Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, seçim sonuçlarını sıcağı sıcağına değerlendirdi. Demirel, soruları şöyle yanıtladı:

AKP’nin oy patlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şu anda değerlendirilecek bir şey yok. Seçim seçimdir. Halk diyeceğini dedi. İstediği partiye oy verdi. Hayırlısı olsun. Böylece siyasi iktidar aldığı gücü ülkenin hayrına kullanır. İyi işler yapar. Ülkede huzur ve sükut olur.

Merkez sağ artık AKP mi oldu?
Merkez sağ ve merkez sol kayboldu artık. Çok yer değiştirdiler. Şekil değiştirdiler. Merkez sağ kime demek lazım; merkez sol kime demek lazım? Karıştı. Zaman içerisinde daha sukünetle düşünüp, daha doğru tanımlamalar bulunabilir. Ama bu akşam değil. Bu akşam bilinen şudur: AKP seçimi kazanmıştır. Hem de büyük bir başarı ile kazanmıştır.

27 Nisan bildirisine karşı milletin muhtırası yorumları yapılıyor. Sizce de öyle mi?
Onlar ayrı meseleler bence. Hiçbir şey neticeyi değiştirmez. Seçim neticelenmiştir. Büyük bir başarıdır. Yüzde 47 görünüyor. Yüzde 34 olan oylarını aşağı yukarı yüzde 50 civarında arttırmış görünüyorlar. Büyük bir başarı.

1950’de tek parti iktidarına, 1983’de de Kenan Evren’in MDP’nin desteklenmesini istemesine tepki ile benzerlik kuruyor musunuz?
Bana göre, hiçbir seçim diğerine benzemez. Bu kıyasların hepsi yanlıştır. Herşeyi seçimin kendi içinde mütalaa etmek lazım.

Bu oy patlamasını neye bağlıyorsunuz?
Birçok faktörü olacak herhalde. Şu anda birşey diyemiyorum. Çok erken. Burada söylenecek şey seçim neticelenmiştir. AKP kazanmıştır. Hayırlısı olsun.

AKP, Gül’ü cumhurbaşkanı adayı gösterip seçtirebilir mi?
Seçtirebilir.

Milletten icazet almış mı oldu?
Millet icazet vermiyor. Yoruma bağlı.

Yani böyle bir yorum doğru olmaz mı diyorsunuz?
Şu anda doğru olmaz. Ama güç kazanmışlardır. Ne isterlerse yapma gibi bir temaülü tutabilirler. Ne isterlerse yapmak gibi bir temaülde haklı olmaları şart değil her zaman için. Çünkü gene milletin yüzde 47’si oy verse de milletin yüzde 50’si vardır. Yüzde 47’si diğer 50’yi saymamak anlamına gelmez. İhtiyatla hareket edip ülkedeki huzur ve sükutu bazmamak lazım. Demokrasi zaten ekseriyet yönetimidir ve karşısındakini ezme yönetimi değildir. Bakalım ne olacak?

Cumhurbaşkanı da seçebilecek çoğunluğu elde etti...
Zaten vardı. Çoğunluğu vardı da manupüle etmekte zorlandı. Bu defa doğru manupüle ederler. Herkes birşey öğrendi.

DP’nin baraja takılmasına ne diyorsunuz?
DP ve GP, zaten bunların barajı geçemeyeceği endişesiyle bunlara gidecek rey gitmemiştir. Yani bunlara oy verecek insanlar barajı geçemeyecek diye başka partilere oy vermişler

Bağımsızlar barajı aşıp Meclis’e girdiler. Bu sağlıklı birşey mi?
Bence barajı düzeltmek lazım. Yan yollara mecbur etmemek lazım. Yarın gelip bu insanlar Meclis’te bir partinin çatısı altında birleşirlerse bu “hülle” gibi olur. Buna meydan vermemeli. Yüzde 5 baraj denmelidir. Yüzde 5 baraj gayet iyidir. Onu geçen Meclis’e girmelidir.

Siz 12 Eylül döneminde “seçime gidilseydi 12 Eylül olmazdı” demiştiniz. Son dönem bir gerginlik yaşanıyor. Seçime gidildi. Bu gerginlik aşıldı mı?
Gerginliğin aşılmasının çaresi seçimdir. Seçime gidildi. Seçim de sükunut içerisinde yapıldı. Bunun gerginliği aşması lazım. Yeni bir dönem açılacak. Artık gerginlikten söz etmemek lazım. Hiç olmazsa bir süre için söz etmemek lazım.

Bu sonuçlardan herkesin çıkarması gereken en temel yorum ne olmalı?
Şudur. Türkiye’de iktidarlar halkın hür iradesi ile gelmeli ve hür iradesi ile gitmeli. İşte onlardan biri daha denenmiştir. İyi birşey yapmıştır Türkiye, bundan böyle de sıkıştığı zaman, ülke bunaldığı zaman seçime gitmelidir. Bu çareyi mutlaka halkın iradesinde aramalıdır ve herkesin bunu içine sindirmesi lazımdır.

Cumhuriyet Mitingleri yapıldı. Milyonlar toplandı meydanlarda. Ortaya çıkan farklı bir sonuç değil mi?

Hayır. Şimdi bunun karşısında yine yüzde 53 var. Bence yanlış mütalaa etmemek lazım. Türkiye bu yüzde 47’den ibaret değil ki karşısında yüzde 53 var daha. Onun için söyledim. Çoğunluk karşısındakini ezmeyecek. Karşısındaki azınlık değil burada.