazartesi 20:12:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
İBRAHİM.ÇAKICI IP: 85.108.252.xxx Tarih : 19.11.2007 19:55:57

1. BU İTHAM DEĞİL; ŞAHİTLİ İSPATLI GERÇEK!... 2. BUNA RAĞMEN BAŞBAKAN ALMANYA'DA BANA MI SORDUNUZ DİYE GURETÇİYİ AZARLADI MI; AZARLADI!... 3. PEKİ GURBETÇİ VE YAKINLARININ 22 TEMMUZDA TEPKİSİ NE OLDU; AÇIN BAKIN YİMPAŞLI YOZGAT VE KOMBASANLI KONYA'DA AKP NE OY ALMIŞ?... YANİ KİME, NE ANLATIYORSUN?...


emrah IP: 88.232.118.xxx Tarih : 19.11.2007 16:15:30

AKPNİN GEMİSİ YAVAŞ YAVAŞ SU ALMAYA BAŞLADI.DAHA NELER ÇIKACAK BEKLEYELİM VE GÖRELİM