28
Mayıs
2024
Salı
SİYASET

Altaylı sordu, Erdoğan yanıtladı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sine-i millet tartışmalarıyla ilgili olarak, ''Çıkıyorlar diyorlar ki, millete gidelim. Dün kendileri o makama gelirken veya mensubu oldukları partiler o makama insanlar gönderirken niye millete gitmediler?'' dedi. 

Erdoğan, ATV'de canlı yayınlanan ''Teke Tek'' programında Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı. 

''Türkiye, Tayyip Erdoğan'ın kararının ne olduğunu merak ediyor. Başbakanlık mı Cumhurbaşkanlığı mı? Kafanızda bir plan oluşmadı mı?'' sorusu üzerine Erdoğan, ''Bir siyasetçinin kafasında herhangi bir planın olmaması mümkün mü? (Nisan ayına kadar bizden herhangi bir şey duymayacaksınız) derken aslında planın uygulaması başlamıştır'' karşılığını verdi. 

Bu konuda bazı hassasiyetlerinin bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: 

'' Herkes bu konuda bizden isim beklerken biz isim açıklamıyoruz. Onlar kendi kendilerine meşgul oluyorlar. Geçen gün bir basın toplantısında da söyledim. (Biz çelik çomağı verdik oynasınlar) dedim ve Nisana kadar bu açıklanmayacak. Böyle bir şeyi asla ortaya koymayacağız. Bunun nedenini, niçinini açıkladığım takdirde, orada da ben şu andaki kendi yol haritamızı ifşa etmiş olurum ki, bu da bir lider, siyasetçi olarak benim bir yanlışım olur. Bunu da açıklamamın bir anlamı yok. 

Ama, Nisan ayı gelir, isimleri açıklamaya karar verdiğimiz anda o zaman yine böyle bir basın toplantısı olursa, nedenini, niçinini o zaman daha rahat açıklama imkanı olur veya Cumhurbaşkanı adayı belli olduktan sonra bunun açıklanmasını o zaman partimiz en iyi şekilde yapar.'' 

Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda parti içinde ve sivil toplum örgütleriyle istişarelerde bulunacaklarını ifade eden Erdoğan, bu istişarelerin ardından yetkili kurullarında değerlendirme yaparak neticeye gideceklerini söyledi.

-''BÜTÜN KAPILAR KAPANIR''-

Bu konuda diğer partilerle istişarede bulunup bulunmayacakları yönündeki soruya da Başbakan Erdoğan, ''Gönlümüz bunu da ister de ama iş o noktaya gelmeden bütün kapılar kapanır'' dedi. Erdoğan, şöyle devam etti: 

''Bu kapılar kapanırken maalesef gerilimin boyutu çok çirkin. Bana göre siyasetin kendi içinde ahlak kuralları var. Bunların olması lazım ve lüzumsuz gerilimlerle bu tür eleştiri başka şeydir ama hakarete hiç kimsenin hakkı yoktur. Bir taraftan demokrasi diyeceksin, öbür taraftan demokratik kurallar içerisinde hak ettiği halde bir insana yasak getireceksin. Olur veya olmaz bu önemli değil. Benim aday olacağımı kim biliyor? Onu bilmedikleri halde bakın ne diyorum, ben diyorum ki, 'aday olur muyum, olmaz mıyım bunu ben biliyorum. Ama ben bunu kimseye açıklamam.' Ama, burada çirkin olan şey şu, her insanın demokratik hakkı olan Anayasa'nın amir hükmü olarak bu var, orada kimler aday olabilir bu belirlenmiş. Hüküm neyse ona göre uygun olanlar adaylığını koyar, bu Ahmet olur, Mehmet olur ayrı şey... Yani, burada Tayyip Erdoğan bugüne kadar böyle bir şey açıklamadığı halde şu ana kadar benden başladılar, eşimden, çocuklarımdan,
hepsinden söylenmedik laflar bırakmadılar.'' 

Başbakan Erdoğan, ''Haremime girdiler dediniz, ne demek o?'' sorusu üzerine de, bunun sözlük anlamının eş ve çocukları kapsadığını ifade etti. 

''Ben göreve geldiğimden beri bu kesim maalesef eşimden çocuklarıma kadar hepsiyle ne yazık ki çok çirkin, hakaretamiz tabirler kullanmak suretiyle ilgilendiler, Hala da devam ediyorlar. Gazeteler, dergiler hepsi...'' diyen Erdoğan, ''Halbuki bir araya geldiğimiz zaman, bu işin raconu budur diyorlar. Böyle geçiştirmeye kalkıyorlar'' şeklinde konuştu. 

Partisinin seçimlerde yüzde 34.4 oranında oy almasına rağmen bazı kesimlerin yüzde 25 oranında oy aldıkları yönünde değerlendirmelerde bulunduklarını belirten Erdoğan,''AK Parti'ye yüzde 25'i yakıştıranlar diğer partilerin aldığı oyları niye konuşarak onların oyu kaça tekabül ediyor onu niye konuşmuyorlar'' dedi.

-''DİYORLAR Kİ, MİLLETE GİDELİM''-

Başbakan Erdoğan, sine-i millet tartışmalarıyla ilgili soru üzerine de, ''Çıkıyorlar diyorlar ki, millete gidelim. Dün kendileri o makama gelirken veya mensubu oldukları partiler o makama insanlar gönderirken niye millete gitmediler?'' diye sordu. Erdoğan, şöyle konuştu: 

''Bu ülkede CHP örneğin bugünün partisi değil. Bugüne kadar hiç onların ağzından hiç cumhurbaşkanını millet seçsin ifadesini duydunuz mu? Hayır... Aynı şekilde Anavatan Partisi, millet mi seçsin dedi bugüne kadar... Anavatan Partisi'nin genel başkanı Merhum Özal'ı millet mi seçti? DYP'ye gelelim, Adalet Partisi'nden alalım, millet seçsin dendiğinde hep karşı çıkmıştır. Sayın Demirel'i de parlamento seçmiştir. Hangi oranda seçildiği o da ortadadır. Geçmişe doğru aldığımızda gerçekler ortadadır.'' 

Kendisinin cumhurbaşkanı seçilmesi halinde partisinin zayıflayacağı yönünde görüşler bulunduğunun belirtilmesi üzerine de Erdoğan, ''Şunu ilke olarak söyleyeyim. Biz bu yola çıkarken tek adam mantığıyla yola çıkmadık'' dedi. 

Halkın milletvekillerini 5 yıllığına seçtiğini dile getiren Erdoğan, ''Millet, parlamentoyu bırak kaç diye seçmedi. Ne yapacaksan orada yap. Orada kalktım başarılı olamadım, bu iktidarla baş edemedim diye çekip gidilmez'' diye konuştu. 


''BİR BÜROKRATIN EŞİNİN BAŞIYLA UĞRAŞILMASINI BİR DEFA MEDENİ BİR ÇIKIŞ OLARAK BULMUYORUM. GAYRİ MEDENİ BULUYORUM'' 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Eğer biz bir yanlış yapıyorsak bize cezayı verecek olan millettir. Milletin dışında hiçbir
kurumun buna da tevessül etmemesi gerekir'' dedi. 

Erdoğan, limanların açılması konusunda Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığının bilgilendirilip bilgilendirilmediğine ilişkin soruyu yanıtlarken, daha önce bilgilendirilmenin yapıldığına ilişkin açıklaması olduğunu, yazılı bir cevap verileceği zaman ise ilgili kurum ve kuruluşlarla görüşüleceğini söylediğini ifade etti. 

Olayın iki önemli boyutu bulunduğunu kaydeden Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün 10 maddelik öneri paketini açıkladığını, buna Güney Kıbrıs'ın yanıt veremediğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin KKTC'ye yönelik izolasyonların kaldırılmasını istediğini, limanlar konusunda yazılı bir şey erilmediğini dile getirdi. 

Önerinin sınırsız ve süresiz olmadığını vurgulayan Erdoğan, Güney Kıbrıs'ın bu konuda şok olduğunu, bütün bunlara karşın AB Komisyonu tavsiye kararında 8 faslın dışında 24 fasılda müzakerelerin açılabileceğinin tavsiye edildiğini, Türkiye'nin yaklaşımının, dik duruşunu ve sürecini devam ettirmek yönünde olduğunu ifade etti. 

Türkiye'nin onurundan ve imkanlarından bir şey kaybetmediğini belirten Erdoğan, ''bizim şu ana kadar kaybettiğimiz bir şey yok'' dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın birçok ülkeden davet aldığını, ayırca KKTC'nin İslam Konferansı Örgütü'ne Annan Planı'ndaki adıyla Kıbrıs Türk Devleti olarak girdiğini anlatan Erdoğan, ''Şu anda KKTC'nin Rumlardan bir adım önde olmasını sağladık'' dedi. 

KKTC'de kişi başı gelirin iktidarları döneminde arttığını, altyapıda sıçrama yaşandığını, kendi ayakları üzerinde duracak hale geldiğini kaydeden Erdoğan, bu gelişmelere Güney'in de imrenmeye başladığını söyledi. 

Türkiye'nin AB ülkelerine ihracatının 60 milyar dolara yükseldiğini, değerlendirme yaparken bunun dikkate alınması gerektiğini dile getiren Erdoğan, ''Satılan ne var ortada, böyle bir şey çok büyük haksızlık olur. Kuzey Kıbrıs'ın kaybettiği ne var, bunu söylesinler'' diye konuştu. 

KKTC'nin güçlendiğini, Kıbrıs'ta bir tavizin söz konusu olmadığını belirten Erdoğan, iş adamlarının Kıbrıs'ta yatırıma yöneldiklerini, bunların kendi dönemlerinde başarıldığını belirtti. 

Erdoğan, AB konusunda halkın rahat olması gerektiğini söyledi. ''AB bizim olmazsa olmazımız değil. AB, Türk insanının yaşamının değişmesi ve dünya ile bütünleşmesinde bir adrestir. Aynı şekilde Türkiye de AB için İslam dünyası ile bütünleşmesinde bir adrestir. Medeniyetler ittifakı için adrestir'' diyen Erdoğan, Türkiye için şu anda kaybedilen bir şey olmadığını ifade etti. 

Türkiye'yi üyeliğe almamaları halinde kriterlerin adını değiştirerek yoluna davam edeceğini kaydeden Erdoğan, bu konuda duygusallık gösterilmemesi gerektiğini dile getirdi. Şu anda 5 milyon Türkün AB üyesi ülkelerde yaşadığını belirten Erdoğan, ''Duygusal davranmayacağız, bu noktalarda sakin olacağız ve hedefe oynayacağız. Çünkü gelecek bu noktalarda aklıselimindir'' dedi.

-ATAMALAR-

Başbakan Erdoğan, rejim tartışmaları anımsatılarak, atamalarda eşinin başı örtülü, dini yönleri kuvvetli kişilerin seçilmesinin rahatsızlık yaratıp yaratmadığı sorusu üzerine, herhangi bir kurumun başına getirilen kişide aranan şartların belli olduğunu, ilgili bakanın teklifi, Başbakan ve ardından Cumhurbaşkanı tarafından onaylandığını anımsattı. 

''Ama ben bir bürokratın eşinin başıyla uğraşılmasını bir defa medeni bir çıkış olarak bulmuyorum, bunu gayri medeni buluyorum'' diyen Erdoğan, din ve vicdan hürriyetinin Anayasal bir hak olarak yer aldığı bir ülkede evine elemanlar göndermek suretiyle eşinin başı örtülü mü, açık mı? Kimlerin bu eve geldiğine varınca kadar araştırılmasının ayıp olduğunu kaydetti. 

Erdoğan, kendisine ''Sizin yaptığınız atamaların tamamı imam hatipli'' denildiğini, müsteşar, genel müdür, daire başkanı seviyesinde atamaları çıkardığını, 857 kadar atama yaptıklarını, bunların içinde imam hatip menşeli 52 atama bulunduğunu söyledi. 

Diğer atamaların KPSS ile yapıldığını, burada seçme olmadığını kaydeden Erdoğan, atadıkları kişilerin devlette görev aldığını söyledi. ''İmam hatip dediğimiz nedir, illegal örgüt mü burası'' diyen Erdoğan, buradan mezun bakanların ve milletvekillerinin bulunduğunu ifade etti. Erdoğan, ''Bu düşmanlık nedir. Bunu anlamak mümkün değil, Bunu bu boyuta getirmek çok çirkin. Bunlar bu ülkenin evlatları'' dedi. 

Kendilerinden önceki dönemlerde yerleştirilen insanlar da bulunduğunu, bunların neden tartışılmadığını soran Erdoğan, ''Eğer biz bir yanlış yapıyorsak bize cezayı verecek olan millettir. Milletin dışında hiçbir kurumun buna da tevessül etmemesi gerekir. Biz seçimle geldik. Götürecekse halkım götürür, biz ona saygı duyarız. Demokrasi de budur zaten'' diye konuştu. 

Durumdan vazife çıkararak kendisine böyle bir yetki ihdas edenlerin sine-i millet dediklerini ve telaş içinde olduklarını kaydeden Erdoğan, hükümetin ülkede güven ve istikrarı sağladığını kaydetti. Bütün parametrelerin olumlu olduğunu vurgulayan Erdoğan, sandıktan halkın AK Parti iktidarına ''devam'' diyeceğine inandığını belirtti.

-CUMHURBAŞKANININ YETKİLERİ-

Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanının yetkilerini kısıtlamayı düşünüp düşünmediklerine ilişkin bir başka soru üzerine, rejimle ilgili herhangi bir sıkıntıları olmadığını vurguladı. 

''Biz din eksenli bir parti değiliz, insan eksenli bir partiyiz'' diyen Erdoğan, kurumlar güç kazanıyorsa rejimin güçlendiğini, bu noktadan hareketle başta eğitim kurumları olmak üzere kurumları güçlendirmeye çalıştıklarını anlattı. 

Türkiye'de devlet-millet kaynaşmasının başladığını, devletin güç kazandığını belirten Erdoğan, rejim kavgalarının artık çok geride kaldığını kaydetti. Bu sözleri itibar kaybedenlerin söylediğini ifade eden Erdoğan, ''Türkiye artık demokraside bangır bangır yoluna devam ediyor. Sistem artık oturdu. Türkiye Cumhuriyeti artık laik, demokratik sosyal bir hukuk devleti olarak yoluna devam ediyor. Bu 4 temel ilkenin özelliğini 4'üne de aynı şekilde sahip çıkarak yolumuza devam edeceğiz. AK Parti'nin iktidarı böyle bir iktidardır. Rejim zaafı gösterenler bu ülkede marjinal gruplardır'' diye konuştu.

-YUVACIK BARAJI

Başbakan Erdoğan, Yuvacık Barajı ve İstanbul'un su projelerine ilişkin soruyu yanıtlarken, su projesi kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde 220 milyon dolar civarında para harcadıklarını, Gebze ve Darıca'nın da su sorununu çözdüklerini kaydetti.
Sefa Sirmen'in Yuvacık Barajı ile ilgili projeye destek verdiği iddialarına değinen Erdoğan, bunun kesinlikle yalan olduğunu bildirerek, bunu ispat etmesini istedi. 

Yuvacık Barajının o zaman bile İzmit'in su ihtiyacına cevap veremediğini, su sıkıntısının had safhada olduğunu anlatan Erdoğan, Yuvacık Barajının 4,5 milyar dolara mal olduğunu, su vermese bile Hazine'nin her ay 9-10 milyon dolar ödeme yapıldığını kaydetti. Anlaşmanın böyle olduğunu belirten Erdoğan, DSİ'nin bilirkişi heyetinin 150 milyon dolara bu baraj biter derken, 4,5 milyar dolara ''Evet'' diyenlerin bunun hesabını vermesi gerektiğini kaydetti. 

Erdoğan, yolsuzluklarla ilgili soruyu yanıtlarken, yolsuzluk yapan olması halinde partisinde barındırmayacağını, kesinlikle gereğini yapacağını ifade etti. Başbakan Erdoğan, THY görevlilerince apronda deve kesilmesiyle ilgili soru üzerine, bunun ''densizlik'' olduğunu ve gereğinin yapıldığını söyledi. 

Erdoğan, cari açık konusundaki soruyu yanıtlarken, ekonominin yere sağlam bastığını, yabancı sermayenin Türkiye'de 16 milyar dolar yatırım yaptığını, bunun istikrarın sonucu olduğunu kaydetti. 

Başbakan Erdoğan, GAP'a 10 milyar dolar yatırım yapılması gerektiğini, bu yatırımla GAP'ın ayağa kalkacağını belirtti. 

ajanslar
Yayın Tarihi : 22 Aralık 2006 Cuma 01:25:13
Güncelleme :22 Aralık 2006 Cuma 06:19:17


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?